Türkiye'den sonra başladı şimdi 23 nükleeri var
30 Ekim 2013 14:45 tsi
ABD Idaho Üniversitesinden Prof. Dr. Fatih Akdoğan, Türkiye'den sonra nükleer santral çalışmalarına başlayan Güney Kore'nin bugün 23 santrale sahip olduğunu belirtti.
ABD Idaho Üniversitesi Makina ve Nükleer Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Akdoğan, Güney Korenin nükleer santral çalışmalarına Türkiyeden birkaç sene geç başlayarak bugün çalışan 23 nükleere sahip olduğunu ve ülkenin elektrik ihtiyacının 3'te 1'ini karşıladığını kaydetti.
AA muhabirine konuyla ilgili açıklama yapan Akdoğan, Türkiyenin nükleer teknolojideki geleceği fark edip, bu konuda adımlar atmasının 1955 yılına dayandığını, 1995te ABD ile nükleer enerjinin sivil amaçlarla kullanılacağına dair anlaşma imzalanmasının ardından 1962'de TR-1 araştırma reaktörünün resmen açıldığını, TR-2 reaktörünün de 1984te izotop üretmek için devreye sokulduğunu hatırlattı.
Türkiyenin nükleer teknolojide ne kaybettiğini anlamak için Güney Kore ve Fransayı karşılaştırmalı incelemekte fayda olduğunu anlatan Fatih Akdoğan, Güney Korenin nükleer konudaki çalışmalara Türkiyeden birkaç sene geç başlayarak 1962 yılında ilk araştırma reaktörünü, 1978 yılında ise ilk nükleer santralini devreye soktuğunu söyledi.
Bugün itibariyle çalışan 23 nükleer güç santralinin Güney Kore'nin elektrik ihtiyacının yaklaşık 3'te 1'ini karşılamakta olduğunu belirten Akdoğan, Türkiyenin bu alandaki geç başlangıcının en büyük faturasının Türkiyeye farklı açılardan çıktığınının açıkça görüldüğünü söyledi. Akdoğan, geç başlangıcın faturasını şöyle sıraladı:
Milyarlarca dolarlık iş hacmi olan nükleer santrallere sahip olamayıp, ucuz ve temiz enerjiyi kullanamamıştır, Herbiri yaklaşık 1 milyon dolar olan ve 1-2 senede yenilenen yakıtlarla milyonlarca dolarlık nükleer yakıt pazarina girememiştir, Nükleer güvenlik, dizayn ve analiz konularındanükleer santralleri olmadığı için aktif katılımlı hands-on uygulamalardan uzak kalmıştır. Nükleer santrallerin nimetlerinden faydalanamadığı gibi nükleerin zararlarından olabildiğince payına düşeni almıştır. Bu zararlara örnek olarak, Çernobilnükleer kazasında radyosyonlu bulutların Türkiyeye gelmesi ve Türkiyeyi çevreleyen denizlere atılan nükleer atıklar gösterilebilir."
Bu haber 710 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle