En Sıcak Konular

''Kahvaltı 24 saat içindeki en önemli öğün''

23 Ağustos 2013 12:20 tsi
''Kahvaltı 24 saat içindeki en önemli öğün'' Kardiyoloji uzmanı Prof.Dr. Canan Efendigil Karatay, kitap imzalama etkinliğinde kahvaltının önemini vurguladı.

Kardiyoloji uzmanı Prof.Dr. Canan Efendigil Karatay'ı birçoğumuz Karatay diyeti olarak adlandırılan çalışmasından tanıyoruz, bu konuda kitapları var, konferanslar veriyor. 21 ağustos akşamı My Marina Select Otel'in bahçesinde de kitaplarında açıkladığı konulara değindi, bu konularda geniş bilgiler verdi. Bugün sabah da Kargı Koyu Yeşim Barda kahvaltı eşliğinde sohbet ve kitap imzalama etkinliği vardı. etkinliği izlemek üzere saat 9.00'a doğru Kargıya gittim.

Kargı koyuna inilen tepede durarak günün ilk ışıklarında bu güzelliği fotoğrafladım. Buradaki zakkumların arasından koy çok güzel görünüyordu.
 
Sahil boyunca şezlong ve şemşiyeler sıralanmış, sabahın erken saatleri olduğu için denize giren birkaç kişiden başka kimse yoktu.

Kargı deresinini geçince Yeşim Bara geliyorsunuz, Restaurant olarak da hizmet veriyor.
 
Biraz erken geldiğim için önde bir yere oturdum, hem ses almak hem de fotoğraf çekmek açısından iyi oldu. Yeşim barda tüm masalar doldu biraz sonra da arkadaşlarıyla Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay kendisine ayrılan yere oturdu. Benim bu şekil diyetlerle işim pek olmaz ama elimden geldiğince yağsız gıdalar almaya dikkat ederim. Oysa biraz sonra konuşmalarda duyacağım gibi Karatay Diyetinde şimdiye kadar zararlı görülen Yağ ve Proteinlere dayalı bir beslenme öneriliyor.

Ne yalan söyleyeyim Yeşim Barda kahvaltı deyince aklıma hiç Karatay diyeti gelmemişti, aslında gelmesi gerekirdi ama ilk kez böyle bir etkinliğe katılıyordum. Önüme konanları görünce şok oldum diyebilirim, bolca maydonoz, roka, üç büyük dilim yağlı peynir ki ben bunun bir tanesini o da light olarak yerim, 6 tane zeytin, salatalık dilimleri, fındık, badem, cevizler,domates, iki kuru kayısı, iki yumurta ve biberlerden ibaret bir kahvaltı. Ben bunlarla nasıl doyarım dedim hemen, ekmek olmadan falan derken karşımdaki bayan arkadaş bizim konsantremizi bozuyorsunuz diye uyardı.
 
Canan hanıma ilgi oldukça fazlaydı, birçok kişi onunla fotoğraf çektirmek için sıraya girdi.

Çok sempatik, gözleri zeki bakışlarla ve sevecen bir ifadeyle çevresini tarıyordu.
 
Canan Efendigil Karatay'ın yanında oturan Okan Çağlar arkadaşımız açılış konuşmasını yaparak program hakkında bilgi verdi. Konuşmasına başlarken de "Eskiden söylenen bir söz vardı; Afiyet Şeker olsun derlerdi ama Canan hocamızdan şeker eşittir zehir, zehir eşittir hastalık diye öğrendiğimizden bu yana afiyet leptin olsun diyoruz. ( Leptin:Tokluk duygusu yaratan, yağları parçalayan bir hormon diye okudum) Okan bey kahvaltı etkinliğinin internetten canlı olarak yayınlandığını belirterek bu kahvaltı 5 km koşmuş gibi metabolizmamızı hızlandırıyor, bu kahvaltıyı yapmazsak 5 km koşmamız gerekecek dedi. Bu arada Okan bey Karatay diyeti ile sağlığına kavuşanlardan ve bu diyetin en büyük destekçilerinden, buraya gelenlerin çoğu da gördüğüm kadarıyla bu diyeti yapan kişiler.

Mırıldana mırıldana tabağımdakilerden yemeye başladım, Canan hocamızı dinlerken maydonozları bitirmeye çalışıyordum, rokalar acı geldi yiyemedim.
 
Canan hoca konuşmasında kahvaltının yaşamımızdaki öneminden söz ederek " 17. yydan bu yana kahvaltı 24 saat içindeki en önemli öğün. Yağ olduğu zaman vücut proteinleri sağlıklı bir biçimde kullanabiliyor, hücrelerine gönderebiliyor. Hormonların en önemli kısmı protein ve yağdan yapılıyor. Ben kalp doktoruyum kalbimiz yalnız yağ kullanır enerji olarak, başka birşey kullanamaz, yağ yemezseniz halsiz olursunuz. Yağla protein o güzel vücudunuza girecek, bu da ne zaman oluyor kahvaltıda. Güçlü bir proteinli ve yağlı kahvaltı bütün gününüzü geçirir. Kahvaltıda çayı istediğiniz kadar için ama şekersiz, süt, kahve şekersiz, şeker en tatlı zehirdir. Dünyada obazite tsunamisi dediğimizin altında şekere dönüşen karbonhidratlar, şeker, şekerli içecekler yatmaktadır. Taze sıkılmış meyva suları da bunlara dahil. Hareket etmeseniz dahi güçlü bir proteinli, yağlı kahvaltı yediğimiz zaman vücut kendiliğinden zayıflıyor. Düşük karbonhidratlı, yağlı, proteinli diyetler ve beslenme usulü ki vücudumuz zaten ona programlanmıştır. Tavuk yiyoruz ama derisini çıkarıyoruz hayır efendim doğa onu öyle yetiştirmiş, tabii doğada yetişen tavuktan bahsediyorum." diyerek kitaplarında da geniş bir biçimde açıkladığı tezlerinden bahsetti. Konuşmasından seçtiğim diğer satırbaşları; Bu diyette ekmek yok, kahvaltıda bal, reçel yok, mısır gevreği yok, yağlar alınmazsa çabuk acıkılıyor. Yumurtaya bolca yer var, kırmızı et denince işlenmiş et olmayacak. Kemik, kıkırdak, eklemler hepsi proteinden oluşur. Eklemler jontalardır jontaların yağlanması gerekir, yağlardan uzaklaştık hastalıklar azaldı mı. Vücut yağsız ve proteinsiz çalışamıyor, barsaklar, mideniz çalışamıyor.
 
Datça belediye Başkanı Şener Tokcan konuşmanın arasında geldi " Birşey kaçırdık mı" deyince Canan hoca " Hayır bir şey kaçırmadınız, hep söylediğimiz şeyler, dilimde tüy bitti söyleye söyleye" diye cevap verdi. konuşmasının devamında  vitaminlerin alınmasında  yağların önemi belirtildi. "Güneşten korkmayın D vitamini çok önemli, bağışıklık sistemini güçlendiren proteinlerdir, şeker toksit maddeler üretiyor, şeker hastalarının yaralarının iyileşmemesi, sık sık hasta olmaları bu nedenledir."
 
Karatay diyetinde anladığım kadarıyla; Protein ve yağlar birlikte alınacak, bir ölçü yağsa üç ölçü protein. Şekerli, karbonhidratlı besinler yasak, bu şekerli besinlere meyvalar da dahil, özellikle kavun – karpuz, üzüm bunlara göre % 6o şekerliymiş. Anamur muzu çok faydalı, diğer ithal muzlar tercih edilmiyor. Benim haftada bir yediğim yumurta bu diyette hergün bolca var, çay, kahve, süt alınacaksa şekersiz alınacak. İki öğün bir insan için yeterli, yemekler acıkınca yenilecek. alınan gıdalar elden geldiğince işlenmemiş doğal gıdalar olacak. Güneş insan vücudu için çok önemli, güneşten kaçılmayacak. Yumurta allerjisi olanlar et yiyin, bol bol köfte yiyin, fasulye yeyin, mercimek te olabilir sabah. Mutlaka ceviz yenecek, kafa paraşüte benzer açık olduğu zaman çalışır. Herkesin vücudu değişiktir, ona göre hareket etmeli, vücudunuz tanıyın. Vücudunuz bir şey istemiyorsa bilin ona karşı allerjiniz var, çocuklarınızı zorlamayın.
 
Prof.Dr.Canan Efendigil Karatay'ın konuşmasından sonra izleyicilere söz verildi. İlk soru: Bir hayvan serbest dolaşmıyorsa, uygun yemlerle beslenmiyorsa bunun yağını yemek uygunmudur. Cevap: Serbest dolaşan hayvan yağları omega 3 dolu, en sağlıklı et keçiler ve kuzular, bir yerde kapalı kalmazlar, hazır yem yemezler. Onlar yeşil yedikleri içim omega 3 barındırıyorlar. Kuzu pirzolasında aynı zamanda C vitamini de bulunur. İkinci sorulan soru:  Sabahleyin kalktığımızda beynin çalışması için şeker bir miktar gerekirmi ? Cevap: Kesinlikle gerekli değil, şeker Alzheimer hastalığı yapar, 70 kilo insanda 5 kg kadar kan vardır bu kanda bir çay kaşığı kadar şeker bulunur, bu yeterlidir. Saat 5 e doğru vücutta adrenalin salgılanır o beyni beslemeye yeter. Lettin hormonu depo edilmiş yağları eriterek vücuda enerji sağlar. Üçüncü sorulan soru: Çok çay tüketen bir toplumuz, siz çayı rahatça içebileceğimizi söylüyorsunuz ama bazı yerklerde çayın demiri eksilttiği söyleniyor. Yine yumurtanın da midedeki asiti artırdığı söyleniyor. Cevap: Çaya gelince, ben yararını falan bilmem ne seviyorsanız doğal olanı için derim. Ben vücudun nasıl işlediğini, temel ilkelerini anlatmaya çalışıyorum, şunu yerseniz şundan kurtulursunuz dieyemem. Protein yağla yendiğinde ülseri önler, proteinin hazmı uzun sürer, yağ hazmı yavaşlatır, gastrit demek hücrelerin zayıflaması demektir. Unlu gıdaları  kaldırın ülserden kurtulursunuz. Çayı sabah kahvaltısında almayı öneriyoriyorum, kebap yedikten sonra alırsanız tabii ki olmaz. Ekmek kesildiği zaman ürik asit düşüyor. Fındık fıstık çıtır çıtır hem kan yapar ısıtır deyince gülüşler ve alkışlar.

