Türkiye’nin Anadolu yakası büyüklüğünde mayınlı alanı var

3 Aralık 2014 17:00 tsi
Karamayınların Yasaklanması Uluslararası Kampanyası'nın raporu İstanbul'da açıklandı. Türkiye'deki mayınlı alanların İstanbul'un Anadolu yakası büyüklüğünde olduğu belirtildi.

Dünya Engelliler Günü'ne denk gelen raporda Türkiye ve dünyada kara mayınlarının neden olduğu insan hakları kayıpları ve engelli olarak yaşamlarını sürdüren mayın mağdurlarının rehabilitasyonuna ilişkin yetersizliklere dikkat çekildi. Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, Türkiye ile ilgili son raporda 3 bin 520 mayınlı alan olduğu ve bunların da 214 bin kilometrekareden daha büyük bir alan oluşturduğu belirtildi. Öğreten, “Bu alanın büyüklüğü için 2 Kıbrıs adası büyüklüğünde şeklinde örnek veriyorduk. İstanbul'un Anadolu yakasındaki bütün ilçelerini kapsayan bir alan kadar da düşünülebilir." dedi.

Dünyanın pek çok yerinde çok sayıda insanın ölümüne ve bir o kadarının da yaralanmasına neden olan kara mayınlarına ilişkin durum tespiti rapor olarak yayınlandı. Ülkelerin kara mayınlarına ilişkin tutumları, sözleşmeler gereği imha edilmesi gereken mayınların ne kadarının imha edildiği, ne kadarının halen bir tehdit olarak yer altında bulunduğu gibi konular raporun ana gövdesini oluştur. Türkiye ve dünyadaki mayın sayısının ve imhasına yönelik çalışmalar da ayrı bir konu başlığı olarak raporda yer aldı.

Taksim Hill Otel'de yapılan toplantıya; Mayınsız Bir Türkiye Girişimi ile birlikte Mazlumder, İnsan Hakları Derneği, İstanbul Tabipler Odası, Türkiye Sakatlar Derneği, Sosyal Demokrasi Vakfı, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası da destek verdi. Rapor, ayrıca Dünya Engelliler Günü'ne rastlaması nedeniyle ayrıca dikkat çekti.

‘2013’TE 3 BİN 308 KİŞİ MAYIN MAĞDURU’

Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten, kara mayınlarının dünya ve Türkiye için hala önemli bir tehdit olduğunu söyledi. Amerika gibi bazı ülkelerin kara mayanı üretimini sonlandırdığını bazı ülkelerin de bu çalışmalar için ek süre istediğini belirten Öğreten, bir önceki yıla oranla bu yıl kara mayınları nedeniyle ölen ya da yaralanan kişi sayısının azaldığını açıkladı. Bu tespitte ülkelerin imha ve yasaklama çalışmalarının etkili olduğunu belirten Öğreten, "Geçen yıl tüm dünyada 3 bin 308 kişi kara mayınından yaralandı ya da yaşamını yitirdi. Bunların yüzde 79'unu siviller oluşturmakta. Bu sayı geçen yıla oranla yüzde 24'lük bir gerilemeyi gösteriyor. Bu da silahların yasaklanması ve hükümetlerin temizliği ile paralel giden bir gösterge olarak karşımıza çıkıyor.Kara mayını mağdurlarının yüzde 46'sını çocuklar, yüzde 12'sini kadınlar oluşturuyor. Kara mayınından etkilenen çocukların oranı geçen yılki orana göre yüzde 9 bir artışla ki her zaman vurguluyoruz başta siviller olmak üzere çocukların yaşamlarını sona erdiren ve önemli bir oranda da sakat kalmalarına neden olan bir silahtır." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin mayınlar konusunda sınıfta kalmaya devam ettiğini söyleyen Öğreten, "Türkiye ile ilgili son raporda 3 bin 520 mayın alan olduğu ve bunların da 214 bin kilometrekareden daha büyük bir alan oluşturduğu belirtildi. Bu alanın büyüklüğü için 2 Kıbrıs adası büyüklüğünde şeklinde örnek veriyorduk. İstanbul'un Anadolu yakasındaki bütün ilçelerini kapsayan bir alan kadar da düşünülebilir. " ifadesini kullandı.

Geçen yıl Türkiye'de mayınlar nedeniyle 8 kişinin öldüğünü, 15 kişinin de yaralandığını ifade eden Öğreten, "Bütün bunların ortaya çıkmasında da esas etkin unsur antipersonel kara mayını. Türkiye'ye ilişkin olarak şunları söylemek istiyoruz. Mayın temizliğinde Türkiye, Suriye'ye sınırından başlayacağını her zaman söyledi. Bu konuda 8 yıllık ek süre talebinde bulunmuştu. Bu talebin de bir yılını geride bırakmak üzereyiz. Türkiye bu talepte bulunurken mayın temizliğinin hangi tarihte başlayacağına ve buna uygun ne tür bir program yapılacağını da açıklamadı. " dedi.

Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz, da, Türkiye'de engelin önlenmesi gerektiğini belirterek, "Adına ne derseniz deyin gerek trafik kazası, gerek kara mayınları gerekse terör uzuvlarını kaybeden ve yaşamaya tutunan arkadaşlarımızın ciddi şekilde sosyal ve tıbbi rehabilitasyona ihtiyaçları var. Türkiye'de bunların hiçbiri yok. Bırakın Dicle Üniversitesi'ni Hacettepe'de de İstanbul'daki üniversitelerde de yok. Kapsamlı rehabilitasyon ünitesi bir tane Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde (GATA) var. Ama bir başkası yok. İyi eğitimler, iyi eğitim uzmanlarımız olabilir ama devlet her nedense engelli bir arkadaşımızı kendi kaderiyle baş başa bırakmaktadır. Yani bir kişi eğer cerrahi müdahalesi yapıldıktan sonra tıbbi rehabilitasyona gereksinim duyuyorsa ki yok... İstanbul'da bir tane vardı onu da yok ettiler. Orada bile bir yıl sıra bekliyorsunuz. Zaten o hasta cerrahi müdahaleyi geçirdikten biri yıl sonra sizin ona yapabileceğiniz rehabilitasyonun hiç bir anlam ve önemi yok.” şeklinde konuştu.

(CİHAN)

Bu haber 552 defa okundu.