Nükleer müzakerelerde zorlu dönemeç
20 Kasım 2013 16:30 tsi
İsrail, anlaşmaya karşı çıkarken, batılı ülkeler masadan İran'ı bağlayacak bir metinle ayrılmayı hedefliyor.
İran'la BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya (5+1) arasında Cenevre'de yürütülen İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin üçüncü turunda, programını durdurması karşılığında İran'a uygulanan yaptırımların azaltılması masada olacak.
Son beş haftada üçüncü kez bir araya gelecek olan taraflar, ilk etapta geçici bir anlaşma üzerinde anlaşmayı hedefliyor.
Yaptırımlar nedeniyle ekonomik açıdan sıkıntılar yaşayan petrol ihracatçısı İran, nükleer programının tamamıyla barışçıl olduğunu ve buna hakkı bulunduğunu iddia ederken, batılı ülkeler ise bu programın nükleer silah yapabilecek kapasiteye erişmemesi gerektiğini belirtiyor.
İran, özellikle ABD yönetiminden yaptırımların azaltılabileceği yönünde sinyaller gelmesi üzerine masadan kalkan taraf olmak istemiyor. Diğer taraftan batılı ülkeler ise İran'ı nükleer programı konusunda belirli bir taahhüt altına sokmayı hedefliyor.
RUHANİ FAKTÖRÜ
Diğer taraftan İran'da ılımlı Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin iktidara gelmesi İran diplomasisinin daha esnek hareket etmesini sağlıyor.
Son olarak Cenevre'de bu hafta yapılacak görüşmeler öncesinde, İngiltere Başbakanı David Cameron, İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile telefon görüşmesi yaptı. Bu, İngiltere ve İran liderlerinin 10 yıldan fazla süredir yaptığı en üst düzey görüşme oldu.
Bununla birlikte eylül ayında da ABD Başkanı Barack Obama ile Ruhani telefonda görüşmüş, görüşme, ABD ile İran liderleri arasında 1979 yılından bu yana ilk doğrudan temas olmuştu.
10 MİLYAR DOLARDAN AZ
ABD Başkanı Obama'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice, Cenevre'de anlaşma sağlanırsa İran'a ait üzerindeki blokaj kaldırılacak nakİt miktarının 10 milyar dolardan az olacağını açıkladı. ABD ve Avrupa Birliği, nükleer programının barışçıl olmadığı iddiasıyla 10 yıldan fazla süredir iran'a yönelik ağır ekonomik ve ticari yaptırımlar uyguluyor.
MASADA ÇOK KONU VAR
Müzakereci taraflar üç gün sürecek görüşmelerin detayları hakkında bilgi vermezken, görüşmelerde ilk hedefin İran'a uygulanan yaptırımlarda yumuşama karşılığında İran'ın nükleer programı konusunda geçici bir anlaşmaya varılması olduğu belirtiliyor.
Görüşmelerin ilk turunda İran masaya bir yol haritası getirmişti. İkinci tur görüşmelerde ise ABD'nin bir yol haritası getirdiği ve bazı tarafların bu yol haritasında düzeltmeler istediği ifade edilmişti.
Görüşmelerin ikinci turu ilk turda olduğu gibi Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif'in başkanlıklarında siyasi direktörler düzeyinde iki gün olarak planlanmış ancak ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, Almanya dışişleri bakanları ve Çin dışişleri bakan yardımcısının katılımıyla üçüncü güne uzamıştı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ikinci tur müzakerelerin ardından yaptığı açıklamada, İran'ın nükleer silah ve plütonyum üretme kapasitesi ile yaptırımlara ilişkin pek çok konunun masada olduğunu belirtmiş, İran'ın nükleer silah üretmesine kesinlikle izin vermeyeceklerini vurgulamıştı.
Görüşmelerde, İran'ın uranyum zenginleştirme kapasitesini sınırlaması, ürettiği zenginleştirilmiş uranyum miktarını azaltması ve tesislerini uluslararası müfettişlere daha fazla açması konularında ilerleme kaydedilebileceği ifade ediliyor.
Diğer taraftan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise üzerinde görüşmeler yapılan anlaşmayı "çok kötü bir anlaşma" olarak niteliyor ve İran'ın görüşmelerde hiçbir şey vermediğini savunuyor.
10 YIL SONRA CAMERON ARADI
Öte yandan İngiltere Başbakanı David Cameron, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile telefon görüşmesi yaptı.
İngiltere Başbakanlığı'ndan görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, "Cameron'ın 10 yıldan fazla süredir bir İran Cumhurbaşkanını arayan ilk İngiltere Başbakanı" olduğu ve telefon görüşmesinin yarın Cenevre'de başlayacak İran'ın nükleer programıyla ilgili ikinci tur görüşmelerden önce yapıldığı belirtildi.
İran ile diplomatik ilişkilerini yeniden başlatma kararı alan İngiltere, geçen hafta Ajay Sharma'yı İran'a "yerleşik olmayan" maslahatgüzar olarak atamıştı.
İngiltere, İran'ın başkenti Tahran'daki diplomatik temsilciliklerinin 2011 yılında bir grup öğrenci tarafından basılması ve 6 elçilik görevlisinin rehin alınmasının ardından büyükelçiliğini kapatmıştı.
İngiltere'nin, nükleer programı dolayısıyla aldığı yeni yaptırım kararının ardından Tahran Büyükelçiliği'ne düzenlenen saldırı, 1979 yılındaki İran İslam Devrimi'nden sonra iki ülke arasında yaşanan en kötü kriz olarak nitelendirilmişti.
Birleşik Krallık, İran Cumhurbaşkanlığı'na Hasan Ruhani'nin seçilmesiyle başlayan ikili ilişkilerdeki yumuşama süreciyle yeniden bu ülkeye maslahatgüzar gönderme kararı almıştı.
Bu haber 584 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle