En Sıcak Konular

Arınç'tan o iddiaya yanıt

5 Kasım 2013 08:24 tsi
Arınç'tan o iddiaya yanıt Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Özel evlerde kalan öğrencilerin şu veya bu şekilde denetlenecekleri veya baskınlar yapılacağı şeklindeki yazıların gerçeği hiçbir şekilde yansıtmadığını vurgulayan Arınç, ''Düpedüz asparagas bir haberdir. Bizim böyle bir yetkimiz yok, böyle bir düşüncemiz de yok'' dedi.
 
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'da düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
 
İslam aleminin hicri yeni yıla girdiğini anımsatan Arınç, İslam aleminin ve yurttaşların hicri yılını kutladı, bereket ve hayır getirmesini diledi.
 
Toplantıda İçişleri Bakanı Muammer Güler’in kimlik kartı projesi üzerine bilgi sunumunda bulunduğunu söyleyen Arınç, şunları kaydetti:
 
"Bu konuyla ilgili tüm çalışmaların bittiği ve bir örnek, pilot kimlik kartı üzerindeki bilgiler, ilgili arkadaşlar tarafından Sayın Bakanımızın başkanlığında sunulmuş oldu.  Bu kimlik kartıyla vatandaşlarımız başka hiçbir belge taşımak durumunda kalmayacaklardır. Sahtecilikten kaynaklanan vatandaş mağduriyetleri önlenecektir. Taslak beğenildi ve artık temin edilme ve vatandaşlarımıza ulaştırılma konusunda son noktaya gelindi."
 
''Bunlara bilgi bile demek doğru değil''
 
Bir gazetecinin ''AK Parti'nin Kızılcahamam kampında Sayın Başbakanın 'kızlarla erkeklerin aynı yurtta kalmalarının muhafazakar yapımıza ters olduğu' şeklinde bir açıklama yaptığı bugün haberlerde yer aldı. Böyle bir açıklama oldu mu, yurtlara bir denetleme geliyor mu?'' sorusu üzerine Arınç, Kızılcahamam'da yapılan toplantıların, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarının dışında, bir parti içi toplantı olduğu için kapalı yapıldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
 
''Görevli olmayan arkadaşlarımızın girmediği bir toplantıdır. 4,5 saat süren bir sorgulama yöntemiyle milletvekillerimizin düşünceleri ve buna karşılık sayın bakanlara bir soru yöneltilmişse onların da karşılıkları alınmaktadır.''
 
Toplantıda 29 milletvekilinin söz aldığını, 4.5 saat içerisinde kalkınma bakanından, başbakan yardımcılarına, sağlık bakanından içişleri bakanına kadar Türkiye ile ilgili her konunun dile getirildiğini, cevaplandırıldığını ifade eden Arınç, ''Bunların dışarıya bir şekilde yansımış olması bir defa gerçekçi değil. Orada bir ses kayıt cihazı da olmadığına göre belki sadece dışarıda bir şekilde ucundan, hiç de gerçekçi olmayan bir izlenimle bazı bilgiler edinilmiş olabilir. Bunlara bilgi bile demek doğru değil. Bunlar duyum olabilir. Bunların gerçek konuşulan sözlerle kesinlikle bir ilgisi yoktur'' ifadesini kullandı.
 
Bülent Arınç, şöyle devam etti:
 
''Şunu rahatlıkla söyleyebilirim Gençlik ve Spor Bakanımıza yöneltilen bir soru oldu. Özellikle üniversitelerde, öğrencilerin çok yoğun bulunduğu illerde Kredi ve Yurtlar Kurumunun yaptırdığı ve denetiminde bulundurduğu yurtların yeterli olmadığı, öğrencilerin dışarıda kaldıkları, bazılarının özel ev kiraladıkları, bazılarının da başka özel kişilere ait adı yurt olan yerlerde barındıkları ifade edildi. 3 milyona yakın öğrencinin bulunduğu üniversitelerimizde bu yurtların da kafi gelmediğini biliyoruz. Sayın Başbakanımız, Gençlik ve Spor Bakanımıza bu yurtların süratle sayısının artırılması ve yurtlarda olası yaşanabilecek olumsuzlaklara karşı Bakanlığın mutlaka görevini en iyi şekilde yapması ortaya çıktı. Yaşanabilecek olumsuzluklar nedir, bir yurtta yapılması gerekli olmayan, en azından bazı yasak eylemler olarak gösterilen, belki de yasa dışı bazı suç haline gelebilecek, disiplinsiz sayılabilecek olayların yaşanmasıdır.''
 
