CHP, üstü örtülü 'hayır' dedi

3 Ekim 2007 13:49 tsi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin bir hukuk krizine doğru sürüklendiğini savunarak, bu sorunun aşılması için 21 Ekim'de yapılacak referandum öncesinde yeni bir anayasa değişikliğinin zor

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik anayasa değişikliği ve referanduma ilişkin "yanlış, yanıltıcı" beyanlarda bulunduğunu savunarak, "Başbakan hüküm vermeye başladı: '12'ncisi daha sonra seçilir'... Bu, senin meselen değil" dedi.

CHP Parti Meclisi (PM) Genel Başkan Deniz Baykal, başkanlığında toplandı.

Baykal, toplantı öncesinde yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan'ın anayasa değişikliği ve referandum konusunda "yanlış, yanıltıcı bazı beyanlarda bulunduğunu savunarak, Erdoğan'ın referandumda 'evet' oyunun çıkması durumunda halk oyu ile seçilecek cumhurbaşkanının 12. cumhurbaşkanı olacağı yönünde açıklama yaptığını söyledi.

Erdoğan'ın "11. cumhurbaşkanının şu anda yürürlükte olan anayasa göre seçtik" diye düşündüğünü kaydeden Baykal, "Tamam da getirdiğiniz anayasa değişikliği öbüründen daha az geçerli bir anayasa değişikliği değil. Üstelik daha sonra kabul edilmiş bir değişiklik. Bunu yok sayma yetkisi Sayın Başbakan'da değildir. Hiçbir siyasi makam ve mercide bunu yok sayma hakkı ve yetkisi yoktur" diye konuştu.

"Hukuki olmaz"

Yapılan anayasa değişikliğinin 21 Ekim'de onaylanması durumunda yürürlüğe girmesi gerektiğini anlatan Baykal, şunları kaydetti:

"21 Ekim'den 40 gün sonra bir cumhurbaşkanı seçimini öngörmüş olan bir anayasa değişikliğini 21 Ekim'den sonra siz nasıl ne hakla hangi yetkiyle uygulamaktan kaçınabileceksiniz. Böyle bir durum hukuki olmaz. Bu anayasayı çok açık biçimde ihlal etmek anlamına gelir. Gerçekleşmesi halinde çok ciddi hukuki sorunlar çıkar. Seçilmiş olan cumhurbaşkanının tasarrufları hukuki tartışmaya tabi tutulur. Çünkü yeni anayasaya göre artık onun imzaladığı kararnameler, atama kararları hukuki bir tartışmaya neden olur. Çok ciddi bir hukuk sorunu doğar. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bu anayasa değişikliğinden sonra, hukuk içinde kalarak hiçbir biçimde bu anayasayı yok sayamaz. 40 gün sonraki seçimi düzenlemekle yükümlüdür. Referandumda anayasa değişikliği kabul edilirse YSK'nın hukuk içinde kalarak yapabileceği tek şey 40 gün sonraki cumhurbaşkanını halkın seçmesi konusunda gerekli hazırlıkları yürütmek, ilanı yapmaktır. Şimdi Sayın Başbakan'ın bunu istemediğini, bundan memnun olmadığını anlıyorum. Bu konunun başlangıcında bizim 'Bu anayasa değişikliğini bu şekliyle uygulamaya sokmak sakıncalıdır' uyarımızın nedeni budur. Şimdi Başbakan hüküm vermeye başladı: '12'ncisi daha sonra seçilir'... Bu, senin meselen değil."

Anayasa'nın 21 Ekim'de referanduma sunulmasından önce "yanlışın düzeltilmesi gerektiği" görüşünü dile getiren Baykal, bu gerçekleşmezse "çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalınacağını" söyledi.

"Yol yakınken düzenleme yapılsın"

Hazırlanan anayasa değişikliği paketiyle "Türkiye'nin bir hukuk krizi, cumhurbaşkanlığı sorunu, sıkıntısı içine sürüklenmekte olduğunu" ifade eden Baykal, "Hala yol yakınken bu konuda bir düzenleme yapılsın, 21 Ekim'den önce anayasa değişikliği sonuçlandırılsın ve bu yanlış çözülsün. Eğer bu yapılmazsa 21 Ekim'den sonra YSK'nın hukuk içinde kalarak yapabileceği başka bir şey yoktur. Cumhurbaşkanlığı seçiminin tarihini tanzim etmek, o seçimle ilgili kararları açıklamakla yükümlü olacaktır. Çünkü ortada halk oyuyla kabul edilmiş bir anayasa değişikliği olacaktır"dedi.

"Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yönelik düzenlemenin kabul edilmesi durumunda mevcut cumhurbaşkanının durumu ne olacaktır? Aday olabilir mi?" sorusu üzerine, Baykal, "Gayet tabii, yeni getirilmiş olan anayasa değişikliği bir kişinin iki kere cumhurbaşkanı seçilmesine engel değil. Aday gösterme yöntemleri var. Sayın Gül de aday olabilir, Başbakan da aday olabilir" diye konuştu.

"Sürpriz olmadı"

Baykal, bir gazetecinin DTP Grup Başkanı Ahmet Türk'ün partisinin TBMM'deki grup toplantısındaki sözlerine ilişkin bir soru üzerine de, "Bu benim için sürpriz olmadı. Bunun itiraf edilmiş olması belki sürprizdir. Bu konudaki paralelliklere ben başından beri dikkati çekiyorum. Terör konusunda Başbakanın anlayışı, yaklaşımı ile İmralı'nın, PKK'lıların pekçok noktada bir ortak anlayış içinde olduklarını biliyorum, görüyorum... Ve bu da Türkiye'nin terörle mücadelesini başarıya götürememiş olmasının nedenlerinden birisidir bence"diye konuştu.

Haber 10

Bu haber 507 defa okundu.