En Sıcak Konular

Fehmi Koru kendi 'Mahalle'sini anlattı

1 Ekim 2007 11:32 tsi
Ilımlı İslam tanımına itiraz etmem", "Hürriyet 20 yıl öncenin gazetesi", "bizde baskı olmaz", "Kızlarımın biri örtülü biri açık"...

Nagehan Alçı / Akşam

Muhafazakar basının deneyimli yazarı Fehmi Koru 'mahalle baskısı'na karşı, çalıştığı gazeteyi örnek gösterdi. Gül-Erdoğan ilişkisinin geleceğini anlattı

'Dünyada ılımlı dediğiniz şey olumlu diye okunuyor. Türkiye'deki İslam'ın algı ve uygulamasına ılımlı denmesine itiraz etmem.

7 yıldır Yeni Şafak'tayım. Hem başörtülü hem başörtüsüz çalışan var. İçlerinden birini bile önce açık sonra kapalı görmedim...

Hatta  Fadime Özkan sonradan başını açtı. Benim kızlarımın da biri örtülü, biri örtüsüz. Kendi iradeleri ile karar verdiler.

Gül ile Erdoğan arasında ego çatışması olmaz. Gül, elbette aktif olacak ancak hükümetin ilgi sahasından uzak duracaktır...

 

ARKA PLAN...

Bugün Türkiye’de iktidara en yakın gazetecilerin başında Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru geliyor. Koru’nun iktidara yakınlığı, partinin ileri gelenleri ile yıllara dayanan dostluğundan kaynaklanıyor. Abdullah Gül ile İngiltere’de aynı evi paylaşan Koru, bu yakınlığını Gül köşke çıktıktan hemen sonra kendi köşesinden beyan etmişti.

22 Temmuz seçimleri ve Gül’ün Köşk’e çıkışının ardından hareketlenen ve yeni anayasa tartışmaları ile iyice alevlenen muhafazakarlaşma meselesinden yola çıkarak bu hafta Serdar Turgut ile birlikte Sky Türk’te yaptığımız Sosyal Bilgiler programına Fehmi Koru’yu konuk ettik. Cuma günü gerçekleştirdiğimiz çekimin ardından Koru ile birlikte gazetesi Yeni Şafak’ı ziyaret ettik ve orada bir de röportaj yaptık.

Abdullah Gül’ün aktif bir cumhurbaşkanı olacağı ve Erdoğan ile aralarında çekişme yaşanacağı iddialarına karşı çıkan Koru “ Gül elbette aktif olacak ancak cumhurbaşkanlığının sınırlarını biliyor, kendisini çok fazla ortaya koyacak şekilde davranmayacak” dedi.

‘Ilımlı İslam, olumlu İslam’

Köşk’ün yeni Yavuz Donat’ı olarak tanımlanan Fehmi Koru, “Dünyada ılımlı islam aslında olumlu okunuyor. Dolayısıyla Türkiye’deki İslam uygulaması ve algınlanması ile ilgili bir sıfat olacaksa bunun ılımlı olarak adlandırılmasına itiraz etmem” diyor


ABD’den yeni döndünüz. Orada CSIS ve NDI adlı düşünce kuruluşlarının toplantısına konuşmacı olarak katıldınız. O toplantıda siz ve birlikte olduğunuz Türk gazetecilere “Yeni dönemde Türk dış politikasını kim yönetecek?” diye bir soru yöneltildi. Bu soru Abdullah Gül’ün ne kadar aktif olacağı ile ilgiliydi. Siz ise ‘Ali Babacan yönetecek, Gül geri planda kalacak’ dediniz. Öyle mi? Gül’ün çizdiği portre ters yönde gibi.

Ben ise hükümetin dış politikada daha aktif olacağı kanaatindeyim. Çünkü Gül her ne kadar faal bir cumhurbaşkanlığı sergilese de hükümetin ilgi alanına giren konulardan belirgin şekilde uzak duracaktır. Bence kendisini özellikle dış politikada çok fazla ortaya çıkaracak şekilde davranmayacak.

Erdoğan ve Gül arasında bir ego çatışması olabilir mi?

O olmayacak anlamında söylüyorum.

Olmaması için bir mutabakat var mı?

2002’de Gül başbakanlık koltuğuna oturmuştu, Erdoğan’ın yasağı kalkınca koltuğunu hemen verdi. Sanırım bu önemli bir ipucu.

Ama orada özel koşullar, özveriler vardı.

Burada da özveriler var. İstese Tayyip Erdoğan rahatlıkla cumhurbaşkanı olabilirdi. Ama o en yakın mesai arkadaşını gösterdi.

Türkiye’de başlayan Malezyalaşma tartışmasının altında Holbrooke’un “Türkiye ve Malezya iki ılımlı İslam ülkesidir” sözü var. Şu an ABD’deki Türkiye algısı nasıl?

Türkiye bir seçimden henüz çıktığı için bu seçimin öncesi ve sonrasında mercek altına alınmış durumda.

Orada Malezya korkusu var mı Türkiye ile ilgili olarak?

Ben öyle bir şey görmedim. orada daha çok konuşulan hangi ülkelerin Türkiye’ye benzeyebileceği.

ILIMLI İSLAM TANIMINA İTİRAZ ETMEM

Ilımlı İslam ve Türkiye ABD’de sık bağdaştırılıyor mu?

Bütün dünyada ılımlı dediğiniz şey aslında olumlu gibi okunuyor. Dolayısıyla Türkiye’deki İslam’ın uygulanması ve algılanması ile ilgili bir sıfat olacaksa ben bunun ılımlı olarak adlandırılmasına itiraz etmem.

Ama Türkiye’yi anlatırken ilk etapta onu betimleyen öğe olarak İslam’ı kullanmak rahatsızlık yaratıyor.

Bu, Türkiye’de rahatsızlık yaratıyor. Kendinizi Amerikalı yerine koyun. Dünyada İslam’la ilgili problem var ve bununla ilgili çözüm üretmelisiniz. Haritaya bakınca farklı uygulamaları olan Müslüman ülkeler görüyor. Bir de Türkiye’ye bakıyor ve diyor ki “Bizim kabul edebileceğimiz İslam algılaması burada”.

Türkiye’yi öncelikli olarak dini ile anlamaya çalışmak doğru bir yaklaşım mı?

Bu biraz 11 Eylül sonrası yaşanan travma ile biraz da bizimle ilgili. Bizim tartışmalarımız da onları bu şekilde düşünmeye teşvik ediyor. Gazetelerin birinci maddesi bir şekilde İslam’ı içeren konular. Yok Malezyalaşacak mıyız vs.

Hürriyet 20 yıl öncenin gazetesi
Siz özellikle Taha Kıvanç mahlası ile yazdığınız yazılarda merkez medyanın en önemli isimlerinden Hürriyet ile bir tartışma içindesiniz!

Ben Hürriyet’i çok önemsiyorum. Orada değil de başka bir gazetede yazıyor olsalar kimsenin umursamayacağı fikirleri savunanlar sırf Hürriyet’te diye ciddiye alınıyorlar. Oysa bence o fikirlerin hepsinin modası geçmiş. Kendimi Hürriyet’i okurken 20 yıl öncenin gazetesini okuyor gibi hissediyorum.

Yeni Şafak da bir kanadın sesi gibi algılanıyor.

Dün akşam bizim gazetenin iftarı vardı. Oradaki kadınların yarısının başı açık, yarısının kapalıydı. Demek ki Türkiye’yi şu an Yeni Şafak temsil ediyor. Merkez medyada çalışanlar başka gezegende yaşıyor gibi. Yani merkez medya merkez değerlerden uzak.


Neden?

Sanki milletle bir sorunları var. Millet tercihlerde bulunuyor. Bunu dikkate almayıp kendi formüllerini oluşturuyorlar. Dışarıdan müdahale ediyorlar. Sanırım geçmişte politikacıların verdiği yanlış algılama var. Kendilerini onlarla birlikte ülkeyi yönetmek zorunda hissediyorlar.

Bizde baskı yok
Sizin yakanın mahalle baskısından korkuluyor.


Ben 7 yıldır Yeni Şafak’tayım. Kanal 7’de de çalışıyorum. Her iki yerde de hem başörtülü hem başörtüsüz var. İçlerinden birini bile bunca yıldır önce açık sonra kapalı görmedim. Bizim çalıştığımız ortamda öyle bir serbestlik var ki bir gün karar verip başını açan da olabiliyor. Örneğin Fadime Özkan.


Merkez medya tek tipçi derken bu tablo iki taraftan da kaynaklanıyor olabilir mi? Belki de muhafazakâr kesim de kendini camdan duvarlarla merkez medyadan ayırıyor. Örneğin Serdar Turgut başörtülü birinin nitelikleri uygunsa seve seve işe alırım diyor.

İyi niyetle yaklaşırsak böyle değerlendirmemiz mümkün. Ama pozitif ayrımcılık diye bir kavram var. İnsanlar kendilerini bir şeylerden uzak tutuyorlarsa onları zorla içeri çekmek için bu kavram ortaya atılmış. İnsan bilmediğinden korkar.

KIZLARIMIN BİRİ ÖRTÜLÜ DİĞERİ AÇIK

AKP iktidarında elinize gelen bir dosyayı yazamadığınız oldu mu?

AK Parti’nin yanlış olduğuna inandığım noktalarını çekinmeden dile getirdim. Ama ben zaten skandallar peşinde koşan, bir gazeteci değilim.

Köşk’ün yeni Yavuz Donat’ı olacağınız konuşuluyor.

Üslubum o türe müsait değil.

Neden Taha Kıvanç ismiyle de yazıyorsunuz?

Taha oğlumun ismi. Takma isim ararken televizyonda Halit Kıvanç vardı. Kıvanç’ını da oradan aldım.

Daha önce de Zaman’da Bülent Şirin takma ismiyle yazıyordunuz.

Şirin kızımın ismi. O sıralarda Bülent Ersoy dinliyordum. (Gülüyor)

5 çocuğunuz var. Ne yapıyorlar

Hepsi Türkiye’de. Büyük oğlum elektrik mühendisi, bir şirkette çalışıyor. Sonraki kızım Bilkent Uluslararası İlişkiler mezunu. Bana yardımcı oluyor. Üçüncüsü de kız. Bilkent bilgisayar mühendisliği mezunu. Çalışıyor. Dört numara elektronik mühendisliği okuyor. En küçük oğlum ise lisede.

Kızlarınız başörtülü mü?

Biri örtülü, biri örtüsüz. Kendi özgür iradeleri ile karar verdiler. Biz karışmıyoruz.



Bu haber 597 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,238 µs