Gezi'nin uluslararası şifresi!

4 Haziran 2013 10:40 tsi
Gezi Parkı, Ankara'nın Washington'a uyarısı mı?

Doç. Dr. Teyfur Erdoğdu, dün Habertürk'de yayınlanan  Türkiye'nin Nabzı programında Gezi Parkı olaylarına ilginç bir açıklama getirdi. Erdoğdu'nun açıklamalarından ilgili kısım şöyle:

"Bu olan hadiselerde iki temel sebep var. Birincisi şu, toplumda müesses bir kültür var, şiddete dayalı. Aile içi şiddet, okul içi şiddet, devlet içi şiddet, her yerde bir şiddet var. Siyasi kültürün temel taşlarından biri. İkincisi uluslararası ilişkileri unutuyoruz. Çok temel bir soruyu masaya yatırmamız gerekiyor. Hükümet, Gezi Parkı'nı sessiz sedasız çözebilecekken neden çatışma ile yaptı? Temel soru bu. Yapamıyor değil. İktidar, kriz ve algı yönetimini yapamayacak kamu yönetimi uzmanlarından yoksun mu? Hayır. Çok iyi kamu yönetimcileri var, tanıdığım. Bunlar başbakanla sürekli teşrik-i mesai halindeler. Niçin Başbakan yaptı? Burada ABD'ye bir mesaj veriliyor: Beni Suriye konusunda bir kukla olarak kullanamazsın. Esas aktör benim, buradayım. Cenevre'ye beni zorlayamazsın. Suriye'deki yeni iktidarı belirliyorum. Cenevre'ye hiçbir şekilde gitmek istemiyorum. Sosyalistler Suriye cephesini Ankara'da genişlettiler. Amerika'ya bir mesaj bu. Suriye'ye de bir mesaj var: Suriye ve İran'ın ajanlarının burada sağlam bir şekilde iş yürütmeye çalıştıklarını ve Türkiye'yi istikrarsızlaştırmaya çalıştıklarını biliyoruz. Üçüncü köprünün adı Yavuz Sultan Selim. Kime karşı savaştı? Şah İsmail'e karşı. Sadece iç politika olarak düşünmemek lazım. Biz bir mesaj verme gayesiyle, büyük bir meseleyi kotarmaya çalıştığını algılamamız lazım. İran'a diyor ki, sen orada beni yalnızlaştırma politikasına sürüklüyorsun. Çünkü İran, Türkiye'ye ya benimlesin ya Amerika'nın yanındasın. Türkiye böyle bir köşeye sıkışma modelini kabul etmiyor. Uluslararası aktör olarak Türkiye çok etkin bir konumu muhafaza edebilmek için İran'ın kendisini yalnızlaştırmak istemesine bir tepki ve mesaj olarak üçüncü köprünün adını verdi. Tabii iç politika meselesi olarak tırnak içinde çok umursamama var. Alevi vatandaşlarımızın bundan rencide olmaması...

Gezi Parkı meselesinin Cuma akşamına getirilmesi... Cumartesi ve Pazar kimse çalışmıyor, gösteriler devam etti. Burada bir şey var: Başbakan şunu anlattı: Ben istersem toplumun apolitize ve savaş karşıtı olan kesimini bir anda savaş psikolojisine sokarım. Herkes savaş diye inlemeye başladı mı? Başladı. Bu şu anlama gelir: Ben Türkiye olarak bölgedeki en güçlü devletim. Hükümet olarak da istikrarlı bir hükümetim. Savaş karşıtı apolitize gençliği bile istediğim zaman harekete geçirebilirim. Suriye'deki savaşın Türkiye'ye sıçraması halinde nasıl bir manzara çıkacağını bütün uluslararası medyaya duyurdu. Böyle bir şey olursa, ben yanarım ama sizin yatırımınız da yanar. Türkiye şunu söyleme lüksüne sahip değil: Suriye yansın, yüzbinlerce insan ölsün, biz keyif yapalım. Ne yaptı başbakan? Büyük devlet olmak istiyorsanız, katlanmak zorunda kaldığınız meselelerden biri budur. İnsanlar ağaçlar için mücadele ediyor, kutluyorum, sonuna kadar arkasındayım, ama Suriye'deki olayı unutmamak lazım. "

Bu haber 7,484 defa okundu.