En Sıcak Konular

Yüce Divan Oylama sonuçları için kim ne dedi?

21 Ocak 2015 16:12 tsi
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) eski dört bakanı yolsuzluk ve rüşvet ile ilgili olarak Yüce Divan'a göndermemesine siyaset dünyasından tepkiler yağdı.

TBMM Genel Kurulu'nda 4 eski bakan Egemen Bağış,Zafer Çağlayan,Erdoğan Bayraktar ve Muhammer Güler'le ilgili yapılan Yüce Divan oylamasının ardından çıkan karara tepkiler git gide artıyor.İşte o tepkiler;

BBP lideri Mustafa Destici: İktidar çoğunluk gücünü kullanarak yargılamanın önünü kapattı

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) eski dört bakanı yolsuzluk ve rüşvet ile ilgili olarak Yüce Divan'a göndermemesiyle ilgili olarak,"Türkiye Büyük Millet Meclisi bize göre hukuk, demokrasi ve erdem sınavından geçememiştir. Bu sınavlardan kalmıştır. İktidar partisi çoğunluk gücünü kullanarak yargılamanın önünü kapatmıştır. Daha bundan 1 hafta önce şeffaflık paketi açıklayan Sayın Başbakan ‘a seslenmek istiyorum. Bir taraftan şeffaflık paketi açıklıyorsunuz, öbür taraftan iktidar, çoğunluk oylarınızla yargılamanın önünü kapatıyorsunuz. Bu ikisini nasıl izah ediyorsunuz Sayın Başbakan. Türk milletine bu ikisini nasıl izah edeceksiniz?” dedi. Destici, Merkez Bankası'nın faiz indirme kararının cumhurbaşkanının baskılamasıyla hatta tehditlere varan söylemleri sonucu gelmiş olmasının Türkiye ekonomisi açısından çok düşündürücü olduğunu da vurguladı.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Destici, toplantıya atanamayan öğretmenlerden oluşan bir grupla katıldı. Destici, atanamayan öğretmenlere ilişkin, “Öğretmen açığı olan bir yerde siz ne yaparsanız yapın, hangi okul binasını yaparsanız yapın, hangi bilgisayarı hangi akıllı tahtayı koyarsanız koyun, netice alamazsınız. Öğretmen yoksa, dolayısıyla da hiçbir şey yapmamış olursunuz. Bu yönüyle baktığınız zaman Türkiye’de hala yüz binlerce öğretmen açığı var. Bir tarafta öğretmen açığı var, bir tarafta da sayıları 400 bine yaklaşan bu gidişle de birkaç sene sonra 500 bini de geçecek atanamayan öğretmenlerimiz var. Cumhurbaşkanına seslenmek istiyorum. Lütfen sözünüzü tutun ve bu atanamayan kardeşlerimizi bir an önce atamasını yapın. Bu işlere siyasi olarak bakmaktan vazgeçin. Tamamen seçimlere yönelik bir malzeme olarak kullanılıyor. Bir bakıyorsunuz ‘Şubat’ta atama olmayacak’ deniyor ama o yıl seçim varsa atama yapılıyor.” ifadesinde bulundu.

“BÜTÜN KURULLAR TALİMATLA, TEHDİTLE KARARLARINI ŞEKİLLENDİRMEKTE”

Merkez Bankası’nın faiz kararını değerlendiren Destici, “Bu faiz kararının Sayın Cumhurbaşkanı’nın baskılamasıyla hatta tehditlere varan söylemleri sonucu gelmiş olması gerçekten Türkiye ekonomisi açısından çok düşündürücü. Bunun sonucunda Türkiye ekonomisi zaten kırılgan olan bir ekonomi, borçla dönen bir ekonomi. Dolayısıyla da bu karar, isterdik ki Merkez Bankası’nın kendi özgür kararı olsun. Ama maalesef Türkiye’de hiçbir kurum kendi hür iradesiyle, kanuna yasaya bakarak karar verebilecek bir konumda değil. Bütün kurumlar baskı altında. Bütün kurullar talimatla, tehditle kendilerine yapılan bir takım baskılarla kararlarını şekillendirmekte.” diye konuştu.

“ORALARI BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE PKK’YA MI BIRAKIYORSUNUZ?”

BBP Genel Başkanı hükümetin Cizre’de sorumlu aradığını söyleyerek, hedef saptırdığını belirtti. Destici, “Başka sorumlular gösteriyor. Cizre’de bugün ne yaşanıyorsa sorumlusu Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Başbakan, ilgili bakanlar, yürütme. Başka sorumlusu yok kardeşim. Milleti niye kandırıyorsunuz?. Bu işin iki tane sorumlusu var. Bir; devleti yöneten iktidar, iki; PKK, ve onun siyasi uzantıları yani çözüm ortakları. Hayret ediyorum, devlet niye gücünü kullanarak bu hadiseleri durdurmuyor? Devlet bir ilçesine hakim olamıyor mu? Orada her gün tecavüzler, gasp, hırsızlık gibi hadiseler vuku buluyorsa o zaman siz niye iktidarda duruyorsunuz, çekin, gidin. Sayın Başbakan Şişli’yi ağzına dolamış. Cizre, siz de bir ilçeyi yönetemiyorsunuz, ne farkınız kaldı? Aylardır Cizre’de güvenliği sağlayamıyorsunuz. Bırak Şili’yi hukuk halletsin, sen Cizre’ye bak Sayın Başbakan. Senin gündemin Şişli Belediyesi olamaz. Çözemiyorsanız gidin. Ama çözmek mi istemiyorsunuz, bazı şeyleri olgunlaştırıyor musunuz? Çözüm müzakere taslağı içerisinde bu da mı var? PKK’ya alan hakimiyeti mi açıyorsunuz? Oraları bilinçli bir şekilde PKK’ya mı bırakıyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

“TBMM, HUKUK, ERDEMLİK SINAVINDAN GEÇEMEMİŞTİR”

Destici, şöyle devam etti :”Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki bu sonuç milletin vicdanında karşılık bulmamıştır. Tam tersinde milletin vicdanını yaralamıştır. Bu sonuçla birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi bize göre hukuk, demokrasi ve erdem sınavından geçememiştir. Bu sınavlardan kalmıştır. İktidar partisi çoğunluk gücünü kullanarak yargılamanın önünü kapatmıştır. Daha bundan 1 hafta önce şeffaflık paketi açıklayan Sayın Başbakan ‘a seslenmek istiyorum. Bir taraftan şeffaflık paketi açıklıyorsunuz, öbür taraftan iktidar, çoğunluk oylarınızla yargılamanın önünü kapatıyorsunuz. Bu ikisini nasıl izah ediyorsunuz Sayın Başbakan. Türk milletine bu ikisini nasıl izah edeceksiniz?”

“HUZUR-U MAHŞERDEKİ YARGILAMALARDAN NASIL KAÇIRACAKLAR”

İktidarın çoğunluk gücünü bugün itibariyle 4 eski bakanı Yüce Divan'dan kaçırdığını söyleyen Destici, “Ama peki millet vicdanındaki ya da ilahi adalet, huzuru mahşerdeki yargılamadan nasıl kaçıracaktır? Onunla ilgili de çoğunluğu ya da çözüm önerisi var mıdır Sayın Başbakan’ın. AK Parti grubu içerisinde 50 civarında milletvekili kendi vicdanlarının sesini dinleyerek oy kullanmışlardır. Yukarıdan gelen talimatlara, baskılara, tehditlere boyun eğmemişlerdir. Bize göre çok asil bir duruş sergilemişlerdir.” dedi.

MHP'li Oktay Vural: Yüce Divan oylaması darbe değil; Rüşvet ve yolsuzluk olduğunu tescilledi

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, dün Meclis Genel Kurulu'nda yapılan Yüce Divan oylamasıyla 17/25 Aralık'ın darbe girişimi olmadığı, açıkça rüşvet ve yolsuzluk olduğunun bizzat Adalet ve Kalkınma Partisi'nin vekilleri tarafından tescillendiğini söyledi. Vural, iktidarın 276'ının altında kalarak fiilen düştüğünü ve artık hükümette 'Topal Ahmet ördek' olduğunu kaydetti.

Oktay Vural, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. AKP'nin hükümet vasfını yitirdiğini savunan Vural, rüşvet ve yolsuzluğu sıfırlayan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin milli iradeyi sıfırladığını ve güven oyu alamadığını söyledi. Bu tablonun iktidarın millet vicdanından nasıl korkup kaçtığını, milleti temsil edemediğini gösterdiğini anlatan Vural, "Rüşvet yolsuzluk 4 bakanın meselesiydi. Dünkü oylama ile AKP'nin savunması geçersiz kaldı, AKP zihniyeti meselesi haline gelmiştir. 276 oyu alamamıştır ama herhangi bir delil yoktur, şüphe yoktur diyerek Yüce Divan kararını vermeyen komisyon, Mecliste güven oyu alamamıştır. Bu karar, 4 bakanın Yüce Divan'a gitmesini engellemiştir ama AKP, miletin vicdanı, ahlakı ve hukukuna karşın, yolsuzluk batağına battığını tescillemiştir." diye konuştu.

Yüce Divan için red veren AKP'li milletvekillerinin hukuku, adaleti ve vicdanı hakladığını belirten Vural, "Rüşvet ve yolsuzluk çatlağının ne kadar derin olduğunu, darbe olduğu masallarına inanmadığını ortaya koymuştur." ifadelerini kullandı.

"Davutoğlu hangi yüzle darbe var diyeceksiniz, hangi yüzle şüphe yok diyeceksiniz." diye soran Vural, bu kararın kimsenin içine sinmediğini ve komisyon raporunun yeterli olmadığını kaydetti. Yüce Divan'a evet diyen AKP'lileri tebrik eden Vural, bu meselenin vicdan meselesi olduğuna dikkat çekti.

Başbakan Davutoğlu'nun milletvekillerine baskı yapılmadığına yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Vural, "Demek ki komisyona baskı olduğunu kabul ediyor. 15'er kişi olarak ikna odalarına alan onlar değil mi? Ne derse desin, Yüce Divan'a göndermeme kararı milletten güven oyu almamıştır. 50'ye yakın AKP'li milletvekili de rüşvet ve yolsuzluk olduğunu ifade etmiştir ve bu yönde oy kullanmıştır. Davutoğlu artık kendi kolunu kesmekten başka alternatifi kalmamıştır. Kolsuz Başbakan olarak 7 Haziran'a kadar usulün görevine yerine getirecektir." şeklinde konuştu.

Eski 4 bakanın Türk milletin huzuruna çıkmaya utandıklarını dile getiren Vural, bunun aslında bir mahkumiyet olduğunun altını çizdi. Elektrik kesintisi yapılacağına ilişkin bir soruya ise Vural, "Seçim tatbikatı olduğunu düşünüyorum. Kediler, görevlendirildi mi? Onlar gizli görevlilerdir. MİT yasasına göre görevlendirilmişlerdir." ifadelerini kullandı.

'AKP'LİLER ÖZGÜR İRADELERİYLE OY KULLANMADI'

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Şenliler, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında 4 eski bakanla ilgili Yüce Divan oylamasında AK Parti'li milletvekillerinin özgür iradeleriyle oylarını kullanamadıklarını söyledi.

