En Sıcak Konular

''Türkiye İran sayfasını hiç kapatmadı''

15 Aralık 2013 09:10 tsi
''Türkiye İran sayfasını hiç kapatmadı''
Başbakan Erdoğan'ın Dış Politika Başdanışmanı İbrahim Kalın, Türkiye'nin ABD ve Avrupa ülkelerinin nükleer anlaşma ile buzları erittiği İran'la hep aynı pozisyonda olduğunu söyledi.

Kalın '2-3 yıl önce Türkiye'yi 'İrancılık' yapmakla eleştirenler şimdi ilişkilerin önemli olduğunu söylüyor. Batı, İran'la yeni bir sayfa açmış olabilir ama bizim için o sayfa hep açıktı' dedi.

Yeni Şafak'ta yer alan röportajdan ilgili kısım:

Dış politikaya ilişkin bir iki soru yöneltmek istiyorum. Mâlum, tartışmalı bir konu. Türkiye, dış politikada tam olarak nerede duruyor?

Türk dış politikasının en temel prensibi, bölgeye ve dünyaya Türkiye'den bakabilmektir. Geçtiğimiz 11 yıllık süreçte bu prensip doğrultusunda hem komşularımızla ve bölge ülkeleriyle, hem de küresel aktörlerle iyi ilişkiler geliştirme politikası güdülmüştür. Komşularımızla ve diğer uluslararası aktörlerle iyi ilişkiler geliştirmek, Türkiye'nin öncelikli tercihidir. Elbette, reel politiğin icbâr ettiği şartları görüp ona göre adım atmak da gözardı edilmemektedir. Türkiye'nin yaptığı, adalet, insan hayatının kutsallığı, ahlakilik gibi prensiplerle reel politiğin dengesini sağlamaktır. Dış politikada başka ülkelerle belli dönemlerde belli konularda uzlaşma başka konularda farklılık olabilir. Suriye konusunda anlaşamadığımız bir ülkeyle, enerji politikaları, Filistin yahut güvenlik konularında mutabakat içinde olabiliriz.

BİZİM İÇİN İRAN SAYFASI HEP AÇIKTI

Herhalde bu ülkelerden birisi de İran. Her türlü farklılığa ve pozisyona rağmen İran ile ilişkiler hep sürdü. Nedir İran ile son ilişki düzeyimiz?


İran ile temasımız, diplomatik ve ticârî ilişkilerimiz her zaman oldu. İran, yeni nükleer müzakerelerle beraber, Batı ülkeleriyle ilişkisinde yeni bir sayfa açıyor. Bu, Türkiye olarak bizim desteklediğimiz bir durum. Hatırlayın, bundan 2-3 yıl önce İran ile ilişkilerimiz dolayısıyla Türkiye'yi Batı ekseninden çıkardığımız, hatta İrancılık yaptığımız yorumlarını yapanlar şimdi, İran ile ilişkilerin çok önemli olduğunu söylüyor. Türkiye hâlâ aynı noktada. Batılı ülkeler için İran konusunda yeni bir sayfa açılmış olabilir. Ama bizim için o sayfa hep açıktı.

İran-Türkiye ilişkisinde Suriye kaynaklı olmak üzere çeşitli sorunlar yaşandığı sır değil. İran ile ilişkilerimiz ne durumda?

Biz, başından beri bölge sorunlarının bölge ülkelerinin kendi dinamikleriyle çözülebileceğine inandık. Bu yüzden, bölge ülkelerini sorunların ele alınışında paydaş olarak gördük. Bu Suudi Arabistan için de geçerli, Mısır, iç savaş öncesi Suriye, İran, Irak ve diğer bölge ülkeleri için de. Bütün çabamız, bölge dinamiklerini pozitif bir gündemle harekete geçirebilmek.

Özellikle nükleer müzakerelerinden sonra bölgede İran ve Türkiye arasında gelişecek ilişkilerden ve bunun doğuracağı sinerjiden söz ediliyor. Sizin öngörünüz nedir?


İran Cumhurbaşkanı Sayın Ruhani göreve geldiğinde Sayın Başbakanımız kendisini arayarak tebrik etti. Ardından Sayın Cumhurbaşkanımız New York'ta görüştü. Satın Zarif Türkiye'ye geldi. Dışişleri Bakanımız geçtiğimiz günlerde İran'daydı. Gayet olumlu görüşmeler yaptı. Cenevre II'nin başarılı geçmesi, Suriye'de bir ateşkes sağlanması, insanî yardımların ulaştırılması yönünde görüşmeler yapıldı. Bu, Türkiye'nin ve İran'ın diplomatik pozisyonunu değiştirdiği anlamına gelmez. Zâten bu durum da, diplomasinin imkânları ve doğası içindedir. İran'ın nükleer müzakerelerde geldiği nokta da, bizim 2010'daki duruşumuz nakzeden değil, teyid eden ve destekleyen bir noktadır.

Dış politikanın güncel gelişmesi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Ermenistan ziyareti. Türkiye, bu sürece nasıl giriyor ve bakış açısı nedir?

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz haftalarda Sayın Aliyev ile Sarkisyan arasında bir görüşme oldu. Biz başından beri Karabağ meselesi başta olmak üzere sorunların çözümü konusunda diplomasinin geçerli olmasını savunduk. Burada Minsk Grubu'na çok önemli bir görev düşmesine rağmen maalesef 20 yıldır etkili bir çözüm ortaya koyamadı. Sayın Başbakanımız bu konuyu son olarak Saint Petersburg'da Putin ile görüştü. Bu sorunun barışçı çözümü mümkündür. Ama bu süreci açacak en önemli adım, Ermenistan'ın işgal ettiği bölgelerden çekilmesidir. Dışişleri bakanımızın KEI bağlamında Ermenistan'a yaptığı ziyaret, Kafkasya'da ve Karadeniz'de barış ve istikrarın sağlanmasına verdiğimiz önemin somut bir ifadesidir.

BAGLADEŞ'İN UZLAŞIYA İHTİYACI VAR

Son olarak tüm dünyada tepkilere neden olan Abdulkadir Molla'nın idam edilişini siz nasıl değerlendirirsiniz?


Üzücü bir durum. Bütün çabalara rağmen bu infaz gerçekleştirildi. Bangladeş'in bölünmeye ve husumete değil, toplumsal barış ve uzlaşıya ihtiyacı var. Umarız bundan sonra daha sorumlu ve soğukkanlı hareket edilir.




Bu haber 721 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,833 µs