En Sıcak Konular

Yeni dönemi bozmayın!

3 Ekim 2007 10:20 tsi
Gül, terörü önlemek için herkese görev düştüğünü söyledi. DTP'yide "Törerle arasına mesafe koyması" için uyardı

Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yavru vatana giden Abdullah Gül, ilk yurt dışı gezisini “demokrasi ve insan hakları okulu” diye tanımladığı, siyasi hayatına çok katkısı olan Avrupa Konseyi’nde konuşmak üzere Strasbourg’a yapmayı tercih etti.

Uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, terörden anayasa çalışmalarına, Avrupa Birliği’ne yönelik reformlardan Cumhurbaşkanı olarak yerine getireceği misyona, pek çok konuda önemli mesajlar verdi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın terörü kınamadıkları gerekçesiyle eleştirdiği DTP’liler başta olmak üzere herkesi “terör ve şiddetle arasına mesafe koymaya” davet eden Gül, “Bizzat şiddetin içinde olmak gerekmiyor, onun desteklenmesi de tasvip edilemez” diye uyardı.

Gül, Cumhurbaşkanı olarak üstlendiği iki önemli misyonu da vurguladı. “İcraatı hükümetin yapacağını”, kendisinin “cesaret ve destek vereceğini ve moral liderlik yapacağını” söyledi. Vatan'da yer alan habere göre kurumlararası ahengi sağlamak için de “en yukarıda” durarak, anlaşmazlıkları, yanlış anlaşılmaları gidermeye ve meselelerin kronikleşmesini önlemeye çalışacağını ifade etti.

Gül’ün sorulara verdiği yanıtlar şöyle:

KKTC’ye yavru vatan denildiğine göre ilk yurt dışı ziyaretiniz bu gezi sayılabilir mi?

Doğru, sayılabilir.

İlk geziyi Strasbourg’a yapmanızın anlamı nedir? Özel olarak mı seçtiniz?

Strasbourg’u biraz özel olarak seçtik. Avrupa Konseyi Türkiye’nin 1948’ten beri içinde olduğu kurum. Avrupa Konseyi bir okul Avrupa için... Demokrasi, insan hakları ve hukuğun üstünlüğü, buranın temel dayanakları. Hatta Avrupa Birliği de bunun içinden çıktı denilebilir.

Avrupa’nın vicdanı denilebilir mi?

Denebilir... Büyük tartışmalar antlaşmalar önce burada seslendiriliyor.

301 Avrupa vicdanının neresinde?

Biz zaten müzakerelere başlarken yeteri kadarını (sufficiently) yerine getirmiştik. Hala yürüyeceğimiz yol var. Bu tür noksanlıklarımız var ve herkes durumun farkında. Herhalde Meclis yeni döneme başladığında bunları etraflıca gözden geçirecektir. Bakın Türkiye çok mesafe aldı. Ne yasaklar vardı ki hayatımızın bir parçası idi. Bazı konular zaman alıyor, zamanla olur.

Ama 301 duruyor...

Türkiye her bakımdan ileri gidiyor, geri gitmiyor. Önemli olan gittiğimiz trend, eğilim; bu yavaş olur hızlı olur. Trend iyi yönde.

Strasbourg’ta bunları mı anlatacaksınız?

Bu ziyareti tek bir ülkeye yapmıyorum. Bütün bu konuların tartışıldığı yere gidiyoruz. Türkiye bir zamanlar burada çok sıkıntılıydı. Türkiye monitoring yani takip altındaydı. Konuşmalarımızı bizden başka kimse alkışlamaz, oy da vermezdi. Bunlardan kurutulduk.

Avrupa Konseyi’nde önce on yıl kadar görev yaptınız, sonra Başbakan olarak gelip konuştunuz, şimdi Cumhurbaşkanı sıfatıyla geliyorsunuz, ne hissediyorsunuz?

Benim siyasi hayatıma çok katkısı oldu. Doğu alemini iş hayatında tanımıştım. İslam Kalkınma Bankası’nda çalışırken çok ülke dolaştım. Afrika ülkeleri, Endonezya... Doğu aleminin zaaflarını gördüm. Milletvekili olduktan sonra Avrupa Konseyi’nde komisyonlarda çalıştım. Buralarda da çok dolaştım. Ama burada çok canlı bir tartışma vardı...

Doğu aleminde tartışma yok mu?

Doğu aleminde çok tartışma yok, çünkü açık toplum yok. Türkiye’nin gücü açık toplumdan geliyor.

2003’te de buraya Başbakan olarak geldiniz.

2003 Ocak ayında buraya geldiğimde ’burası bir insan hakları okulu ben de bu okuldan geçtim’dediğimde çok alkış aldım. Biz konuşurken salonun terk edildiği günlerden buralara geldik.

Terörle Mücadele Kanunu’nun 8’inci maddesi 10 yılda değişti, 301 de on yıl alır mı?

Almaz. Biz gittiğimizde Türkiye’nin etrafında savaş, ülkenin yarısında olağanüstü hal vardı. Önemli olan trend.

O zaman Avrupa’ya bazı vaatlerde bulunmuştunuz, tuttunuz mu?

Tuttuk. Tabii ben şimdi oraya başbakan olarak değil, Cumhurbaşkanı olarak gidiyorum. İcraatı yapacak olan hükümettir. Ben cesaret, destek vereceğim, moral liderlik yapacağım. Bunu da Meclis konuşmamda söyledim.

