iyibilgi Ankara
Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun Yemene yönelik askeri operasyonu sürüyor. Bir kara harekâtının beklendiği/planlandığı kuvvetlice söyleniyor(du). Ancak bunun için daha fazla askeri güç kadar, siyasi güç de gerekiyor.
İşte bu iki ihtiyacı pekiştirecek güçler Türkiye ve Pakistandı. Hala da öyle ama özellikle Tahran ile Riyad arasındaki gerilim, Suudi Arabistan-Pakistan ve Türkiye arasında bir ittifakın yürütüldüğünü ortaya çıkarmış, gözler özellikle Pakistana dönmüş, İslamabad Riyadın beklediği askeri desteği değil ama politik desteği veren bir açıklama ile yetinmişti. Pakistan, Yemen operasyonunda yoktu ama Riyada yönelik bir girişime müsaade etmeyecekti. Ve anlaşıldığı kadarı ile genel bir koruma da değildi; "Yemen'den gelirse" geçerliydi ki bu da zaten gerçekçi değil.
Bu noktada, Türkiye ile Pakistan arasındaki özel ilişki de hep gündemde oldu. İki ülkenin kadim dostluğu, bu konuda ne yapılacağının, yapılması gerektiğinin gizli-açık müzakerelerine sahne oldu. Ancak ortadaki sonuç belliydi.
Sahibinin sesi konuşuyor
Elbette bu kararın Körfez ülkeleri üzerinde ve bölgede yansımaları oldu, oluyor. Örneğin herkes yüzünü merakla Suud krallığına çevirmişken, ilk ses Birleşik Arap Emirliklerinden duyuldu. BAE, Pakistanda meclisin 5 gün süren oturumdan sonra aldığı Yemende tarafsız kalmalıyız kararını eleştirdi. BAE Dışişleri Bakanı Gargaş, Öyle görünüyor ki İslamabad ve Ankara için Tahran daha önemli dedi.
Pakistan ve Türkiye için neyin önemli olduğuna ilişkin bir açıklama duygusal sayılmalı ama diplomasi, reel-politik öyle değil. Körfez ülkeleri, BAE veya Suudi Arabistan bu iki ülkenin katılımını yeterli bulmayabilir. Ancak yeterli gelmiş olabileceğini de düşünmeli!
Bu nedenle her iki ülkeyi de duygusal çıkışlarla oyuna davet etmenin bir anlamı yok. Zaten yine her iki ülke, BAEnin sözlerinin aslında Riyaddan çıktığının hatta BAEnin Mısırla nispî yakınlığının da bu sözlerde etkisi olacağını düşünebilir. Ancak bu tartışmaların anlamı yok.
İranın ne dediğini biliyor musunuz da...
Her iki ülkenin, İranla temasları oldu. Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan Tahranı ziyaret etti ve bu tüm dünya tarafından izlendi. Diğer yandan, İranlı yetkililer, başta Dışişleri Bakanı olmak üzere, Pakistanla görüşmeler gerçekleştirdiler. Ve bunların sonucunda bir tablo ortaya çıktı. Bu tablonun ne olduğunu tüm detaylarıyla bilen ülke sayısı da sınırlı. Ama genel olarak şu söylenebilir; küresel dengelerle bölgesel dengeleri uyumlu hale getirecek bir düzen aranıyor!
Bunun Yemen bağlamındaki anlamı, Türkiye ve Pakistana kızmadan önce, büyük güçlerin yeni Yemen yönetimi noktasındaki fikirleri ile Riyadın aklındakileri uyumlu hale getirmek.
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle