En Sıcak Konular

Erdoğan düştüğünde…

15 Mart 2014 12:53 tsi
Erdoğan düştüğünde…
Diyelim ki Erdoğan'ı düşürdüler. Diyelim ki demokrasilerin vazgeçilmezi sandık gerçeğinin üstünü çizmeyi başardılar ve Erdoğan'ı kumpaslarıyla indirdiler. Bunu başarabilmek için ihtiyaçları olan şey bir darbe…

Diyelim ki Erdoğan'ı düşürdüler. Diyelim ki demokrasilerin vazgeçilmezi sandık gerçeğinin üstünü çizmeyi başardılar ve Erdoğan'ı kumpaslarıyla indirdiler. Bunu başarabilmek için ihtiyaçları olan şey bir darbe… Yine diyelim ki, Silahlı Kuvvetler'de, aynen 60 darbesinde olduğu gibi düşük rütbeli 'paralel' subaylar bir kalkışma yaptı ve amaç hâsıl oldu. Erdoğan düştüğünde ne olacak?

Tahmin edebildiğiniz gibi önce Erdoğan ve yakınında duran kurmayları için davalar açılacak. Yolsuzluk kabilinden 'paralel devlet'in iddialarına dayalı olanlar malum. Devamında 'vatana ihanet' suçlamaları gelecek. Çözüm sürecini başlatmış olduğu için, ardından 'terör örgütü yandaşlığı', hatta üyeliği gelecek, hatta belki de İran ajanlığı…

İSRAİL'LE İLİŞKİLER 'AMA'SIZ DÜZELECEK

Örgüt suçlamalarından bir diğeri, dinleme skandalı sonrasında haberdar olduğumuz 'paralel yapı'nın son dizaynı olan Selâm Terör Örgütü soruşturması üzerinden gelecek. Erdoğan bu örgütün lideri olmaktan yargılanacak, Hakan Fidan'dan AK Parti vekillerine pek çok isim bu örgütün yönetimi, binlerce kişi de üyesi olmaktan… Uydurma örgütün yapısı malum, örgüt doğrudan Müslüman Kardeşler, Hamas, El Kaide, İran'la işbirliği içinde olan bir örgüt olarak gösterilecek. Şantajlara boyun eğmeyen iş adamları bu örgütün finansörleri olacak. Suriye'deki iç savaştan tutun, Mısır'daki katliamlara, bu coğrafyada akıtılan ne kadar mazlum kanı varsa hepsinde bu örgütün bir parmağı var denecek.

Selâm Terör Örgütü'nün kemik yapısını Mavi Marmara yolcuları ve aileleriyle İHH'ya yakın isimler oluşturduğuna göre, Mavi Marmara katliamı ile ilgili bütün davalar kapatılacak. İHH, İsrail'in her daim istediği gibi 'terör örgütü' kapsamına alınacak, kuvvetle ihtimal Selâm Terör Örgütü'nün 'insani yardım' kılıfına sokulmuş bir kolu olarak etiketlenecek.

'Otorite'ye saygısızlıktı biliyorsunuz Mavi Marmara yolculuğu, İsrail bile özür dilemek zorunda kalmıştı da bizim 'Haşhaşi'ler vazgeçmemişti bir türlü. Belki Mavi Marmara yüzünden İsrail'den özür dilenecek. İlişkilerin normale dönmesi için ortaya sürülen üç şart buhar olacak, hatta belki Mavi Marmara yolcularından kendilerini öldüren kurşunların parası falan istenecek. Gazze'de ablukanın kaldırılması değil bir hayal, imkânsız olacak.

Bulut Sütunu Operasyonu sonrası İsrail ve Gazze arasında anlaşma yapılmasına arabulucu Erdoğan hükümeti ve Mursi'nin Mısır'ı olmuştu. Artık Mursi yok, Mısır İsrail'in yan kuruluşuna dönmüş vaziyette. Erdoğan da artık engel olmaktan çıktığı için İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman'ın da Çarşamba akşamı söylediği gibi, İsrail Gazze'yi işgal edecek. Gazze Şeridi'nde binlerce insanın ölümüne şahit olacağız yine ve dünya sözde kınamalarla geçiştirecek.

İsrail'le ilişkilerimiz hızla normale dönecek. Hatta İsrail'in Doğu Akdeniz'de çıkaracağı doğal gazı Avrupa pazarlarına taşımak için ihtiyaç duyduğu her şeyi önüne sunduğumuz bir anlaşma yapacağız onlarla. Erdoğan olmadığına göre, otoriteye kimse 'Önce Gazze'deki ablukayı kaldır' demek gibi saygısızlık etmeyecek. 'Bizim istediğimiz rakam şu' gibi pazarlık etmeyecek. 'Siz nasıl isterseniz öyle olsun efendim' diyeceğiz ve 'İsrail'le tarihi anlaşma' manşetleri hem yerel medyayı hem dünya medyasını kaplayacak. Filistinli çocukların kanıyla imzalanacak anlaşmalar.

Ülkelerindeki iç savaştan kaçıp Türkiye'ye sığınan yüz binlerce Suriyeli sığınmacı, 'Suriye'nin iç işlerine karışmıyoruz.' diyerek ölüme geri gönderilecek. Öte yandan Beşşar Esad rejimiyle ilişkiler düzelecek, sınırlar kapatılırken Suriye büyükelçilikleri geri açılacak. Suriyeli çocukların kanı ellerinden damlayanlar kameralar önünde sırıtarak el sıkışacak.

ÇÖZÜM SÜRECİ SONA ERECEK

Çözüm sürecine hoşça kal diyeceğiz tabii… İsteyen istediği kadar 'Süreç Erdoğan'sız da yürür' desin, Oslo'dan biliyoruz, İmralı tutanaklarının sızdırılmasından biliyoruz, dillerinden düşmeyen nefretten biliyoruz, Erdoğan'ı terör örgütüyle işbirliğiyle suçlayanlar, böyle bir süreci vatana ihanet olarak niteleyecek, rol alanları da hain olarak lanse edecek. Dahası böyle bir şeyin bir daha asla yaşanmaması için, Öcalan öldürülecek.

Kürtler sokağa dökülecek. Adı 'Terör örgütü provokasyon peşinde' olacak. Güneydoğu'da yeniden savaş başlayacak. Solcular ve liberaller önce kıyameti koparacak ama o konforlu pozisyonları olan 'havanda su dövme'ye dönmeleri çok zor olmayacak.

CHP'ye gelince… İktidar… Tabii ki olmayacak. Erdoğan'ı ince ince çalıştığı tezgahta indiren 'paralel'ler, CHP'ye iktidar mı verir? Sus payı olarak birkaç belediye, belki bir iktidar ortaklığında bir iki sandalye… Görüyorum sosyal medyada çeşitli 'Haşhaşi' hesaplara 'Siz bizi kullanmıyorsunuz, biz sizi kullanıyoruz.' diyen CHP'lileri bazı bazı… Şeytana pabucunu ters giydirebileceğini zanneden çocukları… Onlara da kötü haber, hayalleri gerçekleşemeyecek. Mısır'da Mursi'yi devirmek için kırk takla atan El Baradey'in darbe sonrası hevesle Cumhurbaşkanlığı'na nasıl tırmandığını, iki ay içinde ağzını ilk açtığında 'hain' damgası yediğini ve ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını belki hatırlamazsınız. Ya itaat edecek CHP'nin kukla yönetimi ya da gitmek zorunda kalacak.

'HOCA EFENDİ' GERİ DÖNECEK

Ve tabii 'Hoca efendi'… (Hâşâ) Allah'la konuşan 'Hoca efendi', 'Cebrail parti kursa oy vermem' diyen 'Hoca Efendi'… Humeyni misali Türkiye'ye dönecek. Alkışlar eşliğinde uçaktan inecek, Ankara'daki konutuna yerleşecek. Siyasetle ilgilen-miyor-muş gibi yapacak elbette, malikânesinde mühim ziyaretçilerine 'ananas' falan ikram edecek, ama aslında Gezi'de bahsettiği gibi 'nesilleri ıslah' edecek. Kim bilir belki 'dershaneye gitmek' ülke çapında zorunlu hale gelecek. Gülmeyin, bu kadar kutsiyet atfedildiğine göre 'vatani görev' bile diyebilirler.

Ama sözlerini tutacaklar. 'Sözüm ona daha fazla yeşil için' projeler iptal edilecek. Tabii önce patronlarla istişare edilecek. Onların (kendilerine) uygun görmediği köprüler, yollar, barajlar, havalimanları yapılmayacak. Ne yazıktır ki, o beğenmedikleri 'inşaat'lar, tüm faydalarının yanında aynı zamanda ekmek kapısı da pek çok insana. O kalkınma projeleri, ABD gibi ülkelerin krizden çıkmak için sundukları paketlerde tutundukları ilk dal. İşte bize krizleri teğet geçirten o dal kırılacak.

Uygun gördükleri projeler de el değiştirecek. Üzerine birer 'çevreye duyarlı' sticker'ı yapıştırılacak. Olacak, bitecek. Ya kimlere gidecek? Yabancıya değil canım işte, 'devrimcilere'… Koçlara, Doğanlara, Boynerlere…

Çin'le yapılan füze ihalesi hızla feshedilip Amerikalılara verilecek. Enerji anlaşmaları, boru hattı projeleri, nükleer santral çalışmaları iptal edilecek. Türkiye'nin en büyük zaaflarından biri düzeltilemesin diye, atılan tüm adımlar geri çekilecek. Bunu kendilerine yaradığından değil yapmayacaklar, ağababaları öyle isteyecek, öyle olacak.

Peki, sokaklara döktükleri, Erdoğan'ı devirmek için arkalarına saklandıkları 'devrimci' gençler ne olacak? Taksim Dayanışmacıların sırtları sıvazlanacak, 'şakirtlik' pozisyonu teklif edilecek. Huysuzlananlara, 'Bizim istediğimiz bu değildi.' diyenlere 'hain' damgası yapıştırılacak, 'devrime ihanet etti' denilecek.

Bugün kışkırtmaya çalıştıkları Aleviler, yarının 'İran ajanları' olacak. Zaten tüm Kürtler KCK'li, tüm solcular Ergenekoncu idi, diğerleri de 'Selâm' gibi bir terör örgütüne kolayca dâhil edilecek. Ve sözüm ona bugün halinden anlıyormuş gibi davrandıkları gençler, aynı Şefkat Tepe tarzı dizilerdeki gibi, ya örgüt ya uyuşturucu batağındaki gençler olacak.

Ya Erdoğan'ı destekleyenler sokaklara dökülürse? Dökülsün, ne çıkar diye düşünecekler. Bunlar da 'Selâm Terör Örgütü' yandaşlarıdır deriz, olmadı katlederiz diye düşünecekler. Sosyal medyada gördüğümüz üzere adını bile bilmedikleri ama üzerinden siyaset devşirdikleri Berkin umurlarında olmadığı, Burak umurlarında olmadığı gibi Esmalar da Mehmetler de umurlarında olmayacak. Amaç hâsıl olunca sokak denilen 'araç' da gayrimeşru olacak.

Eğer onlar başarırsa, sadece bu topraklar için değil, tüm bu coğrafya için umut yok olacak. Ama inşallah, bunların hiçbiri olmayacak.

Merve Şebnem / Yeni Şafak 



Bu haber 1,681 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,327 µs