Bunların sokaklarda çok örneklerini gördüklerini belirten Arınç, ''Ama bu örneklerin bir yurda taşınmasının, yurttaki öğrencileri rahatsız edebileceği konusunda esasen Bakanlığın var olan denetim görevlerinin daha iyi bir şekilde yapılması konuşuldu. Bunu ben de biliyorum, açıklanmasında hiçbir mahsur yok'' değerlendirmesini yaptı.
 
''Maksatlı buluyorum''
 
Ancak gazetelere yansıdığı şekliyle özel evlerde kalan öğrencilerin şu veya bu şekilde denetlenecekleri veya baskınlar yapılacağı şeklindeki yazıların gerçeği hiçbir şekilde yansıtmadığını vurgulayan Arınç, şunları belirtti:
 
''Düpedüz asparagas bir haberdir. Bizim böyle bir yetkimiz yok, böyle bir düşüncemiz de yok. Sayın Başbakan'ın buna benzer bir ifadesi de kesinikle söz konusu değil ama unutmayın, Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı olan tüm yurtların özel ticari amaçlarla kişiler tarafından açılmış olan yurtların da denetlenmesi, hem Milli Eğitim Bakanlığının hem de Gençlik ve Spor Bakanlığının görevleri içindedir. Yoksa özel kiralanmış evlerde kimler kalıyor, kimlerle birlikte kalıyor, ne yapıyorlar, ne yapmıyorlar bunlar bizim ilgi alanımız içerisinde değil. Bunu kesinlikle reddediyorum bu tip haberleri ve maksatlı buluyorum.''
 
''Hiçbiri doğru değil''
 
''Bazı yabancı basın yayın organlarında ısrarla Türkiye'nin El Kaide yapısı gruplarla ilişkilendirilme çabası var. Bu konu Bakanlar Kurulu masasında yer aldı mı?'' sorusunu, Arınç şöyle yanıtladı:
 
''3 yıldan beri Suriye'de cereyan eden bu vahşete karşı kayıtsız kalan Esed rejiminin ayakta durması için de büyük bir gayretle büyük bir azimle siyasi faaliyetlerini yürüten bazı kişiler var. Onlar da iddia ediyorlar ki Türkiye, Suriye'deki bu örgütlere destek sağlıyor. Bunlar ne kadar yalansa ve ne kadar maksatlıysa yabancı bazı basın yayın organlarında yazılanlar da aynı kaynaklara dayandığı için onların da hiçbirisi doğru değildir.
 
Bizim Suriye ile ilişkimiz sadece insani amaçla. Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin sayısının 600 bin kişiyi şu anda aştığını ve onlara yaptığımız harcamaların da 2 milyar lirayı fazlasıyla aştığını söyleyebilirim. Yoksa bizim orada Özgür Suriye Ordusu veya Suriye'deki muhalefeti sadece siyasi anlamda desteklediğimizi herkes biliyor. Geliyorlar, Türkiye'de toplantılar yapıyorlar, muhalefetin unsurları bir araya geliyor, muhalefetin yöntemlerini tartışıyorlar, kendilerine başkan seçiyorlar. Türkiye'de yapılan faaliyetler budur. Bunlar siyasi faaliyetlerdir, silahlı faaliyetler değildir. Dolayısıyla bunların ortaya çıkarılmış olması şüphesiz orada El Kaide benzeri örgütlerin mevcut boşluğu doldurmak için gelip belli bir amaçla çatıştıklarını herkes biliyor ama Türkiye'nin o örgütlere karşı herhangi bir desteği kesinlikle söz konusu değil.''
 
''Yurttaşlarımızın güvenliğini esas alıyoruz''
 
''Mardin'in Nusaybin ilçesi bölgesine yapılması öngörülen veya yapılan duvar ve bu duvara karşı bazı kesimlerin verdiği tepkiler var. Burada son durum nedir?'' sorusu üzerine ise Arınç, şöyle dedi:
 
''Biz yurttaşlarımızın güvenliğini esas alıyoruz ve bunun için de bazı geçici tedbirleri yapmak zorunda kalıyoruz. Orada geçici tedbir olarak yapılan şey bir duvarın örülmesi ki bu bin 300 metrelik kesimindeydi. Bu duvarın örülmesi duvarın tamamen yükselmesi anlamında değildir. Mevcut yapının üzerine tel örgü geçirilecektir. Doğrudan, boydan boya bir duvar inşa etmek veya bir duvar yapmak söz konusu değildir. Bunu bir açıklama olarak da kabul edebilirsiniz çünkü bunun üzerinde tartışanlar da var, bunun üzerinden siyaset üretenler de var. Hatta bir belediye başkanı Nusaybin'in bir hanımfendi bildiğim kadarıyla açlık grevine de başlamış durumda. Hayır iddia edildiği gibi değil, tel örgüyle yapılabilecek, korunabilecek bir can güvenliği orada tesis edilmiş olacak.''
 
''Her sene bedelli askerlik çıkacak diye bir şey yok''
 
Arınç, ''Partinizin Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu'nun Kızılcahamam kampının perde arkasıyla ilgili olarak sosyal medyada bazı bilgiler paylaştı. Bedelli askerlikle ilgil olarak. Bu doğru mudur?'' sorusu üzerine, bunun doğru olmadığını ifade etti.
 
Toplantıyı baştan sona kadar takip eden birisi olarak bedelli askerlik konusunun gündeme bile gelmediğini vurgulayan Arınç, ''Gelmesi de mümkün değil. Çünkü biliyorsunuz biz son bedelli askerlik konusunu geçtiğimiz yıl çıkardık. Her sene bedelli askerlik çıkacak diye bir şey yok. Genelkurmayın asker ihtiyacı dikkate alınır, belli bir birikim varsa belli bir yaştan sonrası bedele bağlanır. Dövizli askerlik başka bir şeydir, bedelli askerlik başka bir şeydir. Bedelli askerlikteki süre yeterli olmayınca veya müracaat edenler farklı yorumlardan kaynaklanan hak kayıplarına uğrayınca, zannediyorum iki maddelik yeni bir kanun çıkardık onunla da müracaatlarını yapamamış olanlara zannediyorum defaten ödemek şartıyla bir kolaylık getirmiştik. Bu geçtiğimiz yıl yapılan bir düzenlemedir. Yakın zamanda kesinlikle bedelli askerlik düşünülmemektedir.''
 
Mavi Marmara'da son durum
 

Arınç,  bir gazetecinin Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybedenler ve yaralılar için İsrail tarafından ödenecek tazminata ilişkin son durumu sorması üzerine, Türkiye ile İsrail arasında tazminat konusunun 22 Mart'ta görüşülmeye başlandığını anımsattı.
 
"Türkiye ve İsrail'de bazı görüşmeler yapıldı, bazı konularda bu süreç tıkandı. Süreç bitmiş, sonuçlanmış, kesilmiş değil. O konularda bir anlayış birliğine ulaşabilirsek tazminat konusunu da gündemimizden çıkaracağız" diyen Arınç, konuya ilişkin şu bilgileri paylaştı:
 
"Bu konunun gündemden çıkması yapılacak, imzalanacak bir sözleşmenin İsrail tarafından kendi prosedürlerine göre Türkiye tarafında da yine bizim anayasamızda yer olan uluslararası sözleşmelerin Meclis tarafından uygun bulunmasına dair bir kanunla mümkün olabilecek. Görüşmeleri sürdüren heyetin başında olan bir arkadaşınız olarak, sürecin şu anda rölantide devam ettiğini ama kesilmediğini söyleyebilirim. Buradan Türkiye'nin kaybı olmaz ancak birbirine bağlı üç tane unsurun yerine getirilmesi için biz tazminat konusunda da birinci özre bağlı olarak bir sonuca ulaşmayı hedefliyoruz. Bildiğiniz gibi bir başka hedef de Gazze'ye uygulanan abluka ve ambargonun kaldırılmış olmasıdır. Bu konuda bazı iyileştirmeler yapıldı, en azından mal ve erzak girişleriyle ilgili ama bizim anladığımız bir manada çok iyi bir iyileştirme sayamayız, üzerinde çalışılması gerekiyor."
 
Mursi'nin yargılanması
 
Arınç, Mısır'ın darbeyle görevinden alınan seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin bugün yapılan yargılanmasına ilişkin konunun Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine, konunun dış politika kapsamında görüşüldüğünü söyledi.
 
Türkiye'nin demokrasi açısından Mısır'daki darbeye karşı durduğunu, halkın seçtiği cumhurbaşkanı ve onun hükümetine karşı hiçbir mazeret ve hiçbir geçerli sözün mevcut olamayacağını vurgulayan Arınç, demokrasilerde halkın oyu ve halkın iradesinin esas olduğunu kaydetti.
 
Mısır'da yaşanan olayların ardından suratle demokrasiye geçilmesi, yeni bir anayasa ve seçim kanunu yapılarak halkın tüm kesimlerinin katılacağı bir seçimle yeniden demokrasinin inşa edilmesini istediklerini anlatan Arınç, şöyle konuştu:
 
"Bütün ABD, Avrupa Birliği'nde bütün dünya kamuoyunda Mısır'da demokrasiye bir an önce geçilmesi konusunda yapıcı önerilerde bulunmasını ve çalışmalar yapmalarını istedik. Maalesef şu ana kadar ki gelişmeler o noktada değil. Bizim beklediğimiz şudur: Darbeyi yapanlar bütün ülkelerde devirdikleri insanı hayali suçlamalarla mahkeme önüne çıkarırlar, onu mahkum etmeye çalışırlar. O yüzden siyasi tutukluların derhal serbest bırakılmasını, partilerin açık kalmasını ve Cumhurbaşkanı Mursi'ye karşı onu mahkum edecek bir yapay yargılama yöntemine gidilmemesini istemiştik.
 
Cumhurbaşkanı Mursi, bugün mahkeme önüne çıktı ve ajanslardan da yayınlandığı kadarıyla cesur bir davranış içerisinde, 'Halkın seçtiği Cumhurbaşkanıyım ben' diyerek, sanıklara giydirilmek istenen beyaz elbiseyi reddetti. 'Ben Cumhurbaşkanıyım, siz bana bu soruları soramazsınız, beni yargılama yetkiniz yok, yargılama yetkisi meclistedir, siz asıl yargılanacaksınız, çünkü meşru bir cumhurbaşkanını suçluyorsunuz' şeklinde mert, cesur, kararlı, samimi bir duruş sergilediğini, onunla birlikte yargılanan İhvan önde gelenlerinin de Cumhurbaşkanına sahip çıktığın ajans haberlerinde okuduk."
 
Mursi'nin davasının yargılamayı yapan mahkeme tarafından 8 Ocak'a ertelendiğini hatırlatan Arınç, mahkemenin dosyadaki belgeleri okumak için bu kadar uzun bir süreye ihtiyaç duyduğunu gerekçe gösterdiğini belirtti.
 
Arınç, şöyle dedi:
 
"Uzun bir süre, demek ki belgeler yeterince okunmamış veya incelenmemiş de sayabilirsiniz. Bu Mısır halkına reva görülecek bir davranış değil. Bizim Mısır'ı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Kerry'den de Mısır ile ilişkilerini devam ettiren bütün Avrupa ve Batı ülkelerinden de tek isteğimiz var: Mısır'da demokrasiye dönüş için böyle yapay, suçlayıcı mahkemelerle değil, birtakım örgütleri kapatarak değil, bir an evvel seçime toplumun tüm kesimleriyle gitmek ve halkın tercihine saygı duymaktır.
 
Kerry'nin bu çabaları bu noktada olursa belki bu ziyareti faydalı bile sayabiliriz. Kaldı ki bugün Almanya'dan yapılan bir açıklamada Türkiye'nin bu tezlerini doğrulayan bir açıklamadır. Hür dünyanın, adına darbe diyemese bile Mısır'da olan bitenler için en azından bu ortak paydaları ifade ettiklerini görüyor ve Mısır halkının bu dönüşümü mutlaka gerçekleştireceğine inanıyorum. Mursi, görülüyor ki cezaevinde tutulacaktır. İnşallah bu yargılamanın sonunda Mısır yargısı için bir yüz karası olacak bir sonuçla karşılaşmayız."
 
"Yargının kararıyla öğreneceğiz"
 
Bülent Arınç, bir gazetecinin "Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 27 Nisan bildirisine darbe girişimi değerlendirmesi yaptı. 27 Nisan bildirisiyle ilgili bugüne kadar bir soruşturma başlatılmamasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
 
"12 Eylül darbesiyle ilgili dava açıldı, esas hakkında mütaalasını savcı verdi. 28 Şubat davası devam ediyor, mütaala verilmedi, şu ana kadar. TBMM'de bu tür olaylarla ilgili komisyon çok önemli bir çalışma yaptı, sonuçları 2 cilt halinde yayınladı. Orada varılan sonuçlar bizim için siyasi anlamda önemlidir. Bu olayların tekrar yaşanmaması için geçmişten alacağımız dersler vardır, örnekler vardır. Yargılama süreci 3 erkten birisi olan yargıya aittir. Bazı şikayetler ve ihbarlar üzerine soruşturma başlatılan davalar, şikayetler oldu. 27 Nisan ile ilgili olarak şikayetler bildiğim kadarıyla vardı. Bu konuda cumhuriyet savcılıkları veya başsavcılıkları henüz soruşturmalarına  devam ediyorlar mı, yoksa bir sonuca bağladılar mı bu konuda Adalet Bakanımız kadar bilgi sahibi değilim ama bir sonuca bağlansaydı, takipsizlik kararı verilebilir, bu suç oluşturmuyor denilebilir veya iddianame ile dava açılır. TCK veya başka kanunların suç içerdiği konular, savcılar tarafından yazılır ama ben ikisinin de henüz mevcut olmadığını düşünüyorum. O zaman şunu söyleyebiliriz: 27 Nisan ile ilgili, şikayetlerin, ihbarların ne şekilde sonuçlanacağını yargının kararıyla öğreneceğiz, bunu beklemekte fayda var."
 
"Devlet şans oyunlarından elini çekecek"
 

Bir başka soru üzerine Bülent Arınç, devletin bahis ve şans oyunlarından elini çekeceğini belirterek, oyunların özelleştirileceğini, bunlarla ilgili yönetmelik ve hukuki altyapının hazırlandığını bildirdi.
 
Konuyla ilgili 6-7 aydır çalışma yapıldığını ifade eden Arınç, Spor Toto ile ilgili olan bölümde sonuca yaklaşıldığını ancak diğerleriyle ilgili kapsamlı çalışmaların sürdüğünü anlattı. Arınç, "Ama prensip olarak biz, devletin bu tür işleri artık yapmaması gerektiğini, bunların özel kişiler marifetiyle bir ticari kazanca yönelik yapılması gerektiğini düşünüyoruz" ifadesini kullandı.

aa


Bu haber 667 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,690 µs