Pax Turkamana ihtiyacı! | " /> Pax Turkamana ihtiyacı! | "/>

En Sıcak Konular

Osmanlı genetiği: Pax Turkamana ihtiyacı!

12 Eylül 2007 17:45 tsi
Osmanlı genetiği: Pax Turkamana ihtiyacı! "Bizler ‘PAX OTTOMANA’nın torunlarıyız. Osmanlı barışının genlerimize yazdırdığı uzlaşma ve bir arada huzurlu yaşama kültürüne sahibiz. Gerekirse bunu dünyaya da öğretebiliriz." Bu yazıyı dikkatle okuyun...

Serdar Turgut/Akşam

Pax Turkamana ihtiyacı 

Başbakan nerede kendisini sempati ile dinleyen bir dinleyici kitlesi bulsa bu tür çatışmayı önleme gücüne sahip tek ülkenin Türkiye olduğunu anlattı.Bu son derece doğru bir saptamaydı. Çünkü bizler ‘PAX OTTOMANA’nın torunlarıyız

‘Soğuk Savaş’ sonrasındaki dünya düzeninin belirleyici ögesinde, insanların kültürel ve dini kimlikleri ile farklı kimlikler arası çatışmanın olacağı tezi vardır. Bu tezin çatışmayı inceleyen bölümü ‘Medeniyetler çatışması’ adı altında formüle edilmiştir. Fukayama’nın işaret ettiği gibi dünyada ideolojilerin sonu gelmiştir ve bu açıdan ‘Tarihin sonuna’ varılmıştır belki ama çatışmalar artık ideolojiler üstüne değil, kültürel ve dini kimlikler üstüne yapılıyor. Bu nedenle sonuna geldiği sanılan tarih de bu tür çatışmalarla yeniden yazılıyor.

Dünyanın bir ‘Medeniyetler çatışması’ ortamına sürüklendiği kuşkusu vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı uzunca bir süredir nerede kendisini sempati ile dinleyen bir dinleyici kitlesi bulsa bu tür çatışmayı önleme gücüne sahip tek ülkenin Türkiye olduğunu anlattı.

Bu son derece doğru bir saptamaydı. Çünkü bizler ‘PAX OTTOMANA’nın torunlarıyız. Osmanlı barışının genlerimize yazdırdığı uzlaşma ve bir arada huzurlu yaşama kültürüne sahibiz. Gerekirse bunu dünyaya da öğretebiliriz.

Ancak son zamanlarda bu güce sahip olan Türkiye, kendi içinde bir ‘Medeniyetler çatışması’na doğru gidiyor. Bu sadece Türkiye açısından değil, dünya açısından önemli bir kriz. Farklı kültürel kimliklerin çatışması potansiyelini engellemeliyiz ve ortaya yeni bir huzur düzeni çıkarmalıyız. İstersek bunun adına ‘PAX TURKAMANA’ da diyebiliriz.

İlk önce Türkiye’de ‘Medeniyetler çatışması’nın belirleyici ana unsurunu tespit edelim ve olası gelişme yönlerini ondan sonra düşünelim.

Cumhuriyet’in kurulması ile birlikte Türkiye’de neredeyse yeni insan oluşturuldu. İnsanların dini kimlikleri ve geleneksel kültürel bağlılıkları yeniden tanımlandı. Bu dini kimliklere ve geleneksel kültürel bağlılıklara yeniden önem verilmesini isteyen politik hareketler (Demokrat Parti, Adalet Partisi, ANAP, AKP) zaman zaman yükselmeye çalıştılar ama bunlar tepkiyle önlenmeye çalışıldı. Son yükseliş denemesini AKP yaptı ve bu kez başarılı oldu. Deyim yerindeyse ‘Önlenemeyen yükseliş’e geçti. AKP yıllardır ihmal edilen dini kimlik ile kültürel kimliklere sosyal ve siyasi hayatta ön planda yer açacak ve yerleştirecek bazı tavırlar aldı.

Bunu toplumsal ve kişisel bir felaket gibi görüp davranmaya başlamak yerine ne olup bittiğini anlamaya başlamakta yarar var. Çünkü çok ihtiyacımız olan ‘PAX TURKAMANA’yı ancak bu anlama süreci sonunda oluşturabiliriz.

Kültürel kimliklerin çatışması ilk önce ve en yoğun olarak kadına bakışta kendisini ortaya koydu. Cumhurbaşkanı’nın eşinin görünümü veya görünmemesi üzerine koparılan tartışma aslında olabilecek yeni uzlaşmanın yönünü göstermesi açısından da çok önemlidir.

Bu konuda, insanların yeni hiçbir şeyi anlamaya çalışmadan tavır almaları son derece yanlış ve anlamsız olacaktır. Cumhurbaşkanı’nın eşinin ‘türbanlı olarak görünecekse hiç ortada gözükmesin’ diye düşünüp mücadele verenler, Hayrünnisa Hanım ortada gözükmediği zaman kendilerini bir zafer kazanmış gibi hissediyor ama onun bu şekilde ortada gözükmemesinin aslında kendilerinin çok da karşı olduklarını söyledikleri din merkezli yaşam biçiminin doğal bir sonucu olduğunu göremiyorlar.

Bilmeyen, anlamayan zihniyetlerin çatışmasından hayırlı bir sonuç çıkması da mümkün değil tabii ki...

Kültürel, dini kimlik gibi son derece hassas konularda karşımızdakini yenme dürtüsüyle yola çıkarsak, karşıdakine bir kimliği, davranış biçimini empoze etmeye çalışırsak sonuç çıkmayacağı neredeyse kesindir.

Yapılacak en iyi şey; bu gibi konuları hayatın doğal akışına bırakıp sıradan insanların içgüdüsüyle bunların çözülmesini beklemektir.

Çözüme başlangıç noktası, üniversitelerin özgür olması gereken ortamına başvurmaktır. Cumhuriyet’i koruduğunu ve düzeni savunduğunu iddia eden zihniyet, yıllardır başı örtülü kızların üniversiteye girişlerini engellemeye çalıştı. Aksine, ‘İsteyen istediği kıyafetle üniversiteye gelsin’ diyebilseydik hem üniversitenin anlamına uygun davranmış hem de bu önemli konunun doğal yoldan çözümü için bir adım atmış olacaktık.

Kendisine saygısı olan hiçbir genç başkasını taklit etmek zorunda bırakılamaz. Zora da gelmez bu iş. Ama başı açık kızlarımız, türbanlı öğrencilerle aynı sırada oturunca kendi kıyafetlerine küçük rötuşlar atmaya başlayacaklar, kapalı olan kızlarımız da belki ortamdan etkilenip kendilerine küçük rötuşlar yapacaklar. Böylece sonunda dini ilkelerden taviz vermeyen yeni bir senteze, ortak yaşam biçimine doğru gidilebilecekti.

Bu bahsettiğim ‘PAX TURKAMANA’nın en önemli unsurudur. Türkiye devraldığı ‘PAX OTTOMANA’ mirası nedeniyle bu sentezi yaratacak ve dünyada ‘Medeniyetler çatışması’nı engelleyecek güce sahiptir. Ancak ilk önce kendi içinde başlamış olan çatışmayı, barışçı bir senteze, bir ortak paylaşılan yaşam biçimine döndürmeyi başarsın, ondan sonrası kolay...

Bu işte önemli sorumluluk Cumhurbaşkanı ile eşine düşüyor. Eş artık bir an önce ortaya çıksa iyi olur. Yeni bir ortak paylaşılan yaşam biçimi yaratmak aynı zamanda yeni bir estetik yaratma anlamına da gelmektedir.

Biz bu yüzden Cumhurbaşkanı eşinin kıyafet seçimindeki estetiğe de çok önem veriyoruz.

 



Bu haber 950 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,883 µs