Menderes'in türban yaklaşımı daha farklı!

25 Eylül 2007 17:34 tsi
Anayasa tartışmalarına televizyondaki bir programda görüşlerini açıklayarak, katılan Aydın Menderes, türban ile ilgili görüşlerini de açıkladı. Menderes, türbanın serbest bırakılmasını demokratlığın bir parçası olarak gördüğünü de açıkladı...

Türk siyasetinin önemli simalarından Aydın Menderes, Anayasa tartışmalarına katıldı ve tesettür konusunda görüşlerini açıkladı. Menderes'in konu başlıkları özetle şöyle:

Hilal TV'de yayınlanan Basında Bugün Programına katılan DP eski Genel Başkanı Aydın Menderes önemli açıklamalarda bulundu. Feridun ve Arzu Erdoğral’ın sorularını yanıtlayan Menderes bakın neler söyledi.

- Son 150 yıldır tarihimizde anayasa tartışmaları devam ediyor ve bu tartışmalar sonuç vermiyor ve temel meseleleri de örtüyor, siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Bugün Türkiye’nin yeni bir anayasa yapma arzusunu olumlu karşılamak gerekiyor. Biz bazen bir konu münakaşasına dalıyoruz ve fotoğrafın tamamına bakmak yerine o alandaki tartışmaları ön planda tutuyor ve bunlarda zaman zaman çok temel gelişmeleri temel meseleleri kaçırdığımız için de zarara uğruyoruz.

Bugün Türkiye’de bir anayasa arayışı olsun ama Iraktaki gelişmeler, Kıbrıs, Avrupa'da ilişkilerin alacağı şekil, Amerika’nın bu bölgede yapmak istedikleri, Türkiye-ABD ilişkileri, bunun yanında Türkiye’nin karşılaşmış olduğu dışarıdan kaynaklı tehlikeler, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü muhafazası, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü muhafazası için bütün orta doğudaki ülke sınırlarının yeniden çizilmeye kalkışılmaması gibi çok temel bizi etkileyecek, zaten etkilemekte olan bir genel durum var. Ve dünya, Ortadoğu, bölgemiz, komşularımız Türkiye’nin bir yerlere sürüklenmek istendiği de açık.

Ben diyorum ki Anayasayı değiştirelim. Anayasayla da meşgul olalım ama bu temel gidişe de gözlerimizi kapatmayalım. Çünkü anayasa değiştirmekle Türkiye’de netice alabileceğimizi zannettik. Ülkeler anayasalara göre işler. Önemli olan o ülkeyle uyumlu bir anayasanın ortaya çıkmasıdır. Belki Türkiye’nin de bu gün bu istikamette bir şansta doğmuş denilebilir ama tekrar fotoğrafın tamamına bakılması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu konuya takılıp kalmayalım diyorum.

- Sizce bu konuda Cumhurbaşkanının ve Meclis Başkanı'nın ilerleyen günlerde açıklamaları olacak, bunlar gündemi nasıl etkileyecek? Ak Parti, Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı'nın tavırları nasıl etkili olacak?

- Bence olumlu olacaktır. Çünkü hemen şunu söyleyelim. Sayın Gül YÖK Başkanını çağırdı. Demokrasi iyi bir rejimdir. Tek parti yönetimi olsa buna benzer olaylar olmaz. Ben Sayın Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmiş olmasının, Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı aynı partiden diye bir düşünce ortaya çıkarmayacağını, Sayın Cumhurbaşkanının orada itidali ve dengeyi teslim edeceğini ve eğer yeni bir anayasa yapılacaksa bu bir iktidarın anayasası gibi değil bütün milletin anayasası olmasına da büyük katkı sağlayacağını umut ediyorum. Hayırlı bir gelişmedir. Bu vesile ile ben anayasanın geneli ile ilgili zaten maddeler ortada olmadığı için fazla bir şey söyleyemiyoruz ama ben bir hususun altını çizmek istiyorum.

Bu anayasada bence temel maddelerle oynamanın hatta yeniden laiklik tanımına gitmenin çok fazla bir önemi olduğu kanaatinde değilim. Türkiye zaten otuzlardaki, kırklardaki laiklik anlayışını sürdürmüyor.

Demokrasi bir regülâtördür. Zaman içerisinde her türlü aşırılıkları da törpüler. Böyle bir noktaya gelinmiştir. Nasıl olsa sosyolojik süreç devam eder ve etmektedir. Ben başka dilde eğitim gibi devlet okullarında, kesinlikle buna sıcak bakmıyorum. Ama bunun yanında Türkiye’de mutlaka ve mutlaka iç anayasa değişmeyecek olsa bile kıyafet üzerindeki baskıların, tahriklerin, yasakların kaldırılması lazım.

Kamusal alan, özel alan çok ileri gitmemek lazım. Yani halkımızın kullandığı şekilde ifade edecek olursak türbana hürriyet, türbana özgürlük. Tesettür isteklerine mutlaka saygı ve özellikle üniversitelere giriş çıkışta türbanlıların geri çevrilmesi gibi son derecede ilkel bulduğum bu olayın Türkiye’de yaşanmaması lazım.

Sırf bunu çözecek bir anayasa değişikliğinin bile demokrasi adına çok önemli bir adım olacağı kanaatindeyim. Türkiye’de oruç tutan tutmayana bir şey diyor mu, namaz kılan kılmayana neden kılmıyorsun diyor mu, mahalle baskısı var mı? Yok.

Mesele Ak Parti meselesi olmaktan çıkıp halkın hürriyeti noktasına varınca, düne kadar bu yükü yüklenen birçok kişi yükünü devirip kaçtılar. Bunun en iyi örneği de Şerif MARDİN’dir. Bunun böyle olmasının da milletimiz için daha hayırlısı olacağı kanaatindeyim. Türkiye’de herkes inancını çok rahat bir şekilde ve barış içinde yaşarken bazı yakıştırmaların yapılması, yok efendim Malezya gibi, ben bunları görünce bazı çevrelerin demokrasiden ne kadar uzak olduğunu bir kez daha görüyorum.

Bazı demokrat ve demokrasi yanlılarının da aslında ne kadar bundan uzak olduklarını da görmemiz açısından çok önemli olduğu kanaatini taşıyorum.

cafesiyaset

Bu haber 417 defa okundu.