Seçim yapıldı ama hükümetin icraatta bulunmaması dikkatinizi çekti mi?

Herkes yazı tatil yerine çalışarak geçirdi. Büyük yorgunluk oldu. Şimdi Türkiye kendi gündemine dönüyor. Meclis okula döner gibi işbaşı yapıyor.

Seçim dışında da AB reformları yavaşladı ama...

Avrupa’dan da kaynaklanan olumsuzluklar olunca heyecan tabii azaldı. Türkiye 2-3 senedir bir geçiş sürecinde. Şimdi çok daha fazla yoğunlaşmak gerekiyor sürece. Hükümetin aslında önünde yol haritası hazır. Ben Dışişleri Bakanı iken bütün kurumların katılımıyla her şey hazırlandı.

Ama siz lokomotif gibiydiniz.

Olur mu öyle şey, sayın Başbakan her işin başındaydı. Ben de onun talimatıyla çalışıyordum.

Anayasa sizin devlet kurumları arasında ahenkli çalışmayı sağlamanızı öngörüyor... YÖK sorunu dışındaki konulara da el atacak mısınız?

Sayın Başbakan’la, Genelkurmay Başkanı ile planlı görüşmelerim var zaten. Belirli konularda yoğunlaşan görüşmeler de yapılabilir. Benim görevim en yukarıda durarak anlaşmazlıkları, yanlış anlaşılmaları gidermek olur. Türkiye’nin en önemli meselelerini açık yüreklilikle konuşmazsanız kronikleşiyor. Kronikleşince yük haline geliyor. Benim konumumdaki kişi meselelerin kronikleşmesini önlemeli. Kıbrıs, insan hakları, Avrupa Birliği gibi, kimilerine göre terör, kimilerine göre Kürt sorunu...

Genelkurmay Başkanı, DTP’lileri terörü kınamadıkları gerekçesiyle eleştirdi... Siz ne diyorsunuz?

Güvenlik hepimizin meselesi. Güvenlik meselesini sadece asker konuşacak başkası konuşmayacak değil. Güneydoğu gezisinde askerle en uç siperde beraber oldum. Yaptığım konuşmalarda çözüme mi yardımcı olmak mı gerekir, yük olmak mı gerekir diye sordum.

DTP’liler PKK’yı kınayamayız yoksa biz de sizleşiriz diyorlar.

Terörün ve şiddetin eğer açıkça karşısında durulmazsa sorunun çözümüne katkıda bulunulmaz, yük olunmaya başlanır. Terör ve şiddetin dışındaki meseleleri açıkça konuşabiliriz. Bizzat şiddetin içinde olmak gerekmiyor, onun desteklenmesi de tasvip edilemez. Türkiye’de yeni bir dönem açlıyor. En uç fikirlerin bile açıkça konuşulacağını sanıyorum. Yeni bir dönemi bozmamak gerekir. Siyasetçisi, yazarı herkesin teröre karşı açıkça karşı çıkması ve bunu sadece askerin işi saymaması lazım. Herkesin terör ve şiddetle arasına mesafe koyması gerekir. Bu acı ve gözyaşı kimin olursa olsun durması gerekiyor. Yeni dönemi gölgeleyecek bir şey içine girilirse yazık olur...

Ortaya çıkacak eser sağduyuyu yansıtacak

Anayasa çalışmalarında katılım nasıl sağlanır?

Gördüğüm kadarıyla iyi girişimler var. Ortada bir taslak yok ki zaten. Bazıları bir çalışma yapmış, bazıları yapıyor. Neticede bunların bir masaya konulması lazım.

“1982 Anayasası gibi kapalı kapılar ardında hazırlanıyor” eleştirilerine ne diyorsunuz?

O zaman toplumda tartışma ortamı var mıydı? Şimdi var. İyi sonuca tartışma ile varılacak. İyi olan bir şey varsa, önemli, siyasi partiler ana muhalefet sivil toplum; bunların hiçbirisi anayasaya dokunmayın demiyor. Deselerdi başka olurdu. Herkes fikrini söylesin. Ben ortaya çıkacak eserin, kitabın sağduyuyu yansıtacağına inanıyorum.

Genelkurmay Başkanı’nın konuşmasını okudunuz mu?

Okudum tabii. Konuşmalar üzerine görüş bildirmek istemiyorum.

‘Sembolik protesto’ devam ediyor

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ikinci yurtdışı gezisini Strasbourg’a yaptı. Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Arslan Güner, Gül’ün KKTC’den dönüşünde uyguladığı sembolik protestoyu dün de sürdürdü. Cumhurbaşkanı Gül ve eşi Hayrünnisa Gül’ü Esenboğa Havalimanı’na gelişinde protokol sırasında yer almayarak karşılamayan Korgeneral Güner, apronda yer alan protokol heyetine de girmedi. Cumhurbaşkanı Gül’ün onur kıtasını selamlamasının ardından selam vererek, Cumhurbaşkanı Gül’ü uğurlayan ve elini sıkan Korgeneral Güner, daha sonra yine protokol sırasına girmek yerine onur kıtasının yanına gitti. Uçağın havalanması sırasında onur kıtası cephe selamı verdi.



Bu haber 243 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,330 µs