Kemal Kılıçdaroğlu Washingtondaki ilk temasını iki Amerikalıyla yapmış: Ulusal Güvenlik Avrupa danışmanı Karen Donfried ve Beyaz Saray Türkiye masası şefi Christina Bobrow ile...
Gazeteler iki satırla geçiştirdiler bu görüşmeyi... Umarım Kılıçdaroğlunun ABD gezisini planlayanlar aynı yanlışlığa düşmemişlerdir. Obamanın kulağına en yakın kişilerden biri olduğu için Karen Donfried de önemli, ama Christina Bobrow çok daha önemli...
Christina Elena Lynch Bobrow ABD başkentinde Türkiyeyi en iyi tanıyanlardan biri. Türkçeyi çok iyi konuştuğu gibi, Georgetown Üniversitesinde on yıl önce başarıyla tamamladığı doktora tezinin konusu sayesinde yakın siyasi tarihimizi de yakından biliyor. Tez konusu Keyfi Yönetim: Türkiyede Görüş Açıklamanın Yönetilmesi (Arbitrary Governance: Managing Expression in Turkey).
Tezin Kılıçdaroğlu görüşmesi açısından taşıdığı değer, Ak Partinin iktidara gelişi öncesiyle ilgili Türkiye tablosunu bayağı gerçekçi bir ustalıkla çizmesidir. Ziyareti planlayanlar tezden haberliyseler herhalde Kılıçdaroğluna özetini sunmuşlardır. Umarım sunmuşlardır; çünkü Bobrowun 2003 öncesinde siyaseti ilgilendiren hemen her alanda Türkiyenin nasıl keyfi yönetildiğinin doğru bir fotoğrafını çizdiğini bilmeden görüşmüş ise, Kılıçdaroğlu muhataplarına hayal kırıklığı yaşatmış olabilir.
Önyargılı yaklaşmamış konusuna Bobrow, tam tersine araştırmasını yürüttüğü 2003 öncesinde Türkiyenin çelişkilerini doğru saptamış: Herkesin herkes ve her şey hakkında rahatça konuşup yazabildiği bir ülke... Nitekim konuştuğu bazı kişiler Böylesine bir görüş çeşitliliği baskıcı rejimlerde olur mu hiç? itirazını seslendirmişler (s. 7)... İyi amadiyor, Yazarlar hakkında açılan davaları, göstericilerin uğradığı polis vahşetini, sivil yayınlarda askeri mahkemelerin devrede olmasını ne yapacağız?
Doktora tezinin başlığında da yer alan keyfilik ile açıklıyor durumu... Tek partili dönemden devralınan bazı kötü alışkanlıkların zamanla yerleşik hale dönüştüğü, devletçi ideolojinin çocukluktan başlayarak bütün vatandaşları sarmaladığı, anayasal ve yasal haklarla özgürlüklerin kolayca ayaklar altına alınabildiği tez içerisinde örneklerle sergileniyor.
Farklı kesimlerden çok sayıda kişiyle ayrıntılı biçimde görüşmüş Bobrow (biri benim), onlarca örnek-olayı didik didik incelemiş (biri benim hakkımda açılmış bir davayla ilgili)... Eleştirdiği yönler elbette ön planda, ama takdir edilecek noktalarda da insafı elden bırakmamış...
Görüşmeye giderken Bobrowun CHPnin tek başına ülkeyi yönettiği yıllarla ilgili tespitlerini tezinden (s. 40 ve sonrası) okumuş olsaydı, kullanacağı cümleleri daha titizlikle seçerdi CHP lideri... O dönemin etkisini günümüzde en fazla gösterdiği alan olan yargıya yönelik değerlendirmeleri fazla iç açıcı değil Bobrowun... Bir yerde (s. 62) Türkiyenin yasaları ve yönetmelikleri çoğu kez keyfi yoruma müsait olsun diye muğlak kaleme alınmıştır bile diyor...
Fehmi Koru / Star (ilgili kısım)
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle