En Sıcak Konular

Günay Nazım Hikmet'i getirecek mi?

25 Eylül 2007 10:34 tsi
Günay Nazım Hikmet'i getirecek mi? Uzun yıllar CHP'nin lider adayı olarak kabul görmüş, bir dönem genel sekreterliğini de yapmış olan Ertuğrul Günay, AK Parti'ye geçerek fırtınalar koparmıştı. Günay, hakkındaki tartışmaları, projelerini ve gündemdeki konuları anlattı...

Abdullah Kılıç/ Zaman

CHP'de uzun yıllar adı lider adayları arasında geçti. Partinin bir dönem genel sekreterliğini de yapan Ertuğrul Günay, sosyal demokrat camiada sevilen ve fikirlerine değer verilen isimlerdendi.

Muhafazakâr çevrelerden övgü almayı da başardı. Seçimlerden önce AK Parti'ye katılınca adı yine gündemin ön sıralarına çıktı. İstanbul milletvekili seçilen Günay, şimdi kültür ve turizm bakanı. Günay, hakkındaki tartışmaları, gündemdeki konuları ve projelerini Zaman'a anlattı. Sivil anayasa taslağının masaya yatırıldığı AK Parti komisyonunda etkin görev alan Günay, 1982 Anayasası'nın değişmesine karşı çıkanları anlamıyor. Özellikle sol çevrelerin yeni anayasa itirazına tepki gösterirken, şunları söylüyor: "Sosyal demokratım diyen arkadaşlarımın yeni anayasa taslağı ile ilgili tutumu üzüntü verici. 1991'de seçimlere giderken hem iktidarın hem de muhalefetin en önemli argümanlarından biri bu anayasa değişikliğiydi. Şimdi 82 Anayasası'nın arkasına saklanıyorlar. Örneğin Deniz Baykal; 'Yeni bir anayasaya gerek yok, 82 Anayasası'nı iyileştirelim.' diyor. Bu CHP'nin 94'teki parti programına aykırı. Baykal, yürürlükteki programa aykırı davranıyor."

Mecelle'deki 'Zaman değişince hükümler değişir.' ilkesine atıfta bulunan Günay, sözü yine kendisine getiriyor, "Bugün bulunduğunuz yerde eski adresle değil yeni bir adresle aynı değerleri savunmaya devam ediyorsanız bu bir gelişmedir." görüşünün altını çiziyor. Kültür Bakanı, 'Davadan döndü' suçlamasında bulunan Tarık Akan'a ise şu sözlerle sert çıkıyor: "Bazı arkadaşlar, dünyanın değiştiğinin farkına varamıyor. Ezberlerini tekrar ediyorlar. Üzülerek görüyorum ki, askeri darbelerin acısını çeken insanlar bugün umudunu darbenin ayak seslerine bağlamış."

Yüzde yüz Türk yapımı bir Mevlânâ filminin çekileceği müjdesini veren Kültür Bakanı, Nazım'ın "Bir vapur geçer Marmara önünden / Bir vapur geçer Boğaz'a doğru / Nazım usulcacık okşar vapuru /Yanar elleri" mısralarını okurken gözleri doluyor: "Böyle bir insanın mezarının Türkiye topraklarında bulunması hem dini hem insanî bir görevdir."

Kültür ve Turizm Bakanı olmayı düşünüyor muydunuz? Gerçi bakan olacağınıza kesin gözüyle bakılıyordu ama Kültür pek kimsenin aklına gelmiyordu.

Çalışma bakanı, Adalet Bakanı, Başbakan Yardımcısı olacağım söylendi; ama son dönemlerde kültür bakanı olacağım ile ilgili birtakım duyumlar almıştım. Turizm Bakanlığını da çok önemsiyorum, ama Kültür beni heyecanlandırdı.

Sizce iki bakanlık ayrılmalı mı?

Ayrılmayacağı konusunda Sayın Başbakan'ın Bakanlar Kurulu'nda yaptığı bir açıklama var. Turizmi sadece deniz-güneş-kum gibi algılarsak belki ayrılabilir; ama tarihsel ve kültürel değerlerimizin dünyaya tanıtılması gibi algılarsak, turizmin en önemli alt yapı alanı kültür varlıklarının güçlendirilmesi olarak ortaya çıkıyor.

Siz sosyal demokrat bir geçmişe sahipsiniz. AK Parti ise daha çok muhafazakar yapısıyla öne çıkıyor. Partinin bir kültür politikası var mı? Sizin anlayışınızla örtüşüyor mu?

AK Parti'nin siyasete bakışıyla benim şimdiye kadar siyaset kulvarında savunduklarım arasında ciddi bir örtüşme var. Toplumun değerlerinden kopmayan bir gelişme çizgisi bana çok doğru gözüküyor. Yahya Kemal'in söyleyişiyle, "Kökü mazide olan ati" anlayışı toplumu geliştirecek bir yol. Bugün Kültür Bakanlığı'nın anlayışı da bu. Tarihsel değerlerimize sahip çıkacağız, kendi insanımıza ve dünyaya sergileme konusunda emek vereceğiz. Türkiye kazanacak ve yeni yatırımlara kaynak ayırabilecek. O yüzden eskiden savunduğum fikirlerle bugün yaptıklarım arasında tam bir uyum var. Ben sosyal demokrat çizgide savunduklarımı -ki şimdi sosyal demokratlara bakınca sosyal demokrat olup olmadığım da tartışılır- aynen savunmaya ve onu AK Parti'nin siyaset felsesi içinde bir sentezle sürdürmeye gayret ediyorum.

Türkiye, 2008'de Frankfurt Kitap Fuarı'na konuk ülke olacak. 2010'da ise İstanbul Kültür başkenti etkinlikleri var. İki konuda da gözle görülür pek bir şey yok. Kitap Fuarı ile ilgili ajandasının belli olması lazım. Neler var bu ajandada?

Göreve geleli bir ay olmadı; ama devlet süreklidir. O yüzden bundan önce yapılmış olanlar, yapılamayanlar, yapılacak olanlar beni ilgilendiriyor ve ben bu 20 gün içinde geçmişte neler yapıldı, nasıl daha iyi şeyler yapabilirize baktım. Yayıncılık konusunda benim de önyargılarım vardı. Önceki yıllarda MEB, Kültür Bakanlığı yayınevlerine gider, bunların çok resmi, soğuk bir yüzü olduğunu görürdüm.

Akademik kitaplar çıkar genelde...

Akademik kitaplar; kapağın, konu başlıklarının albenisi yok. Fakat birkaç yıl içinde iyileştirmeler olduğunu gördüm. Türkiye'nin arkeolojik zenginlikleriyle, el sanatlarıyla tarihsel varlıklarıyla ilgili, prestij kitapları basılmış; bunlar devam edecek. Halil İnalcık hocanın Osmanlı Uygarlığı, dört ciltlik Edebiyat Tarihi gibi özgün çalışmalar devam edecek. İkincisi, bazı kültür sanat insanlarıyla ilgili kitaplar basılmıştı. Önümüzdeki yıl Ahmet Hamdi Tanpınar, Tarık Buğra, İdris Küçükömer'i düşünüyoruz. Görselliğini de, içeriğini de geliştireceğiz bu yayınların.

Bunların geleceğe dair ne söylemesini istiyorsunuz?

Şimdiye kadar yapılanlara saygı duyuyorum, ama biraz daha onu aşan bir şey yapılması gerektiğini telaffuz ediyorum. 20 tane makalenin derlenmesi değil kastettiğim. Hangi ortamda, hangi fikri ızdırapların etkisinde yazmışlar, okuyanın bunu algılaması gerekiyor. Tabii bunları yaparken resmi tarihi de sorgulayan çalışmalar yapmamız lazım.

TEDA projesi bakanlığın yüz akıydı. Devam edecek mi?

Daha da geliştireceğiz. Frankfurt Kitap Fuarı'nda konuk ülke olmamız, Türkçe'nin Almanya odaklı olarak dünyaya tanıtılması açısından bir vesile. Bu fuar onun denemesi olacak. Ekim ayından başlayarak, nisana kadar bir planlama yapacağız. Almanya'nın farklı yerlerinde panel, konser, tiyatro ve sinema çalışmalarına destek vereceğiz. 2008'in Ekimine gelirken Almanya'nın bütününde bir final çalışmayı planlıyoruz. Frankfurt Kitap Fuarı, İstanbul Kültür Başkenti projesinin de çok ciddi bir ön çalışmasıdır.

Fuara Orhan Pamuk'u da çağıracak mısınız?

Elif Şafak bizimle, bu yıl geliyor fuara. Gelecek yıl Orhan Pamuk da olacak. Bu bizim ona karşı saygımızın, onun Türkçeye karşı borcunun gereğidir. Bu konularda hiçbir ayrımcılık olmayacak. Başka güzel bir gelişme de, önceki yıllarda farklı stantlarda temsil edilen yayıncıların bu kez bir arada olmaları.

Atilla Koç, Taksim'deki AKM'nin yıkılacağını söylemişti. Bu konuda bir politika değişikliği var mı?

Sayın Koç'un söylediği aslında daha güzel bir kültür merkezine kavuşmasıydı... Ama bunu söylemeden yıkılacak sözünü söylediğiniz zaman tepki alırsınız. Bu konuda bir niyet var. Ben bu niyeti, daha işlevli bir kültür merkezi olarak anlıyorum. Eğer uluslararası bir projeyle biz oraya yeni bir yapı ortaya koyacaksak kimsenin buna hayır diyeceğini zannetmiyorum. Ama şu anda böyle bir uluslararası proje henüz yok.

Dünyanın önemli başkentlerine Yunus Emre Enstitüsü açma projesi, Mustafa İsen'in fikriydi. Bu projeyi sürdürecek misiniz?

Ben Yunus Emre'yi kendi hayatımda çok önemseyen bir insanım... Çocuğumun adını Yunus Emre koymayı düşünmüştüm. Sonra bu ismin gölgesinde kalabilir diye vazgeçtim. Bu yüzden Yunus Emre projesi beni heyecanlandırdı. İleride bununla ilgili yönetim kurulu çalışması, mütevelli heyeti çalışması yapacağız. O, Türk insanının muhayyilesinin zenginliğini gösteren inanılmaz bir ortak sestir. Bizim yüreğimizin sesidir.

Nazım Hikmet ile ilgili de bir açıklamanız oldu. Umarım Nazım'ın mezarını getirmeyi başırırsınız.

Bu, her kültür bakanının, mezarının başına giden, vasiyetini bilen herkesin yüreğinden geçti. Türk dilinin yetiştirdiği çok büyük ozanlardan biri. Türkiye'de her aykırı düşüncenin karalandığı bir dönemde o da suçlanmış ve vatanı terk etmek zorunda kalmış. "Bir vapur geçer Marmara önünden / Bir vapur geçer Boğaz'a doğru / Nazım usulcacık okşar vapuru / Yanar elleri" mısraları yüreğinin nasıl dağlandığını gösterir. Böyle bir insanın mezarının Türkiye topraklarında bulunması hem dinî hem insanî bir görevdir. Şimdiye kadar söylendi, gerçekleştirilemedi. Belki yine gerçekleştirilemeyecek, ama keşke getirilebilse. Bu vatanın toprakları bütün evlatlarını kucaklayacak kadar derindir ve bereketlidir.

Müzeler 3-4 sene öncesine kadar yol geçen hanı gibiydi. Son üç dört yıldır denetimler yapılıyor, soruşturmalar açılıyor. Birkaç bürokrat çok güzel işler çıkardı...

İlk defa denetim yapılıyor, bu da bizden önceki dönemde başlamış. Birçok müzeye, birçok ören yerine elektronik sistemle gözlem konulabilmiş. Ankara'dan biz bunu görebiliyoruz. Müzelerde ne var ne yok, ne kaybolmuş bunları öğrenmeye başladık. Bunlar çok ihmal edilmiş. Ören yerlerinin elektronik sistemle gözlenmesi, müzelerin envanter çalışmasının yapılması, ilk defa 2003'ten beri yapılıyor.

'Çağdaş müzecilik' ne zaman hakim olacak?

Bütçe çalışmalarında bize anlayış gösterilmesi için çaba sergileyeceğiz. Turizmden 20 milyar dolarlık gelirimiz var bu yıl. Bütçenin içinde en önemli pay turizm gelirleri. Bunu 2013'te 40 milyar dolara çıkarma hayallerimiz var. Bu inanılmaz önemli, ama buraya ne yatırım yapıyoruz? Çok ciddi sorunlarımızdan birisi ören yerlerimizdeki kazıların korunabilmesi. Bizim Topkapı Sarayı'nda dahi ciddi uzman çalışana ihtiyacımız var.

Tarık Akan, dünyanın farkında değil

"Tarık Akan gibi bazı arkadaşlarımız durdukları yerde duruyorlar ve dünyanın değiştiğinin farkına varmıyorlar. Geçmiş yıllarda askerî darberelerin acısını çekmiş insanlar, bugün umutlarını darbenin ayak seslerine bağlamışlar. Demokrasiyi anlamadan ne sosyal demokrat, ne sosyalist demokrat, ne de nitelikli insan olunabilir."

Camiayı iyi tanıyan bir müsteşar istiyorum

"Sayın Mustafa İsen'in vasıflarını çağrıştıracak bir müsteşar istiyorum. Sanat camiasını tanısın, kültür adamı olsun; hem turizmi, hem büroksiyi, hem de bizim bürokratik bir bakanlık olmadığımızı; işimizin, engelleri kaldırmak olduğunu bilsin. Birkaç arkadaşımız var, önümüzdeki günlerde netlik kazanacak."



Bu haber 328 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,083 µs