Gül’ü Strasbourg’a iten üç neden

3 Ekim 2007 17:32 tsi
Türkiye-AB ilişkileri uzun bir süredir soğuma evresinde… Üstelik bu durum sadece Türkiye’deki “eksikliklerden” kaynaklanmıyor. Tam aksine… AB’nin Türkiye’ye karşı tutumu müzakere sürecinin aksamasına neden oluyor.

Kıbrıs… Aksayan reformlar… Türkiye’yi istemeyen Sarkozy faktörü… AB’de yükselen İslam karşıtlığı… Bu ve benzeri sebepler Türkiye-AB müzakerelerinin uzun bir süredir “alçak düzeyde” gitmesine sebep oluyor. Yukarıda sayılan kısmi sebeplerden de anlaşılacağı gibi. Mesuliyet ne tam olarak AB’de ne de Türkiye’de. Evet, seçim öncesinde ülkesinde muhtıra yayınlanmış ülke Türkiye bir Avrupalının gözünde puan kaybetmiş olabilir. Ancak AB’nin de Türkiye’ye yönelik tutumu Sarkozy politikasının etkisine girmiş görünüyor.

AB’nin Ankara’ya yönelik bu tutumu hükümeti de bu süreçten soğutuyor. 2002 yılından bu yana AB sürecini gündeminden düşürmeyen hükümet son bir yılda AB ile temasları öne çıkarmıyor. Ta ki bugüne kadar. Hükümet değil ancak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bugün Strasbourg’daydı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde bir konuşma yapan Gül’ün parlamenterler tarafından gördüğü teveccüh göğüs kabartıcıydı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı uzun bir süre ayakta alkışlandı.

Bu gezi AB ile ilişkilerimizde önemli bir dönüm noktası gibi görünüyor. AB ile Türkiye tekrar o yoğun ilişki dönemine giriyor. Bunun görünen üç sebebi var…

1. AB ile müzakereler, gündeme gelmese de, zaten yürüyordu. Ancak üst düzey katılım eksikti ve bu yüzden basına ve kamuoyuna yansımıyordu. Türkiye’de seçimlerin yapılmış olması, kabinenin oluşması ve 11. Cumhurbaşkanının seçilmesi AB ile ilişkileri yeniden üst düzeyde ele almayı, müzakerelere tekrar ağırlık verilmesini gerekli kılıyor. Türkiye’nin aylardır yaşadığı belirsizlik artık ortadan kalktı. Bu yüzden ilişkiler tekrar rayına giriyor.

2. AB’de yaşanan konjonktürel değişim: AB hızlı bir biçimde kabuk değiştiriyor. Özellikle Irak bağlamında Fransa’nın ortaya koyduğu Sarkozy politikası AB’de yeni ittifak arayışlarının doğmasına sebep olmuş olabilir. Fransa’nın ‘bağımsız’ tutumundan rahatsız olan özellikle Almanya’nın Türkiye’yi yanında görmek istemesi ihtimal dahilinde. Çünkü anlaşılan AB müzakerelerine ilgi tek yanlı değil. Yani AB de artık daha çok Türkiye’yi konuşuyor. Sürekli Türkiye ile ilgili açıklamalar geliyor. Üstelik bu açıklamalar olumsuzdan olumluya evriliyor.

3. Türkiye’de yaşanan değişim: Türkiye’deki Malezya tartışması Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı rahatsız etmiş olabilir mi? Eğer bu tartışma bir rahatsızlık yarattıysa, Gül “laik” kesimleri rahatlatmak için Strasbourg’a gitmiş olabilir. Elbette şu ihtimal de gündemde: Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Malezya tartışması ile Türkiye içinde artan baskıyı hafifletmek için tekrar AB sürecine ağırlık verebilir.

www.iyibilgi.com

Bu haber 535 defa okundu.