En Sıcak Konular

Kürt asıllı değilim. Ama...

12 Eylül 2007 12:23 tsi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ilk gezisini Doğu-Güneydoğu'ya yapıyor. Gezi Van'dan başladı ve orada Gül'e büyük sevgi gösterilerinde bulunuldu. Otomobilinin küçücük açılmış penceresinden eli görünen Cumhurbaşkanı'nın aracı çiçek yağmuruna tutuldu. Emini

Gül'de sembolleşen çözüm

Ahmet Taşgetiren- İnternet haber

Ortada devlet adına atılan bir adım ve halkın gösterdiği somut karşılık var: Bunun iki taraflı özeti derin sevgidir.

Doğu – Güneydoğu dediğimizde, devlet – halk ilişkilerinin bu kadar derin bir sevgi atmosferinde oluşması çok önemli bir hadise.

Şu soru bence hayati:

-Bu görüntünün en anlamlı yanı nedir?

Bana göre bunun cevabı, “etnisite ötesi” bir sevgi buluşmasının gerçekleşmesidir.

Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olarak, bölge insanı ile etnik beraberliğe sahip değildir.

Şu ana kadar bölge halkına etnik anlamda bir mesaj vermiş de değildir.

Ama ortaya çıkmış bir sevgi gerçeği vardır.

Nedir bunun sebebi?

Türkiye bunu anladığında ve o çerçevede çözümler öngördüğünde bölgenin kangrenleşmiş gibi görünen sancısını tedavi yolu açılacaktır.

Bana göre Abdullah Gül'ün ilk Türkiye gezisini bu bölgeden başlatması şu mesajı içermektedir:

-Bölgenin yaşadığı sancıyı anlıyorum. Önemsiyorum. Bölgedeki sancı devlet için en acil sorun niteliğindedir. Devletin gündeminde en acil sorun olduğunu vurgulamak amacıyla herkesin gözünü oraya yöneltmek istiyorum. ve ben sevgimle, halkla kucaklaşmak için geliyorum. Kürt asıllı değilim. Ama ne farkeder. Sizden biriyim. Siz benim yüreğimin bir parçasısınız. Kanımız kanımıza canımız canımıza karıştı. İçinizde bulunacağım ve soğuk yürekle, asık suratla değil, sizi kucaklayan tebessümümle, sımsıcak kalbimle bulunacağım. Devlet başkanlığı seviyesine kadar uzanan yeni bir dönem başlıyor. kaygıları terkedip, ümitli olabilirsiniz.

Bana göre bölge halkının çiçek yağmurunda somutlaşan mesajı da şudur:

-Evet, bizim için de bölgeye gelen devlet başkanının Kürt veya Türk asıllı olması bir şey farketmez. Yüzünüzdeki tebessümden sevginizin büyüklüğünü anlayacak kadar basiret sahibiyiz. Dilimizi yadırgamayacağınızı, anamızın, bebelerimizin Türkçe bilmemesini yadırgamayacağınızı, hayat tarzımızı yadırgamayacağınızı, ayağımızdaki şalvarı, başımızdaki poşuyu yadırgamayacağınızı, fakirliğimizi bizim için utanç olarak değerlendirmeyeceğinizi, bizim elimizden tutup yukarılara tırmandırmak için bir gayrete soyunacağınızı anlıyoruz. bunun için size verebileceğimiz şey sevgimizdir. Sizinle birlikte bir sevgi yolculuğuna çıkabiliriz.

İşte bu iki mesaj, Türkiye için çok hayati bir gelişmenin işaretidir.

Bölge için açık ameliyat sürecinin sona ereceği bir merhaleye gelinmiştir.

Bu merhalede, Doğu – Güneydoğu yaklaşımında Hükümet kanadı ile Cumhurbaşkanlığının aynı ruh frekansında olması da önemli bir kazançtır. Gül – Erdoğan ikilisi bölge halkı ile iletişimde benzeri bir muhabbet iklimine sahiptirler.

Türkiye, bu olumlu iklimi değerlendirmelidir.

Bu noktada iki farklı dinamiğin oluşturacağı riskten söz edilebilir.

Bir farklı dinamik DTP – PKK dinamiğidir. Burada bir silahlı terör olgusu var, bir de etnik bilinç ağırlıklı yönelişlerle politikalar oluşturan ve bunun için terörle dirsek teması içinde gözüken siyasi yapı var. Bu siyasi yapı o kadar etnik eksen ağırlıklı bir yola girmiştir ki, etnisiteyi aşan çözümler istikametinde nasıl bir zihni restorasyon gerçekleştirecek bunun işaretleri henüz gözükmüyor. Onun için terör örgütünü devreden çıkarıcı girişimler yerine, onu en azından meşrulaştırıcı bir söylemde direniyor.

Gül – Erdoğan çizgisi bölgede etkinliğini artırdıkça ve halk, hizmet eksenli bu devlet – hükümet yaklaşımını gördükçe DTP'nin de PKK'nın da toplumsal zemini yok olacaktır. Çünkü halkta etnik bilinç zemini, sonradan oluşturulmuş ve ancak sınırlı bir alanda etkili olan sun'i bir zemindir. Bu gelişmenin de bu ikili yapıyı hırçınlaştırmasından endişe duyulabilir.

Bu arada, devletin bölgeye yaklaşımının da güvenlik eksenli olmaktan çıkıp, hizmet eksenli hale gelmesi ve bunun halk tarafından belirgin biçimde algılanması gerekiyor. Belki şu mesaj da önemli olacaktır: Bölgede terör azaldıkça devletin hizmet eksenli ilgisi yoğunlaşacak, zaman içinde terörün tuzağına düşenler için daha barışçı çıkış yolları düşünülebilecektir. Bunun bölgede çocuğu dağlara gitmiş annelerin acısını dindirecek önemli bir mesaj niteliği taşıyacağı da açıktır.

Hep konuşuluyordu:

-Terörle mücadelenin askeri boyutu önemli ölçüde tamamlanmıştır. Şimdi sosyo – kültürel – ekonomik alanda adımlar atılması ve terörizmin zemininin kurutulması gerekir.

İşte şimdi o günlerin içindeyiz, diye düşünüyorum. Gül'ün Cumhurbaşkanlığının, hükümet tarafından önceki dönemde başlatılan sıcak ilişki ile birleşmesinden doğan sinerji bölgede umudun yeşermesi anlamına geliyor.

İyi başlanmıştır, dileyelim iyi gelişsin.

 



Bu haber 621 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,836 µs