En Sıcak Konular

Her yolu Darbe'ye çıkartan yazar

2 Ekim 2007 15:00 tsi
Yeniçağ Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi Sebahattin Önkibar bir süredir "darbe" eksenli yazmaya başladı. İşte sağdan soldan darbe yoklayan ve zorlayan o iki yazı.

Sebahattin Önkibar 20 Eylül'de "artık muhtıra olmaz darbe olur" ana temasında şunları yazmıştı.

Peki ne olacak Şimdi!
Muhtıralar dönemi artık tarih oldu
Dün ANAP kökenli eski bir bakan yeni Anayasa ve türban tartışmaları bağlamında bana; “Asker her an muhtıra verebilir” demez mi.. Gülümsedim ve şu karşılığı verdim: “Hayır böyle bir şeye yüzde bir dahi ihtimal vermiyorum. Türkiye’de artık muhtıralar dönemi tarih olmuştur. Artık o yol ya da metot rafa kakmış, gündemden çıkmıştır.. 27 Nisan muhtırası ve de sonrasındaki gelişmelerden sonra artık TSK’nın böylesi bir metodu takip edeceğine zerre ihtimal vermiyorum. Öyle çünkü asker böyle bir bildirinin artık metot olarak bir caydırıcılık yaratamayacağını yaşayarak görmüştür.. Asker harekete geçer, geçmez onu bilmem. Bildiğim şey muhtıra, bildiri olmaz, olursa her şey fiili olur...” Evet aynen bunları söyledim.. Söylediklerim doğru mu, ne dersiniz?
Sebahattin Önkibar bugünkü yazısında ise şunları yazdı:

Darbe ne zaman olacak sorusu?

Genel seçimlerden önceydi. Kamuoyunda askere yakınlığı ile bilinen eski bir Bakanla Sheraton Otelinde karşılaştım: “Sabahattin asker çuval operasyonuna başladı. Bu karar verildiğinin işaretidir haberin olsun.”
Duraksadım ve sordum:
-Ne için karar verilmiş?
Cevap:
-Müdahale için!
Peki çuval operasyonu ne demek?
Cevap:
-Asker her şeyi biriktiriyor ve gerekçe hazırlıyor demek!
Karşılığım şu oldu:
-Saygıdeğer Bakanım, tevatürdür. Bulunulan konjonktürde darbe mümkün değil.
Evet seçimden önce de bugün de biz 12 Eylül benzeri bir müdahalenin artık mümkün olmayacağını düşünenlerdeniz.
Yok, söylemek istediğimiz askerin var olan Türkiye tablosunu beğendiği veya umursamadığı ya da keyfinin gıcır olduğu değildir.
Tersine asker bugün, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat’ın arefelerinden çok çok daha endişeli ve hatta bilenmiştir.
TSK’nın kendisi için adeta varlık nedeni gördüğü iki konu, yani irtica ve bölücülük Türkiye’nin ana gündemidir.
Türkiye Malezya mı oluyor, manşetleri ile bölücü kalkışmalar tavan yapar konumdadır.
Dahası, Türk tarihinde ilk defa Türk Silahlı Kuvvetlerinin komutanlarına Şemdinli komplosu misali rezil ve alçak suikastlar planlanmıştır.
Hal bu iken asker yine de müdahalede bulunmaz, çünkü darbenin zemini yoktur.
Darbe yapılması halinde ABD, ama özellikle de AB ayağa kalkar.
Kalkarsa kalkar demeyin! Böyle bir şey Türkiye’ye ekonomik felaket getirir ve sosyal patlamalara iklim hazırlar.
Sıcak paranın ipoteğine giren ya da sokulan Türkiye’nin artık bırakın bağımsız olabilmesi, askerinin bile darbe yapabilmesi imkansız hale gelmiştir... Ne yalan söyleyeyim bendeniz, AKP’nin bu sıcak para politikasını bilinçli olarak askeri müdahaleye sigorta olsun diye uyguladığından bile şüpheliyim.
Bir başka boyut, darbe ile AKP’nin kökünün kazınabileceği de tartışılır.
AKP’yi kapatsanız bile darbe ertesinde başka bir isim, amblem ve kadrolarla AKP zihniyeti hem de mağdurları oynayarak yine gelir.
İşte bunlar ve benzeri gerekçeler sebebi ile asker direkt müdahaleden uzak durur kanaatindeyiz.
Peki bu uzak duruş pes etme ya da teslimiyet mi?
Onun öyle olmadığı Abdullah Gül’e konan tavırlarla ortadadır.
Bize göre asker yüreğine taş basacak ve AKP balonunun doğal patlama sürecine girmesini bekleyecektir.
İşte tam bu noktada, bu bağlamda seslendirilen kimi endişelere de dikkat çekmek istiyoruz:
Derler ki; AKP tıpkı bugün yaptığı gibi sürekli olarak iktidarını sürdürme ve devleti ele geçirme uğruna Türkiye’nin gelecek yüzyılını, yani istikbalini bile satmaya devam ederse?
Yapmaz, yapamaz demeyin, yapıyor işte.!
Özelleştirme adıyla bugün Türkiye’nin yüzyıllık birikimlerini satıyor ve bu parayı da ülkenin borcunu ödemeye değil, sadakaya, yiyecek paketlerine, kömüre yani kısacası, günü kurtarmaya ya da oy almaya harcıyor. Dahası, ülkeyi felaket bir borç batağına çekiyor. En önemlisi kadrolaşıyor, kurumlaşıyor, kendi zengini, medyası ve burjuvasını yaratıyor. Kısacası rövanşa ya da tarihsel dönüşüme iklim inşa ediyor. Tabii bu arada da örtülü olarak sürdürdüğü psikolojik harekatlarla da TSK’yı dövüyor ve onu geri plana çekiyor.

İşte bu ve benzeri fotoğraflar da AKP’den sonra Türkiye diye bir şey kalmayacak diyenlere haklılık kazandırıyor.
Evet görüldüğü gibi asker iki arada bir derededir.
Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık misali.
Peki bize göre ne mi yapmalılar?
Biz kimiz ki reçete verelim. Mustafa Kemal’in Nutuk’una bakın, orada bunun cevabı var..

Aktif haber



Bu haber 557 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,985 µs