En Sıcak Konular

Korkulması gereken Malezya hangisi?

25 Eylül 2007 14:15 tsi
Korkulması gereken Malezya hangisi? “Türkiye Malezya mı olacak” tartışmaları dizboyu… Ancak herkesin kendi Malezya’sı var… Bugün üç gazete Malezya tartışmasını öne çıkardı. Elbette “kendi” Malezya’larıyla… İşte önümüze konan üç Malezya v

Türkiye’de bir Malezya’dır telaşı almış başını gidiyor. Her köşede Malezya ile ilgili yazılar çıkıyor, Türk muhabirler Kuala Lumpur sokaklarında cirit atıyor. “Türkiye ılımlı İslam’a mı yönelecek” sorusunun gizli gündem olduğu Malezya tartışmalarında herkes ülkeye farklı/kendi penceresinden bakıyor. Malezya kalabalık nüfusu ve karmaşık yapısıyla basın mensuplarına önemli doneler sunuyor. Özellikle kimi gazeteler Malezya’yı anlatırken kendi iddialarını güçlendirecek “Malezya’yı” ön plana çıkarıyor. Kimi mini eteği anlatıyor, kimi türbanı…

Oysa Malezya orada öylece duruyor. Bir ülkeyi gazete sütunlarından tanımak ne kadar doğru bu tartışılır. Ancak şimdi üç değişiki Malezya'ya göz atalım...

Hürriyet’in Malezya’sı…

Hürriyet’in Malezya’sı oldukça radikal… Gazete bugün “On yıl önce biz de olmaz diyorduk” manşetiyle çıktı. Haberde anlatılan şöyle özetlenebilir: Malezya on yıl önce çok farklıydı, ancak kimsenin fark edemeyeceği kısa bir sürede ve hızda “İslamlaştı!”

Türkiye’nin de hızlı bir şekilde İslamlaşacağı imasında bulunan bu manşet haber iki avukatın görüşleri olarak sunuluyor. Yani iki avukatın görüşlerini yansıtıyor. Malezya gerçeği bu iki avukatın gözlemlediği şekilde mi tartışılır, ancak manşet şu görüşlerle destekleniyor: İslamlaşma programı, hem devlet hem de başsavcı ve hukuk adamları tarafından yürütülüyor. Yavaş ve derinden, yeraltından ilerliyorlar. Anayasa değişmedi, ama onu yorumlayanların ve uygulayanların kafa yapısı değişti. Şimdi de toplum hayatına sızdı.

Şimdi Hürriyet’in Malezya’sını madde madde verelim:

1. İkili hukuk sisteminin geçerli olduğu, oruç tutmayanların cezalandırıldığı radikal bir ülke.
2. Müslümanlar din değiştiremiyor, farklı dinden insanlarla evlenemiyor!
3. Ahlak polisi var, Araplaşma hızlanırken, başı açık kadınlar garipseniyor.
4. Üniversite "Brothers-Sisters" yani "erkek kardeşler" ve "kız kardeşler" diye ikiye ayrılmış. Kütüphanedeki, kantindeki, bilgisayar odasındaki masaların üstünde kimin nereye oturacağı yazıyor, yani bir kız "Brothers" yazısı yapıştırılmış masaya oturamaz.
5. Oruç polisi var ve kadın polisler türban takmak zorunda.
6. Üniversitelerde genç mümin yetiştirilip topluma servis ediliyor.
7. Türbanlı sayısı son on yılda yüzde 10’dan yüzde 80’e ulaşmış. Aynı haberde Müslümanları toplumun yüzde 61,’ini oluşturduğu, belirtiliyor. O halde bu oran neden yüzde seksen bu belirtilmemiş. Ya da Müslüman kadınların yüzde sekseni kastedilmiş. Ancak öyle verilmiş ki toplumun tamamının yüzde sekseni örtülü gibi bir hava yaratılmış. Geçelim…

Sabah’ın Malezya’sı…

İşte Hürriyet’in Malezya’sı bu… Peki Sabah’ın?

1. Sabah’ın Malezya’sı Hürriyet’inkinden farklı… Yani ılımlıdan radikale evrilen bir İslamcılık yok. Sabah’a göre Malezya ne tam laik ne İslamcı… Hatta Sabah’ın Malezya’sı biraz erotik!
2. Malezya'da kişi başı milli gelir Türkiye'den bir buçuk kat yüksek. Bölgenin kaplan ekonomisi sayılan Malezya, IMF reçetelerini reddedip kendisi çözüm üretmiş.
3. PAZARLARDA çeşitli orman ürünleri satılıyor: Otlar, erkeklerin cinsel gücünü artıran balık yağı, çok kısa zamanda sakal çıkaran esanslar, "bir ayda 40 kilo zayıflatan" haplar! En garibi de vibratörlerin, özel penis pompalarının, kadınlar için çeşitli cinsel aletlerin ve satışı kesinlikle yasak olan Viagra'nın uluorta satılması...
4. Malezyalılar homoseksüelliğe karşı da epey hoşgörülü. Kuala Lumpur 100-250 katlı binalarıyla bir nevi mini New York.
5. Hayat epey pahalı, zira fiyatlar Avrupa'daki gibi. En ucuz otellerin geceliği 75 Euro. Herkes bisiklet kullanıyor. Çocuklar geleneksel ve tertemiz giysilerle İslami okullara gidiyor.
6. KUALA Lumpur'da türbanının üzerine şapka takmış kadın polisler dikkat çekici ama aynı Kuala Lumpur ve Langkawi Adası'nda geceleri barlar Filipinli ve Taylandlı kızlarla en çılgın hizmetleri veriyor.
7. Müslüman kadınlar türban konusunda özgür ve istedikleri takdirde gayet seksi kıyafetler de giyebiliyor. Öğrenciler de dersten sonra baş örtülerini çıkarabiliyor. Malezya'da kadınlar iş hayatına atılıyor; hatta avukat ya da polis şefi olabiliyor...

Milliyet’in Malezya’sı…
Milliyet gazetesi de Malezya’yı konu edindi bugün. Ece Temelkuran Malezya gözlemlerinde dengeli bir tavır sergilemeye çalışmış ve Malezya’nın çelişkili dünyasını gözler önüne sermiş. Temelkuran “Türkiye ile alakası yok” diyor ve Malezya’nın şu özelliklerini ön plana çıkarıyor:

1. Malezya ne geçmişiyle ne siyasi ve toplumsal yapısıyla Türkiye ile hiçbir benzerlik göstermiyor. Ülkenin eski İngiliz sömürgesi olması ve İslamın sömürge karşıtı hareketle derin bağları bir yana, sermayeyi elinde tutan Çinliler nüfusun yaklaşık yüzde 30'unu oluşturuyor. Hindular ve bir sürü yerli etnik grubu çıkarırsanız Malezya nüfusunun sadece yüzde 60'ı Malay. Malay olmak demek ise anayasaya göre otomatik olarak Müslüman olmak demek ve bu yeni bir şey değil.
2. Ticari reklam panolarında, televizyon dizilerinde de "başörtülü ve mini etekli kadın barışı" fotoğrafı aynı nedenle gösterilip duruluyor.
3. Kamusal alanda Malay bir kadın memur üniformasının parçası olarak başörtüsü takar ama işten çıkınca da başını açıp yaşayabilir.
4.  Mutlaka izlememizi gerektiren şey, İslami hareketin tıpkı Türkiye'dekine benzeyen "tırmanma" biçimi. Bu tırmanış, siyasal İslamın yükselişe geçtiği diğer bütün yerlerdeki gibi (bir entelektüelin deyişiyle) "sıkılmış diş macununa" benziyor; yani geri dönüşü yok.
5. Türkiye ile Malezya arasındaki çok önemli bir başka benzerlik de laikliği savunan kesimin içine sokulduğu cendere. Aynı Türkiye'deki gibi onlar da "demokratik olmamakla", "insanların kişisel seçimlerine saygı göstermemekle" suçlanıyorlar.
6. "Mideleri ağrıdığı için ağlarlar ama bir Müslümanın orucu erken yaşta öğrenmesi gerekir. Biz beş yaşında başlatırız denemeye. Çok ağlarlarsa uyuturuz ki, iftara kadar bekleyebilsinler." 10 yaşındaki kız ikizlerin babası Hacı Ali, okul çıkışında çocuklarını beklerken ramazan ayının gereklerini neşeyle anlatıyor. Bütün dükkânların kapalı olduğunu ve çocuklarının ramazan boyunca okulda hiçbir şey yiyemediklerini...
7. Türkiye'deki Malezya merakı ya da "korkusu", Amerikalı diplomat Richard Holbrooke'un Türkiye ve Malezya'yı "ılımlı İslamın" örnek ülkeleri olarak göstermesiyle başladı. Türk basınında çıkan haberler de bu korkuyu destekledi. Oysa "Malezya'da oruç tutmayana para cezası kesiliyor" gibi haberler 13 eyaletten oluşan Malezya'nın sadece iki eyaletiyle ilgili.

Şimdi soru şu: Korkmamız gereken Malezya hangisi? Hürriyet’in ki mi, Sabah’ın ki mi yoksa Milliyet’in ki mi?

www.iyibilgi.com



Bu haber 1,110 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,348 µs