Cumhurbaşkanını halk seçsin: AKP “hayır”, CHP “evet”!

1 Ekim 2007 15:34 tsi
AKP’nin getirdiği referandumu CHP ve diğer partiler destekler mi? Dahası AKP kendi önerisine ‘hayır’ der mi? Yine de ‘evet’ çıkarsa, Abdullah Gül ile Başbakan karşı karşıya gelir mi? Referandumun ana sorusunun kritik ifadesi

Seçilmiş olmasına rağmen “11.Cumhurbaşkanı”nın yeniden seçilmesi ihtimali ve buna ilişkin tartışmalar artık iyice yakınlaşmış referandum konusunda sürpriz açılımlara gebe.

Eğer halka sunulan referandum sorusundaki “11. Cumhurbaşkanı” ifadesi değişmezse, önce şu tartışma ile karşı karşıya kalınacak. “11. Cumhurbaşkanı yeniden mi seçilecek?”

Bunun iki yanıtı var. Bir kesim, “hayır zaten TBMM tarafından seçildi. Milletvekilleri oylarını verdi, bitti”, ikinci kesim ise “asilin konuştuğu yerde vekilin sözü geçmez, yeniden seçim olacak, buyrun yeni referanduma”.

Tabii bu çekişme içinde yetkili tek ağız bulunuyor. Referandum’dan “evet” çıkarsa, top Yüksek Seçim Kurulu’nun önüne gelecek ve kurul bu iki şıktan birini seçecek.

“Halk yeniden seçer” derse de 40 gün içinde yine seçime gideceğiz. Aslında siyasi zemini oldukça sarsacak bu gelişme, tartışmadan daha önemli. Çünkü bu sefer kimler aday olacak ve yarışacak kavgası belirecek.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, basın baş danışmanı eliyle bu soruyu yanıtladı ve eğer halk seçecek olursa yeniden aday olacağını belirtti. Bu konuda Köşk’ten bir düzeltme de gelmiş değil.

Bu süreçte her adımın ayrı okumaları olacağı da anlaşılıyor. Bunlardan biri de-pek çok kişi ihtimal vermese de-Abdullah Gül ile Erdoğan arasında son zamanlarda bir soğukluk yaşanıyor izleniminin olması.

Siyaseten kader ortaklığı yapmış ikilinin bu şekilde yollarını ayırdığını söylemek için şu an; hem çok erken hem de iddialı. Ama bir çok yazar Köşk ile Konut’un söylemlerinin ciddi biçimde farklılaşmaya başladığına mim koyuyor.

Erdoğan da aday olur mu?

Bu farklılaşmanın altının çizilmesinin nedeni de, Cumhurbaşkanı’nın seçileceği bir referandum kapısı açılırsa, Başbakan’ın da içeriye girme arzusu gösterip göstermeyeceği tartışması.

Gerçeği söylemek gerekirse Ankara’da bu izi takip eden çok fazla ipucu yok. Fakat daha çok kişilik analizleri üzerinden politika üreten kulisler, Başbakan Erdoğan’ın yapısının kendinden çok bir başkasının öne çıkmasına izin vermeyeceğini söylüyorlar.

Bunu kulakta tutmakta bir zarar yok. Ancak aynı çevrelerin Cumhurbaşkanlığı seçimi için Erdoğan’ın yüzde yüz aday olacağına ilişkin eski tahminlerinin de ne denli yanıldığını akılda tutmak lazım.

Laik cephenin sol yumruğu!

Ankara mahfillerinin ikinci bir açılımı daha ilginç. Ve dedikodu mahiyetinden çok hesaba dayanıyor. TBMM yeni açılıyor ve referandumda sorulan “11. Cumhurbaşkanı” ifadeli taslağı düzeltilip düzeltilmeyeceği belli değil.

Bu yönde atılmış bir adım da yok. Eğer düzeltme yapılmazsa, 11. Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün yeniden seçilmek için referanduma katılma olasılığı belirecek. İşte bu durumda Ankara kulisleri, referandum sonuçlarının 22 Temmuz’dan farklı neticeleri olabileceğini düşünüyor.

Sebebi şu; 22 Temmuz’da herkes kendi partisine oy verdi. AKP dışarda tutulduğunda bu kesimin oy kesiti yüzde 53’lük bir rakama denk düşüyor. Buna ek olarak AKP’ye ideolojik nedenlerden çok, örneğin ekonomik performansını beğendiği için veya mahalli yönetimler yüzünden veya o anki Türban-Köşk tartışmaları nedeniyle oy verenler de var.

Bunlardan da kopmalar beklenebilir. Yani yüzde 46 kemik değil. Sonuç olarak iki adayın çekiştiği bir seçim yaşanırsa, Abdullah Gül aday olsa bile istatistiki sonuçlar 22 Temmuz gibi olmayabilir. Herkes partisini bırakıp adaylardan birini seçeceği için, üstelik anlamlı bir farkla bir başka adayın galip çıkabileceği tezi savunuluyor.

Yine de bunların hepsi şu an gümrüklerde oylaması çoktan başlanmış bir referandum sürecinde; ilgili değişikliğin yapılmaması, referandumdan “evet” çıkması ve SPK’nın “Cumhurbaşkanı’nı yeniden seçiyoruz” demesi şartlarına bağlı.

Uzun hikaye ama imkansız değil.

İşte bu durumda, AKP’nin zamanında “bizim Cumhurbaşkanı seçmemizi zorlaştırırsanız halka gideriz” üst düşüncesiyle hızla hazırlayıp uygulamaya koyduğu referandum, AKP seçmeninin veya özellikle Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığını destekleyen kesimin oylarına mâl olabilir.

Bu kesit, “'hayır' verelim o zaman” derken, doğal olarak karşı çıkması beklenen laik cephe, CHP ve AKP muhalif partiler de “evet” diyebilir.

Öyle veya böyle Türkiye’nin gittikçe heyecanlı bir hal alacak yeni bir seçim ve tartışma dönemine ilerlediği açık.

Bu haber 3,376 defa okundu.