BBP Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Şenliler, yaptığı açıklamada, Meclis'te yapılan oylamaya iki cepheden bakmak gerektiğini belirterek, "Bunlardan birincisinin milletvekillerinin kendi özgür iradesiyle oy kullanıp kullanmadığına dair oluşan şüphe yaygınlaşmış ve pekişmiştir. Bir kısım iktidar partisi milletvekilinin her türlü baskıya ve manipülasyona rağmen Yüce Divan yönünde oy kullanmış olduğu görülmektedir. Bu dahi yolsuzluk ve rüşvet konusunda toplumun duyarlılığını göstermesi açısından önemli bir ayrıntıdır. Bu ayrıntıda olaya tersinden baktığımız zaman AKP’nin güvenoyu sınırının altında bir sayıya düştüğü görülmektedir. Meclis'ten çıkan kararın söz konusu bakanların Yüce Divana gitmesini sağlayacak sayıda olmaması toplum nazarında bu eski bakanların aklandığı anlamına gelmemektedir." dedi.

Geçmişte adının yolsuzluğa bulaşan siyasi partilerin sonunun hüsran olduğunu vurgulayan Şenliler, "Geçmişte Sayın Tansu Çiller’in, Mesut Yılmaz’ın haklarında çıkan yolsuzluk söylentileri İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ yolsuzluğu söylentileri nasıl ki bu kişilerin lideri olduğu Doğruyol Partisi ile Anavatan Partisi'ni siyaset sahnesinden silmiş ise ve yine İstanbul’da iktidar olan CHP, İSKİ skandalı nedeniyle İstanbul Belediyesini kaybetmişti. Bu gidişle korkarım ki oylamanın bu şekilde sonuç bulması AKP hakkında kamuoyunda rüşvet ve yolsuzluk iddialarını hep devam ettirecektir tartışma konusu olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

"MECLİS'İN İTİBARI YARA ALMIŞTIR"

Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ile anılan 4 eski bakanın Meclis kürsüsünden kamuoyunu tatmin edici bir açıklamada bulunamadıklarına dikkat çeken Şenliler, "Olayın ikinci cephesi bu kadar ağır ve vahim bir iddia karşısında bu suçlamalara maruz kalan eski bakanların Meclis kürsüsünden kamuoyunu tatmin edici bir açıklamada bulunamamalarıdır. Bu husus son derece düşündürücü bir durum olup, bu şahısların kendiliklerinden Yüce Divan'a giderek yargılanıp aklanmaları gerekirdi. TBMM oy çoğunluğuyla eski sayın bakanları belki Yüce Divan'a göndermemiştir ama bu karar millet vicdanında hep tartışılacak bir karar olarak kalacaktır. Halbuki yapılması gereken rahmetli Turgut Özal’ın Devlet Bakanı İsmail Özdağlar hakkında yaptığı gibi bu kişileri Yüce Divan'a sevk edip orada yargılanmalarını sağlamaktı. Bu şekilde Meclis'in itibarı yara almıştır; Meclis, yolsuzlukların üstünü örten, soruşturmadan kaçan, yargıdan kaçan bir konuma düşürülmüştür. Büyük Birlik Partisi olarak hukuk ve demokrasi adına milletin içine sinen bir karar olmadığını düşünmekteyiz." ifadelerini kullandı.

'PARMAK ÇOĞUNLUĞUYLA KİMSE AKLANAMAZ'

AKP’li dört eski bakanın Yüce Divan'a gönderilmemesini, Meclis Soruşturma Komisyonu'nun CHP'li üyesi Erdal Aksünger, “Parmak çoğunluğuyla kimse aklanamaz.” sözleriyle değerlendirdi. Yüce Divan oylamasında AK Parti’nin kendi bloğunda ciddi bir çatlak verdiğine dikkat çeken Aksünger, “Kim neresinden bakarsa baksın, 248 tane oy çıkmışsa ben şunu bilirim, 312 sandalyesi olan bir partinin 248 oy almış adamını kimse aklayamaz. 60 küsur adam, bunların aklanmasına oy vermemiş. Bu 248 oy, hem Recep Tayyip Erdoğan hem de bakanlarını vicdani olarak mahkum etmiştir.” dedi.

AK Parti'li dört eski bakan hakkındaki iddiaları kendilerince ahirete bırakmak gibi bir şey yapsalar da boyunlarının borcu olarak hep orada asılı duracağıı söyleyen Milletvekili Aksünger, “Bu onların boynunda asılı şu anda, asılı olduğuna göre burada kapanmaz. İster maddi ister manevi seçeneklerden, bakın bu kapatılması mümkün olmayan bir hikayedir.” dedi. Meclis çatısı altında bugüne kadar 105 kez Yüce Divan meselesi olduğunu, Yüce Divan’a gidenler olduğu gibi gitmeyenlerin de olduğunu hatırlatan Aksünger, şunları söyledi: “Ama hiçbiri bunun gibi olmamış. Neden? Bu kadar çok maddi dayanağı olan, bu kadar çok hukuki sürecin işlediği, bu kadar çok insanın içinde olduğu, sadece bakanların olmadığı, yüzlerce kişinin içinde olduğu bir yapılanmayı, Meclis’te parmak çoğunluğuyla kimse aklayamaz.”

'248 OY, ERDOĞAN VE BAKANLARINI VİCDANİ OLARAK MAHKUM ETMİŞTİR'

Dün akşam Meclis’te yaşanan manzaranın, iktidarın kendisi açısından da güvenoyu problemi ortaya çıkardığını savunan Erdal Aksünger, “Bir komisyon raporundan bahsetmek mümkün değil. Çoğunluğun aldığı, AKP’lilerin aldığı rapor, daha doğrusu tahakküm raporu. Yukarıdan bindirilmiş kıtaların aslında üzerine çullandığı bir hikaye bu. Bu rapor Meclis’e geldiğinde eğer hiçbir öneri vermeseydik, bu rapor oylanmadan geçecek miydi? Sonuçta asıl olan, oylamanın yapılacağı yer, Meclis’in kendisi. Meclis’in kendisinde şunu gördük ki en azından üç bakanla ilgili konu, Meclis salt çoğunluğunun altında kaldı. Bu, güvenoyu problemi de var demektir. Ayrıca bu rapor, üç bakanla ilgili kabul edilmiyor demektir. Bunu böyle algılamak lazım.” dedi.

Kimsenin Meclis’i mahkeme olarak görmemesini isteyen ve Yüce Divan’a gitmelerinin önü kesilen dört eski bakanla ilgili konuyu vicdani olarak kimsenin aklayamayacağını söyleyen CHP Milletvekili Aksünger, “2015 için ilk günlerinden beri iktidara yakın tüm medyada algı yönetimi, sayfalarca ilanlar verenler, Cumhurbaşkanı'nın devreye girip, ‘İşte komisyon teknik çalışmayı yapmıştır, Meclis de gereğini yapacaktır’ tarzında AKP milletvekilleri üzerindeki baskıları, arkasından gelen ikna odaları, 10-15’erli vekilleri alıp ikna edilmesi sürecine rağmen AKP, kendi bloğunda ciddi bir çatlak vermiştir. Kim neresinden bakarsa baksın, 248 tane oy çıkmışsa ben şunu bilirim, 312 sandalyesi olan bir partinin 248 oy almış adamını kimse aklayamaz; 60 küsur adam bunların aklanmasına oy vermemiş. Bunlar Ahmet Davutoğlu ile bakanlık arkadaşlıkları yapmışlar. Kimin bakanı? Recep Tayyip Erdoğan’ın bakanları. Bu 248 oy, hem Recep Tayyip Erdoğan hem de bakanlarını vicdani olarak mahkum etmiştir. Sadece bakanlar meselesi değil, altında yatan hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk işleri, bir sürü şeyin üzerini örtemezler.” diye konuşu.

Aksünger, Meclis’te ve yargı sürecinde kapatılmak istenen 17 Aralık sürecini merak edenlerin, Meclis sayfalarında yayımlanacak olan komisyon raporlarının en azından muhalefet şerhlerinin olduğu yerleri incelemesini isteyerek, herkesin oradaki ballı börek konuları, lebiderya işleri rahatlıkla görebileceğini söyledi.

(AJANSLAR)

Bu haber 705 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,236 µs