Kandil'e giden Akil İnsan'dan Erdoğan'a sert eleştiriler
29 Mayıs 2014 11:34 tsi
AK Parti hükümetinin oluşturduğu Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan 78'liler Federasyonu Başkanı Celalettin Can kaçırılan çocuklarla ilgili hükümeti eleştirdi.
KANDİL'den Dönen Akil İnsan Celalettin Can PKK'nın kaçırdığı çocukları anlattı.
AKP hükümetinin çözüm sürecinin kamuoyuna anlatılması için devreye soktuğu araçların başında akil insanlar heyetleri geliyordu. İç Anadolu Bölgesi için oluşturulan akil insanlar heyeti üyelerinden 78liler Federasyonu Başkanı Celalettin Can kısa süre önce genel yayın yönetmenliğini yaptığı Tükenmez Kalem dergisi adına Kandile giderek PKK yöneticileriyle görüşmeler yaptı.
Kandil dönüşü dağda yaşadıklarını Cumhuriyet gazetesi yazarı Utku Çakırözer'e anlattı. Çakırözer, "Erdoğan'ın taktiği" başlıklı bugünkü yazısında Akil İnsan Celalettin Can ile konuştuklarının detaylarını yazdı.
PKK'NIN ÇOCUKLARA İHTİYACI YOK
Can'ın Diyarbakırda kaçırılan çocuklar meselesiyle ilgili açıklamaları şöyle:
Nisan sonunda ben Kandildeydim. O bölgede 10 gün kaldım. Dağda çocuk görmedim. Başbakan konuşmalarında Nisandan beri oradalar diyor. Ben gittiğimde böyle bir mevzu yoktu. Bu yeni çıktı. Örgütün elinde yeterince insan gücü var. Yeni gelenlerin barınma, iaşe gibi ihtiyaçları düşünülünce örgütün çok da çocukları almaya hevesli olduğu kanısında değilim. Bu çocukların da kendi rızalarıyla dağa çıkmış olma olasılıkları dikkate alınmalı.
KÜRTLERİ AYRIŞTIRMA ÇABASI
Başbakan Erdoğan kaçırılan çocuklar konusunu ilk kez önceki gün partisinin TBMM grup toplantısında gündeme getirdi. Dün de Ağrı mitinginde benzer sert mesajlar vererek BDP ve HDPye çocukları Kandilden getirmeleri çağrısında bulundu. Erdoğanın bu çıkışlarını ve mesajlarının anlamı konusunda Canın değerlendirmeleri şöyle:
Başbakan siyasi bir taktik izliyor. Türkiyenin genelinde yaptığını şimdi Kürtler arasında yapmak istiyor. Ülke genelinde ne yapıyor? Kutuplaştırma ve ayrıştırma politikalarıyla tabanını kontrolünde tutuyor. Şimdiki çabası da bu çocuklar ve aileler üzerinden Kürtleri ayrıştırmak. Hem Kürtler arasında hem de uluslararası arenada PKKyi sorgulatmak istiyor olabilir. Ayrıca, çözüm sürecinde yürütülen görüşmelerde, muhataplarının pazarlık gücünü azaltmak da istiyor olabilir...
İSTESE MİT VE İMRALI ÇÖZER
Kaçırılan çocuklar meselesini çözecek olanaklara sahip olan Başbakanın konuyu siyasi polemik unsuru haline getirdiğini öne süren Can şöyle devam etti:
Barış sürecinin tam merkezinde yer alan bir Başbakan, müzakere yaptığı muhataplarına karşı kamuoyunun önünde bu kadar açık pozisyon almaz. İstese sessizce MİT kanalıyla bu meseleyi İmralıya Kandile çözdürebilirdi. Bunu yapmayıp meseleyi doğrudan kendisi gündeme getirdi. Bu yüzden taktik bir hareket olduğunu düşünüyorum.
NEDEN YAPIYOR?
Erdoğanın kaçırılan çocuklar konusunda kullandığı söyleme de işaret eden Can, Başbakanın tutarlılığını da sorguluyorum. Diyarbakırdaki aileler için Yürekleri yanan anneler-babalar diyor. Haklıdır. Kimse çocuğunun dağa kaçmasını istemez. Ancak orada böylesine düşünceli olan Başbakan Gezide, Somada ve Okmeydanında neden farklı davranıyor? Neden polisin sabrına şaşıyor? Neden Berkinin annesini yuhalatıyor diye konuştu.
BU BARIŞ DİLİ DEĞİL
Erdoğanın, BDP ve HDPliler bu çocukları getirmezse B ve C planlarımıza geçeriz yaklaşımı konusunda da Canın eleştirileri şöyle:
B ve C planları nedir? Savaşmak mı? Ama biz akil insanları topladığında Başbakanın söylemi bu değildi. Meseleyi silahsız çözmek istiyordu. Başbakanın bugün kullandığı dil, barış dili, çözüm dili değil. Ezen, kendini üstün gören bir dil maalesef.
ÇÖZÜM SÜRECİ DİBE VURDU
Kandildeki temasları sırasında örgüt yönetiminin Erdoğana güvensizliğine şahit olduğunu belirten Can, Çözüm süreci aslında dibe vurmuş durumda. Ama örgüt bunun bittiği yönünde bir açıklama yapmıyor. Yapmayacaklar da. Silahlı harekete dönüş eğilimi içinde de değiller. Başbakan çözüm süreci diyor. Ama gereken adımları atmıyor. İnsanların dağa gitmesinin nedeni Kürt meselesi değil mi? Dağa giden varsa, bunu çözümü ortadaki sorunu çözmekten geçmez mi? Kürt meselesi olmasa dağda insan olur muydu? diye konuştu.
KANDİL HÜKÜMETTEN KORKMUŞ
Canın Kandil izlenimleri arasında dikkat çeken bir başka husus da, PKKnin Gezi Parkı protestoları konusunda özeleştiri yapma noktasına gelmiş olması.
Kandildeki yöneticiler Gezi sürecinde yapılan bazı açıklamaların hata olduğu görüşünde. Bunun ardında Acaba hükümete tepki gösterirsek çözüm sürecine bir zarar verir miyiz yaklaşımı etkili olmuş.
GEZİ PARKI BAŞBAKAN'I DEĞİŞTİRDİ
Celalettin Can, kendisinin parçası olduğu akil insanlar sürecini de değerlendirdi. Başbakan Erdoğanın verdiği sözleri tutmadığının altını çizen Can şunları söyledi:
Bölge raporları bir araya getirilecek ve kamuoyuna açıklanacaktı. Sözünde durmadı. Bence Gezi Direnişi Başbakanın nevrini döndürdü. Biz akiller, Gezi öncesinde ve sonrasında iki farklı Erdoğan yaşadık. O günden bu yana da zaten hiçbir şey ilerlemiyor.
Son olarak, diğer akil insanlara da tepkisini aktarıyor:
Akil insanlar olarak tarihsel bir hata yaptık. Biz akiller Gezi Direnişine sahip çıkmalıydık. Ben oradaydım ama başka kimse yoktu. Ben uyardım, çağırdım, ama dinletemedim...
Bu haber 469 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle