En Sıcak Konular

TBMM'de cemevi açılması talebine ret

12 Aralık 2013 15:29 tsi
Ankara 6. İdare Mahkemesi, CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün, Meclis bünyesinde cemevi açılması talebini reddeden TBMM Başkanlığı işleminin iptali istemini, reddetti

CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, Alevi inancına sahip kişilerin ibadetini yapabilmesi için cemevine ihtiyaç olduğu, bu kapsamda Meclis bünyesinde bir yer tesis edilerek yapılacak cemevinin hizmete açılması için işlemlere başlanması yolundaki başvurunun reddine ilişkin, "TBMM Başkanlığı işleminin iptali" istemiyle dava açtı.

Ankara 6. İdare Mahkemesi, davayı oy birliğiyle reddetti.

İdare Mahkemesinin gerekçesinde, Anayasa'da herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğunun, din ve vicdan özgürlüğünün olağanüstü hallerde dahi sınırlandırılamayacağının hüküm altına alındığı hatırlatıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığının görevlerine ilişkin Anayasa hükmünün de hatırlatıldığı gerekçede, cami ve mescitlerin Diyanet İşleri Başkanlığının izniyle ibadete açıldığı belirtildi. Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Anayasa'nın kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümleri düzenleyen 128. maddesine göre çıkarılan kamu görevlilerine ilişkin mevzuat hükümleri karşısında cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesi ve Alevi inancının gereği ibadetin icrası için cemevi açılmasının yürürlükteki mevzuata göre mümkün bulunmadığı ifade edildi.

Ancak uluslararası sözleşmeleri, iç hukuka üstün kılan Anayasa'nın 90. maddesi gereği konunun uluslarararsı sözleşmeler yönünden de irdelenmesi gerektiğine işaret edilen gerekçede, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde "herkesin din ve vicdan özgürlüğü" bulunduğununu öngörüldüğü hatırlatıldı.

Gerekçede, Anayasa'nın din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin hükümlerinin, uluslararası anlaşma hükümlerine paralellik içerdiği belirtildi.

Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına İlişkin Kanun'un ve din, inanç özgürlüğü bakımından var olan uygulamaların, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararlarıyla ne ölçüde örtüştüğünün ortaya konulması gerektiği vurgulanan gerekçede, "Gelinen noktada Aleviliğin, AİHS 9. madde kapsamında görüldüğü konusunda herhangi bir tartışma kalmamıştır. Kaldı ki, Türkiye'deki uygulamalar bakımından da bu konuda tereddüt yoktur" ifadesi kullanıldı.  

Dava konusu uyuşmazlıkta davacının, "İslam inancına sahip olmakla birlikte İslam'ın farklı bir yorumu ve uygulamasını benimseyen Alevi topluluğu adına pozitif bazı ayrım talep ettiği, ibadet yeri olarak kabul ettikleri cemevi için TBMM'de yer tesisi istediği" anlatıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığına, genel bütçeden pay ayrıldığı, İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri Müslümanlık ortak kimliği esas alınarak, Anayasa ve laiklik ilkesi doğrultusunda bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalarak, miletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek görev yapma işlevi tanındığı hatırlatıldı.

Devletin negatif ödevi

Tekke ve zaviyeleri kapatan kanuna atıfta bulunan kararda, ibadet yeri dışında, bir dinin uygulaması ve yorumlaması niteliğindeki inanış şekilleri için ibadet ritüellerinin ifasının sağlanması bakımından yer tesisi isteminin, AİHM kararlarında olduğu gibi devletin negatif ödevi kapsamında ele alınması gerektiği kaydedildi. Gerekçede, bu nedenlerle dava konusu işlemin, AİHM kararlarına ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırılık oluşturmadığı belirtilerek, şu tespitler yapıldı:

"İslam dini anlayışı bakımından ortaya çıkan çeşitli mezhep, tarikat, görüş ve yorumlar ile bu inanç biçimlerini benimseyen grupların ibadethanelerinin tanınması gibi beklenti ve taleplerinin ayrı ayrı devlet eliyle kamu hizmeti olarak sunulması, bu hususlarda Diyanet İşleri Başkanlığınca kamusal alan düzenlemeleri bakımından kullanılan kamu gücü ve takdir yetkisinin farklı inanç sahibi gruplar açısından manevi anlamda ne ölçüde tatmin edici olduğu noktasında tartışmalara yol açabileceği gibi dinsel norm ile hukuksal norm arasında kurulmaya çalışılan dengenin giderek laik devlet ilkesinden uzaklaşmaya, farklı inanç biçimlerinin törpülenmesine ve nihayet din ve inanç özgürlüklerinde sınırlandırmalara yol açabileceği ve bu yönüyle de davacıların farklılıklarından yola çıkarak açtıkları bu davadaki amaçları ile çelişeceği sonucuna varılmaktadır. Bu bağlamda diğer mezhep, tarikat ve dini yorum mensuplarından ayrı Alevi vatandaşlara özgü TBMM'de cemevinin bir ibadethane olarak açılması, bunun için idare bünyesinde yer tahsisi yapılmasına ilişkin talebin reddi yolundaki dava konusu işlemde mevzuaata aykırılık görülmemiştir."

Davacı Hüseyin Aygün'ün kararı temyiz etme hakkı bulunuyor. Temyiz istemini Danıştayın ilgili dairesi karara bağlayacak.

AA



Bu haber 564 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,140 µs