Doktor olduğunu belirten  bir kişi söz alarak "Asıl felaket çocuklarda, onlar çok daha fazla etkileniyor. Astım allerji bugün çok fazla görülüyor. Bunda en etkili olanlar çevre faktörleri, radyosyonlar, yüksek gerilim hatları, cep televizyonları.  İnsanlar üretken olmadıkça, kendi ürününü yetiştirmedikçe doğal gıdalara ulaşması çok zor." dedi. Sonrasında söz alan bir bayan özellikle domateslerde yanlış ilaçlama ve gübrelemenin olduğunu belirtti. Datça'da hayvancılık ölmüş durumda, büyük baş hayvancılığı iyice çökmüş durumda derken bir başkası hormon tarım ilaçlarının yanında atlantikte bir damla. Sürekli ilaç atılıyor , o ilacın havada ve güneşte parçalanma süresi 15 gün, yıkamakla, sirkeyle fayda sağlanmaz dedi. Canan hoca söze girerek "Her şey mevsimsel yenecek kışın domates olmaz, tadından doğal olup olmadığı anlaşılır. Kış ayında yenecek şeyleri yiyin, eskiden bütün sebzeler bütün sene boyunca varmıydı, biraz düşünün. Talep ve arz meselesi. Kaya tuzu çok önemli, işlem görmemiş olduğu için kayada bulunan bütün minarel ve vitaminler var. Çamların , zeytinlerin kökü kayalardan besleniyor. Kaya tuzu yiyebilirsiniz, ne kadar isterseniz, oturupta bir kilo yiyecek değilsiniz ya. Karbonhidrat ve şekerden uzak durun yeter." dedi.
 
Datçalı olduğunu belirten bir bayan babannesinden bahsetti, "bol bol peynir yiyor, herşeyi yiyor, çok sağlıklı, 103 yaşında, her yere gidiyor" dedi. Bunun üzerine Canan hoca Kafkasları örnek gösterdi, hayvani gıdalarla beslenen kafkaslar uzun yaşar dedi. Gulitene ( buğday ununda var) karşı insanlarda allerji gelişiyor, pirinç te dahil. Söz alan bir bayan Sizin kitabınızı okuduktan sonra hayata bakışım değişti size çok teşekkür ediyorum dedi.
 
Çevremde bu diyeti takip eden arkadaşlarla konuştuğumda herkes çok rahatladığından bahsetti, tansiyon hastasıydım şimdi bir şeyim kalmadı diyen birkaç kişiye rastladım. Tabii doktor hanımın da dediği gibi vücudu tanımak lazım, bazı vücutlar değişik tepki verebilir. Birçok konuda konuşuldu, sorular soruldu, Canan hoca bunlara cevap verdi, bazısında verdiği esprili cevaplar herkesi neşelendirdi. Daha sonra kitaplarını imzaladı, bu konularda ayrıntılı bilgi almak için kitaplarını okumak en iyisi. Bugün Karatay kahvaltısı hakkında bilgi sahibi olduk.
 
Bana gelince o kahvaltıdan sonra denemek için saat 18.00 e kadar birşey yemedim, halsizlik falan da olmadı. Saat 18.00 de ekmeksiz ve şekersiz bir öğünüm oldu, saat 18.00 den sonra birşey yemek yok, bakalım bu gece dayanabilecekmiyim deniyeceğim. Ben yıllardan bu yana reflü hastasıyım, yediğim herşey asit yapıyor ve yemeklerden sonra ilaç almam gerekiyor. Bugün kahvaltıdan sonra ilaç almadım, herhangi bir rahatsızlık olmadı.
 
Değişik, ilginç bir sabah yaşadım, bu konularda birçok tezler ileri sürülüyor, bazen hangisi doğru diye şaşırıyorsunuz. Ben bu diyetin iki öğünlük kısmı ve ekmek ve şekerden uzak durma kısmına uymaya çalışacağım.
 
datçadetay.com




 

Bu haber 3,308 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,457 µs