Kemal Gürüz: Darbelerle işim olmaz
30 Nisan 2013 16:03 tsi
"Ergenekon" davasında tutuksuz yargılanan "28 Şubat" soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, "Darbe teşebbüsünden bilgim olsaydı, şerefim üzerine, gelip 'var' derdim, ihbar ederdim" dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada esas hakkındaki mütalaaya ilişkin savunmasını yapan Gürüz, 4 kitabı bulunduğunu, 90'ın üzerinde makalesinin 60 tanesini YÖK'ten ayrıldıktan sonra yazdığını, uluslararası bir çok konferansa katıldığını belirterek, "Benim Ergenekon'la, darbeyle, onla bunla uğraşacak vaktim yok" diye konuştu.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 2000 yılı Mayıs ayında kendisini köşke çağırarak, Heybeliada Ruhban Okulu probleminin dış ilişkilerde sıkıntı yarattığını, bu sorunun çözülmesine karar verdiklerini söylediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bana 'Git ne yaparsanız yapın bu problemi çözün' dedi. Mehmet Ali Bayar ile Feridun Sinirlioğlu'na beni bilgilendirmeleri talimatını verdi. Bartholomeos'la yapılacak toplantıya hazırlanmamızı istedi. Bana çeşitli belgeler verdiler. Bartholomeos ile Ankara'da Sheraton Oteli'nin asma katında buluştuk. Bartholomeos 12 avukat ile geldi. Ben tek başına gittim. 10 saat süren toplantı sonrasında belli bir mutabakata vardık. O zaman Ruhban Okulu sorunu çözülmek üzereydi. Bu konu şimdi de gündemde. Demirel'den sonra 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer geldi. Bu konuda siyasi irade ortadan kalktı. Sezer ile hiç aramız yoktur. Benim onun hakkında, onun benim hakkımda ne düşündüğü bellidir."
Azınlık Tali Komisyonu'yla ilgili toplantıya YÖK'ten 2 temsilci istendiğini, kendisinin de iki kişiyi görevlendirdiğini ifade eden Gürüz, "Toplantıya giden Hasan Sayın, belgelerin bir kopyasını bana da verdi. Bu belgeleri eve götürüp bir yere koydum ve sonra da unuttum" dedi.
-Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması gerekir-
Kemal Gürüz, bundan dolayı devletin gizli belgelerini saklamakla suçlandığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Ben Ruhban Okulunun açılması gerektiğine inanıyorum. Bunun için var gücümle çalıştım. Ruhban okulu konusunda, bu davada birlikte yargılandığım kişiler arasında 180 derece benimle ayrı görüşte olan insanlar var. 4,5 senedir ben ve ailem mağdur olduk. Bu belgeyi ben ne yapayım? Ben devletin gizli belgesini saklayıp da ne yapayım? Ben beklerim ki, bugünkü hükümet beni çağırarak 'Anlat bakalım ne oldu o zamanlar?' diye sorsun. Ne yaptığım telefon konuşmalarında ne evimde bulunan belgelerde darbe sözü, şiddet ve iddia edilen 'Ergenekon Terör Örgütü'ne ilişkin bir şey ne de ima vardır. Darbe teşebbüsünden bilgim olsaydı, şerefim üzerine, gelip 'var' derdim, ihbar ederdim."
Demokrat Partili bir ailenin çocuğu olduğunu belirten Gürüz, o dönemde kendi ailesine "kuyruklu" denilerek hakaretlerde bulunulduğunu anlattı.
"Türkiye'yi bu hale darbeler getirdi" diyen Gürüz, Demokrat Parti'nin kurduğu okullardan mezun olduğunu, 37 yaşında Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde rektör, 42 yaşında TÜBİTAK'ta başkan, 47 yaşında da YÖK'te başkan olarak görev yaptığını dile getirdi.
Gürüz, "Benim Türk Milleti'ne bir borcum var. Vatansever Türküm. İfademin alınacağını duyunca koşa koşa geldim. Darbelerle işim olmaz. Suçlamaları kabul etmiyorum. Üzülüyorum. Ailem ve ben çok rencide olduk. Makam arabasına binmedim, koruma kullanmadım. Emekli maaşımla yaşıyorum. Başka bir şeyim yok. Ben devletin gizli belgesini ele geçirecek adam mıyım? Bartholomeos da bu toplantıyı söyledi. 'Oturduk, konuştuk' dedi. Beraatime karar vereceğinize içten inanıyorum" ifadelerini kullandı.
Duruşma, tutuksuz sanıkların esas hakkındaki mütalaaya ilişkin beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
(AA)
Bu haber 636 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle