En Sıcak Konular

Malezya modeline Gül engel olabilir

3 Ekim 2007 09:38 tsi
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanı Linden'e göre, Türkiye'nin Malezya olmaması, Cumhurbaşkanı Gül'ün elinde. Linden "Gül, korkan Türklerin de cumhurbaşkanı olmalı, önyargıları ortadan kaldırmalı " diyor.

Türkiye tam 57 yıldır Avrupa'da demokrasi, insan hakları ve hürriyetlerin kalbinin attığı Avrupa Konseyi'nin üyesi! Hem de kurucu üye! 57 yıl önce Belçika, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg, Norveç ve Yunanistan'la yola çıktığı zaman tek bir hedefi vardı: "Hitler ve Mussolini gibi liderleri tarihe gömmek", "Avrupa'da bir daha sarsılmamak üzere demokrasiyi ve insan haklarını güçlendirmek." Geçen yarım asırda köprülerin altından çok sular aktı. Doğu ve Batı'yı ayıran duvarlar yıkıldı, büyük Avrupa'nın temelleri atıldı. Türkiye ile Avrupa Konseyi arasındaki ilişkilerde de bazen bahar havası yaşandı, bazen de büyük fırtınalar! Van den Linden, söyleşimizde ilişkilerde yeni bir sayfayı açabilecek çok önemli bir uyarı yaptı: "Kuşku doğması halinde anayasa değişikliğini Venedik Komitesi'ne götürürüz."

'DESTEKLEDİM'

Venedik Komitesi ne anlama geliyor? Konsey çatısı altında 1990'da kurulan Komite, anayasal sorunlarla ilgili inceleme yapıp rapor hazırlıyor. Komitenin raporu tavsiye niteliğinde olsa da üyeliği bile askıya alınabileceği bir süreci başlatıyor. Eğer Meclis, Komite'den Türkiye'deki anayasa değişikliğini incelemesini isterse, böyle bir mekanizma başlatmış olacak. Van den Linden, şöyleşimizde, böyle bir süreci ancak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önleyebileceği mesajını verdi. Linden'in deyimiyle; "Türkiye'nin Malezya olmaması Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün elinde."

* Konsey'de konuşacak ilk Türk Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olacak...

Bu ziyaret çok önemli. Burası demokrasinin, insan haklarının ve hukukun kalbi. Türkiye'de tartışmalar sürerken Avrupa'nın en büyük Parlamenter Meclisi'ne hitap edecek. Konseyin önemini iyi biliyor

* Gül'ün Cumhurbaşkanlığı büyük tartışmalara yol açtı. Siz nasıl baktınız?

Ben seçimlerden önce de Abdullah Gül'ü destekledim. Çünkü Gül, Türkiye'yi Avrupa kurumlarına itiyor. AB müzakerelerinde çok iyi bir izlenim bıraktı ve çok olumlu rol oynadı.

'Ordu karışmamalı'

* Gül'den ne bekliyorsunuz?

Bütün Türk halkının Cumhurbaşkanı olmasını bekliyoruz. Toplumun bütün kesimlerinin duygularını ve endişelerini dikkate almalıdır. O da bütün Türklerin Cumhurbaşkanı olmak istediğini söyledi. Onu tanıyorum. Olacağından eminim. Ayrıca, Türkiye'yle Avrupa arasındaki ön yargıları ortadan kaldırmak için siyasi otoritesini kullanmasını, Türkiye'yi Avrupa'ya bağlayacak doğru kişi olduğuna ilişkin Avrupalılara gerçekten güven vermesini bekliyoruz. Kişisel tutum ve güvenle Türkiye'yi Avrupa'ya götüren doğru kişi olmalıdır. Öncelikle insanları ikna etmek gerekir. Eğer inancınız yoksa insanları ikna edemezsiniz. Türkiye'yi Avrupa'ya bağlar ve bütün Türklerin Cumhurbaşkanı olursa, Türkiye'yi bir çeşit Malezya yapmaya çalışacağını düşünemem.

* AİHM'ye dava açan Hayrünnisa Hanım, "First Lady" olarak geliyor. Neler hissediyorsunuz?

Memnuniyetle ağırlayacağız. Önemli olan insanların davranışlarıdır. Bakın ben Katolikim. Kiliseye de gitmeyi severim. Ama bu benim kişisel hayatımdır.

* Cumhurbaşkanının türbanlı eşini Ordu hâlâ içine sindiremedi.

Onların bileceği bir şey. Siyasetin dışında kaldıkları sürece önemli değil. Ama eğer müdahale ederlerse, Avrupa Konseyi'nde ve AB'de şiddetle karşı çıkanlar olacaktır. Bunu bilmeleri gerekiyor. Sakın siyasete karışmasınlar.

Kıbrıs'ta tango için iki taraf bulunması gerekir

* Rumların Annan Planı'nı reddetmesiyle Kıbrıs çıkmazda. Bazı Avrupa Parlamenterleri Kuzey'i tanıma zamanı geldiğini söylüyor?

Hayır.

* KKTC'yi tanımak adanın AB çatısı altında birleşmesini sağlamaz mı?

Hayır. Ortak bir çözüm bulmaları için hem Güneye hem de Kuzeye baskı yapmalıyız. AB'nin de ortak ve nihai bir çözüm bulmak için iki tarafa da baskı yapacağını umuyorum.

* Papadopulos'la çözüm zor değil mi?

Siyasi kariyerlerinin sonuna gelen siyasetçilerin barış güvercini olduğunu gördüm.

* Türkiye'yi ve Kıbrıslı Türkleri buna inandırmak zor!

Evet ama tango yapmak için iki kişi lazım. Kuzey ve Güney!

* Kuzey referandumda "Evet"diyerek tangoya hazır olduğunu kanıtlamadı mı?

Siyasilerin etkisinin ordunun etkisinden daha fazla olmasının çok daha yararlı olacağına inanıyorum.

* Çözüm için Denktaş gibi Papadopulos'un da oyun dışında kalması mı gerekiyor?

Kimin oyunda olması gerektiğini söyleyemem. Ama oyunda kimin en güçlü olduğu önemli. Bazen perde arkasındaki ordunun öndeki siyasilerden çok daha güçlü olduğunu düşünüyorum.

* Öyle olsaydı, herhalde Kıbrıslı Türkler Annan Planı'na "Evet" demiyebilirdi!

Dediler ve takdir ettik. Bu sayede Asambleye katılmaları için 2 Kıbrıslı Türk'ü davet ettik. Ümit ediyorum adanın birleşmesini öngören her plana "Evet" derler.

Sabah



Bu haber 360 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,046 µs