Kıyamet alameti: ABD, İsrail’e karşı!

1 Ağustos 2007 16:55 tsi
Amerika’nın Suudi Arabistan ve Arap körfez ülkelerine yanaşması, daha doğrusu ‘yapışması’ sürüyor. Milyarlarca dolarlık yardımdan, dışişleri ve savunma bakanlarının Ortadoğu’ya gönderilmesinden sonra ABD, İsrail’i hedef ala

Önce şu notu düşelim. Ortadoğu hengamesi olsun olmasın, ABD’nin bölgede özellikle iki ülkeden yardım elini çektiği görülmediği gibi, görülmesi de zor ihtimaldir. Bunlardan biri herkesin bildiği üzere İsrail, diğeri de Mısır!

Bu konuda tartışma yok. Zaman zaman Suudi Arabistan’ın da bu aşılmaz dostluğa sığındığı söylense de, bu tahlilin çok sağlıklı olduğunu iddia etmek akil değil.

Nedeni basit. Esasında Suudlarla ABD’nin arası “zoraki dostluk” olarak tanımlanabilir. 1970’li yıllardan beri zirve yaparak gelen bu kerhen mütteffiklik ilişkisi, zamanında petrol, ortadoğu krizleri, mezhepler üzerine ayak oyunları ve yine arap dolarları nedeniyle hayli parlak günler yaşamış, ardı sıra gelen İsrail-Filistin açmazları, İran-Irak savaşı ve tabi iki Irak müdehalesi ile kopma bir türlü mümkün olmamıştır.

ABD’nin Suudlara bakışında gönül rahatlığı ile söylenebilecek tek özlü yaklaşım, “onları sevmedikleri”dir. O kadar ki, İran olmasa 11 Eylül’den sonra bir darbe de Suudi Arabistan yiyebilirdi.

Devenin hamudu!

Zira Washington’da herkes biliyor ki, 11 Eylül tezgahının arkasında ve bölgedeki terörist yapılanmaların lojistik ve maddi desteğinde, Vahabi türü İslam’ın yayınmasında bizzat Riyad’ın parmağı var!

Ama kader ve uluslararası konjonktür bu iki ülkenin yollarını ayırmasına bir türlü izin vermiyor. Nihayetinde bugün de İran meselesi ve yarısı çürük çıkan BOP projesinde Suudlar kritik rollerden birine sahip.

İşte Suudi Arabistan’la birlikte bazı körfez ülkelerine yağdırılan milyarlarca dolarlık yeni desteğin arkasında da, Savunma Bakanı Robert Gates ile birlikte Mısır’a giden ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasına İsrail’in de dahil olmasını isteyen Arap ülkelerinin isteği doğrultusunda bir bildiriyi imzalamasının da altında bu var.

Doğal olarak Türkiye de dahil ABD’nin bölge politikalarından haz etmeyen bir çok majör ülke bu durumun farkında. Dün iyibilgi’den size yansıyan Rusya’nın İran’a koskoca ve ileri teknoloji uçak filoları satma kararının ardında da bu yatıyor.

Kendi sırtınızı gördüğünüz gün!

Ama mesele bu kadar değil. ABD’nin İsrail’i karşısına alacak bir anlaşmayı güle oynaya imzalamasına kadar vardırdığı arap sevgisi tabii ki ve her zaman olduğu gibi gerçek değil. Bu zaten "eşyanın tabiatına" aykırı.

Herkes biliyor ki, bu anlaşmanın İsrail üzerinde hiçbir etkisi olmayacak. Tel Aviv’in nükleer silahlardan vazgeçtiğini gördüğünüz günü kıyamek alameti sayabilirsiniz. İsrail'in bu silahların caydırıcılık gücü olmaksızın yaşam imkansız.

Bu gerçeği ABD ve İsrail kadar arap ülkeleri de biliyor. Maksat dostlar alış-verişte görsün. Peki bunun, yani araplara bu denli silah vermenin veya anlaşmanın İsrail ve Mısır üzerindeki etkisinin propagandadan ileri gitmeyeceğini gösteren bir işaret var mı?

Yardım başka, 'satış' başka!

Daha fazlası var. Ortadoğu’da ABD silahları ve dolarları arapların üzerine yağarken, dünya ve yerel basın bu haberleri ardı sıra sütunlarına dizerken, başka türlü yardımlar da rekorlar kırarak bu ülkelere yağıyor. Yani İsrail ve Mısır’a!

Esasen bu iki ülke zaten ABD’den tarih boyunca en çok yardım alan ülkeler. Ama bu sefer, denge bozulmasın diye “Sam amca”nın pamuk eli daha çok cebe gidyor.

Kısaca söyleyip bitirelim… ABD’nin S.Arabistan’a 20 milyar dolarlık silah satışını öngören paket, Mısır’a 13 milyar dolarlık, aynı sürede İsrail’e de 30 milyar dolarlık askeri “yardım” getiriyor!

“Yardım” kelimesine “mim” koyun! Adı geçen ülkelere silah “satılıyor”. Parası tıkır tıkır alınacak! İsrail ve Mısır ise bunları “yardım” olarak kasasına atacak! Yani, Ortadoğu’daki Amerikan politikasında bir değişiklik yok. Aynı tas aynı hamam!
www.iyibilgi.com

Bu haber 2,380 defa okundu.