Babacan'dan 'disiplinden taviz yok' açıklaması
18 Eylül 2013 16:02 tsi
Bakan Babacan, mali disiplin konusunda kesinlikle seçim döneminde bile taviz vermeyeceklerini söyledi
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 4. İstanbul Finans Zirvesi'nde yaptığı konuşmada "Senaryo ne olursa olsun, gelişmekte olan ülkelerin dinamizmi, nüfus yapısı ve rakabet gücü çok büyük üstünlük" dedi.
Babacan, sadece nicelik olarak hangi ülkenin yüzde kaç büyüdüğü değil, ama büyümenin niteliğinin de bundan sonraki dönemde herkesin dikkat etmesi gereken önemli bir unsur olduğunu söyledi.
Bütçe disiplinin tavizsiz bir şekilde devam ettirdiklerini anlatan Babacan, bu sayede Türkiye'nin borcunun milli gelire oranının yüzde 46,1'den yüzde 36'ya düştüğünü söyledi.
Babacan, gelecek dönemde de bu bütçe disiplininin devam edeceğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bu aralar yorumlar yapılamaya başladı. 'Seçimler geldi. Hükümet yine kesenin ağzını açacak' deniyor. Bu bizim girdiğimiz ilk seçim değil. Türkiye 2007, 2011'de genel seçimlerden geçti. 2004 ve 2009'da yerel seçimlerden geçti. Çok sayıda referandum yaptık. Biz mali disiplinden asla taviz vermedik. Önümüzdeki dönemde de aynı devam edecek. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bir yandan cari açığınız bir yandan da yüksek bütçe açığınız varsa bu çifte açık ülke ekonomileri açısından en önemli tehlike. Bizim cari açığımız yüksek, buna bir de bütçe açığını eklersek, Türkiye'nin ekonomik ve finansal istikrarı zarar görebilir. "
"SON DALGALANMA BİR ÇOK ÜLKEYİ OLDUĞU GİBİ TÜRKİYE'Yİ DE ETKİLEDİ"
Bakan Babacan, 22 Mayıs'tan itibaren başlayan dalgalanmanın bir çok ülkeyi olduğu gibi Türkiye'yi de etkilediğini ifade ederek, "Gelişmekte olan ülkelerde sermaye çıkışının sınırlı, varlıkların yeninden yapılandığı bir dönemdeyiz. Türkiye gibi cari açığı olan ülkelerin bu son dalgalanmadan daha çok etkilendiğini görüyoruz. Ancak, finans sistemimizle ilgili sağlam konumumuz ve kamu maliyemizle ilgili dikkatli tutumumuz ve Merkez Bankası'nın zamanında atmış olduğu adımlar ülkemizin bu olanlardan etkilenmesini sınırlı tutacaktır " diye konuştu.
Babacan, bir süre daha bu dalgalanmanın devam edeceğine vurgu yaparak, sözlerini sürdürdü:
"Şimdi herkes heyecanla yarın Amerikan Merkez Bankası'nın ne açıklayacağını merak ediyor. Aslında Amerikan Merkez Bankası'nın gelecek 2-3 yıllık sürede ne yapacağı az çok belli. Yapacağı hiçbir şey sürpriz değil ama ne zaman ve hangi dozajda bunların yapılacağı tartışılıyor. Bütün bunlar artık ekonomi toparlanıyor ve 'normale dönüyoruz' un bir sonucu. Yeniden bir kriz havası var diye düşünememek lazım. Sıradışı bir dönemden normal bir dönem giderken bunlar yeni yön ve denge arayışıdır.
"ÇABAMIZ YAZILI DOKÜMANLARDIR ŞAHISLAR DEĞİL"
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İstanbul Finans Zirvesi'nin özel mülakatında ise "2008'in mayıs ayında IMF çapasının bittiği, sonra Babacan çapasının başladığı" yorumunu içeren bir soru üzerine, şu değerlendirmede bulundu:
"Bir ekonomi politikası sadece şahıslara bağlı yürüyorsa orada büyük bir soru işareti var demektir. Burada öncelikle Sayın Başbakanımızın liderliğinde, onun genel bakışı ve yönlendirmesiyle uyguladığımız bir ekonomi politikasından bahsediyoruz. Tabii ki AK Parti gibi çok büyük bir yapıda, tek parti Hükümeti içerisinde dönem dönem farklı görüşler, farklı yaklaşımlar dile getirilebiliyor. Biz bunların açıkça tartışılmasından yana olan bir partiyiz. Hatta bunu teşvik de ediyoruz, her şeyi tartışalım ki doğrusunu hep birlikte bulalım diye... Ama nihayetinde dönüp dolaşıp aslında bizim çapamız yazılı dokümanlarımızdır. Her şey konuşulur ama bizim uygulamamız yazılı olan ne ise odur."
Babacan, şöyle devam etti:
"Bir de siyasette fırsatçılık var. Özellikle çok eskiler 'Siyaset yereldir ve kişiseldir' der. Ama biz AK Parti'de bunu böyle yapmamaya çalıştık. Kurumsal, sürekli ve ülkenin tümü için, hem bugünün hem de geleceğin Türkiye'si için de politikalar uygulama çabasında olduk. Bazen yerel, kişisel görüşler o gün manşet olabilmek için duyulabilir. Bunların hiçbir geçerliliği yoktur. Bizim Hükümetimiz ve otoritelerimiz ne uygulayacak sorusunun cevabı, yazılı dokümanlarımızdır.
Türkiye'ye bakarken günlük açıklamalardan öte yazılı politika dokümanlarına bakmakta büyük fayda gördüğünü vurgulayan Babacan, "Bu bizim sadece Hükümet değil diğer düzenleyici ve denetleyici kurumlarımız için de geçerli. Bazen bir kurumumuzun başındaki arkadaşımız bir şey söyleyebilir. Ama kurumun yazılı açıklamaları daha bağlayıcıdır, daha önemlidir. Şahsi görüşlere dikkat edilmesi gerekir. Bu, nihayetinde kredibilite sorunları oluşturabilir. Ama yazılılara bakmakta ve yazılı kurumsal politikalara dikkat etmekte ben hep fayda görüyorum. Çapamız yazılı dokümanlardır, şahıslar değil" şeklinde konuştu.
Bu haber 620 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle