Cüce maraton: Ankara spekülasyonlardan boğuluyor!

7 Ağustos 2007 16:31 tsi
Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Bakanlar Kurulu ve referandum. Bu bulmacaların hepsinin kısa süre içinde ve dengeleri bozmadan çözülmesi gerekiyor. Şu an Ankara’da spekülasyonların bini bir paraya gidiyor. Gidiyor gitmesine ama tüm problemlerin o

“Kısa maraton” diye bir kavram yüksek performans ve dayanıklılık kavramlarını içeren maraton için uygun olmayabilir ama Ankara’da II. Erdoğan dönemi böyle başlıyor.

TBMM Başkanı seçimi, Cumhurbaşkanı seçimi, Bakanlar Kurulu’nun oluşturulması, yetmezmiş gibi bir de referandum.

Dahası bunlardan referandum hariç tamamının çok kısa bir sürede ve sayısız denge hesap edilerek yapılması gerekiyor.

Yeni hükümetin inşası bu süreçlerden sadece biri. Ama burada bile birçok detay mevcut.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in yeni hükümeti kurma görevini Tayyip Erdoğan’a vermesi ile birlikte resmi takvim de başlamış oldu. 

Ancak kabinenin hangi bakanlardan oluşacağı, kimlerin kırmızı plakala veda edip kimlerin bakan makamlarına oturacağı hesabına girilmeden önce “liste oluşturma” sürecinin iyi ayarlanması gerekiyor.

Çünkü Cumhurbaşkanı’nın olası kabinedeki bazı isimlere itiraz etme ihtimali var. Ancak bu durum listenin Köşk’e gitmesine engel olmayacak. Liste gidecek, itiraz gelirse bu sefer yeni liste hemen gönderilmeyip bekletilecek.

Bunun nedeni basit. Yeni seçilecek 11. Cumhurbaşkanı’nından sonra kabine listesi Köşk’e sunulacak. Böylece yeni itirazların önü kesilecek. Tabii bu çok konuşulan bir formül ama Başbakan’ın bu ihtimale verdiği yanıt çok elle tutulun değil. “Anayasal süreç işler!”

Tabii kabinenin oluşturulmasındaki tek tartışma konusu bu değil. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olup olmama yönündeki kararı da bakanları etkileyecek. Hatta zamanlamasını bile.

Bakanlar bakıyorum!

Zira Köşk’e sunulan ve içinde Gül’ün isminin geçmediği bir liste Köşk adayını belli edebilir. Ya da tersi. Ancak Gül Köşk’ten vazgeçerse bakanlar listesi iyice karışacak.

Bakanlıklar içinse yapılan tartışmaların içinden çıkmak mümkün değil. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın ekonomin başına ve koordinatör bakan  olarak getireleceği söylentisi yeni değil ve güçlü ihtimal.

Maliye Bakanlığı için Açıkalın, Gedikli ve Ekren’in, Gül’ün Cumhurbaşkanı olması halinde Dışişleri’ne kaydırılmasına kesin gözüyle bakılan Babacan’ın yerine ise Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanlığı için de Şimşek’in adı geçiyor.

Gül’ün Cumhurbaşkanı adaylığına bağlı olarak Atalay’ın Başbakan Yardımcısı yapılabileceği, yerine de kabinenin ikinci kadın bakanı olarak Genel Başkan Yardımcısı Edibe Sözen’in getirilebileceği belirtilirken, Mehmet Ali Şahin’in adı Kültür ve Turizm Bakanlığı için de dolaşıyor.

Her yeni hükümet döneminde merak ve ilgi konusu olan yeni bakan ve bakanlıklar  bu hükümet için de geçerli. Ankara’da şu sıralarda spekülasyonların ve makam tahminlerinin bini bir paraya gidiyor.

Örneğin Milli Eğitim Bakanlığı daha önce iki kez Köşk vetosuna takılan Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın yeniden bu görev için düşünülmesi halinde Sezer’in takınacağı tavır ayrı bir  merak konusu oldu.

Tüm tezleri ortadan kaldıran yaklaşımlar da mevcut. Tıpkı parti kulislerinde dillendirilen,  Erdoğan’ın, "görev süresi doldu" gerekçesiyle yeni kabine listesini Sezer’e sunmayabileceği iddiaları da konuşuluyor.

Resmi süreci işleyen Referandum?

Yüksek Seçim Kurulu tarafından ortalıklta dolaşan olası ihtimal senaryolarına hiç kulak asılmadan yürütülen referandum süreci de ayrı bir dert. Bu konuda AKP içinde yine tek bir bakış bulunmuor.

Cumhurbaşkanını halkın seçmesine yönelik 21 Ekim’de yapılacak referandum süreci devam ederken, referandumun iptali, paketin geçersiz olduğu ve referandumun yapılması gerektiği yönünde çeşitli görüşler var.

İptal olsun fikrini ilk dillendiren Ertuğrul Günay. 11. Cumhurbaşkanı seçiminin bu ay içinde yapılması halinde, referandumun ertelenebileceğini açıkladı. AKP içinde üst düzey görevlerde bulunan bir kesime göre ise referandum metninde yer alan "11. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir" ifadesi,  Meclis’in Cumhurbaşkanı’nı seçmesiyle zaten düşecek.

Nihayet referandumdan vazgeçmek istemeyenler de AKP de bulunuyor. Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesi, görev süresinin 5 artı 5 olması ve milletvekili genel seçiminin 4 yılda bir yapılması gibi düzenlemeleri içeren anayasa değişikliği halk oylamasının 21 Ekim’de yapılacağını dillendiren zok sayıda partili mevcut.

Cumhurbaşkanlığı kaç tur?

AKP’nin Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin yeni bir bakışı da son yapılan MYK toplantısından sonra elle tutulur hale geldi. 22 Temmuz’dan sonra yeni bir durumun ortaya çıktığı ve  Abdullah Gül’ün yerine başka bir ismin Cumhurbaşkanı adayı gösterilmesinin iyi olacağı söyleniyor.

Bu görüşte eksiksiz bir mutabakat yok ama “hava” bu. AKP, yeniden aynı şeylerin yaşanmasının gerginlik yaratacağına inanıyor. Yine de bu konuda tablo net değil.

Bu bakış açısı politika olarak benimsenirse,  Abdullah Gül’ün “incitilmeden” iknası için turlar başlayacak. Öte yandan bu durum muhalefet partilerine götürülecek bir listenin yaratılması imkanını da verecek.

Meclis Başkanı belli mi?

Tüm bu hararetli konular içinde sonuca en yakın duran TBMM başkanlığı gibi. Bülent Arınç’ın bir daha aday olmayacağı kesinleşti. Kulislerde ismi geçenler içinde en çok hatta kesine yakın olan kişi ise Milli Eğitim eski Bakanı ve Bartın milletvekili Köksal Toptan. Sürpriz olmazsa TBMM’ni yeni başkanı bu tecrübeli politikacı olacak.

Durumun bu olması aday sisimlerin ortalıkta hala dolaşmasını engellemiyor. Adalet eski Bakanı Cemil Çiçek, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Çalışma Bakanı Murat Başesgioğlu ve Ertuğrul Günay’ın adları öne çıkıyor.

 

 

 

Bu haber 748 defa okundu.