En Sıcak Konular

İstanbul mu Moskova mı? Hangisi Londra olacak?

3 Ekim 2007 17:40 tsi
İstanbul mu Moskova mı? Hangisi Londra olacak? Bankalar Birliği, Başbakan Erdoğan'ın isteği üzerine danışmanlık firması Deloitte'ye rapor hazırlattı. Bölgedeki konumu nedeniyle finans merkezi olarak İstanbul’un, gecikmemek kaydıyla, şansı bulunduğu, Moskova gibi merkezlerden önce harekete geçi

Erdal Sağlam'ın haberi/Referans

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunulmak üzere “İstanbul Finans Merkezi” raporu hazırlattı.

TBB Başkanı Ersin Özince, Erdoğan'ın isteği üzerine hazırlatılan raporu doğrudan kendisine sunacaklarını söyledi. Özince, İstanbul’un finans merkezi olabilmesi için Ankara’nın İstanbul’a taşınması gerekmediğini; yani Merkez Bankası'nın (MB) İstanbul’a taşınmasının şart olmadığını vurguladı.

Özince, bölgedeki konumu nedeniyle finans merkezi olarak İstanbul’un, gecikmemek kaydıyla, şansı bulunduğunu, Moskova gibi merkezlerden önce harekete geçilip bu kararın alınması gerektiğini söyledi.

TBB için rapor hazırlayan danışmanlık firması Deloitte ise, yapılması gerekenlerin dökümünü yaptı. Deloitte raporuna göre bu yıl çalışmanın başlatılıp, 2012’de bitirilmesi, çalışmaları yönetmek için güçlü bir bakanın atanması gerektiği kaydediliyor.

İstanbul’un finans merkezi yapılması konusunun, ekonomi bakanlarının da bulunduğu bir ortamda, Başbakanın TBB yönetim kurulu olarak kendilerini kabulünde ortaya çıktığını kaydeden Özince, “o toplantı maalesef sadece 'MB İstanbul’a taşınsın mı, taşınmasın mı' tartışmasıyla kamuoyuna yansıdı” dedi. Özince, finans merkezinden kastın Ankara'nın İstanbul'a taşınması değil, Türkiye dışındaki coğrafyanın da finans merkezi olarak İstanbul'un düşünülmesi olduğunu kaydetti.

Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, İstanbul'un finans merkezi olması konusunda özellikle lokasyondan kaynaklı avantajlarının bulunduğunu belirterek bunun için harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Özince, şöyle konuştu: “Coğrafi nedenlerden ötürü böyle düşünüyoruz. Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya ve saat diliminde İstanbul şehrinin giderek artan cazibesi, bir pazar olarak, bir ulaşım merkezi olarak ve yöresinde de çok rakibin olmayışı... Ayrıca finans sektöründe yaşanan deneyimler, oldukça kaliteli ve uygun fiyatlı bir istihdam gücünün bulunuşu ve zaten finans sektöründe bugüne kadar yapılan reformların bizi belli noktalara getirmiş olması, ki o belli noktaların en bellisinin de altını çizeyim: Bu sermayedir. Yani bugün Türkiye'de, İstanbul şehrinde dünyanın en güçlü finans sermayedarları var. Görüldüğü gibi bunlar lisans almak için dahi çok ciddi tutarlar koymuşlardır ve bu aldıkları müesseselerin piyasa değerleri uluslararası boyutlara doğru ilerlemektedir.

Finans sektörü konsolide olmaktadır. Siz bugün ülkenizin halka açık ve borsaya açık şirketini satarsınız, bankadır bu, bir bakarsınız yarın Londra Borsası'nda o şirketler tek çatı altında toplanıvermiş. 5 yıl sonraya bakarsanız bunu görürsünüz. Halbuki tam tersini yapıp da siz Londra'da değil de yöre toplanmasının İstanbul'da olmasını sağlayabilirsiniz.”


Moskova'ya rakip olabilir

Türkiye'nin elini çabuk tutmak zorunda olduğunu kaydeden Özince, olası rakiplerin arasında, hiç akıllarında olmamasına rağmen Moskova'nın bile olabileceği kaydetti.

Özince, Rusya'nın büyüklüğünden değil, coğrafi konumundan ötürü buna niyetlendiğini kaydetti.

Katar’ın da kendine böyle bir vizyon koyup, devlet olarak bunun arkasına düştüğünü kaydeden Özince, “Sektörümüze şimdiye kadar çok eleştiri geldi. Çok usul dışı işler oldu, hortumcu dendi şu dendi bu dendi... Halbuki bu, istihdamı ve geniş katma değeri yüksek bir sektördür. Artık bizim finansal işlerimizi götürüp yurtdışında kaydettirmemiz bir tarafa, bilakis onlarınkini getirip bizde kaydettirsek dedik” diye konuştu.

Finans merkezi projesinin hayata geçirilmesi isteğini ciddi bir fizibilite etüdüyle göstermek istediklerini kaydeden Özince, bu etüdü Başbakan'a bizzat takdim etmek istediklerini belirtti. Özince, uluslararası bir finans merkezi olunamadığı takdirde günün birinde “finans çöplüğü” olma tehlikesinin de bulunduğunu kaydetti.

Özince, "Türkiye tarih merkezi de turizm merkezi de olabilir. Finans merkezi olması bunlara engel olmaz" dedi.


Özel hukuk gerekiyor

Fikri hazırlığı, bir danışman şirket tutarak ve kendi içlerinde bir komisyon kurarak yaptıklarını ve sonuçta bir hazırlık etüdü çıktığını kaydeden Özince, “İşin ilginç tarafı, bunun o kadar kolay olmadığını, detaylı olduğunu gördük. Bir ülkenin finans merkezi olması için bir kere orada uluslararası bir hukuk işleyiş sistemi gerekiyor. Yani özel hukuk lazım" dedi. Ancak Körfez ülkelerinin bile bunu yaptığını kaydeden Özince, bugün Türkiye'nin bankacılık, sermaye piyasası veya birçok alanındaki düzenlemelerin daha çok reforma ihtiyacı bulunduğunu, özel hukuk belirlenmesinin bir zararı olmayacağını söyledi. 

Etütteki dünya örneklerine göre finans merkezi konusunda 2 ana model olduğunu kaydeden Özince, 1. modeli “bir şehir içinde kapalı bir bölge oluşturmak”, 2. modeli ise “tüm şehrin finans merkezi olarak kabul edilmesi” biçiminde özetledi.

Bu işi yapan ülkelerin harcadıkları parayı çok kısa sürede geri aldıklarının anlaşıldığını kaydeden Özince, “Bu sayede çok önemli de hacimler sağlanabiliyor, bu projeler birçok alandaki rekabet gücüne; iş ve proje ömrüne nazaran çok daha uzun ömürlü olabiliyor. Yani bugün siz ülkenizi; atıyorum, bir software, bir yazılım oyuncusu haline getirseniz belki o konudaki başarıyı elde tutma veya o işin ömrü uluslararası rekabette çok daha fazla olmayabilir. Ama İstanbul'un zaten mevcut mukayeseli üstünlükleri nedeniyle, -bu işte demir tavında dövülürse- artık kolay kolay elden kaçırılmayacak bir üstünlük elde edileceği anlaşılıyor” dedi. İstanbul’un rakip olabilecek merkezlere göre birçok üstünlüğü bulunduğunu kaydeden Özince, güzelliklerinin dışında, lokasyon, yer, iklim, ulaşım, pazar büyüklüğünün büyük avantaj olduğunu söyledi. Özince, "İstanbul finans merkezi olunca Edirne’den Erzurum’a, Kars’a kadar tüm yöreler bundan olumlu etkilenecek. Örneğin finans merkezi için İstanbul'a gelen yabancı, 1.5 saatte gidip Mardin’i gezebilecek” diye konuştu.


 

DELOITTE RAPORUNDA NELER ÖNERİLDİ

TBB'nin etüt çalışması için tuttuğu Deloitte’un yaklaşık 2 hafta önce hazırlık çalışmalarını sunduğu öğrenildi. Bu raporda yer alan bazı takvimler aşıldığı için hem zamanlaması değiştirilecek hem de Başbakan'a sunulmadan önce yönetimin istekleri doğrultusunda yeni eklemeler yapılacak.

Referans’ın elde ettiği raporda daha çok yöntemlerle izlenecek yollar üzerinde duruluyor.

İşte rapordan bazı maddeler:

- Başarılı bir program için ne yapılmalı

Fokus: Zaman, maliyet ve kalite böylesi karışık bir program için yeterli değildir. Aynı zamanda paydaşlar, faydalar ve risk yönetimi üzerine de yoğunlaşmak gerekir.

Paydaşlar: Paydaşların kim olduğu ve faydalarının ne olduğu, hangi sonuçların beklendiği üzerine yoğunlaşmak gerekir.

Faydalar ve sonuçlar: Hangi faydalar ve sonuçların doğacağını planlamalı. Özellikle bakanlar da sürece dahil olduğunda oluşacak fayda ve sonuçları belirlemeli.

Risklerin tanımlanması: Risklerin tanımlanması üzerinde yoğunlaşılmalı.

Risklerin azaltılması: Paydaşların istediği sonuç ve faydaların elde edilmesi için riskler azaltılmalı.

 

- Net bir şekilde iş tanımı yapılmalı

. Ne yapılması planlanıyor.

. Süreç içindeki unsurlar için hedeflenen tarihler neler?

. Maliyetlerin detaylandırılması.

. Müşterilerin sürece yanıtlarıyla ilgili tahminler.

. Hazine ve diğer paydaşlarla gündeme gelebilecek challenge’larla ilgili tanımlama yapma.

. Türkiye’ye bu sürecin faydaları.

 

- Ana riskler

Liderlik: Güçlü ve ayarlı bir liderliğin eksikliği koordinasyon ve destekte yetersizliğe neden olur.

Rekabet tehdidi: Bölgedeki diğer finans merkezleriyle rekabet, beklenenden daha agresif olabilir.

Politik ve ekonomik istikrarsızlık: Politik veya ekonomik istikrar-istikrarsızlık Türkiye’nin finansla çalışmalarda uygun bir merkez olması şansını etkileyebilir.

Tutarsız mesajlar: Türkiye’den çıkacak tutarsız marka mesajları olumsuz etki yapar.

Politik arenada yaşanacak değişiklik: Hükümette veya lider kadroda yaşanacak değişiklik, bu konudaki istekliliği azaltabilir.

AB sürecindeki gecikmeler: AB sürecindeki gecikmeler Türkiye’nin perspektifini zarar verebilir.

Süreç öngörülenden daha yavaş işleyebilir: Bu da paydaşların güveninin azalmasına neden olur. İçeride oluşturulan yapı İstanbul Finans Merkezi’nden istenilenleri karşılamada yetersiz olabilir.

Katar Finansal Merkezi örneği: Katar hükümeti bölgedeki hareketliliği çekebilecek etkili bir finans ve iş merkezi oluşturmak istedi. Program bütçesi 500 milyon dolardan fazlaydı ve 150’den fazla insanı içeriyordu. Katar finansal merkezi hükümetin strateji onaylamasından 1 yıl sonra Mayıs 2005’te kuruldu.

 

İstanbul'un rakipleri hangi kentler


Moskova: Rusya'nın başkenti Moskova kelimenin tam anlamıyla yabancı yatırımcının akınına uğruyor. Petrol ve doğalgaz gelirleriyle zenginleşen ülkede ekonominin istikrar kazanması, halkın satın alma gücünün yükselmesi, borsada yaşanan rekor yükselişler, Moskova'nın diğer eski Sovyet cumhuriyetlerine bir sıçrama noktası olarak kullanılabilme avantajı yaratması, Moskova'da ofis kiralarının rekor yükselişlerine neden oluyor. Devlet Başkanı Vladimir Putin, konuşmalarında sık sık yabancı yatırım ikliminin iyileştirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılacağından bahsediyor ancak uygulamada bu istekle çelişen kararların alındığı da görülebiliyor. Yabancı yatırımcılar Kremlin'in korumacı politikalarından şikâyet ediyor.

Dubai: Ortadoğu'nun yeni finans merkezi olma yolunda hızla ilerleyen Dubai, atılımlarla dikkat çekiyor. İnşaat ve turizm projeleriyle adını sık sık duyuran Dubai, yüksek petrol fiyatlarıyla gelirleri artan Arap ülkelerindeki petrodoların aktığı yeni bir çekim merkezi oldu. Dubai Borsası'nın hızlı yükselişi de petrodoların akışını hızlandırıyor. Dubai Borsası, ABD'de Nasdaq ve İngiltere'de Londra Borsası'nda hisselerini artırmaya çalışırken Nasdaq'dan 4.2 milyar dolarlık satın alma teklifi ile karşı karşıya kalmıştı



Bu haber 1,782 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,069 µs