En Sıcak Konular

600 kiloluk bombanın patlayacağı adresler listesi!

12 Eylül 2007 13:00 tsi
600 kiloluk bombanın patlayacağı adresler listesi! 'Bomba' kelimesinin duyulduğu andan beri, onunla birlikte anılan değişmez bir soru daha bulunuyor. 'Neresi?' Yani bombanın hedefi neresiydi? Bu kritik soru, eylemciyi, silahı ve mesajı belirliyor. Bunun için hedefin belirlenmesi gerekiyor. Tabii 'sür

Ankara’da dün ele geçirilen “rekor büyüklükteki” bombanın “teknik analizi” elbette yapılacak. Hatta iyibilgi de bu metinde bombanın öyküsünü aktaracak.

Hedef konusunda, bombanın bulunduğu coğrafya Ankara olunca bu konuda zorluk çekilmeyeceği bir gerçek. Çünkü Başkent’in her yeri bu bombanın hedefi olacak kadar çok kritik yerle dolu.

Fakat en aptal teröristin bile akıl edebileceği gibi, bir bombanın en çok ses getirecek yere yöneltilmesi basit kuralı burada da geçerli.

Terörist açısından bu hedefin fiziki ve medyatik “bomba”ya dönüşmesi kadar, “siyasi” bir bombaya dönüşmesi de önemli olmalı. Zaten bombanın Ankara’da bulunuyor olması dahi bu düşüncenin bir parçası.

Zamanlama önemli ama aldatıcı mı?

Bombanın ele geçiriliş şekli bile aslında “zamanlama” ile ilgili. 11 Eylül tarihi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki güvenlik güçleri için de bir alarm hali. Ankara’da yaklaşık bir haftadır alınan emniyet önlemlerinin ardında bu var.

Ek olarak 11 Eylül’ün devamı günün, Türkiye siyasi tarihinde önemli olması, 12 Eylül’e denk gelmesi de bu önlemlerin sürekliliğini ve ciddiyetini artırmış durumdaydı.

Bombanın ele geçirildiğinin duyulması ile birlikte dünya basının gösterdiği yoğun ilgi de bununla açıklanabilir.

Ancak şu ana kadar gelen bilgilerden ve analizlerden anlaşılıyor ki, bu tarihlerin ele geçirilen bombayla pek ilgisi bulunmuyor. En çok, bu tarihlerde patlayacak böylesi bir bombanın dünyada da büyük reaksiyon çekmesi hedeflenmiş olabilir. Ama o kadar. Zamanlama ile ilgili sonuç olarak şu söylenebilir ki, temel olarak bu tarihlerle "direkt" ilgisi bulunmuyor.

Hedef neresiydi?

Bu sorunun “eylemci” ile direkt bir ilgisi bulunuyor. Eylemi organize eden her kimse, sadece bu bilgi bile olası hedeflerin bulunmasına büyük oranda yardım edebilir. Şu ana kadar gelen bilgi ve deliller bu bombalı eylemi tasarlayanın terörist PKK olduğunu-resmi açıklamalarla da-gösteriyor.

Peki bu hedefler nereleri ve neden?

Başbakanlık: Kuşkusuz en göz dolduran hedef burası. Üstelik sadece “Başbakanlık” olduğu için bile buranın hedef seçilmesi mümkün. Ancak 12 Eylül günü (bugün) Başbakanlık’ta bir zirve gerçekleşecekti ve ismi “Terörle Mücedele Zirvesi”ydi. Bu nedenle bombayı yakalamayı başaran emniyet güçlerine gerçekten şükran duymak gerekiyor. Zira bu zirvede patlayacak bomba sadece fiziki hasar ve ölümlere yol açmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin imajını da son derece ağır biçimde yaralayacaktı. Başbakanlık binasının hem de teröre karşı yapılan bir zirve sırasında bombalı saldırıya uğramasından daha kötü bir tablo tahayyül edilemez. Bu gerçekleşseydi kuşkusuz biçimde siyasi sonuçları da olacaktı ve hem güvenlik teşkilatı ve hem de siyasi iktidar son derece ciddi sıkıntılar yaşayacak, ucu belki seri istifalara kadar gidecek gelişmelere yol açacaktı. Bu belki şu sıralar özenle korunmaya çalışılan istikrar havasını da zedeleyecekti. Bu yüzden olaydan hemen sonra Cemil Çiçek’in Emniyet Müdürü’nü arayarak çok sıkı teşekkür etmesi normal karşılanmalı.

Anıtkabir: Hatırlanacağı gibi Anıtkabir’e saldırı daha önce denendi. Ancak o deneme başarısız olmuş ve olayın gerçekleşeceği zaman milli bayrama denk düştüğünden büyük bir facianın önüne geçilmişti. Bu sefer yakalanan bombalı aracın Anıtkabir’i hedef alabileceğine ilişkin güçlü bir delil olmadığı gibi ciddi bir karine de bulunmuyor. Esasen PKK’nın eylem biçimi ve eylemlerden “beklentileri” de bu çizgiye oturmuyor. Belki radikal köktenci bir örgütün eylemi söz konusu olsa bu düşünülebilirdi. Bu yüzden denilebilir ki 600 kiloluk bombanın hedefinin Anıtkabir olması zor ihtimal.

İsrail Büyükelçiliği: Bu hedefin seçilmiş olmasının en başta teknik sorunu var. Bu kadar yüklü bir bombanın Ankara’da öyle pek de ahım şahım olmayan, küçük değilse bile hadi mütevazı diyelim bir hedef için kullanılacak olması, profesyonelce hazırlandığı artık belli olan düzenek için küçük kalacağı söylenebilir. Ama bundan öteye terörist PKK’nın İsrail’i hedef seçmesi çok akıl işi değil. Aslında bunun için sebep de yok! PKK’nın Kuzey Irak’ta “ayrı hesapları” bulunan İsrail’i-ve sık tekrarlanan bir iddia olarak özel ilişkililerinin hatırını da kıracak biçimde-hedef seçmesi zor olasılık. Eşyanın tabiatına aykırı! Tek ve çok zorlama ihtimal, şu sıralar düşen yakıt tankları ve İsrail uçaklarının sınır ihlalleri nedeniyle gerilen Ankara-Tel Aviv ilişkilerini iyice rayından çıkarmak için düşünüldüğü teorisi olabilir ki, dediğimiz gibi oldukça zorlama ve böyle bir şey için de PKK’nın kullanılması ihtimali zayıf. Yine İsrail'in terörist başının yakalanmasına verdiği katkının bedeli olarak da bu saldırı planmış olabilir ama bu teori ilkinden de zorlama.

ABD Büyükelçiliği: 11 Eylül tarihinde olayın gerçekleşmiş olması-ki aslında bu tarihte (yani dün) bir eylem gerçekleşmiş değil. Bu tarih aracın yakalanış tarihi. Aracın yerinde duruyor olması da 11 Eylül’de bir eylem düşünülmediği hissini veriyor-ABD’yi doğal terör hedefi haline getiriyor. Ancak hedefin burası olmadığı da hemen hemen İsrail için ileri sürülen tezlerle aynı. PKK’nın direkt biçimde ABD’yi hem de başka yönlere çekilecek bir tarihte hedef alması akil durmuyor. Yani neden olmadığı gibi terörist PKK’nın ABD’yi düşman bellemesi için bir sebep de yok! Yine de ve yine zorlama olmak şartıyla bir senoryoyu el altında tutalım. O da ancak ABD’nin PKK’ya karşı başta Avrupa olmak üzere giriştiği finansal kaynaklarını kurutma hamlesine karşı bir misilleme ve/veya ABD’nin bizim henüz sezemediğimiz (!) PKK’nin Kuzey Irak’tan çıkarılmasına ilişkin muhtemel düşüncesine karşı bir ihtar olarak düşünülebilir.

Cumhurbaşkanlığı: Köşk o kadar geniş bir alının dışından korunuyor ki bomba ne kadar büyük olursa olsun etkili olması imkansız. Keza bu bölge diğer resmi konutları da barındırdığından burada çok yüksek güvenlik önlemleri mevcut. Yani yakalanma ihtimalleri yüksek. Son olarak Cumhurbaşkanı zaten Ankara’da değil. Genellikle çok kalabalık bir bölge de olmadığından hedef olarak seçildiğini düşünmek için neden yok.

Genelkurmay: İşte bombanın çapıyla ilintisiz bir başka hedef. Genelkurmay’a herhangi bir saldırı terörizmden farklı bir şey demek olur. Buraya saldırmak gerçek bir çılgınlık demek. Genelkurmay bu tür olası saldırılara o kadar hazır bir kurum ki, minibüs dış güvenliğe bir kilometre bile yaklaşsa başarı sayılabilir. Detayına girmeyelim ama Genelkurmay ve Köşk çok özel ileri teknoloji duvarları ile de korunuyor. Bombanın uzaktan patlatılması gibi bir ihtimal de yok. Genelkurmay’ın etrafı diğer kuvvet komutanlıkları ile çevrilmiş olduğundan ve tamamının çevresinde park yasağı bulunduğundan aracı park etmek bile çok zor. Yani Genelkurmay’ın hedef seçilmiş olması ihtimali fantaziden öteye gitmez.

Mobil hedef: Eh, işte nispeten akla yakın bir olasılık. Yani bomba yüklü minibüsün önceden belirlenmiş bir güzergaha park edilerek, oradan geçen bir hedefe saldırılması. PKK bir benzerini daha önce Ulus Anafartalar Çarşısı olayında denemeye çalıştı. Bir resepsiyondan çıkan komutanların geçiş istikameti sırasında bombanın patlatılacağı ihtimali üzerinde duruldu. Bu minibüs de benzer bir senaryo için tasarlanmış olabilir. Başbakan Erdoğan’ın bomba sürecinde Ankara dışına çıktığına ilişkin ilk spekülasyonlarda doğruluk payı varsa, güvelik güçlerinin de bunu düşündüğü anlaşılıyor. Ancak şu halde hedef kimdi ve neresi düşünülüyordu kestirmek zor. Fakat diğerlerine oranla daha akla yakın bir olasılık. Bu doğruysa aracın hayli uzağa park edilmesi mecburiyeti anlaşılıyor! Yani güvenlik önlemleri yüzünden yakına park edemeyecek minibüse etki alanını genişletmek için bu kadar çok patlayıcı konmuş olabilir. Öte yandan patlayıcıdaki parça tesiri etkisini yükseltmek için depolanmış 24 tüpgaz olayın kalabalık bir yerde yapılacağının işaretini taşıyor.

Hepsi!: Bununla birlikte bir noktayı da belirtmek lazım. İyibilgi kaynakları bu bombanın bir defada kullanılmayabileceğine de dikkat çekiyorlar. HSBC binasına yönelen bomba bunun ancak üçte biriydi ve ortala çıkan hasar hafızalarda. Doğal olarak eylemi yapanların da böyle bir patlamanın olası sonuçlarını önceden kestirmeleri imkansız.

Bu yüzden minibüsün bir bomba deposu olarak kullanılması ve içindeki bomba malzemelerinden birkaç bomba ve/veya seri bombalamalar için faydalanılmak üzere getirilmiş olması da yüksek ihtimallerden.

Peki bomba patlasaydı ne olurdu? Fiziki ve kanlı sonuçları olacağı söylenebilir ama bizim sorduğumuz “politik” sonuçları! Bu kime yarardı veya kime zarar verirdi? Bu da ciddi biçimde analiz edilmeli! Çünkü gerçek hedef aslında oydu.

www.iyibilgi.com



Bu haber 3,940 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,641 µs