iyibilgi Ankara
Başbakan Tayyip Erdoğanın, Fethullah Gülenin ABDden iadesine ilişkin hukuki sürecin başlayacağına ilişkin açıklaması, Amerikan basının yüzünü ABD Dışişlerine dönmesine yol açtı. Bu da Amerikan hükümetinin bu konuda dengesini tam bulamadığına ilişkin bir izlenim yarattı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, gazeteciler tarafından Fethullah Gülen ile ilgili soru yağmuruna tutuldu ama hemen hepsi yanıtsız kaldı.
ABD hep aynı yanıtı verdi; "Bu konulardaki politikamız gereği, bekleyen ya da potansiyel iade talepleri ile ilgili konuşamam. Ne yazık ki bu konuda söyleyebileceğim çok az şey var".
Amerikan Dışişleri garip şekilde, Fethullah Gülen'in iade edilmesi için başvuru yapılıp yapılmadığı ve ABD'deki statüsünün ne olduğu yönündeki soruları da karşılıksız bıraktı. Hatta "Gülen ABD vatandaşı mı?" sorusuna da "Bununla ilgili de konuşamam dedi.
Oysa çok kısa bir süre önce ABDnin Türkiye Büyükelçisi Ricciardone verdiği bir röportajda tam olarak şu cümleyi kurmuştu; Ülkemizde ikamet eden Türk vatandaşlarının haklarını kullanmasına da karışmayız. ABD hükümeti bunu bile yanıtlayamazken, Gülenin hangi ülkenin vatandaşı olduğunun bilindiği anlaşılıyor.
ABD ne yapacak?
Amerikan hükümeti şu an için tam bir pozisyon belirleyememiş olmanın-bu noktada bilinemez ama-Türkiyenin böyle bir talepte bulunmayacağını düşünmüş olabileceğinden resmi tutumunda savruluyor. Muhtemelen bir süre sonra başvuru gerçekleştiğinde, yakan topu yargıya atarak, artık bu hukukun konusu, biz konuşamayız diyecekler.
Ancak bu seferde Ankaranın konuyu yine ABD büyükelçisinin şu sözleri üzerinden takip edeceği tahmin edilebilir; Yasal konularda yapılan tüm başvurulara hürmetle ve ciddiyetle yanıt vereceğiz. Yani ABDnin bu başvuruya, hürmet ve ciddiyetle cevap vermesi beklenecek.
Unutun dendi ama Ankara unutmadı!
Bilindiği gibi kısa bir süre önce Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Marie Harf Güleni kastederek O beyefendiyi unutun demişti. Bu unutunun ne anlama geldiği uzun süre tartışıldı Türkiyede ama artık bunun bir anlamı yok. Çünkü Ankara unutmamış ve dahası ABDye hatırlatıyor!
Peki ama Ankara bu başvurudan ümitli mi? Amerikanın Güleni Türkiyeye vereceğini düşünüyor mu? Başvurudan sonra konunun hukuki bilgileri ve talebin niteliği ile Amerikan kanunlarının durumu hayli tartışılacak gibi duruyor. Fakat bir de işin siyasi yönü var. Onu da, yani beklentiyi de Başbakan Erdoğan şu cümlelerle ifade ediyor; Bizim model ortağımızdan beklentilerimiz var. (Ne bekliyorsunuz sorusu üzerine) Bunları sınır dışı etmesini. Ben Amerikanın kendi güvenliğini tehdit eden birileri olursa ne yaparsam, stratejik ortağımız da bizim ulusal güvenliğimizi ilgilendiren bir konuda onu yapmalı. (ABD Fethullah Güleni iade edecek midir? sorusu üzerine) Ümit ediyorum. En azından sınır dışı etmeliler. (Hürriyet, 29/04)
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle