Türkiyede yıllardır aynı saçma tez ortaya atılır, basının bir bölümü tarafından pazarlanır ve gerçek nedir sorgulanmadan yola devam edilir...Kitaplar yazılır, raflar doldurulur, TVlerde saatlerce konuşulur...Net, elle tutulur kanıtlar ortaya konmadan şarkı kaldığı yerden devam eder; Türkiyede DEVLET belli kadroların eline geçti!
Emin misiniz arkadaşlar? Ben öyle görmüyorum, tam tersi Türkiyede 1946dan 2004e kadar devletin-milletin Yerleşik Düzen-Üstat kardeşliğinde sömürüldüğünü biliyorum... Sadece basına bakalım ve sorgulayalım; 1946dan bugüne kaç üstat genel yayın yönetmeni ve yazı işleri müdürü var! Haydi, hergün Hükümete hatta Devlete oturduğu yerden sallayan dürüstlüğü kümseye bırakmayan köşe yazarlarımız bu soruya cevap verme cesaretiniz var mı?
Sevgili dostlar, Türkiye her dönemde, bu tip denemeleri çok gördü. Birileri sürekli bir şeyler sıralayıp, arkasından göremiyor musunuz, ele geçirdiler vurgusu yaparken, şartlama yöntemi ile yarattığı korkuda kendi işini gördü! Türkiyede yerleşik düzen ve unsurlarının da aynı yöntem ile irtica-bölünme korkusu pompalayarak hayatımızı ele geçirdiğini, ülkenin sadece 1980 sonrasında 1.5 trilyon dolarının bu yolla transfer edildiğini hatırlatmak isterim...
Bu noktada soralım ve farkları görmeyi deneyelim; örgütlenme nedir, hangi noktadan sonra tehlikeli olabilir?
Bir yapılanma-örgütlenmenin tehlikeli olması için bana göre bazı kriterleri yerine getirmesi gerekli: 1- Hukuk dışı bir amacı var mı? 2- Bu amaca ulaşmak için hukuk dışı yöntemler kullanıyor mu? 3- Silahlı girişimleri normal yöntem olarak algılayıp bu yönde adım atıyor mu?
Bu kriterler ile bakınca her kitapçının rafında bulacağınız Türkiyeyi ele geçirdiler ana tezine dayanan hikayelerin doğruluk payı olmadığı gibi konuşulacak bir değeri bile olmadığı açık. Bu noktada Türkiyeyi ele geçirdiler kitaplarından bir ana fikri hatırlayalım; yapılanmalar her yeri sarmış, kendilerinden olmayanları asla bir yere sokmuyorlar...Bugün oysa durum çok farklı; DEVLETe, HÜKÜMETe ve MİLLETe rağmen YERLEŞİK DÜZEN bildiğini yapmakta ısrar ediyor ve BU DÜZEN gözü dönmüş bir şekilde, halkın iradesini yok sayarak HALKIN seçtiklerini hedef alabiliyor! Şimdi sorun; bu ülkede nasıl bir yapılanma var!
Bu hatırlatma sonrası sıkı durun ve şu soruya cevap verin: 1980 sonrası ilk 10 yıllık dönemde, hastane başhekimlerinin, TRTdeki üst düzey yöneticilerin, basının köşe yazarı-genel yayın yönetmenlerinin, emniyet müdürlerinin, valilerin, generallerimizin, milletvekillerimizin ne kadarı Hür ve Kabul Edilmiş Mason biliyor musunuz? Yine soruyorum; buna cevap verecek kadar dürüst ve cesur yazarlarımız neredeler?
İnanmayacaksınız ama ben söyleyeyim; bazı meslek gruplarında yarısından fazlası! Bazılarında üçte ikisi! Evet yanlış okumadınız! Buna belli bir döneme kadar General üniformasıyla hür ve kabul edilmiş olanları da eklerseniz, sayı daha da artar!
Şimdi olaya imamlar Türkiyeyi ele geçirdi mantığındaki arkadaşlarımız gibi bakalım ve aynen onların kafasıyla teorimizi yazalım: Türkiyede bir üstatlar yapılanması vardı ve ucu dışarıda olan bu kardeşler, Türkiyeyi istedikleri gibi yönlendirdiler, kendilerinden olmayanları yok ettiler! 1980 darbesi dahil hep 33ten gelen kardeşler sayesinde hayata geçti! OLABİLİR Mİ?
Sonuç: Bugün Türk basınında yazı işleri müdürlerinin çoğunluğu yine mason kardeşlerimizden oluşur ve Türkiyedeki üye sayısı açısından hâlâ en büyük organizasyon mason localarıdır! Bu locaların ve üyelerinin varlığını sorgulamayanlar ve asla görmeyenler nedense üç-beş kişilik listeler ellerinde Türkiyeyi şunlar, bunlar ele geçirdi tezinin peşinde hayatlarını bitirirler...Bu noktada Türk kamuoyuna sormak isterim; Türkiye X kadrolar tarafından sarıldı tezlerini havalarda savuranlar, neden yukarıda aktardığım örneği görmezler ve hiç sorgulamazlar! (...)
Yiğit Bulut / Star (İlgili kısım)
Değerli okuyucumuz,
Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
· Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
· Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
· Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
· Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
· Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
· Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
· Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.
Yorumlar
+ Yorum Ekle