iyibilgi özel" /> iyibilgi özel"/>

En Sıcak Konular

Tahran bu işe ne der?

8 Nisan 2013 13:38 tsi
Tahran bu işe ne der? PKK'nın 'batı kolu' Esad'ın askerleriyle doğrudan çatışmaya girmiş... Ya sonra? iyibilgi özel

Milliyet gazetesinden Aslı Aydıntaşbaş, bugünkü köşe yazısında Suriye'de önemli bir gelişmeyi gündeme taşıdı.

'Arap Baharı' Suriye'ye geldiğinden beri, "Esad rejimi ilk kez doğrudan, hem de ağır silahlarla, Suriyeli Kürtleri ve PKK’nın Suriye kolu PYD’yi (Demokratik Birlik Partisi) hedef al"mış:

"Geçen hafta, önce Kamışlı, ardından Kürtlerin yoğun yaşadığı Halep’in Eşrefiye ve Şeyh Maksut mahalleleri Suriye ordusunun hedefindeydi. Kamışlı’da rejim güçleri ve PYD arasında çatışmalar çıktı, haftasonu da Halep’in Kürt mahalleleri önce havan topu ve ardından hava bombardımanına hedef oldu. PKK’ya yakın internet sitesi ANF, Şeyh Maksut’a yönelik saldırıda 15 sivilin öldüğünü, PYD’nin milis kolu YPG’nin de misilleme olarak 9 asker öldürdüğünü yazdı.
Yani? Yani PKK, Suriye’de Esad rejimine karşı savaşa girmiş durumda."

İlginç, değil mi? PYD=PKK ne kadar doğru bir denklem, orası tartışılır ancak Esad'ın doğrudan PYD ile çatışmaya girmesi önemli bir gelişme. Aydıntaşbaş da bu gelişmeyi daha iyi aktarabilmek için PYD lideri Salih Müslim’le görüşmüş. Müslim'e göre bu durumun iki sebebi varmış:

"Halep, Afrin ve Serikani’de bazı laik gruplarla anlaşmaya vardık. Rejim bundan rahatsız. İkinci olarak da İmralı süreci. Türkler ve Kürtlerin anlaşabilme ihtimali rejimin hoşuna gitmiyor...”

Birinci sebep kendi içinde tutarlı, tamam, ama ikinci sebep biraz tuhaf değil mi? Yani "Türkler ile Kürtlerin anlaşma ihtimalinden" hoşlanmayan Şam, Kürtlerle çatışarak bu ihtimali yükseltmiyor mu? Peki PYD nasıl oldu da "laik gruplar" ile anlaşmaya vardı? Bu gelişmeyle birlikte laik vurgusu hayli önem kazanıyor. Bilindiği üzere Batı, İslamcı muhaliflerin etkinliğinden pek memnun değil. Dolayısıyla "laik grupların" öne çıkmasında PYD'nin vaad ettiği destek, Suriye krizinde yeni bir aşamaya geçildiğinin göstergesi.

Ancak İmralı sürecinin verdiği bölgesel rahatsızlık konusunda sadece Suriye'ye bakmak, resmi eksik görmemize neden olur. PKK'nın "batı koluna" bakarken, "doğu kolunu" gözden kaçırmamak gerekiyor. Yani PJAK'ı... 4 gün önce 10. yılını kutlayan PJAK yönetiminden Türkiye'deki süreç başta olmak üzere önemli açıklamalar geldi.

- 2011 yılında Kandil'de İran'ın PJAK'a karşı Irak topraklarında girişmiş olduğu operasyon hatırlatılarak, “PJAK  Kandil direnişi ile yeni bir aşamaya girdi. Bu savaş bir ateşkesle sonlandı. Ve bu süreç hala devam ediyor. Bu sürecin gelişmesinde verdiği çabadan dolayı Irak Cumhurbaşkanı Mam Celal'e teşekkür ediyoruz ve acil şifalar diliyoruz" dendi.

- “İşkence, Newroz'u yasaklama, idamı gündemleştirmede İran en üst düzeye çıktı. Ya İran bu yaptırımlardan elini çekip demokratikleşecek,  ya da İran halkının birçok yerdeki protestolarına maruz kalacak. Biz yöntem olarak her zaman barış ve diyalogu esas alıyoruz."

- “PJAK Doğu Kürdistan'da modern ve fedaice bir çalışma yürütmektedir. Bu Doğu Kürdistan'da büyük bir moral olmuştur. Bugün Kuzey Kürdistan'da yaşanan gelişmelere diğer parçalar da destek vermeliler. Çünkü Kuzey Kürdistan'ın özgürlüğüne ulaşması Kürt halkının özgürlüğü ve uluslaşmanın önünü açacaktır."

- PYD temsilcisi olarak kutlamaya katılan Cafer Henan da şöyle konuştu: "Batı Kürdistan halkının selamını size getirdik. Çözümü sadece Kürt halkının birliği sağlayacaktır. Biz demokratik özerkliğin gelişmesinde ısrar edeceğiz. Doğu Kürdistan partileri de birleşerek bu parçalanmayı adım adım aşmaları gerekir.”

Bütün bu açıklamalar ister istemez bazı soruları akla getiriyor.

PKK'nın "Batı kolu" İran'ın desteklediği Şam ile doğrudan çatışmaya girdiyse, "Doğu kolu" Tahran'la olan ateşkesi daha ne kadar devam ettirebilecek?

www.iyibilgi.com  özel



Bu haber 3,924 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,956 µs