En Sıcak Konular

Erdoğan'dan medya ve partilere çağrı

12 Mart 2014 17:36 tsi
Erdoğan'dan medya ve partilere çağrı Başbakan Erdoğan, sokakları karıştırma tahriklerine karşı siyasi partiler, medya, işveren örgütleri, sendika ve sivil toplum örgütlerini sorumlu davranmaya çağırdı.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı işverenlerin sosyal medya yoluyla tahrikler yaptığına dikkati çekerek, “Sokaklara çıkmak, insanları sokağa itmek asla çözüm değildir. Seçime 18 gün kala sokakları ateşe vermeye çalışmak demokratik bir duruş, demokratik bir tavır değildir” dedi.
 
Erdoğan, partisinin Mardin Karayolları Parkı'nda düzenlediği mitinginde yaptığı konuşmasına, Mardin’in ilçelerini sayarak oralardaki tüm vatandaşlara selamlarını ileterek başladı.
 
Mardin’in kardeşliğin, hoşgörünün, dayanışmanın şehri olduğunu, Mardin’in barış, tarih, ilim ve medeniyet şehri, Mardin’in evliyanın, alimlerin, ariflerin, Ashab-ı Kiram'ın şehri olduğunu belirten Erdoğan, “Seninle iftihar ediyoruz Mardin. Allah sizlerden razı olsun Mardin. Bu coşkunuz, sevdanız, samimiyetiniz için Rabbim sizlerden razı olsun. Ahde vefanız için, bu davaya omuz verdiğiniz için, Başbakanınıza, bu kardeşinize sahip çıktığınız için hepinize tek tek teşekkür ediyorum” diye konuştu.
 
Erdoğan, son 5 yılda Mardin’e Başbakan olarak 5 kez geldiğini, daha önceki gelişlerini bile saymaya gerek olmadığını, her gelişinde toplu açılışlar yaptıklarını, il merkezi ve ilçelerde mitingler düzenlediklerini, her gelişinde Mardin’i hizmet ve eserlerle buluşturduğunu söyledi.
 
Bugün bir kez daha demokrasi için, milli irade için, büyük Türkiye hedefleri için Mardin’e geldiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, “Maşallah bugün Mardin’i çok farklı görüyorum. Siirt’ten sizlere selamlar getirdim. Tabii eniştesiyiz ya Siirt’in, zor ayrıldık, sizi burada beklettim hakkınızı helal edin” dedi. 
 
Miting için meydanda toplanan kalabalığı muhteşem olarak niteleyen ve bu tablonun “Mardinlilerin Türkiye’de oynanan oyunu gördüğünün” katını olduğunu belirten Erdoğan, “Mardin sandık üzerindeki oyunu görüyor. İnşallah Mardin sandıkta oyuna sahip çıkacağını, kirli oyunu bozacağını bugün burada tüm dünyaya gösteriyor” ifadelerini kullandı.
 
Vatandaşlara “Mardin, demokrasiye sahip çıkıyor muyuz, milli iradeye sahip çıkıyor muyuz, Çözüm Sürecine, huzur projesine sahip çıkıyor muyuz, büyük Türkiye, yeni Türkiye hedefine sahip çıkıyor muyuz?” diye soran Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
 
“Mardin, 30 Mart’ta mührü AK Parti’ye vuruyor muyuz? Hanım kardeşlerim, 18 gün kapı kapı dolaşmaya gece-gündüz var mıyız, beyler gece-gündüz demeden kapı kapı dolaşmaya 18 gün var mıyız? Allah razı olsun, uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz-gece, gideceğiz gündüz-gece. Durmak yok, yola devam. Mardin, 30 Mart’ta inşallah tuzakları bozacak, senaryoyu altüst edecek. Sandıklara sahip çıkacağız, kuş uçurtmayacağız, müşahitler olarak sahip çıkacağız. İnşallah birilerinin o bozuk planlarını biz bozacağız, çünkü sandıkta demokrasinin gereğini yerine getireceğiz.
 
Seçime sadece 18 gün kala Türkiye’de huzuru bozmak için senaryolar hazırlanıyor. Milletin 30 Mart’ta da AK Parti diyeceğini anlayanlar, sandığa gölge düşürmek için yeni provokasyonları, yeni tahrikleri devreye sokuyorlar. Türkiye’de huzuru bozmak için, sokakları karıştırmak için o malum çevreler yeni tuzakların peşinde. Hem Mardin’e, Türkiye’ye sesleniyorum; bu senaryolara, tahriklere, tuzaklara karşı 77 milyon aziz milletimin uyanık, sabırlı, sağduyulu olmasını özellikle rica ediyorum. Bütün siyasi partilere, sorumlu davranma çağrısını yapıyorum, bütün medya kuruluşlarına sorumlu davranma çağrısını yapıyorum. Olayları tahrik etmeye çalışan işveren örgütlerine, sendikalara, sivil toplum örgütlerine, sorumluluk çağrısı yapıyorum. Kimin ne meselesi varsa, meselesini 30 Mart’ta sandıkta çözsün.”
 
Başbakan Erdoğan, bazı işverenlerin sosyal medya yoluyla tahrikler yaptığına dikkati çekerek, “Sokaklara çıkmak, insanları sokağa itmek asla çözüm değildir. Seçime 18 gün kala sokakları ateşe vermeye çalışmak demokratik bir duruş, demokratik bir tavır değildir” dedi.
 
Türkiye’yi milletin idare ettiğini, 30 Mart’ta milletin sandık yoluyla konuşacağını, iktidara da muhalefete de mesajını çok net şekilde vereceğini vurgulayan Erdoğan, “Sandık dışında yol arayanlar, hem tehlikeli hem de boş yollara sapıyorlar. Onlara gereken dersi bizler, 30 Mart’ta 12 yıldır bu ülkedeki eser siyasetiyle vereceğiz” diye konuştu.
 
AK Parti’nin eser ürettiğini, muhalefetin ise sadece laf ürettiğini, laf ile peynir gemisinin yürümeyeceğini belirten Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Şu Mardin’de AK Parti’nin dışında hizmet var mı? Şu Mardin’de hizmeti AK Parti getirdi. Havalimanının genişletilmesinden tutunuz, şu anda o modern yapılanmasına varıncaya kadar, yollarımıza varıncaya kadar, tarihi eserlerin restorasyonuna varıncaya kadar, Artuklu Üniversitesinin Mardin’e getirilmesine varıncaya kadar, hastanelerimiz, okullarımız bütün bunlara varıncaya kadar, enerjide attığımız adımlara varıncaya kadar bunların dışında soruyorum, Mardin’e BDP’nin eli değdi mi? İnanın kardeşlerim, bunların buraya vereceği hiç bir şey yok, bu oyuna gelmeyin.
 
''Birinci parti olmazsak siyaseti bırakırım''

12 Haziran seçimlerinde sandık ortaya geldi ve millet bir tercih yaptı. 12 Haziran seçimlerinde Türkiye yüzde 50 oy oranıyla AK Parti’ye iktidarı teslim etti. Sizlerden aziz milletimizden aldığımız yetkiyle Türkiye’ye hizmet ediyor, Türkiye için eser üretiyoruz. Türkiye'yi huzura, istikrara, daha ileri demokrasiye kavuşturmanın mücadelesini veriyoruz. Eğer bundan rahatsız olan varsa millete gider, bunu millete anlatır, milletten yetki alır ve bu makamlara onlar gelir. Milletim bize git derse biz 1 saniye bile burada kalmayız. Niye? Çünkü, milli iradeye saygımız sonsuz.”
 
Erdoğan, makam koltuklarına, bulundukları makamlara yapışmadıklarını belirterek, AK Parti'nin 30 Mart seçimlerinden birinci parti çıkmaması halinde genel başkanlığı bırakacağını söyledi. Bu sözleri üzerine bazı vatandaşların “hayır, bizi bırakma” diye bağırması üzerine de Erdoğan, “Sabırlı olun, arkası gelsin. Çünkü ben size inanıyorum, ben milletime inanıyorum, inanıyorum ki biz bu sandıktan yine birinci parti olarak çıkacağız” dedi.
 
Başbakan Erdoğan’ın “Peki soruyorum, ey Kılıçdaroğlu” demesi üzerine alandan “yuh” sesleri yükseldi. Bunun üzerine de Erdoğan, “Ne kadar seviyorsunuz, ne kadar seviyorsunuz bu adamı. Bu adam, hala genel müdür, genel başkan olamadı. Siyaset niye yapılır? Partisini birinci parti yapmak için yapılır değil mi? “ diye konuştu.
 
“Soruyorum ey Kılıçdaroğlu, sen eğer bu seçimlerden birinci parti olarak çıkamazsan bırakıp gitmeye var mısın?” diyen Erdoğan,  “Evet diyemiyor, niye? Çünkü, genel başkan değil de onun için, o hala genel müdürlükte kaldı. Bahçeli’ye sesleniyorum, maalesef onun da böyle bir hedefi yok. Ne diyor? Kendine göre matematik hesaplar yapıyor, ‘yüzde 51 oy alamazsın’ diyor. Böyle bir matematik olur mu? Sen şimdi birinci parti olmaya var mısın, yok musun onu söyle. Siz bu kadar eskiyiz, partiyiz diyorsunuz, biz ise 16 aylık partiyken yüzde 34.5 ile birinci parti olduk ve parlamentoya girdik. Biz,16 aylık partiyken  parlamentoya girerken, MHP parlamentoya bile giremedi. O dönem biz ve CHP iki parti vardı” değerlendirmesinde bulundu.
 
"Mardin'i kim büyükşehir yaptı?"
 
Konuşmasında Mardin'in büyükşehir olduğunu anımsatan Erdoğan, ''Barajları aşamayan bir parti çıktı ortaya, BDP. O zaten barajı da aşamıyor, 10'un altında. Ve işte bağımsız milletvekilleriyle falan bir grup kuruyor. Fakat tabi bu seçimde baraj yok, yerel seçim, belediye seçimi ama dikkat edin Mardin'i kim büyükşehir yaptı? Mardin'in Büyükşehir Belediyesi olmasına bu CHP karşı çıktı, bu MHP karşı çıktı, bu BDP karşı çıktı'' diye konuştu.
 
Erdoğan, ''Burada benim artık CHP'yi konuşmama gerek yok, MHP'yi konuşmama da gerek yok. Fakat bir şeyi söylemem lazım. Mardin hizmete mi oy verecek yoksa ideoloji siyasetine mi oy verecek? Hizmete oy vereceksek, o zaman ben diyorum ki, şu 18 gün çok çalışacağız'' dedi.

 “Bana baba demeyin”

Konuşması sırasında ''Erdoğan baba'' şeklinde sloganlar üzerine, Başbakan Erdoğan, ''bana baba demeyin, o babalar geçmişte kaldı, biliyorsunuz limanlarda babalar var, bir de başka türlü babalar var, geldi geçti. 'Bana baba' demeyin, biz size efendi olmaya, baba olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Bizim böyle bir farkımız var'' ifadelerini kullandı.
 
''Herkes bilsin ki, milletimiz bize kal dediği müddetçe hiçbir tehdide hiçbir saldırıya, hiçbir tahrike boyun eğmeyiz eyvallah demeyiz'' diyen Erdoğan, Türkiye'de iktidarın sadece ve sadece sandıkla değişeceğini söyledi.
 
Türkiye'de iktidarları milletin getirip, milletin götüreceğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
 
''Türkiye'yi artık manşetler değil, belli sermaye grupları değil, elitler, seçkinler değil, millet yönetir. Türkiye'yi artık sokağa dökülen terör örgütleri değil, devlete sızmış paralel yapılar değil, iftiralar, montajlar, hukuksuz ses kayıtları değil millet yönetir millet. Biz rükuda Allah'ın huzurunda eğiliriz, başka hiçbir gücün önünde eğilmedik, eğilmeyiz bu böyle bilinsin. 12 yıl boyunca biliyorsunuz bize çok çeşitli tuzaklar kurdular, önümüze engeller çıkardılar, saldırılar düzenlediler, provokasyon yaptılar, hiçbirine boyun eğmedik, asla geri adım atmadık, sizin emaneti kutsal kabul ettik o emaneti canımız gibi koruduk.''
 
''Çözüm sürecini baltalamaya çalışıyorlar''
 
Ekonomiyi büyüttüklerini, 230 milyar dolarla aldıkları milli geliri, 820 milyar dolara çıkardıklarını anlatan Erdoğan, ''Devletin kamu net borç stoku neydi biliyor musunuz? 100 liranın 73 lirası borçtu, şimdi 35 lirası borç nereden nereye'' diye konuştu.
 
Mardin'de güzel bir imam hatip yapıldığı haberini aldığını belirten Erdoğan, ''İnşallah açılışında beraber oluruz'' dedi.
 
Milletten aldıkları güçle, okullar, üniversiteler açtıklarını, yollar yaptıklarını barajlar, konutlar inşa ettiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
 
''Sizden aldığımız destekle yasakları kaldırdık, yoksullukla mücadele ettik, yolsuzluğa asla izin vermedik. İşte bütün bunlar birilerini ciddi şekilde rahatsız etti ve rahatsız ediyor. Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü durdurmaya çalışıyorlar. Büyüyen ekonomiyi geriletmeye çalışıyorlar, huzuru bozmaya çalışıyorlar. Bizim Mısır'da demokrasiye, Filistin'de insanlığa, Suriye'de mazluma, mağdura sahip çıkmamızdan rahatsız oluyorlar. Çözüm sürecini baltalamaya çalışıyorlar. ''
 
''Sokakların tahrik edilmesi, Türkiye'ye yönelik bir komplodur''
 
''Gezi olayları ağaç için, çevre için değil, Türkiye'nin yürüyüşünü, o yükselişini durdurmak için yapılmıştır'' diyen Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
''17 Aralık komplosunun amacı da aynı Gezi gibi Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmaktır. Telefonların dinlenmesi, bunların yayınlanması, montaj kasetler, sokakların tahrik edilmesi Türkiye'ye yönelik bir komplodur. Altını çizerek söylüyorum; bu saldırılar AK Parti'ye karşı değil, hükümete karşı değil, bu yapılanlar ulusal güvenliğimize, Türkiye'ye, devlete yönelik saldırılardır. Bu saldırılar, büyüyen ekonomiye, birliğimize, kardeşliğimize, çözüm sürecine yönelik saldırılardır. 30 Mart'ta hep birlikte bu saldırılara dur diyeceğiz. 30 Mart'ta bu komploları, bu tuzakları hep birlikte bozacağız. 30 Mart'ta çözüm sürecine sahip çıkacak, yani gençlerimizi yaşatacak, yani çocuklarımıza aydınlık bir gelecek sunacağız. Siz çözüm sürecinden, huzur projesinden ne kadar memnun, bilin ki birileri de o kadar rahatsız. İşte, 30 Mart'ta bu huzur ortamına bu kardeşlik ortamına da sizler sahip çıkacaksınız. Hem Mardin'in hem Türkiye'nin huzuruna oy verecek, destek olacaksınız.''
 
''Ben Kürtlerin temsilcisiyim diye siyaset yapılmaz''
 
Mardin'in büyükşehir olmasına CHP, MHP ve BDP'nin karşı çıktığını anlatan Erdoğan, ''Şimdi soruyorum, bu BDP sizin huzurunuza Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığına talibim diye nasıl gelecek? Sizin bunlara cevap vermeniz lazım. İdeoloji siyaseti ile Mardin yönetilmez'' dedi.
 
''Ben Kürtlerim temsilciyim'', ''Ben Türklerin temsilcisiyim'' ''Ben Arapların temsilcisiyim'' diye siyaset yapılamayacağını vurgulayan Erdoğan, siyasetin kendilerinin gibi yapıldığını, kendilerinin Türkiye'nin, 77 milyonun temsilcisi olduklarını ifade etti.
 
Kendisinin belediye başkanlığından geldiğini, İstanbul'un belediye başkanlığını 4,5 sene yaptığını anlatan Erdoğan, ''Çöptü İstanbul, hava kirliliği, susuzluk almış başını gidiyordu'' dedi.
 
Mardin'in belediye payının arttığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
 
''Mardin'in tüm sınırları büyükşehir belediyesinin hizmetinde olacak. İnanın bu BDP belediyecilikten anlamaz. Bunların böyle bir derdi yok, bunların derdi başka ama ben ve arkadaşlarım inanın bizim derdimiz, size olan sevdamız, size olan aşkımız. İstiyoruz ki Ankarayla, milletvekillerimizle ve buradaki büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleriyle Mardin'i sıçratalım, ayağa kaldıralım. Yani burada yapılacak yanlış bir tercih inanın Mardin'i garip hale sokar, yazık olur Mardin'e.''

''Son çeteyi de tasfiye edeceğiz''
 
Erdoğan, "Son çeteyi, Pensilvanya çetesini de tasfiye edeceklerini" belirterek "Türkiye, tamamen zincirlerinden kurtulacak, 2023'e yürüyüşe devam edilecek. Onun için diyorum, 30 Mart'ta bunlara sandıkta ders vermeye var mıyız? Sizlerden destek bekliyoruz. Mardin'den bu süreçte özellikle rekor bekliyoruz. Yeni Türkiye'ye en güçlü şekilde sahip çıkmanızı bekliyoruz" diye konuştu.
 
Erdoğan, 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde Mardinlilerin büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarını seçeceklerini anımsatarak "Belediyecilik bizim işimiz. Belediyecilik AK Parti'nin en iddialı olduğu alan" ifadesini kullandı.
 
Hükümet ve belediye olarak Mardin'de başlattıkları yatırımları devam ettirmek istediklerini ifade eden Erdoğan, Mardin'e verdikleri hizmetin toplam bedelinin 9 milyar lira olduğuna işaret etti. Erdoğan, "Ne olur ideolojiye bakmayın, hizmete bakın, belediyecilikte particiliğin tecrübesine bakın. Sizi çöpe, pisliğe, beceriksizliğe mahkum edecek değil, hizmetle buluşturacak adayı tercih etmenizi istiyorum" dedi. 
 
AK Parti hükümetleri döneminde Mardin'in çehresini değiştirdiklerini anlatan Erdoğan, kendi sınıfında Türkiye'nin dolgu hacmi ve gövde uzunluğu bakımından dünyanın en büyük barajı olan Ilusu Barajı'na BDP'nin karşı çıktığını söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Peki bunlara nasıl oy vereceğiz? Bunlar hangi hayırlı iş yapılsa buna karşı çıkıyorlar. Ilısu'yu bir yerden alıyoruz, bir yere taşıyoruz, çok modern bir ilçe haline getiriyoruz. Böyle bir adımı atarken buna karşı çıktılar. Sadece elektrik enerjisi üretiminden ekonomiye yılda 825 trilyon (milyon) katkı sağlayacak fakat bu barajın yatırım bedeli ne, 3 katrilyon (milyar) lira. Sadece bu baraj. Bu barajı yaptırmamak için, bu BDP çok gayret sarf etti, hem içeriden hem dışarıdan ama biz bunların hepsini aştık, işe başladık. Şu anda barajda yüzde 65 fiziki gerçekleşme sağlandı. İnşallah bu muhteşem eseri tamamlayıp, Mardinimize ve ülkemize kazandıracağız."
 
Mardin Beyaz Su Projesi ile suya olan hasreti sona erdireceklerini bildiren Erdoğan, kentte sürdürülen ve hazırlanan içme ve kullanma suyu projelerinden bahsetti.
 
Güney Hızlı Tren yolu
 

Karaman-Konya hızlı tren projesinin temelini attıklarını, bu hattın Nusaybin'e geleceğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
 
"Nusaybin'den de Habur'a kadar uzanacak. Karaman, Ulukışla, Mersin, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Nusaybin, Habur hızlı tren projelerini hazırlıyoruz. Yakında yapımına başlayacağız. Buna biz ne diyoruz biliyor musunuz? Güney Hızlı Tren Yolu diyoruz. Bir ucunda Mardin, bir ucunda İstanbul. Şu anda Mardin'de yapımı devam eden demiryolu projelerinin tutarı 464 trilyon (milyon) lirayı buluyor."
 
Erdoğan, mitinge katılanların zılgıt atması üzerine, "Gene zılgıtı yedik. Sizin bu zılgıtınız, bizi daha çok çalışmaya sevk ediyor. İşte bu analar böyle" dedi.
 
Mardin'e doğalgaz getirecek projenin ihalesini kazanan firmanın hazırlıklarına başladığına dikkati çeken Erdoğan, 2015'in sonuna doğru Mardin'de doğalgaz şebekelerinin döşenmiş olacağını belirtti.
 
"Çünkü birçok yerde ablalar, abiler, gece seansları yapıyorlar"
 

Artuklu Üniversitesini 2007 yılında kurduklarını hatırlatan Erdoğan, üniversite bünyesinde Kürtçe dil eğitiminin ilk olarak başlatıldığı Yaşayan Diller Enstitüsünün oluşturulduğunu ifade etti. Enstitünün, Süryani Dili, Edebiyatı Ana Bilim Dalı ile Türkiye'de bir ilke daha imza attığını dile getiren Erdoğan, üniversitede 5 binden fazla öğrencinin eğitim gördüğünü vurguladı.
 
Öğrencilere 14,5 trilyon (milyon) lira burs ve kredi verdiklerine işaret eden Erdoğan, Mardin'de 308 yatak kapasiteli yurt açıldığını, 750 kapasiteli öğrenci yurdunun yapımının devam ettiğini bildirdi. Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Şimdi buradan sesleniyorum: Eğer Pensilvanya'nın burada yurtları varsa bu yurtlardan atılan çocuklar olursa hemen Milli Eğitim'e, Gençlik Spor'a müracaatınızı yapın. Buradaki yurtlarımızda onları biz misafir edeceğiz. Gerekirse otellerde ağırlayacağız, gerekirse devletin sosyal konutlarında ağırlayacağız. Çünkü birçok yerde ablalar, abiler, gece seansları yapıyorlar. Başbakan'a beddua seansları yapıyorlar. Eğer bazı öğrenciler çıkıp da 'Niçin böyle yapıyorsunuz?' derse kapıya koyuyorlar. Birçok ilde yaptılar, yapmaya devam ediyorlar. Biz de tedbiren şimdilik diyoruz, hemen müracaatınızı yapın, sizi biz dışarıda bırakmayacağız."
 
"Dağları deldik, Şirin'e, milletimize kavuştuk"
 
Erdoğan, AK Parti iktidara gelene kadar Mardin'e 29 kilometre bölünmüş yol yapılırken, kendilerinin şehri 11 yılda 187 kilometre bölünmüş yola kavuşturduklarını, ülke genelinde tüneller yaparak aşılmadık yol bırakmadıklarını, 12 yılda 117 kilometre uzunluğunda 122 tünel inşa ettiklerini aktardı.
 
Erdoğan, "Dağları deliyoruz dağları. Ferhat gibi, Kerem ile Aslı gibi. Ferhat kime aşıktı? Şirin'e. Siz Şirin biz de Ferhat. Dağları deldik, Şirin'e, milletimize kavuştuk. O çile dağlarını, o çile yollarını evelallah böyle aştık. Bu kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
 
Mardin Havalimanı'nda 2003'te 19 bin yolcu trafiği varken, bu rakamı 278 bine yükselttiklerine işaret eden Erdoğan, bunun Türkiye'nin zenginleştiğini ve refah düzeyinin arttığını gösterdiğini söyledi.
 
Erdoğan, Mardin'e içme suyu, köy yolları, kültür ve turizm alanında yaptıkları yatırımları dile getirerek şehrin turizmde hak ettiği yeri bulması için var güçleriyle çalıştıklarını kaydetti.
 
"Mardin'i marka şehir yapacağız"
 
Mardin'i büyükşehir olarak modern bir şehir haline getireceklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
 
"Mardin'i, büyükşehiri AK Parti damgasıyla buluşturarak kültür, inanç ve gastronomi turizmi alanlarında dünya çapında marka yapmayı hedefliyoruz. Bu çerçevede şehirdeki tarihi mekanların restorasyonları için çok daha hızlı adımlar atacağız. Mardin için çok büyük projelerimiz, hedeflerimiz var. Büyükşehir ile hükümet el ele verdiğinde inanın 5 yıl içinde Mardin'i dünya çapında bir marka şehir haline getirme hedefimize ulaşabiliriz. Bunun için işbirliği, uyum ve vizyon gerekiyor. Sizlerden lafa değil hizmete bakarak ideolojiye değil geleceğinizi düşünerek oyunuzu kullanmanız istiyorum."
 
Büyükşehir belediye başkan adayı Mehmet Vejdi Kahraman'a verilecek destekle Mardin'e AK Parti mührü vurulacağına inandığını dile getiren Erdoğan, "Gerek Başbakan olarak gerek büyükşehir belediye başkanlığımdaki birikimleri kendisiyle paylaşmak suretiyle Mardin'i marka şehir haline getirmeye söz veriyorum. Sizden de bu sözü almak istiyorum" dedi.
 
Erdoğan, Mardin'i en ücra köşelerine kadar modern bir şehir haline getireceklerini, AK Parti adaylarına verilecek desteğin, barışa, kardeşliğe, huzura ve kalkınmaya verilecek destek olduğunu ifade etti.
 
"Pensilvanya'nın dümen suyuna girdiler"
 

Erdoğan, Türkiye'de son günlerde bir komplo yaşadıklarını, CHP, MHP, BDP'nin bu komplo sürecinde Pensilvanya'nın dümen suyuna girdiklerini, devlete,  millete, Türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik saldırıda ihanet şebekesinin yanında yer aldıklarını söyledi.
 
"Tabii  hep beraber bu değirmene su taşıdılar. BDP, iftiralar, kasetler, montajlar üzerinden  yürütülen bu kampanyaya hala destek olmaya devam ediyor" diyen Erdoğan, Mardin'in 30 Mart'ta BDP'ye bir demokrasi, barış dersi vereceğine inancını dile getirdi.
 
Erdoğan, "Unutmayın kardeşlerim, 30 Mart'ta ya 'eski Türkiye' diyecek ya da 'yeni Türkiye, büyük Türkiye, kardeş Türkiye' diyeceksiniz. Eski Türkiye'de yasaklar vardı. Eski Türkiye'de türküler, şarkılar, kitaplar yasaktı. Eski Türkiye'de benim okuduğum şiir de yasaktı. Biliyorsunuz değil mi? Siirt'te Milli Eğitim'in kitaplara koyduğu bir şiiri okudum. O şiirden dolayı Pınarhisar'a gittim. Neydi okuduğum şiir? Ziya Gökalp'e aitti.  Atatürk'ün  duayeni...Bu konuda gerçekten, o noktada adete ülkü belirleyeni...Böyleydi. Benim okuduğum şiir şuydu; 'Minareler süngü, kubbelere miğfer, camiler kışlamız, müminler asker.' Ben o esnada İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı idim. Alıp götürdüler ama iyi oldu, hayırlı oldu. Medreseyi yusufiyede bir süre geçirdim. Eyvallah.  Her olurda hayır vardır. Onlar şer zannettiler" diye konuştu.
 
Mehmet Akif Ersoy'un, "İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür" dizelerini hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"Bu yolda böyle yürüyeceğiz. Onun için ben Mardin'in  inançlı dünyasına özellikle sesleniyorum. 'Bu inançlı dünyada, bu kutlu yürüyüşte beraber olalım, bir olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım' diyorum. Kardeşlerim 'tek millet' dedik, niye? Ben Türk'ü Türk olduğu için sevmiyorum, Kürt'ü Kürt olduğu için sevmiyorum, Arap'ı Arap olduğu için sevmiyorum. Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'yü ırkları, etnik unsurlarından dolayı sevmiyorum. Ya? Beni yaradan Allah, onları da yarattığı için seviyorum.
 
'Tek millet' dedik  ve ardından 'tek bayrak'.. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin sembolü, simgesi. Bu bayrak asla bir başka bayrakla değişmez. Fakat maalesef bu bayrağımıza eş bayrak arayışı içinde olanlara, Mardin 30 Mart'ta oy verecek mi? Ben Mardin'den bunu bekliyorum. Mardin 30 Mart'ta sandıklarda bunun cevabını vermeli. İşte görüyoruz bunların toplantılarını, İstiklal Marşımızı okumaktan bile uzaklar bunlar. Bunlar bayrağımızı dalgalandırmaktan bile uzaklar. Soruyorum, bunlara mı oy verecek Mardin? Benim tanıdığım Mardin bunlara oy vermez.  Benim tanıdığım Mardin ne siyasi Kürtçülüğe ne siyasi Türkçülüğe ne siyasi Arapçılığa oy vermez. Biz, insanları sadece 'yaradılanı severiz yaradandan ötürü' anlayışıyla seveceğiz ve bu anlayışla yürüyeceğiz. Onun için 18 gün çok önemli. Ablalar, ama siz bizim ablamızsınız, o birilerinin ablalarından değil. Anladınız değil mi? Çok daha fazla çalışacağız, çok daha fazla gayret edeceğiz. Ağabeyler siz de anladınız değil mi, hangi ağabeyler olduğunuzu? Ağabeyler sizler de çok çalışacaksınız. 18 gün gece gündüz demeden dolaşacağız. Bildiklerimizi bilmeyenlere anlatacağız. "
 
"Yasakları biz kaldırdık"
 
"Eski Türkiye"de anadilin yasak olduğunu, bunu kendilerinin kaldırdığını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
 
"Eski Türkiye'de yollar kapalıydı değil mi? Kim kaldırdı? BDP'mi? BDP'nin  zaten bu noktada yapacağı hiçbir şey yok. Köyler terk edilmişti, mezralara çıkmak, yaylalara çıkmak yasaktı. Bunların önünü kim açtı? Biz. BDP çıkıyor, 'biz olmasak bunlar yapılmazdı' diyor. Senin kıymeti harbiyen yok bir defa. Eski Türkiye'de siyaset değil, silahlar konuşuyordu. eski Türkiye'de bırakın Kürtçe konuşmayı, Kürtçe, Kürt  demek yasaktı. Bu ülkede bugüne kadar gelen başbakanlardan Erdoğan'ın dışında 'benim Kürt kardeşim' diyen çıktı mı hiç? Benim için Kürt, Türk, Arap kardeşim demek farkılık arz etmiyor. Hepsi benim kardeşim. Biz, bir şeye inanmışız. Biz, bu yanlışların hepsini elimizin tersiyle ittik. Ret, inkar, asimilasyon, bunlara son verdik. Dedik ki böyle bir şey olamaz. Türkülerin, kitapların, klavyelerin üzerindeki yasakları biz kaldırdık. Okullarda farklı dil ve lehçelerini öğretilmesinin, farklı dil ve lehçelerde özel okul açılmasının önünü kim açtı?"
 
Başbakan Erdoğan, "Eski Türkiye"de  başörtülü kızların çile çektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
 
"Ah benim başörtülü kızlarım, kardeşlerim...Şunlar var ya şunlar, ne çile çekti biliyor musun? Bunu BDP'li  bilmez, BDP'nin böyle bir derdi yok. CHP bilmez, onun böyle bir derdi yok. MHP'lilerin de böyle bir derdi yok. Kardeşlerim bakınız benim yavrularım, okula, üniversiteye kendi ülkemde gidemediler başörtüsünden dolayı. Benim çocuklarımın dördü de imam hatip mezunu...Çok sıkıntı çektiler ve üniversitelere girişte katsayısına takıldılar. Aldığı puan Türkiye'nin en iyi üniversitesine girebilecek puanda olmasına rağmen oğlum giremedi ve Amerika'ya gönderdim. Kızlarım da orada okudular, masterlerini yaptılar, doktora yaptılar ve ülkeye döndüler. Ama  orada başörtüsüyle okuyabildi ama kendi ülkemde okuyamadılar. Bu insana ne yapıyor biliyor musun? Çok acılar çektiriyor. Tabii bu acıları şahsım da çektiğim için sizlere bu acının çektirilmesini çok sabrettik ve sonunda atlattık. Ama beraber.... Sabrettiniz , zafere erdiniz. Şimdi üniversitelere başörtülü giriyor muyuz? İmam hatiplerde zaten sorun yok. Katsayı kalktı mı, istediğin üniversiteye girme hakkın var mı? Devlet dairelerinde başörtülü olarak çalışıyor mu kardeşlerim? Normalleşme bu, ayrımın kalktığı Türkiye bu. İşte biz, bunu başardık. Şimdi çıkmış geçen gün Kılıçdaroğlu, 'başörtü sorununu ben çözdüm' diyor. Elhamdülillah, sağ olsun şu anda Parlamento'da dört hanım kardeşimiz başlarını örtmek suretiyle bu değişim, dönüşümü sağlamış oldular. Niye? İnançlarının gereğini yerine getirdiler, bu adımı attılar."
 
"Pensilvanya'daki zat bunlarda rahatsız olmuş"
 
Eski Türkiye'de Kur'an-ı öğrenmenin ve öğretmenin üzerinde yasaklar bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Şimdi ise bütün okullara Kur'an-ı Kerim'i seçmeli ders olarak koyduk mu, Siyer-i Nebi'yi koyduk mu? Pensilvanya'daki zat bunlarda rahatsız olmuş biliyor musunuz? Ne diyeyim ben. Bu, çünkü bir dini cemaat değil, maalesef bu bir paralel örgüt, bir siyasi örgüt. Yoksa bir dini cemaatin veyahut da kainatın imamının ne işi var holdingle, ananas satışıyla, bilmem neredeki rafineri satışıyla? Sen ilimle meşgul ol, talebe yetiştir, bunlara bak. Ne işin var bunlarla? Türkiye'yi Pensilvanya'dan bölmeye, parçalamaya ne hakkın var? İç huzurumuzu, iç barışımızı tehdit etmek için bu tür girişimlerde bulunmaya ne hakkın var? İşte yargının içinde bir yapılanma, Emniyette aynı şekilde bir yapılanma, devletin kurumlarında bir yapılanma ...İyi niyetimizin maalesef kurbanı olduk. Bütün bunları tek tek hallediyoruz inşallah" ifadesini kullandı.
 
"Tek vatan" dediklerini hatırlatan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Asla operasyona müsaade etmeyiz. Batı ne görüyorsa Doğu, Güneydoğu da onu görecek. Kuzey ne alıyorsa, Güney de onu alacak. Orta Anadolu, Marmara, Akdeniz aynı şeyleri alacak. Türkiye 780 bin kilometre hep birlikte ayağa kalkacak. 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yaptılar, biz 11 senede 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. Farkımız bu....Şimdi gelirken Mardin Havalimanı'na indik.  'Şu terminal binasının güzelliğine bak' dedim. İnşallah şu baharda bütün peyzaj çalışmalarını bitirmek suretiyle Mardin Havalimanı bambaşka güzelliğe kavuşmuş olacak. 
 
Geliyorum dördüncüsüne, rabia...O da tek devlet... Devlet içinde devlet asla.  Şimdi esas mesaja geliyorum; 30 Mart aynı zamanda ne olacak biliyor musunuz kardeşlerim? İnşallah Mısır'da, Kahire'de o 18 yaşındaki Esma kızımızın şehit edilmesinin inanıyorum ki o akşam alınacak netice ruhunu şad edecektir. Çünkü onlar hep burayı, Türkiye'yi takip ediyorlar. Babasını da o şehidenin ardından aldılar cezaevine götürdüler. Bakın neler oluyor. O gün bugün...Tabii ki Mısır ile mesafemiz devam ediyor."

aa



Bu haber 892 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,022 µs