En Sıcak Konular

''PKK 'bu ortamı nasıl kullanabilirim' derdinde''

31 Mayıs 2015 09:15 tsi
''PKK 'bu ortamı nasıl kullanabilirim' derdinde'' Başbakan Yardımcısı Akdoğan, gündeme dair soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "PKK, kendi amacına hizmet etmek için 'bu ortamı nasıl kullanabilirim' onun derdinde. Böyle bakınca ortada makas değişikliği var. Öcalan, şubat başında mesaj verdi, şubatın son günü anca açıklayabildiler çünkü ayak diriyordu Kandil, bir makas değişikliği oldu" dedi.
 
Akdoğan, Ülke TV'de "Gündem Özel" programında gündeme dair soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.
 
Ankara'daki seçim atmosferini nasıl gördüğü sorulan Akdoğan, uzun zamandır seçim kampanyasını başlattıklarını, diğer partilerin ise sadece son birkaç haftadır kampanyalarını sürdürdüklerini söyledi.
 
Akdoğan, ilçe, köy ve mahalleleri gezdiklerini ve diğer partilerin ortalıkta olmadığını ifade ederek, "Partilerin araziye bütün gücüyle yüklenmesi gerekir ama hiç kimse ortalıkta yok. Bu aslında yeni bir durum, daha önceki seçimlerde böyle olmazdı. Teşkilat ve adaylar olarak arazide yoklar. Bu şöyle bir şey: Bu siyasi partiler arasında ciddi bir işbirliği ve ittifak var. Normalde bunların siyasi kimlikleri, ideolojileri, kitleleri farklı özellikte insanlar. Ama buna rağmen bir işbirliği var. Bunlar çok fazla sokağa çıkarsa yani görünür olursa o zaman bu işbirliğinde bir çatlama meydana geliyor" diye konuştu.
 
Bu yüzden oy kaybetmemeleri ve ittifaka zarar gelmemesi için bir şekilde adayların, ideolojilerin geride tutulduğunu kaydeden Akdoğan, bu partilerin adaylarından utandıkları yönünde bir yaklaşım içinde olduklarını aktardı.
 
"Vesayet sistemine çomak sokuldu"
 
Akdoğan, AK Parti'nin, kurulduğundan itibaren karalamalarla karşı karşıya kaldığını belirterek, "AK Parti'nin kurulması, iktidar olması, burada vesayet sistemine çomak sokuldu. Daha sonra vesayet sistemini isteyenler 'AK Parti'yi nasıl devirebilirim' hesapları içine girdi" şeklinde konuştu.
 
"Terör, Türkiye'de siyaseti baskı altına almak ve dizayn etmek için kullanılan bir enstrüman olmuştur" görüşünü dile getiren Akdoğan, "Bu vesayetin aktörleri vardır, merkez medya, birtakım sermaye ağaları da hep bunu desteklemiştir ve böyle bir vesayet düzeni kurulmuştur. AK Parti geldiğinde birtakım karalama kampanyaları vardı, en sonunda da yerel seçimde CHP ile MHP arasında işbirliği yaptırttılar. Sonra cumhurbaşkanlığı sürecinde 14 partiyi bir araya getirdiler ve yine AK Parti'nin bileğini bükemediler" diye konuştu.
 
Akdoğan, şimdi ise "Acaba AK Parti'yi devirebilir miyiz?" adında yeni bir senaryo olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
 
"Bunun için sadece muhalefet bloğundakileri bir araya getirme değil, her yol ve yöntemi deniyorlar. Yani terör örgütleri bir tarafta saf tuttu, paralel yapıyla bölücü örgüt sıkıfıkı olabiliyor, birbirleriyle bir şekilde paslaşabiliyorlar. Burada yeni bir senaryo devreye girdi. Dediler ki 'biz, HDP'yi parti olarak seçime sokarsak ve barajı aştırırsak AK Parti tek başına iktidar olamaz, bir şekilde AK Parti'yi engellemiş oluruz'. Buna ben 'kaos planı' diyorum. Yani dediler ki 'HDP barajı geçemezse ortalık karışır, eğer geçerse hükümet kurulamaz'. Çünkü bunların iktidar koalisyonu olma imkanı olmadığını zaten kendileri de söylüyorlar. 'Türkiye'de tekrar kriz olur, bunlar da vesayetçi yapılar da tekrar bir yeni bir düzen kurarlar'. Bu yapı, HDP'nin varlığına karşı normalde. Bunlar HDP ile işbirliği yapıyor, kendini kullandırtıyor. Onun da ötesinde Paralel Yapı gibi Çözüm Süreci'nin düşmanı olan bir yapı var. Peki, HDP kendi varlığına karşı, Çözüm Süreci'ne karşı olan bu adamlarla niye işbirliği yapıyor? Senin zaten 40 milletvekilin var, 50 tane olsa ne olacak?"
 
"HDP'den ziyade 'PKK ne yapmaya çalışıyora' bakmak lazım"
 
Tüm bunlara rağmen HDP'nin parti olarak seçime sokulduğunu anlatan Akdoğan, şöyle devam etti:
 
"Vesayet özlemcileri, 'vesayet düzenini nasıl kurarız' diye bakıyorlar, HDP de 'böyle bir kaos ortamı çıkarsa, yani siyaset kurumu tekrar etkisizleşirse, 'PKK zaten aslında ne yapmaya' çalışıyorsa bakmak lazım HDP'den ziyade. PKK, hiçbir zaman siyasi çözüme inanmadı, demokratik çözümü zaten kabul etmiyor. Diyor ki 'benim daha iyi hedeflerim var, ütopyam var, kırmızı elmam var. Ben bunu devrimci halk savaşıyla yapacaktım, senin demokratik siyasetle bulacağın çözümü ben niye kabul edeyim?' PKK, kendi amacına hizmet etmek için 'bu ortamı nasıl kullanabilirim' onun derdinde. Böyle bakınca ortada makas değişikliği var. Öcalan, şubat başında mesaj verdi, şubatın son günü anca açıklayabildiler çünkü ayak diriyordu Kandil, bir makas değişikliği oldu, Selahattin Demirtaş Amerika'ya gitti geldi, Kobani olayları bir sürü sıkıntılar yaşandı. Barajı geçmek tek başına ne sağlıyor?"
 
"Senin belinden tabancan görünüyor"
 
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Kandil açıklama yapıyor, 'Biz seçime kadar tehdit etmiyoruz', seçimden sonra edeceksin yani. Senin varlığın demokrasiye tehdittir. Biz masaya oturuyoruz, senin belinden tabancan görünüyor. Açık tehdit yapıyorlar" dedi.
 
AK Parti'nin olmadığı bir ortamda Çözüm Süreci'nin de olmayacağını ifade eden Akdoğan, seçim sürecinde "Çözüm Süreci'ni sahipleneceğim" diyen hiçbir partinin çıkmadığını belirtti.
 
"Bizim meselemiz HDP'nin barajı geçmesine karşıtlık yapmak değil" diyen Akdoğan, AK Parti'yi devirmeye çalışan bir koalisyonun bulunduğunu, HDP'nin bunların amacına hizmet ettiğini ve kendisini kullandırttığını söyledi. Akdoğan, "Bu herhangi bir partinin barajı aşma meselesi değil, 'AK Parti'yi bir şekilde nasıl devirebiliriz' koalisyonunda kendisini kullandırtmalarıdır. Bizim eleştirdiğimiz bu" diye konuştu.
 
Akdoğan, partilerin barajı geçip geçmeyeceğine milletin karar vereceğini kaydederek, HDP'nin barajı geçmesi durumunda saygı duyacaklarını ancak geçmemesi durumunda da milletin iradesine saygı göstermeleri gerektiğine işaret etti.
 
HDP'nin tehditkar söylemler kullandığına dikkati çeken Akdoğan, "Ortada bir siyasi denklem var. Bu denklemde HDP'ye yüklenen bir misyon var. Biz onu eleştiriyoruz. Bu açıdan ben 'HDP'nin barajı geçmemesi süper olur' derken şunu kastediyorum; biz mümkün olduğu kadar çok milletvekiline sahip olmalıyız ki anayasayı değiştirmeliyiz. Çözüm Süreci de bu bağlamda ivme kazanır. 'Anayasayı değiştireceğiz' diyen başka bir parti var mı?" diye sordu.
 
"Aday listeleri bile Kandil'de belirleniyor"
 

HDP'nin terör örgütünün vesayeti altında olduğunu vurgulayan Akdoğan, "Aday listeleri bile Kandil'de belirleniyor. En ufak laf söylediklerinde Kandil'deki adam fırçayı basıyor. Kendi iradesini kullanamayan bir yapının güçlenmesi, demokrasinin güçlenmesi anlamına gelmiyor. İlk defa siyaset kurumu şantaja açık hale geldi ve terörize edildi. DHKP-C'ye 'bizi destekliyor' diyerek teşekkür eden bir genel başkan yardımcıları var. Böyle bir şey olabilir mi? bu yüzden ben bunu mahzurlu bir yapı olarak görüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
 
"Dağdan gelmiş bağdakini susturmaya çalışıyor"
 
Çözüm Süreci'ni insanları kucaklamak için gerçekleştirdiklerini anlatan Akdoğan, bu süreci bin yıllık kardeşlik hukukunun gereği olarak gördüklerini bildirdi.
 
Akdoğan, HDP'nin hiçbir eleştiriyi kabul etmediğine de işaret ederek, şunları kaydetti:
 
"Bunların yanlışlarını eleştirdiğiniz zaman sanki Kürtleri eleştiriyorsunuz veya Kürt meselesinin çözümüne karşıymışsınız gibi takdim ediyorlar. Kürt meselesinin çözümü için 30 yıldır uğraşıyorum, ne yapıldıysa biz yapıyoruz. O yüzden bizim bunların yanlışlarını eleştirmemiz lazım. Yoksa bir esaret düzeni kuruyor bunlar, ceberut, hastalıklı bir yapı var. Bunlara biz Kürtleri terk edemeyiz. Dağdan gelmiş bağdakini susturmaya çalışıyor. Bakın bunlar Kobani’de PYD diye bir şey mi vardı. Orada küçük küçük Kürt gruplar vardı. Araplar vardı. Türkmenler vardı. Kandilden silahlı adamlar getirdiler hepsini kaçırttılar, sindirdiler ve üzerlerinde baskı kura kura bir yapı oluşturdular.”
 
“Sanıyorlar ki 100 yıldır PYD diye bunların oradaki uzantısı partisi vardı. Sanki bunlar birden bire orada hakimiyet kurdular, öyle bir şey yok” diyen Akdoğan, Kobani ile Aseki arasında kalanlar ile kendilerine tabi olmayan Kürt aşiretlerinin ve ailelerinin kaçırtılmaya çalışıldığını söyledi. Böylece orada hakimiyet kurmak istediklerini anlatan Akdoğan, bunu Güneydoğu’da da  denediklerini, farklı olan Kürtlerin bölgeden uzaklaştırılmak istendiğini ve göçe zorlandığını vurguladı.
 
6-7 Ekim olaylarında da böyle bir durum yaşandığına işaret eden Akdoğan, şöyle devam etti:
 
"Batıda bir takım partiler var faşist, kafatasçı, şiddet çağrısı yapan. Orada bir yere kadar tolere ediyorlar. Yani şiddet çağrısı fiili bir pratik bir şeye yansıyana kadar tolere ediyorlar. ‘Sapkın bir düşüncedir ama idare edelim’ diyorlar. Ama şiddet çağrısı yaptığında bu zihniyet bir şekilde, başka bir ayrımcılığa dönüşmeye başladığında bakın, batıda bu partiler yavaş yavaş devre dışı bırakılıyorlar. Bunlarda bu şiddetle iç içe geçme bu etnik milliyetçiliği diğerini dışlamaya dönük bir anlayışa hatta kendinden olmayan Kürtleri dışlamaya dönük bir yaklaşım olarak baktığımızda çok farklı bir yapı değil bu."
 
"Bu senaryonun içinde çözüm süreci yok"
 
"Bunların ikisi de paralel bir otorite kurma çabası içerisinde olan anlayışlardır" diyen Akdoğan, "Ortada bir oyun var, bir senaryo var. Bu senaryonun figüranı Selahattin Demirtaş. Bu senaryonun içinde çözüm süreci yok" diye konuştu.
 
"Selahattin Demirtaş'ın bu pozisyonu İmralı'yı da açığa düşüren bir pozisyon değil mi?" şeklindeki soru üzerine Akdoğan, şunları kaydetti:
 
"Bunlar farklı bir rüzgar estirmenin ve Öcalan'ı nasıl devre dışı bırakabiliriz, nasıl bir aktör olabiliriz, şimdi böyle bir şeyin içerisindeler. Karışmazsa niye İmralı'ya gidiyorlar? Talimat almıyorsan İmralı'ya ne diye gidiyorsun, niye gitmek istiyorsunuz? İmralı'ya piknik yapmaya mı gidiyorsun? Bir şekilde onu daha önce de boşa düşüren şeyler oldu. Biri iyi biri kötüdür anlamında söylemiyorum. Bunların temelde zihniyet olarak birbirlerinden farkları yok."
 
"Seçim güvenliğini bozan bir unsur varsa bu terör örgütüdür"
 
HDP'ye yapılan saldırıları kınamak için bir aydının yayınladığı bildirinin anımsatılması üzerine Akdoğan, "Güneydoğu'da vatandaşı kim tehdit ediyor, 'AK Parti'nin mitingine gitme' diye veya işte köydeki muhtarları kim tehdit ediyor? İkide bir Kandil niye açıklama yapıyor, şehir isimleri vererek niye açıklama yapıyor, niye insanları tehdit ediyor? Yani burada seçim güvenliğini bozan bir unsur varsa bu terör örgütüdür ve onun işbirlikçileridir" değerlendirmesinde bulundu.

aa


 

Bu haber 853 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,350 µs