En Sıcak Konular

Sağlıklı sanıyoruz ama...

10 Kasım 2013 14:44 tsi
Sağlıklı sanıyoruz ama... "Gıdaların doğal olmayanları sağlığımızı mahvediyor"

Milliyet gazetesinden Metin Uyar'ın haberi:

İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar halkı endüstriyel gıdaların zararları konusunda sıklıkla uyaran bir bilim insanı. Dünya gazetesi yazarlarından da olan Dizdar sağlıkla ilgili tüm uyarılarını "Yemezler" (Hayy Kitap) isimli kitabında topladı. Yavuz Dizdar ile kitabı neden yazdığını, sağlıklı beslenme ve sağlıklı kalma adına nelere dikkat etmemiz gerektiğini konuştuk.

Kitabın adı neden "Yemezler"?

Dört yıl önce yoğurdun neden ekşimediğini merak ederek araştırmaya başladım. Sonrasında piliçlerin neden bu kadar hızlı büyüdüğü, kekin nasıl bu kadar uzun süre bozulmadan kalabildiği gibi birçok konuyu araştırdım. Sonuç olarak doğallıktan uzaklaşmış bu endüstriyel ürünlerin yenilebilir olmadığını, sağlığımıza çok büyük zararları olduğunu anladım. Kitapta da bunları yemeyeceğimizi anlattım.

"Endüstriyel işlemler besinlerin bize gerekli olan kısmını yok ediyor"

Endüstriyel ürünler bize steril yani mikroplardan uzak ürünler sunmuyor mu?

Endüstriyel ürünler mikropsuz olmakla övünüyor ama dünyanın en sağlıklı besini olan anne sütü mikroorganizma içeriyor. Hatta oradan aldığımız doğal mikroplar ömrümüz boyunca bağırsak floramızı koruyor. Endüstrinin temel amacı hijyenik süt üretmekse pastörizasyon yeterli. Ama buradaki esas amaç ürünleri rafta uzun süre kalabilecek hale getirip dağıtım sıklığını azaltmak.

 Raf ömrü uzayan ürünlerin bize nasıl bir zararı var?

Endüstri, ürünün raf ömrünü uzatabilmek için ürünleri aşırı yüksek sıcaklık (UHT), çok yüksek basınç, homojenizasyon, radyoaktif ışınlama gibi işlemlere tabi tutuyor. Böylece süt, ayran ve yoğurt ekşimiyor, yumurta kokuşmuyor. Ancak bu uygulamalar vücudumuz için
çok gerekli olan süt, yoğurt, yumurta gibi gıdaların besleyici değerini yani faydalandığımız kısmını yok ediyor.

 "Çocukları bu gıdalardan uzak tutmak gerekir" diye özellikle uyarıyorsunuz, neden?

Çocuklar gelişebilmek için bu gıdaların besleyici değerine çok daha fazla ihtiyaç duyuyor. Bir de çocuklar tada ve kokuya çok hassas. Doğal gıdalar lezzetli  ama işlenmiş gıdaların tadı nötre yakın. Çocuk işlenmiş yoğurdun nötr tadına alışınca damak hafızası gerçek ve sağlıklı olanı kabul etmiyor. Ömrü boyunca işlenmiş gıdaları tercih ediyor.  Bu nedenle ailelerin birinci sorumluluğu çocuklarını doğal gıdalara alıştırmak.  

 Endüstriyel beslenme ile hastalıklar arasında nasıl bir ilişki var?

Endüstriyel beslenme sonucunda özellikle diyabet ve bununla tetiklenen kalp hastalıkları, tiroid ve kalınbağırsak gibi dokuların otoimmün hastalıkları, romatizmal hastalıklar ve kanser artış gösteriyor. Artan diğer sorunlar ise fıtıklar, saç ve
tırnak zayıflıkları, eklemlerdeki esneklik. Sağlıklı beslenme alışkanlığını kazanırsak hastalıklarımızın iyileştiğini göreceğiz.

"Bozulabilen, ekşiyebilen ürünler doğaldır ve kilo aldırmaz"

* Vücudun ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanması için en iyi kaynaklar taze sebze ve meyveler, işlemden geçmemiş sütten üretilmiş yoğurt, kefir ya da gerçek boza gibi mayalanmış ürünler; bakliyat, hububat ve doğal beslenmiş hayvanın etidir. Bozulabilen, ekşiyebilen ürünler doğaldır ve kilo aldırmaz.  
* İyi yemek tencerede ağır ateşte yavaş pişer. Pekmez ve gerçek boza gıdadan öte deva gibidir, mevsiminde bulunup mevsiminde tüketilmelidir. Dokularımızın tamirinde kolajen içeriğinden dolayı paça çok önemlidir.
* Marketler gıda mezarlıklarıdır. Görüntüsü güzel ama tadı ve besin değeri olmayan meyveler, sebzeler satıyorlar. Ekolojik pazarlar güvenli alışveriş için en uygun ortamlar. Mevsiminde, tadı ve kokusu yerinde olan, bozulabilen meyve-sebzeleri tüketin.
* En iyisi, güvenilir bir kaynaktan alınan açık sütü kaynattıktan sonra 10 dakika kısık ateşte pişirip yoğurt vb. ürünleri bu sütten evde hazırlamaktır. Kışlık bakliyat ve hububat, salça ve yağ mümkünse köyden temin edilmelidir.
* Neyin yenebilir olduğu konusunda hayvanlara bakın. Mesela işlemden geçmiş süt, salam ve sosisi kediler yemez. Evde hazırladığınız bir kek yere döküldüğünde karıncalar yer. Ama endüstriyel kek yere döküldüğünde karıncalar dönüp bakmıyor bile.

Pekmez ve gerçek boza vücuda ilaç gibi geliyor. Endüstriyel yumurtaların ve sütün ise bir faydası yok.

"20 dakikada pişen bir piliçte antibiyotik vardır"

* Genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) içeren yemlerle beslenen hayvanlar kanser oluyor. Bizler de
o hayvanları yiyoruz. Bugün sırf böceklenmesin diye nohutun ve mercimeğin bile radyoaktif ışınlamadan geçirildiği söyleniyor. Sosis o kadar çok işlemden geçiriliyor ki tadı kayboluyor Bunu önlemek için tatlandırıcı koyuyorlar. Tatlandırıcılar da rengini değiştiriyor. Onu da içine boya koyarak çözüyorlar. Tüm bunlardan sonra "Kanserli insan sayısı neden hızla artıyor, neden bu kadar küçük yaşta kanser olunuyor?" diyoruz. İnsanlar yoğurt, beyaz et gibi besinler yiyerek sağlıklı beslendiklerini zannediyor. Ama doğal olanlarını tüketmezlerse, sağlıklı zannettiğimiz o gıdalar sağlığımızı mahvediyor.
* GDO'lu gıdalarla beslenen tavuklara hızlı büyüsünler diye antibiyotikler de veriliyor ve bu tavukların tadı saman gibi oluyor.
45 günde kesilip "tavuk niyetine" aldığımız piliçlerde ihtiyaç duyduğumuz sülfür gibi içerikler yok. 20 dakikada pişen piliçte antibiyotik vardır, sağlıksızdır. Gerçek tavuk
1.5 saatten önce pişemez, suyunda jöle oluşturur. Piliç gibi, endüstriyel yumurta da ciddi bir sorundur.

"Bir portakalda 20 çeşit tarım ilacı bulundu"

* Fruktoz ile pankreas kanseri ve diyabet ilişkisi güçlü bilimsel delillerle kanıtlandı. Bir sıçana beş gün, yüzde 20'lik fruktoz solüsyonunu içirin, yüzde 100 diyabet oluyor. Hastalık yaptığı
bu kadar net olmasına rağmen serbest fruktozlu içecekler meşrubat sanayiinin ana girdisi konumunda. Fruktoz endüstriyel tatlı ürünlerin dışında sosis, ekmek, hamburger köftesi gibi ürünlerde de kullanılıyor.  

* Ülkemizde tarım ilaçlarının nasıl ve ne kadar kullanıldığını, ilaçları bize satan şirketler dışında devlet dahil kimse bilmiyor. Geçtiğimiz senelerde üniversitede üç kişi, güvenilir diye bilinen bir marketten aldıkları bir portakaldan birer dilim yedikleri için zehirlendi. Portakalı Adli Tıp'a gönderdik, içinde ve dışında 20 çeşit tarım ilacı artığı bulundu.



Bu haber 9,417 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,931 µs