Zonguldak'ta 'hava kirliliği' alarmı
5 Mart 2013 11:45 tsi
Zonguldak'ta hava kirliliğinin partiküller açısından AB sınır değerlerini aşması nedeniyle acil eylem planı oluşturulması çağrısı yapıldı.
Mevcut hava kalitesi sınır değerinin 1 Ocak 2014'e kadar kademeli olarak azaltılması, kademeli geçişle AB limit değerlerine uyum sağlanmasını hedefleyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ''Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Genelgesi'' ile çeşitli önlemler aldı.
Genelge doğrultusunda ısınma amaçlı yakıt kullanımı, ulaşım, kirletici vasfı yüksek sanayi tesisleri, temiz hava eylem planları ve halkın bilgilendirilmesi başlıkları altında yapılması gerekenler belirlenerek, alınan kararların uygulanması, gerekli denetimlerin yapılması konusunda ilgili kurumların üzerine düşeni yapması istendi.
Isınma amaçlı olarak yaygın olarak taş kömürünün kullanıldığı ve iki termik santralın bulunduğu Zonguldak'ta ucuzluğu nedeniyle kalitesiz fosil yakıtların tercih edilmesinin hava kirliliğini artırdığı belirlendi.
Hava kalitesi izleme istasyonları verilerine göre, şubat ayında bazı saatlerde PM10 partikülleri AB değerinin 10 katı olan 503 mikrogram/metreküpe ulaştı.
Kentte özellikle 17.00'den sonra PM10 partikülleri oranının yükse değerlere ulaştığı görüldü. Bazı zaman dilimlerinde PM10'nun 503, 500 ve 499 mikrogram/metreküpe çıktığı, kükürtdioksitin (SO2) ise 282, 281 ve 242 mikrogram/metreküpte seyrettiği tespit edildi.
-Kirliliğin ana nedeni kömür-
Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Tor, AA muhabirine artan enerji talebinin genellikle petrol ve kömür gibi fosil yakıtlarla karşılanması, düşük kaliteli linyitin aşırı tüketimi ile motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları, sanayi tesislerinin kuruluşunda yanlış yer seçimi, baca filtresi olmaması ile yüksek kükürtlü yakıtların kullanılmasının hava kirliliğinin ana nedenleri olarak kabul edildiğini söyledi.
Zonguldak'ın partikül kirliliğinde Türkiye genelinde 1995-2006 yılları arasında ilk 5 il arasında bulunduğunu hatırlatan Tor, şöyle devam etti:
''Konutlarda kullanılan yakıtın kalitesizliği, kaçak kömür kullanımı ve yakma sistemlerinin uygun olmadığı Zonguldak'ta halk maalesef zehir soluyor. AB hava kalitesi sınır değerlerine kademeli geçişi öngören bakanlık, 2013 yılında sınır değerlerini PM10 için 100 mikrogram/metreküp (AB limiti 50 mikrogram/metreküp), SO2 için ise 250 mikrogram/metreküp (AB limiti 125 mikrogram/metreküp) olarak belirlemiştir. Zonguldak'ta ocak ayında neredeyse tüm günlerde PM10 için belirlenen Avrupa Birliği sınır değeri aşılmıştır.
Bu konuda Zonguldak'taki tüm sorumluları acil eylem planı oluşturmaya davet ediyorum.''
Evsel ısınmada kullanılan kömürler nedeniyle yanma sonrasında çeşitli partiküller ve kirleticilerin atmosfere salındığını vurgulayan Tor, ''Kent merkezinin hemen arkasında yükselen dağların olması, engebeli ve topografik yapı nedeniyle özellikle kış aylarında ve akşam saatlerinde yüksek oranda hava kirliliği görülmektedir'' dedi.
-Hava kirliliği ömrü kısaltıyor-
Prof. Dr. Meltem Tor, gelişmekte olan ülkelerde havadaki partiküller ve kükürtdioksit nedeniyle yılda 500 bin kişinin öldüğünün tahmin edildiğini belirterek, Amerika ve Hollanda'da yapılan çalışmalarda hava kirliliği olan bölgelerde yaşayanların ömrünün, kirliliğin olmadığı bölgelerde yaşayanlara göre 1-2 yıl daha kısa olduğunun belirlendiğini vurguladı.
Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ile kalp ve damar hastalıklarının temiz bölgelere oranla daha sık görüldüğüne işaret eden Tor, sözlerini şöyle tamamladı:
''Hava kirliliği astım ve KOAH semptomlarında kötüleşmeye yol açar. Çalışmalarda hava kirliliğinin özellikle yaşlılar, kalp ve akciğer hastalarında ölüm riskini artırdığı, kanser riskini yükselttiği tespit edilmiştir. Kirliliğin olumsuz etkileri sağlıklı kişilerde bile gözlenmekle birlikte, bazı duyarlı gruplar daha kolay etkilenmekte ve daha ciddi sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Hava kirleticilerinin aynı zamanda yağmurla içme ve sulama suyu kaynaklarına, bitki örtüsüne zarar verdiği ve bunun mikro klima değişikliklerine yol açtığı göz önünde bulundurulmalıdır.''
AA
Bu haber 617 defa okundu.
Yorumlar
+ Yorum Ekle