En Sıcak Konular

Gül: Arap uyanışı tarihi fırsat

20 Kasım 2013 18:45 tsi
Gül: Arap uyanışı tarihi fırsat Cumhurbaşkanı Gül, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki demokratik süreçlerin kesintisiz şekilde sürmesinin hayati önem taşıdığını belirterek, Arap uyanışının tarihi bir fırsat olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı himayesinde Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ev sahipliğinde "Sürdürülebilir Küresel Rekabette Ortadoğu ve Kuzey Afrika" başlığıyla düzenlenen 4. Boğaziçi Zirvesi'nin onursal açılışına katıldı.
 
Promter sorunu
 

Cumhurbaşkanı Gül, konuşmasına başlarken, promterde sorun yaşanması üzerine şunları kaydetti:
 
"Niye gülümsediğimi belki merak ediyorsunuz. Şimdi bu promterler çıkınca, bunlarla tabii güzel oluyor konuşması ama orada bir yanlışlık olursa, bir aksama olursa o zaman mutlaka yedeğinizin olması gerekir. Şimdi promterde baktım, tamamen ters yazılar. Onun için tam ters yüz böyle... Onun için muhakkak insanın kendi dağarcığında ne varsa o önemli. Başka bir şeye bağımlı olursanız bir noktada biter."
 
Bu sırada görevlinin sahneye yaklaşması üzerine Gül, "Bir bak bakalım, gel benim yanımdan, buradan bak. Hadi sen oku bakayım" diye espri yaptı.
 
Gül, kendisinin klasik metodu sevdiğini ifade ederek, "Ama bazen de bunlar kolay oluyor. Ayrıca dinleyiciler için de devamlı onlara bakıyor olduğunuz için o bakımdan da kolay oluyor" diye konuştu.
 
"Sürdürülebilir refah ve kalkınmanın üç temel çarpanı; barış, iyi yönetişim ve bilgi"
 
Cumhurbaşkanı Gül, o zaman olduğu gibi bugün de sürdürülebilir refah ve kalkınmanın üç temel çarpanının barış, iyi yönetişim ve bilgi olduğuna inandığını anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Bir başka ifadeyle barış, istikrar ve kalkınma arasında ayrılmaz bir bağ bulunduğu kanaatindeyim. Bu çerçevede öncelikle son dönemde yaşanan gelişmelere kısaca da değinmek istiyorum. Geride kalan üç senede insanlık medeniyetinin beşiği olarak kabul edilen Akdeniz'in kuzeyinde ekonomik, siyasi ve sosyal boyutları her geçen gün daha fazla hissedilen bir kriz etkisini tüm gücüyle göstermektedir. Güneyinde ise asırlık statükonun temellerini sarsan halk hareketleri ortaya çıkmıştır. İç meşruiyet sorunu yaşayan ülkelerde baş gösteren halk hareketleri yönetim yapılarının halkın talepleri doğrultusunda şekillendirilmesine yönelik bir süreci de başlatmışlardır."
 
Cumhurbaşkanı Gül, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da 3 yıl önce başlayan dönüşüm sürecinin bitmediğini çünkü halkın en temel ve meşru talepleri olan özgürlük, adalet ve eşitlik beklentilerinin büyük ölçüde karşılanmadığını söyledi.
 
"Arap uyanışı tarihi bir fırsat"
 

Arap uyanışının bu açıkların kapatılması bakamından tarihi bir fırsat olduğuna dikkati çeken Gül, "Esasen bu süreç başladıktan sonra özgürlükler alanında nispi bir ilerleme katedilmiştir. Siyasi ve iktisadi katılım alanında da umut verici gelişmeler yaşanmaktadır. Bilgi açığının giderilmesiyse ilk iki alanda sağlanacak ilerlemeye bağlıdır. Bununla birlikte bölgedeki ülkelerin bu doğrultudaki ilerleme hızları aynı değildir. Bunu tabii karşılamak gerekmektedir. Henüz yolun çok başındayız. Her ülke iç dinamikleri ve kendine özgü koşulları çerçevesinde hızını ayarlayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
 
Bugün demokrasiyle idare edilen çok partili sistemlerin içerisinde onlarca yıldır bulunan ülkelerde bile hala sürecin geliştiğini görmenin, iyileşmenin ve mükemmelleşmenin son bulmadığını görmenin, bugün Arap ülkelerinde olup bitenlerin ne kadar zamana ihtiyacı olduğunu anlatacağını dile getiren Gül, şöyle devam etti:
 
"Burada hayati önem taşıyan nokta, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki demokratik süreçlerin kesintisiz şekilde sürmesidir. Bölgedeki siyasi ve dini liderler ile kanaat önderlerine düşen temel sorumluluk, ülkelerindeki değişim sürecini akıl ve sağduyu ile yönetmek ve değişimin doğru yönde ilerlemesine öncülük etmektir. Dönüşüm sürecinin sancılarını yaşayan bu bölgede gözardı edilmeyecek diğer bir önemli dinamik, ulus devletlerin inşası sürecinde baskı altında tutulan etnik ve mezhep temelli geleneksel aidiyetlerle ilgili bilincin yeniden su yüzüne çıkmasıdır. Etnik ve mezhepsel aidiyetlere dayanan kimlikler, bölge genelinde ulusal kimlikler aleyhinde güç kazanmaktadır. Etnik, dini veya mezhebi aidiyeti ne olursa olsun herkesin kendini ve geleceğini güvende hissedeceği bir dönemi başlatmak için ne yapılması gerektiğine yine bölge ülkeler karar vermelidir."

aa

Bu haber 703 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,222 µs