Gül, TBMM konuşmasına nasıl hazırlandı?

3 Ekim 2007 11:19 tsi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 23'üncü dönem ikinci yasama yılının açılışında yaptığı konuşma oldukça kapsamlıydı ve ''genelde'' beğenildi. ''Beğenilen konuşma'' nasıl hazırlandı? Yavuz Donat yazdı...

Yavuz Donat / Sabah
 
 
25 sayfalık "kitapçığın" kapağında, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçildikten sonra "TBMM'de yemin ederken çekilmiş resmi" var.
"Kapaktaki yazı" ise şöyle:
"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 23'üncü dönem ikinci yasama yılının açılışında yaptıkları konuşma."
"Altında" da tarih:
Ankara, 1 Ekim 2007.
Abdullah Gül'ün, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra (teşekkür konuşmasını saymazsak) Meclis'teki ilk konuşma bu.
Oldukça kapsamlı.
Konuşma "genelde" beğenildi.
"Beğenilen konuşma" nasıl hazırlandı?
Bugün "bu konuyu" anlatacağız.
Anlatacaklarımız Gül'ün "bundan sonra yapacaklarına dair" ipuçları da içeriyor.
"Yol haritasının" ana hatlarını da.
 
İLK TOPLANTI
 
Cumhurbaşkanı Gül "ekibini" odasına çağırdı.
1. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen.
2. Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Ahmet Sever.
3. Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Büyükelçi Zergün Korutürk.
4. Cumhurbaşkanlığı Dışişleri Başdanışmanı Büyükelçi Gürcan Türkoğlu.
Abdullah Gül:
- 1 Ekim'de TBMM'de konuşacağım.
"Ekiptekiler" düşüncelerini söylediler.
Sonra "konuşmanın konu başlıkları ne olmalı" sorusu ortaya atıldı.
Yine "herkes" fikrini açıkladı.
Ve "konu başlıkları belirlendi."

İlk toplantıda alınan karar:
- Ekipteki herkes bir konuşma metni hazırlasın.
 
İKİNCİ TOPLANTI '2'Lİ OLDU
 
Cumhurbaşkanı Gül "ekibinin hazırladığı konuşma metinlerini" gördü.
Sonra "hepsini" Genel Sekreter Mustafa İsen'e verdi.
Prof. Dr. Mustafa İsen:
- Sayın Cumhurbaşkanım, içimizden bir arkadaşımız bu konuşmaları inceleyecek... Tek bir konuşma haline getirecek.
Gül "iyi olur" dedi.
Mustafa İsen:
- Ortaya çıkacak metin üzerinde yine çalışacağız. Ve bu çalışmada sizin de bulunmanızda yarar var.
- Hay hay Mustafa bey.
 
ÜÇÜNCÜ TOPLANTI
 
Cumhurbaşkanı Gül ve "ekibi" yine bir araya geldi.
"Ortak metin" masaya yatırıldı.
Okundu.
Herkes "yorumunu" yaptı.
Metinden "bazı bölümler" çıkarıldı.
Metne "bazı eklemelerde" bulunuldu.

Toplantıya katılanlar Atatürk'ten başlayıp, Ahmet Necdet Sezer'e kadar uzayan bir "araştırma" yapmışlardı.
"Hangi Cumhurbaşkanı TBMM'de ne söylemiş" araştırması.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa İsen bize dedi ki: ,
- Atatürk'ten bugüne uzanan bir çizgi var... Bütün cumhurbaşkanlarının konuşması aynı çizginin devamı niteliğinde... Bu Türkiye'nin geçmişinden geleceğine uzanan bir ray... Devam eden bir uzun yürüyüş... Sayın Abdullah Gül'ün konuşması da aynı rayın üzerinde... Aynı çizginin devamı.

Her dönemde Türkiye'nin "öncelikleri, gündemi" farklı.
Ve her Cumhurbaşkanı da konuşmasına "güncel bakış açısını" eklemiş.
Abdullah Gül'ün konuşmasına gelince...
1. Türkiye'nin genel fotoğrafı çekildi.
2. Gül'ün dönemsel bakış açısı eklendi.

3'üncü toplantının sonunda Abdullah Gül "metni" aldı.
"Üzerinde çalışacağım" dedi.
Çalıştı ve ortaya "1 Ekim'de yaptığı konuşma" çıktı.
 
DÖRDÜNCÜ TOPLANTI YİNE '2'Lİ
 
Her yiğidin yoğurt yeme tarzı farklıdır.
Ve TBMM'deki konuşma da "Cumhurbaşkanı'nın stilini, üslubunu, yaşama biçimini" ortaya koyacak bir göstergedir.
Abdullah Gül ile Genel Sekreter Prof. Mustafa İsen "bu konuyu"
konuştular.

Varılan mutabakat:
- Başta Meclis konuşması olmak üzere, Cumhurbaşkanı Gül'ün bütün söylemlerinde bir hususa dikkat edilecektir.
O husus:
- "Topluma umut vermek... Moral aşılamak... İnsanları motive etmek."

Mutabakat 2:
- Cumhurbaşkanı'nın her konuşmasında bilim, sanat, kültür motifi olacak.

Mutabakat 3:
- Türkiye'nin insan kalitesi mutlaka üst noktalara taşınacak... Çağdaş uygarlık düzeyinin yakalanması için bu şart. Onun için Cumhurbaşkanı her konuşmasında bu ilkeyi üslubuna yansıtacak.

Ve işte bu "dördüncü çalışmadan" sonra, Cumhurbaşkanı Gül
"odasına" kapandı.
1 Ekim Pazartesi günü TBMM'de yaptığı konuşmaya "son şeklini" verdi. 
 
FATURA VE MEYVE
 
Fanatik taraftar "her söyleneni alkışlar."
Fanatik taraftarı coşturmak için "önceden üzerinde çalışılmış bir konuşma yapmaya" gerek yoktur.
"Yazılı metin okumaya" ise hiç gerek yoktur.
Dayarsınız "gazı..."
Verirsiniz "coşkuyu..."
Ardından "gelsin alkış tufanı."

Ama unutmayalım "gelişigüzel söylemler... Taraftarı coşturmak için yapılan heyecan dozu yüksek konuşmalar" gün geliyor "sorun" oluyor.
Fatura halinde insanın önüne konuyor.

Recep Tayyip Erdoğan'ın 22 Temmuz seçim gecesi, AK Parti'nin balkonundan "yurda seslenişi" önceden hazırlanmış, çok iyi tasarlanmış "güzel bir konuşmaydı."
"Karşıtları bile" beğendi.
Abdullah Gül'ün de 1 Ekim'de TBMM'de yaptığı konuşma yine "ciddi bir çalışmanın" ürünüydü.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde "kendisine oy vermeyenler bile" beğendi.

Uzun sözün kısası...
Kürsüye çıkmadan önce "ne kadar iyi hazırlanır ve ne kadar çok yorulursanız", karşılığında alacağınız meyve de "o kadar güzel oluyor."

sabah
 

Bu haber 319 defa okundu.