Türkiye nüfusu hızla yaşlanıyor
14 Ekim 2013 11:03 tsi
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2012 verilerine göre Türkiyenin yüzde 7,5inin yaşlı olduğu, 2013te ise bu oranın yüzde 10a ulaşmasının beklendiği kaydedildi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Melahat Kızıl, Türkiyenin benimsendiği gibi genç bir toplum olmadığına dikkat çekerek, yaşlı bakımına yönelik politikalar belirlemesi gerektiğini bildirdi. Kızıl, Bir toplumda yüzde 7 ile 10 arasında yaşlı nüfusu varsa o toplum yaşlıdır. TÜİKin 2012 verilerine göre yaşlı nüfusumuz yüzde 7,5tir. Bu oranın 2013te yüzde 10a ulaşması bekleniyor, yani artık toplumumuz yaşlandı. Toplumumuzda en yaşlı nüfusa, yüzde 16,5 oranıyla Ege Bölgesi sahip. Bu yıl İzmir Ekonomi Üniversitesi bünyesinde yaşlı bakımı programını açtık. En yaşlı nüfusa sahip İzmir açısından böyle bir programın başlatılması çok önemli. dedi.
İzmirin emekliler tarafından tercih edildiğine, şehirde beş huzurevi ve bakımevi bulunduğuna fakat yetersiz kaldığına dikkat çeken Kızıl, Türk toplumunun giderek çekirdek aile yapısına büründüğünü söyledi: Toplumumuz, aile içini fazla dışarıya yansıtan bir toplum değil. Bu nedenle şanslıyız, hem çocuklarını hem de yaşlılarını kolluyor. Çocuklar genellikle anne babalarına bakıyor ancak gelişen hayat şartlarında yurtdışında yaşayan, başka kentlere göç eden çocuklar ailelerine bakamayacak. Bu nedenle anne babalar sahipsiz kalıyor. Yaşlıların, çekirdek aile yapısında yeri kalmıyor. Bu noktada yaşlı bakım programlarının önemi ortaya çıkıyor.
Yaşlı nüfusun toplum yaşamından ayrılmaması gerektiğine, bugün 65 yaşını yaşayan her iki kişiden birisinde depresyon görüldüğüne işaret eden Melahat Kızıl, Aktif yaşam sadece spor değil. Bu insanlar her alanda aktifleşmeli, belediye meclisinde yer almalı, sosyal konularda fikirlerini belirtmelidir. Toplumumuzun, kendini yaşlı toplumuna hazırlaması gerekir. Sadece el öpmekle değil, psikolojik olarak da kişilerin hazırlanması gerekir. Özellikle hayatını aktif yaşamamışsa depresyon olasılığı çok yüksektir. Psikolojik ve fizyolojik olarak da destek vermek gerekiyor. Yeni nesil, yaşlı bakım programlarında yaşlılarla ilgili ne yapılması gerektiği konusunda uzmanlaşıyor. Beslenmesinden tıbbi bakımına, yatağının yapımından her türlü desteğini yapacak bireyler yetişiyor.
Toplumlarda 65 yaş ve üstü bireylerin yaşlı olarak kabul edildiğini, Türkiyede 6 milyonu aşkın yaşlı nüfus bulunduğunu kaydeden Öğretim Görevlisi Kızıl, yaşlılıkla birlikte kişilerde görülen hastalıkların da arttığını söyledi. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa ve Amerikada bebek doğumunun desteklendiğini, bu döneme "babyboomer" kuşağı adı verildiğini anımsatan Kızıl, Bu nüfus yaşlandı. Genellikle 75 yaş sonrası kişilerde üç kronik hastalık bulunur. 65ten sonra bir iki kronik rahatsızlık yaşanmaya başlanırken 75 yaş sonrası kişiler üç kronik hastalığa hazır olmalı. İleri yaşla birlikte demans, alzeimer, parkinson gibi hastalıkların da hızla yükseldiğini görüyoruz. Özellikle ileri yaş olarak tanımladığımız 85 ve üstü yaşlarda bu hastalıkların görülme sıklığı arttı. Bu da çok fazla bakım ve masraf gerektiriyor. Yaşlı bakımında özel bir ilgi ve bilgi birikiminin olması sağlanmalı. diye konuştu.
cihan
Bu haber 673 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle