Gezi Parkı raporunda ilginç ayrıntılar
10 Nisan 2014 10:50 tsi
Gezi Parkı olaylarıyla ilgili bakanlık müfetişlerinin raporu tamamlandı. Rapora göre "Gezi olayları bir yanlış anlamayla başladı. Sorumlusu çadır yakan zabıtalardı."
İçişleri Bakanlığı na bağlı müfettişlerin Gezi Parkı gösterileri sırasında meydana gelen polis şiddetine ilişkin İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile polis şeflerini suçsuz buldukları ortaya çıktı. Raporda, Gezi Parkı gösterilerinin yanlış anlama sonucu çıktığı iddia edilirken olayların büyümesinin sorumlusu olarak, çadırları yakan zabıtalar işaret edildi. Polisin münferiden biber gazı ve su kullanımına tevessül ettiği ve hatta bunların yetersiz kaldığı ileri sürüldü. Vali Mutlunun Twitter üzerinden verdiği olumlu mesajların karşılıksız kaldığı savunuldu.
"BELEDİYE MAKSADINI NET BİR ŞEKİLDE ANLATAMAMIŞTIR"
Gösterilerde yaralanan Fatih Atmaca adlı vatandaş, aralarında Mutlu ve Çapkının da olduğu yöneticiler ile kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Yöneticiler hakkındaki şikâyet ayrılırken, İçişleri Bakanlığına bağlı müfettişlerin 18 Eylül 2013te hazırladıkları rapor dosyaya girdi. Raporda, toplumsal kalkışma yakıştırmasında bulunulan Gezi Parkının, bir yanlış anlama sonucu çıktığı iddia edilerek şöyle denildi: Aslınca amacın Taksimin yayalaştırılması kapsamında yaya yolu açılmak üzere Gezi Parkının kenarından 3-4 metrelik bir alanın tıraşlanması iken keyfiyetin Büyükşehir Belediyesince kamuoyuna açık ve net bir şekilde anlatılamamasından dolayı Gezi Parkının tümünün tıraşlanak AVM yapılacağı önyargısına sebep olduğu...
"BAŞBAKANLIK OFİSİ DE HEDEF ALINDI"
Çevreci şahıslarca ağaçların kesilmesine engel olmak için kamp kurularak işgal eyleminde bulunulduğu, belediye görevlileri ile işgalciler arasında arbede yaşandığı ancak Çevik Kuvvet birimince olayların önlendiği, çalışmanın başlamasıyla ekibin işgalcilerin taşlı ve şişeli saldırısına uğradığı, polisin çalışma ekibi ile göstericiler arasında tampon bölge oluşturmak üzere parkın tümünün boşaltılmasına yönelik müdahalesinin başladığı, zaman zaman aşırı reaksiyon gösteren grupların bastırılabilmesi için münferiden de olsa yoğun gaz ve su kullanıldığı, amaç Gezi Parkını çalışma süresince tahliye etmek iken arbede esnasında bazı belediye zabıta görevlilerinin işgalcilere ait çadırları parkın belirli bölgesine istifleyerek yakmaları ve keyfiyetin de sosyal medya ve görsel basında yer alması üzerine bölgeye yoğun şekilde çevreci hassasiyeti yüksek insanların akın etmeye başladığı, elverişli durumu değerlendiren her türlü ve ideolojik ve marjinal grupların da gecikmeden sahne almasıyla olayların polise ve siyasi otoriyete karşı gösteri ve eyleme, ardından vandalizme dönüştüğü, hatta Dolmabahçedeki Başbakanlık Ofisinin de hedef alındığı...
Raporda, polisin yetkiler kapsamında hareket ettiği fakat kitlenin büyüklüğü, değişkenliği ve homojen olmaması nedeniyle müdahale taktik ve tekniklerinde zorluk yaşandığı anlatıldı.
"MARJİNALLERLE ÇEVRECİLER İÇ İÇE GEÇTİ, BÖYLE OLDU..."
Çevre saikiyle hareket eden kitleyle marjinal grupların iç içe geçtiği öne sürülen raporda, polisin zorunlu olarak su ve gaz kullanımına tevessül ettiği fakat bunun da yeteriz kaldığı ve iç içe geçmişlik nedeniyle gözaltına işleminin yapılamadığı kaydedildi.
Radikal'in haberine göre, Polisin çekildiği 1 Hazirandan sonra meydanının ideolojik ve mardinal gruplarca eylem alanı haline getirildiği ve devlete karşı adeta bir güç gösterisinde bulunulduğu iddia edildi. Rapora göre Bu süreçte Vali Mutlunun şahsi Twitter hesabından verdiği olumlu mesajlar ve toplantılar tatminkâr karşılık bulmadı, ideolojik ve marjinal grupların provokatif eylemleri ile gösterilerin devam edeceği mesajı verildi, müzakere ile sonuç alınmayacağının anlaşılması üzerine Taksime tekrar bir operasyon yapılması kararı alınarak uygulandı. Raporun sonunda, polisin sevk ve idaresinde, müdahalelerin tarz ve uygulanmasında kanuna aykırı bir işlem bulunmadığından soruşturma yapılmasına gerek olmadığı ifade edildi.
Bu haber 583 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle