En Sıcak Konular

Çözüm sürecindeki en büyük risk

11 Nisan 2013 17:42 tsi
Çözüm sürecindeki en büyük risk Üniversiteler'e dikkat!

TRT Haber kanalında her hafta Çarşamba günleri yayınlanan ve Faruk Bilgin'in sunduğu Açı programının bu haftaki bölümünde çözüm süreci konuşuldu. Gazeteci Faruk Bilgin sordu, Prof. Dr. Sedat Laçiner ve Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan yanıtladı. Programdan satır başları şöyle:  

Prof. Dr. Sedat Laçiner:

İmralı, devletin elindeki en kuvvetli koz. Ondan yararlanmak istedi ve üzerine BDP'yi ekledi. Demokratik açılımda bunu yapamamıştı, çünkü BDP taraf olmak istememişti. Daha sonra Kandil ve Avrupa kanadı eklendi. Şimdi kademe kademe Meclis, diğer partiler ve komisyonlar üzerinden bir şeyler yapılmak isteniyor. Akil insanlar adımı da meseleye siyasi bir ayak katma çabasının sonucu.

İhtiyatın elden bırakılmaması ve mayınların tahmin edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sürecin sonunda Türkiye'nin kazanabileceği çok fazla şey var. Ama süreç boyunca alınabilecek tedbir konusunda her türlü tedbiri alarak yola devam etmek lazım. Şu anda görebildiğim kadarıyla en hassas noktalar, üniversiteler. 2-2.5 aydır görebildiğim kadarıyla bir hareketlenme başlandı. Milliyetçi hassasiyetleri olan gençler üzerinde özel çalışmalar başlamıştı. Biz bunu gördük. Şu an gördüğüm kadarıyla hız kazanıyor. Dicle Üniversitesinde yaşananlar, örneğin. Takdire şayan bir yönetim var orada. Bugün görülen davalardakine benzer bir zihniyette bir rektör orada olsaydı, şu an halimiz dumandı.

Muhalefetin eleştirilerini teknik bulmuyorum. Yapıcı olmaları lazım.

En önemli sorun devletin demokratikleşmesidir. Tüm sorunlara az çok çare olabilecek, ilk başlanması gereken yer burasıdır. Demokratikleşme, devletin milleti ile barışmasıdır. Türkiye Cumhuriyet'nin tüm insanları köken itibariyle Türk de olsaydı, biz 12 Eylül'ü yaşayacaktık. 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın, 27 Mayıs'ın , Türkiye'nin geri kalmasının Kürtlük ile ilgisi yoktur. PKK bir terör örgütüdür. Yaptığı şey terördür. İsyan ederseniz, sadece silahlı güvenlik güçlerini hedef alırsınız. İçinde çocukların olduğu otobüsü havaya uçurursanız, bu terördür. Burada nihai hedef çatışmasızlık değil, terörü ve şiddeti bir araç olmaktan çıkarmaktır. O nedenle çok dikkat etmek lazım. Siyasetin içerisinde şiddeti kim sokarsa, o bir sarmaldır. Türkiye'yi felaket bir şekilde meşgul eder. Süreçteki en büyük risk... bakın Menderes'i idam sehpasına götüren üniversite olaylarıdır. Üniversiteler ile ilgili söylentilerdir, ardından asker bindirilmiştir. Türkiye'deki sağ-sol çatışmaları tamamiyle üniversiteler üzerine inşa edilmiştir.


Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan:

Facebook'da adının önüne TC koymak gibi bir takım adımlar başlatıldı. Bu yavaş yavaş etnik bir kıvama doğru girmeye başladı. Terörde çözüme yaklaştıkça olayı bu tarafa doğru aktarıyorlar ki başka bir soruna çözsün. Bu iş savaş riski barındırıyor, son derece tehlikeli bir şeydir. Toplumun bir kesimi başka bir tramvatik hale bürünmüş durumda. Başörtülü First Lady'i görünce laiklik elden gitti sandılar, askerin her problemde gelip kendilerini kurtaracaklarına dair bir inanışları vardı, bu yıkıldı. Ekonomide yön değişti. Ankara, şimdiye kadar hep batıya bakarken bir anda Şanghay demeye başladı... Aslında bakarsanız cumhuriyet vatandaşlığını üzerine bina ettikleri tüm sütunların dağıldığını düşünün. Bu felsefede büyümüş milyonların tramvatize olduğunu görmeniz lazım. Bu öyle bir tramva ki, barış yapalım diyorsunuz, toplumun %42'si barışa karşı çıkıyor! Böyle bir şey olabilir mi! Barışa karşı değiller. O barış diye tanımlanan şeyin belirli bir partiden geliyor olmasına karşı. Egemen gücün değiştiğini düşündüğü için kendisini sürekli muhalefete alıyor. İşte toplumsal restorasyon denilen şey bu halin giderilmesidir. Alevi-Sünni meselesindeki ayrışmanın giderilmesidir. Kadın-erkek eşitsizliği keza... Milletin sadece etnik olarak bölündüğüne inanmıyorum. Her taraftan parça parça olmuş bir milletten söz ediyoruz. Bu restorasyon projesine bu yüzden herkesin el vermesi gerekiyor.

CHP'de kendi Akil İnsanlarını oluştursun, onlar da barış dilini konuştursun. Onlar da barış istiyorlardı. Bunun için çıkardılar. Bütün toplumu mobilize edelim. Normalde insan hakları ve barış söylemi bir sol partinin dilinden düşmemeli. Bazen bakıyorsunuz bütün ülkelerde en aşırı sağda duran partilerin söylemleri dillendiriliyor bu tarafta. 



Bu haber 1,252 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,165 µs