Parçalanmaya İsrail güvencesi
24 Temmuz 2013 09:38 tsi
Esad'ın Nusayri Devleti'ne İsrail'den destek
Guardian gazetesi, Esedin, Tel Aviv ile irtibata geçerek Akdeniz sahilinde kurulacak muhtemel Nusayri devletine İsrailin engel olmamasını istediğini öne sürdü. Esedin gönderdiği diplomatla görüşen eski İsrail Dışişleri Bakanı Liebermanın da buna itiraz etmediği ancak esir askerler konusunda talepte bulunduğunu yazdı.
İngiliz Guardian gazetesi, muhtemel bir Nusayri devleti için hazırlıklar yapan Beşşar Esed rejiminin bu konuda İsrail ile temasa geçtiğini iddia etti. Gazetede dün yer alan habere göre Esed, bu çerçevede geçtiğimiz yıl sonunda iyi bilinen bir diplomattan eski İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ile temasa geçmesini istedi. Zaman'ın haberine göre, Esed, Liebermana Nusayri devletinin kurulması girişimlerine karşı çıkmamaları mesajını gönderdi. Lieberman da bu talebe karşı çıkmadı. Ancak bazı istekleri oldu. Görüşmeleri bilen bir kaynağa göre İsrailin şahin dışişleri bakanı, 1986da Lübnanda uçağı düşürülmesinin ardından esir alınan pilotları Ron Arad ile 1982de yine Lübnanda ele geçirilen üç askerin akıbetine dair bilgi istedi. Ayrıca 1965te Şamda idam edilen MOSSAD ajanı Eli Cohenin kemiklerinin nerede olduğunu sordu.
Şam yönetimi son aylarda cephede kaydettiği ilerlemeler ve muhaliflerin birbirleriyle çatışması sebebiyle ayrı bir devlet için yaptığı hazırlıkların aciliyetini azaltmış durumda. Ancak, Esedin ülkenin tamamında yeniden otorite kurmasının zor olduğuna ve iç savaşın mezhepler arasında açtığı derin yaraya dikkat çeken uzmanlar, Suriyedeki durumun artık geri döndürülemez olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla B planının rejimin gündeminde olduğu kaydediliyor.
SÜNNİLERE KARŞI ETNİK TEMİZLİK KORKUSU
Esed rejimi, ayrı bir devlet kurma planı kapsamında yoğun Nusayri nüfusun bulunduğu Tartus, Lazkiye ve Banyas şehirlerindeki Sünnileri zorla göç ettiriyor. Nusayri devleti için en önemli bölge ise ülkenin üçüncü büyük şehri Humus. Humus ve çevresi, Suriye devletinin dağılması halinde Nusayrilere güvenli bir bölge oluşturulması için çok kritik ehemmiyette. Çünkü Humus, Suriye sahil şeridindeki Nusayri bölgelerini Lübnandaki Şii Bekaa Vadisine bağlıyor. Guardiana göre rejim, muhtemel devletin kurulacağı Akdeniz sahili ile güneydoğu istikametinde başkent Şama uzanan ve Nusayri omurgası diye adlandırılan hattı Sünnilerden arındırmak istiyor. Bu kapsamda Humusun ele geçirilmesi rejim için büyük önem taşıyor. Humustaki Sünniler ise kendilerine yönelik etnik bir temizlik yapılmasından endişe ediyor. Konuya ilişkin İngiliz gazetesine konuşan Lübnanlı Dürzi lider Velid Canbolat, Kritik nokta, Humusta çatışmaların başladığı zamandı ve tez zamanda anlaşıldı ki rejim, Şam ve ötesine doğru tüm rotayı temizlemek istedi. Dini temizlik de hemen sonrasında başladı. Banyas ve başka yerlerde katliamlar oldu. diyor.
Geçtiğimiz ay Lübnan sınırındaki Kusayr kasabasını alan Hizbullah destekli Esed birlikleri haftalardır Humusa bomba yağdırıyor. Lübnanlı Şii örgüt Hizbullah ve İran da rejim güçlerine saldırılara ciddi destek veriyor. Gözlemciler şehrin, yaz sonuna kadar rejimin kontrolüne geçebileceğini söylüyor.
TAPU DAİRESİNDE ŞÜPHELİ YANGIN
Humusta Bab al-Hûd bölgesinde bulunan tapu dairesinde bu ay başında çıkan şüpheli bir yangınla tüm ev ve yer kayıtları kül olmuştu. Böylelikle bölgede yaşayan Sünnilerin taşınmaz mülkleri konusundaki iddialarını ispatlayacak belgeler ortadan kayboldu. Guardiana konuşan bir Humuslu tapu dairesinin kundaklandığına işaret ederek, Binanın bulunduğu bölge Humusun en güvenli yeri ve orada tek yanan bina tapu binası. ifadelerini kullanıyor.
İç savaş öncesi Humus, Sünnilerin çoğunlukta olduğu, Nusayri toplumu ve Hıristiyan azınlığın birlikte yaşadığı bir şehirdi. Ancak çatışmalar sebebiyle harabeye dönen şehirden on binlerce Sünni ayrılırken, bunların boşalttığı Kerem el Zeytun ve Bab el Sebaa gibi mahallelere Nusayri aileler yerleştiriliyor. Humus kırsalında Sünnilerle aynı bölgede kalan Nusayri ailelere de şehirdeki Nusayri bölgelere yerleşmeleri isteniyor.
Rejimin kalesi Tartus ve Lazki-yede de Nusayri siviller, devlet kurma planı doğrultusunda silahlandırıldı. Guardiana göre sahil şeridindeki Nusayri köylerinde her eve bir Kalaşnikof, iki el bombası ve çok sayıda mermiden oluşan mühimmat paketi verildi. Muhaliflere karşı savaşa katılmaları halinde de daha fazla silah taahhüt edildi. Stratejik bazı köylerde, köy meydanında silah deposu kuruldu.
LÜBNANDAKİ PLAN UYGULANIYOR
Şam Üniversitesinde okuyan Nusayri bir öğrencinin anlattıkları da bölgedeki kutuplaşmayı ve yaklaşan etnik temizlik tehlikesini gözler önüne seriyor: Yedi ay önce akrabalarımın neredeyse tamamı, gönüllü olarak hava veya askeri istihbarata yazıldı. Geceleri Banyas ve el Sahaya (Tartustaki Sünni bölge) saldırıya ya da yollarda barikat kurmaya gidiyorlar. Kuzenim, işin içine girdikçe kendilerine verilen silah miktarının da daha fazla olduğunu söyledi. Diğer kuzenimin de çiftliğinde tanktan başka her şey var. Yedi ay önce muhaliflere katılan Suriyeli bir subay ise gelişmelerin Lübnanda 1975-1990 arasında yaşanan iç savaşı hatırlattığını söylüyor: Rejim, Lübnan iç savaşında görev almış bazı askerleri danışman olarak kullanıyor. Bunlar da Nusayri köyleri ile Sünni bölgelerin ayrılması planını ortaya koydular. Bu, Lübnanda uygulamaya koydukları plan. Tarih tekerrür ediyor.
Bu haber 1,481 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle