iyibilgi zoom" /> iyibilgi zoom"/>

En Sıcak Konular

Stratejik aklın devreye girmesi gerekiyor

6 Haziran 2013 13:48 tsi
Stratejik aklın devreye girmesi gerekiyor Fay hatlarında biriken enerjiyi dış unsurlar nasıl kullanıyor? iyibilgi zoom

TRT Haber kanalında her hafta Çarşamba günleri yayınlanan ve Faruk Bilgin'in sunduğu Açı programının bu haftaki bölümünde Taksim'deki Gezi Parkı olayları masaya yatırıldı. Gazeteci Faruk Bilgin sordu, Prof. Dr. Sedat Laçiner, Prof. Dr. Talip Küçükcan ve Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan yanıtladı. Programdan satır başları şöyle:

Sedat Laçiner:

Bulunduğumuz coğrafya gerçekten sıkıntılı bir coğrafya. İçinden geçtiğimiz konjonktüre bakarsanız, Suriye'de bir iç savaş yaşanıyor. Türkiye'ye sıçramaması, etki etmemesi mümkün değil. Lübnan bir iç savaşa girdi girecek, Hizbullah'tan dolayı. Irak yaklaşık 10 senedir iç savaşın içersinde. Uluslararası arenada Türkiye, İran, Hizbullah, Rusya , Irak ve Suriye ile taban tabana ters düştü. Ve biz bu ters düşmenin sonuçlarını Reyhanlı'da terör saldırısı olarak gördük. Şu anda Türkiye'yi istikrarsızlaştırmada medet uman en az bir elin parmağı kadar ülke sayabiliriz. "Türkiye'de terör olsa, insanlar kavga etse, yavaşlasa, önümüze çıksa, Alevi-Sünni çatışması çıksa, Türkler ile Kürtler barışmasa, Laik-Antilaik tartışması yeniden başlasa" diyerek bundan yarar uman komşularımız da var küresel güçler de var. Bir olayı bunlar başlatmak zorunda değil. Bir olay başladığı zaman bundan istifade etmek istiyorlar. Reyhanlı saldırısı dışarıda planlandı, içeride uygulandı. Türkiye'ye Arap Baharı benzeri bir ayaklanma ve kutuplaşma yaşatmaktı amaçları. Taksim olaylarına baktığım zaman etki itibariyle Reyhanlı'dan farkını göremiyorum. Yine Türkiye'de bir sokak ayaklanması, şiddet temelli bir rekabet üretme çabası var. Bunu söylerken Taksim'e çıkan kişilerin böyle insanlar, ajan olduklarını söylemiyor, komplo teorisi kurmuyorum. Profillerine baktığımız zaman çoğunluğunun yıllardır siyaseten seslerini duyuramamış rahatsız bir grup olduğunu görüyoruz. Yetersiz muhalefet... Resmi partilerle insanların kendilerini ifade edemediklerini rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bence suçlanacak bir yer varsa o da muhalefet. Enerji boşalımını sağlayamayan, resmi kanalları oluşturamayan muhalefet. Sokaktaki insanların meclisteki muhalefetin daha ilersinde tekniklere sahip olduğunu görüyoruz. Bir siyasi lider de bunu kabul etti, alacak dersimiz var dedi. Burada şöyle bir sorun var: Bunlar seçim yolu ile mevcut tabloyu değiştiremeyeceklerini görüyorlar. Muhalefet partilerinin alternatif politikalar üretmekte zorlandıklarını, bu şekilde devam ederlerse hiçbir seçimde mecliste güçlü şekilde temsil olanamayacağına dair ümitsizlikleri var. Bu ümitsizlik sokağa bir enerji patlaması şekllinde yansıdı. Yansıdığı anda birileri tarafından rehin alınmak istendi. Bunlardan biri dış unsurlardır. Başka ülkelerin uzantıları söz konusudur. İran ve Suriye gibi ülkeler, kışkırtıcı faaliyetlerini kendi ülke vatandaşları ile yaparlar. Gelişmiş ülke istihbaratları Türkleri devşirir. Ergenekon ve Balyoz davalarında bu görüldü. Dolayısıyla eylemde bakarsınız çok ustaca manevralarla işi götürebilirler.

(Polis şiddetine dair) Bir yetersizlik var. Şu coğrafyaya uygun bir güvenlik yapılanması ve zihniyeti yok. Reyhanlı'daki olayın temel sebebi de budur. Şunu herkes kabul etsin: Türkiye Cumhuriyeti'nin silahlı kuvvetleri, istihbaratı ve emniyet teşkilatı sakat temeller, iç çatışmalar üzerine kurulmuştur. Çeşitli hastalıklarla iç içe geçmiştir. Bunun başına bir adam atadınız diye MİT, Genelkurmay düzelmez. 3-5 yıllık reform yaptınız diye emniyet düzelmez. Şu an Türkiye'nin güvenlik ve istihbarat yapılanması yetersizdir. Bu coğrafyaya, bugünün koşullarına ve tehditlerine uygun değildir. Yetersiz olduğunuzda adam içinize sızıyor. Karşıcasusluk faaliyetleri örneğin! Sizin istihbaratınızın, medyanızın içine gelip yerleşmesi, en başarılı operasyonlarıdır! 1960'lı yıllarda çok örneğini gördük. Bugün çok güvendiğimiz bir kamusal figürün, para karşılığı başka bir ülke tarafından devşirilmediğini nereden biliyorsunuz? Sadece teknik altyapıdan bahsetmiyorum, siyaset yapımızda uygun değil. Darbelerle siyaset güvenlik konularının dışında bırakıldığı için zihin yapısı itibariyle uygun değil.


Deniz Ülke Arıboğan:


Ciddi bir iletişimsizlik problemi var. Polis bu tip bir eyleme karşısında nasıl davranacığını bilmiyor. Burada gencecik çocuklar var. Ne yapacağını bilmiyor.  Karşınızda masum bir gençlik var. Hiç de düşünüldüğü gibi şuursuz değiller. Başlangıcından itibaren içeri girmeye çalışan partilileri kovdular. Normalde stadyumda kavga edenler biraraya geldiler. Bunlara Y-Z kuşağı diyoruz. Kendi aralarında sosyal medyada örgütlendiler. Bunları birinin örgütlediğini düşünmüyorum. Kendi aralarında karar veriyorlar. Çok ilginç bir akıllı kararları var. Siyasetin pisliğine bulaşmak istemiyorlar. Maalesef bu işin başında Sayın Başbakan da tıpkı bu nesil insanlar gibi hemen Ergenekon fobisi ve olumsuzluk ile çok sert üslup kullandı. O sert söylem evindeki çocukları sokağa çıkardı. Müthiş bir mizah güçleri var. Her şeyle dalga geçiyorlar. Polis gazı sıkılıyor üzerlerine bunlarla bile eğleniyorlar. Birlikte bir aidiyet yakaladılar. Bir kimlik oldular. Bunu bırakmazlar, bundan çok hoşlandılar. Yurt dışına basına yansıma biçimleri provokasyon. Türkiye'nin bu yüzünü göstermesi lazım. Öbürleri yancı. Yancılar üzerinden bu çocukların zarar görmesini engellemek lazım! Ama birileri bunların arasına girer. Ankara daha siyasi. Liselileri mesela sokağa dökmeye çalışıyorlar, bazı görüntülerde öğretmenlerin aktif olduğu görülüyor. Bunlar çok yanlış şeyler. Öğretmenleri tarafından yönlendirilmiş gençlik aslında öğretmenin ihanet içinde olduğunu gösterir, kabul edilebilir bir şey değil. Ankara'da eylemler sert geçiyor oranın siyasi havasından dolayı.  Burasının ruhu başka. İstanbul bu işi şenliğe çevirmiş, tek tük şeyler dışında. Eğer abartılmazsa bu iş bu şekilde konsolide edilir.

Olayın başlangıcında Sayın Başbakan'ın hata yaptığını düşünüyorum çünkü her konuşmasında daha sert gittiği için sokak daha kalabalıklaştı, isyan arttı. Güzel iki çift laf söylese en azından bu çocukların evlere gitmesi sağlanabilirdi. Taksim Platformu'nun da temsil edeceği çocuklar değil bunlar. Onlar da muhattap alınması gerekilen sivil toplum kuruluşu ama o çocukları tam anlamıyla temsil etmiyor. Kendi duruşlarını sergiliyorlar. Bu kuşağın çok önemli özellikleri var. Birincisi bu kuşak bağımsız. Sayın Başbakan'ın bunları görmesi lazım. Bu çocukları ne anne babaları ne öğretmenleri yerlerine oturtamıyor. Bunların kanaat önderleri var. Mesela sosyal medyada bir abi veya abla yakalıyor, onu idolleştiriyor, arkasından gidebiliyor. Bu kanaat önderleri üzerinden yönlendirmek mümkün yoksa tepeden olacak iş değil. Bunların neşesi ile neşelenmek gerekiyor. Şu an geldiğimiz noktada istihbaratçılar ve provokatörler cirit atıyor. Ama bu zeminin hazırlanmasında stratejik akıl noksanlığı var. Bu kadar kalabalık bir kitleyi oluşturursanız içine girerler. Onu görüp oluşturmamanız lazım. Toplumdaki bu enerji birikiminin farkında olmanız lazım. Anayasa fırlatma meselesinden farklı değil bu. Anayasa fırlatarak Türkiye'de siyaset bozuldu. Üslüp çok önemli bir şey. Onun için toplumsal psikolojiyi rencide edecek, haysiyetlerine dokunacak şeyleri yapmamak gerekiyor. Beni görebildiğim kadarıyla temel fay hatlarında enerji birikimi oldu. Alevilik meselesi önemli. Bu mezhep çatışması dünyadan Türkiye'ye ihraç edilmek istenen bir mesele. Önümüzde çok ciddi bir sorun oluşabilir. Onun için bu kitleleri biraraya getirmemek lazım buradan tahrik çıkmaması lazım. Tunceli, Antakya buralarda kaynamalar var. O insanlar da incindi çünkü. Konuştuğumuz zaman hem cem evleri yüzünden hem Yavuz Sultan Selim'in o köprüye isminin verilmesi yüzünden... Bunların her birinin çok dikkatli götürülmesi lazım. Vatandaşların gönlünü kırmaması gerekiyor, siyasetçilerin. Fay hatlarındaki enerji birikimleri insanları sokağa döker, araya girecek bir sürü ajana da imkan sağlar. Sonra durdurması çok zor oluyor.

Talip Küçükcan:

Genç kuşağın geleneksel muhalefet kurumları dışına doğru evrildiğini görüyoruz. Bu gençler kendi isteklerini, hayallerini bir şekilde bu karar verme mekanizmaları içersine aktaramamışlar. Çok güzel bir şey söylüyor bu açıdan bakıldığında: Eski kuşak bu enerjiyi göremedi. Muhalefet ve iktidara farklı bir bakış açısı verdi. Genç bir nüfusumuz var. Taksim meydanı kapalıydı, açan Ak Partidir aslında. Ama yaptıklarını bu millette pek anlatamadı iktidar. Biz kamusal alanı devletin alanı olarak gördüğümüz için her yeri güvenlik üzerinden okuyoruz. Gençlerin gösterdiği ikinci şey, geleneksel medyanın problemleri. İlk bir kaç gün medya görmezden geldi buradaki olayları, sosyal medya patladı. Sosyal medya, geleneksel medya gibi kontrol edebileceğiniz sansürleyebileceğiniz bir alan değil. İstihbarat esas orada döndü. "Medya sustu çünkü iktidar baskısı altında" dediler. Kısmen doğrudur. Ama bu Türkiye'nin yapısal bir sorunudur bu, iktidar ile ilgili değildir. Medya sermaye siyaset ilişkisini Türkiye tekrar tartışmalı. Medyadaki patron aynı anda enerji, inşaat veya savunma sanayiinde ise burada çok ciddi problemler var demektir. Şu ana kadar gençlerin tepkilerinin büyük çoğunluğu algı ile alakalı, hayatlarına yapılan doğrudan müdahaleden değil. Kaygılandılar, kafalarında soru işaretleri oluştu. Günün birinde müdahale yapılacak mı diye kaygılandılar.



Bu haber 2,090 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,499 µs