Ali Fuat Yılmazer ifade veriyor
4 Aralık 2014 11:40 tsi
Gülen Cemaati'nin karakutusu eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, Dink soruşturmasında ifade veriyor.
Eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer son dakika Dink soruşturması kapsamında şüpheli sıfatıyla ifade veriyor.
22 Temmuz'da emniyette 'paralel yapı' iddialarıyla başlatılan operasyon kapsamında gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen Ali Fuat Yılmazer 26 Temmuz'da tutuklanmıştı.
ERDOĞAN VE HAKAN FİDAN HAKKINDA İDDİALARDA BULUNMUŞTU
Ali Fuat Yılmazer görevinden ayrıldıktan sonraki süreçte yaptığı açıklamalarla gündeme gelmişti.
Özellikle Twitter hesabından ve katıldığı TV programlarında çarpıcı açıklamalarda bulunan Yılmazer; gerek Başkakan Erdoğan gerekse MİT Müsteşarı Hakan Fidan başta olmak üzere birçok bürokrat hakkında flaş iddialarda bulunmuştu.
Emekli istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer Mart ayında BUGÜN TV'de Tarık Toros'un sorularını cevaplamıştı. İşte Yılmazer'in çok tartışılacak açıklamaları:
AMAN HA TUTUKLASINLAR
"2008in başından itibaren tüm gelişmeleri arz ediyordum. Normal, usule ilişkin değil. Oradan aldığım talimatlara göre yönettim. Başbakanımız hep destekleyici olmuştur. Ergenekon sürecinde Başbakanla bizzat görüşüyordum bütün soruşturma detaylarını Başbakana bizzat bildiriyordum. Ergenekonda Başbakanın talimatı hep aman ha tutuklansınlar olmuştur. Başbakan Erdoğana ragmen tutuklamamış olmamıştır. (Soru üzerine) Hurşit Tolon, Mustafa Balbayın gözaltına alınmasını kesinlikle Başbakana arz etmiştim.
BAŞBUĞ MUTLAKA TUTUKLANSIN
İlker Başbuğ ile igli dosya Başbakana arz edildi. O günkü kadrolar arz etti. Adalet Bakanı, Başsavcıvekilini aldı Başbakanaa gitti. Başsavcıvekili döndüğünde bana aktardı. Başbakanın talimatı mutlaka tutuklansın olmuştur. Başsavcıvekili telaşa düşmüş. Şu an görevde. O dönemin sorumlu başsavcıvekili. Başbakanımız tutuklanması talimatıyla başsavcıvekilini gönderiyor. O da benim yanıma gelmiştir. Ben de ona dosyanın gereği neyse onu yapın dedim. Lütfen dosyanın hakkı ne ise onu yapın. Hemen tutuklanmanın akabinde öyle bir açıklama yaptı ki orada tüm kadroların alt üst oldu. Hem bir talimat veriyorsunuz hem de çıkıyorsunuz Türk toplumuna bambaşka bir açıklama yapıyorsunuz.
ODA TV SORUŞTURMASI
İlk olarak Başbakanın talimat vermesi üzerine başlattığım bir çalışmadır. Şuna da bakar mısınız demiştir, bakmışızdır. İstihbarat aşamasında Sayın Başbakan, yürütmenin başı, bana bizzat verdiği talimat üzerine başlatılmış bir çalışmadır. Tutuklama talimatı yok. Kimler gözaltına alıncak bilgileri kendilerin arz edilmiştir. Operasyon safhasında Nedim Şener ve Ahmet Şıkın da bulunduğu liste arz edildi, talimatı olmadı ama aksi yönde bir talimatı olmadı. Oda TV soruşturması sonrasında görevden alındım. Eğer hükümet beni Oda TV soruşturmasına yönelik nedenlerle görevden aldıysa, benim hakkımda bir soruşturma açılması gerekirdi. Ancak böyle bir soruşturma açılmadı. Kamuoyundaki tepkisellik, benim görevden alınmam için bir neden oluşturmuştur. Operasyon sürecinden alınarak, sürecin önü kesilmeye çalışılmıştır.
BAŞBAKAN'DAN KCK PERSPEKTİFİ
KCK önemli. Ummadığımız bazı bilgiler karşımıza çıktı. Şiddet içeren eylemlere adı karışmış insanların MİT ile irtibatlı olduğu anlaşıldı. Ben Başbakana bizzat arz ettim. Başbakandan perspektif almadan hiçbir KCK operasyonu yapılmadı. Operasyonun tüm bilgilerini Başbakana aktardım, talimatını uyguladım. Suça karışmış MİTçileri yakaladık. Başbakana da bilgi verdim. MİT bilgi vermiyordu. 25 canlı bombayı İstanbul sokaklarında yakaladık. Şiddet eylemleri yapanların MİT ile ilişkisine rastladım. MİT biliyor ama bize bilgi vermiyor. 7 Şubata gelene kadar, KCK operasyonlarından Başbakan'ın bilgisi ve talimatı vardı. Biz bu talimatları uyguladık.
ÖCALAN'IN EL YAZISI
Meydana gelen eylemler var. 2011 sonunda karakol baskınları. Öcalanın el yazısı ile yazılmış ve Kandile götürülmüş eyleme ikna edilmeleri ile gerçekleşmiş eylemlerden bahsediyorum.
HAKAN FİDAN NEDEN İFADEYE ÇAĞRILDI?
Bazı eylemlerden MİT kurumunun haberdar olduğu anlaşıldı. Savcılık makamı tatmin olmadı. İfadeler verilmedi. Başbakanın çok sert bir tepkisi oldu. Benim anlamakta güçlük çektiğim taraf o sert tepkidir. Başbakanlığa ilişkin komplo olduğu söylendi. O soruşturmanın hedefinde Başbakan yok. Bunun aksini kim ifade ediyorsa, başka hesaplar yapıyor. Hakan Fidan ve kurum olarak hedefte değildi.
ŞİKEDEN DE HABERİ VAR
Şike sürecinin tüm safhalarından Başbakan'ın haberi vardı. Önüne dosya konuldu. (Aziz Yıldırım'ın 1 numaralı zanlı olduğunu da biliyor muydu? sorusuna) dosya önüne konuldu diyorum lafın tamamını bana dedirtmeyin. Cemaat iddiasına Aziz Yıldırım nasıl inandı, nasıl inandırıldı anlayamıyorum.
7 BİN KİŞİ DİNLENEMEZ
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün dinleme kapasitesi 2 bin 500dür. 3 bin kişi dinlenemez, kapasitesi yetmez. Takipte olan en az 10 örgüt vardır. İçinde PKK, Devrimci Karargah, sol örgütler, dini referanslı örgütler var. En düşüğü Selam örgütüdür. Bu soruşturmada en fazla dinlenen 300dür, olsa olsa 500dür. 7 bin kişi teknik olarak, eleman olarak dinlenemez. Öyle rastgele olmaz bu işler. Mahkemeden dinleme kararı alınan bir numara dinlenmek zorundadır. O hattan suç unsuru geçse polis yargılanır. O yüzden bu iş ciddiye alınır.
CEMAATÇİ DEĞİLİM
Ben bir türlü bir anlam veremiyorum. Ben 25 yıllık meslek hayatımda böyle bir devir görmedim. Hukuksuzluk had safhada. Ben cemaatçi değilim. Bunu iddia eden kaynaklar önemli. 22 Ocakta Veli Küçük gözaltına alındı. Hemen iki gün sonra Aydınlık Gazetesinde haber çıktı. 57 kişilik bir belge çıktı orada ilk defa Fethullahçı olduğum yazıldı. Kaynağı da Aydınlık Gazetesidir. Ben Fethullah Gülen hareketini sosyokültürel bir yapı olarak görüyorum. Hakkımdaki en önemli referans kaynağı Hanefi Avcının kitabının iddiaları. Ben şikayetçi olan kişi hakkında cemaatçi demedim diyor. Derin yapının ülke üzerindeki hakimiyetini kırmaya izin vermiyorlar meselenin özü bu. "
Bu haber 537 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle