En Sıcak Konular

''Çözüm için baldıran zehrini de içeriz''

26 Şubat 2013 12:26 tsi
''Çözüm için baldıran zehrini de içeriz'' AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, ''Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız'' sözlerini Rize'de söyleyemeyeceğine ilişkin eleştirisine, ''Ankara'da, İzmir'de salladığı bayrağımızı, gidip Hakkari'de sallayamayan, buna yüreği yetmeyen biri, çıkıp da bizi farklı yerlerde, farklı konuşmakla itham edemez'' karşılığını verdi.
 Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, 21 yıl önce 26 Şubat tarihinde Hocalı'da yaşanan katliamı anımsattı. Ermeni kuvvetlerinin Karabağ içinde yürüttükleri katliamın, Hocalı kasabasında trajediye dönüştüğünü belirten Erdoğan, 613 masum sivilin hayatını kaybettiğini hatırlattı.
 Bunların 106'sının kadın, 83'ünün çocuk olduğunu belirten Erdoğan, ''Azeri kardeşlerimizi rahmetle yad ediyorum. Ne yazık ki ne Karabağ işgalden kurtuldu ne de Karabağ'da yapılan katliamların hesabı soruldu. Azeri kardeşlerimizin acısını yürekten paylaşıyoruz. Azerbaycan'a, Türkiye'nin samimi dayanışma mesajını iletiyorum. Azeri kardeşlerimiz de biz de yakın tarihteki bu insanlık dışı dramı unutmayacak, unutturmayacağız'' diye konuştu.
 Erdoğan, 27 Şubat gününün de eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın ölümünün 2. yılı olduğunu anımsatarak, ''Büyük devlet adamı, siyaset ve bilim insanı Necmettin Erbakan Hocamız'ı 2 yıl önce, 27 Şubatta Hakk'a uğurladık. Vefatının ikinci seney-i devriyesinde rahmetle yad ediyor, 'mekanı cennet olsun' diyorum'' dedi.
 Geçen haftaki yurt içi ve yurt dışı temasları hakkında bilgi veren Erdoğan, Azerbaycan Savunma Bakanı Sefer Abiyev'i kabul ettiğini, Libya Başbakanı Ali Zidan ile görüştüğünü belirtti.
 Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşmeye de değinen Erdoğan; ticari ilişkiler, AB üyeliği, vize, terörle mücadele konularını ele aldıklarını, Suriye, Irak gibi bölgesel meseleleri konuştuklarını söyledi.
 Hafta içinde Birileşik Arap Emirlikleri'ne de resmi ziyarette bulunduğunu anlatan Erdoğan, Eş-Şarika İletişim Formu'na katıldığını ve bazı resmi görüşmeler yaptığını ifade etti.
 
 -''Vatandaşım, dedikodulara asla kulak asmasın''-
 
 Erdoğan, Zeytinburnu kentsel dönüşüm törenine katıldığını ve kentsel dönüşüm kapsamında inşaatı tamamlanan 731 konutu hak sahiplerine teslim ettiklerini belirtti. Dünyada eşine az rastlanır bir adım da attıklarını kaydeden Erdoğan, İstanbul genelinde 14 bin 45 konut ile 3 bin 277 iş yerinin yıkımını yaptıklarını söyledi. Bu yıkımları ''hayırlı yıkım'' olarak değerlendirdiğini ifade eden Erdoğan, coşku ve heyecan içinde bu yıkımın gerçekleştirildiğini belirtti. Sağlıksız, çürük, riskli yapıları yıkmaya başladıklarını, kısa süre içinde yenilerini inşa edeceklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
 ''Tabii, hükümet olarak attığımız her adıma karşı çıkanlar olacak. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye genelindeki kentsel dönüşüm projelerine de muhalefet ediyorlar. CHP ve onun yanında kümelenmiş marjinal sol örgütler, 'evime dokunma' sloganıyla halkımızı da kandırmaya, tahrik etmeye çalışarak bu dönüşümün önüne geçme çabası içindeler. Burada niyet belli. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye'deki bir çok gecekondu mahallesi ne yazık ki bu marjinal grupların, örgütlerin tutunduğu, istismar ettiği, eleman devşirdiği mekanlar haline geldi. Bizim oradaki masum vatandaşımız da açıkçası bu terör örgütlerinin faaliyetlerinden bizar duruma geldi.
 Gerek CHP gerek yanındaki o sol örgütler, terör örgütlerinin tutunduğu, hayat imkanı bulduğu bu sağlıksız yerleşimlerin ortadan kalkmasını hazmedemiyorlar. Bunların insan gibi, insanca yaşam gibi bir kaygısı yok. Vatandaşım, dedikodulara asla kulak asmasın, asla bu tahriklere prim vermesin. Kentsel dönüşümün sonuçları büyükşehirlerimizde tek tek ortaya çıkıyor. Ankara'da, İstanbul'da, herkesin insanca yaşayabileceği konutlar yükseliyor. Tereddütü olan vatandaşım bunları incelesin, görsün ve aslı olmayan dedikodulara hiç inanmasın. Allah'ın izniyle hiç kimseyi mağdur etmeden, hiç kimsenin hakkını zayi etmeden bu dönüşümü sürdürecek, Türkiye'yi modern, sağlıklı, sağlam şehirlerle büyütmeye devam edeceğiz.''
 
 -''Sevsinler seni...''
 
 Mardin'in Kızıltepe ilçesindeki toplu açılış töreninde, Midyat'ta kullandığı bazı ifadelerin CHP ve MHP tarafından iki hafta boyunca yoğun şekilde istismar edilmek istendiğini belirten Erdoğan, ''Benim Mardin Midyat'ta, Kızıltepe'de kullandığım ifadeler aynen şu şekilde: 'Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlük'le de Türklük'le de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği ayaklarının altına almış bir iktidarız.' CHP Genel Başkanı, MHP Genel Başkanı ile onların yardımcıları, milletvekilleri, çok yoğun bir istismar faaliyetine başladılar'' dedi.
 Erdoğan, şöyle devam etti:
 ''CHP Genel Başkanı çıktı, 'Bu sözleri Rize'de söyleyemezsin' dedi. Biz konuştuğumuz yere, kişiye, saate göre dil kullanan bir iktidar, bir siyasi parti hiç olmadık. Hiçbir zaman da olmayız. CHP Genel Başkanı, farklı yerlerde farklı şeyler söyleyen birini arıyorsa, gitsin önce aynaya baksın. CHP Genel Başkanı sabah başka, akşam başka, farklı farklı konuşan birini arıyorsa gitsin önce aynaya baksın.
 'CHP Genel Başkanlığına kesinlikle aday olmayacağım' dedi, ertesi gün adaylığını açıkladı. O günden beri, 3 yıldır sabah söylediğini öğlen, öğlen söylediğini ikindi, ikindi söylediğini akşam bizzat kendisi yalanlıyor. Gömlek meselesi, havuzlu villa meselesi, resepsiyon, çarşaf liste, tutuklu milletvekilleri... Daha ne ararsanız. Açılım konusu dahil. Onun için de namı maruz.
 Ankara'da, İzmir'de salladığı bayrağımızı, gidip Hakkari'de sallayamayan, buna yüreği yetmeyen biri, çıkıp da bizi farklı yerlerde, farklı konuşmakla itham edemez. Sabah akşam vatanı, bayrağı, Cumhuriyeti istismar edeceksin, Genel Başkanı olduğun CHP'yi 'Atatürk'ün kurduğu parti' diye tanıtacaksın, sonra da Hakkari'de bir tek Türk bayrağı olmadan miting yapacaksın. Doğuda ayrı, batıda ayrı konuşmak, CHP Genel Başkanı'na mahsustur. AK Parti bugün yüzde 50 oy oranına ulaştıysa, Türkiye'de her iki seçmenden birinin oyunu aldıysa, doğuda söylediğini batıda, kuzeyde söylediğini güneyde söylediği için almıştır. Biz 780 bin kilometrekarede aynı dille konuşuruz. O dil birilerinin dili değil, o dil 76 milyonun dilidir, milletin dilidir.
 Meclis kürsüsünde bir milletvekilleri çıktı aleni olarak ırkçılık yaptı. Buna önce tepki gösteriyormuş gibi yaptı ama şu anda bu ırkçı milletvekili ile aynı çizgiye geldi, aynı düzeye indi, aynı şeyleri söylemeye başladı.
 Bir başka milletvekili Meclis kürsüsünde ağzından çıkanı kendi kulağı duymadığı gibi, kendi grubu da duymuyor ama millet duyuyor. Kendi içinde bu tür haddini bilmez, kendini bilmez, ceddini bilmez tipleri barındıran bir Genel Başkan'dan bir şey olmaz. Bizim, Mardin'de söylediğimizi Rize'de söyleyemeyeceğimizi iddia eden Kılıçdaroğlu, eğer cesaretin varsa o İzmir milletvekilini yanına alsın gitsin o düşünceleri Tunceli'de, kendi memleketinde dile getirsin.
 Biz Mardin'de söylediğimizi İstanbul'da söyledik, Ankara'da söylüyoruz, yakında Rize'ye gideceğim, iyi takip etsin beni Rize'de de söyleyeceğim. Çünkü biz bugüne kadar 81 vilayetin 81'inde milletin diliyle konuştuk ve doğruyu, hakkı cesaretle savunduk. Biz İzmir mitingimizi nasıl ay yıldızlı bayrağın gölgesinde yaparsak, gider Hakkari'de de mitingimizi aynı bayrağın gölgesinde yaptık, yaparız.''
 Kılıçdaroğlu'na, ''hodri meydan'' diyen Erdoğan, ''Buyur Tunceli'ye git, televizyon programında söylediğin millet tanımını Tunceli'ye yap, seni o zaman görelim'' dedi.
 Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun, kendi partisinin milletvekilinin, Meclis'te Dersim konusunda yaptığı konuşmaya karşı, kendisinin de Dersimli olmasına rağmen bir tavır koyamadığını ifade ederek, ''Koyamaz da... İrade işi. 'Milliyetçilik ve ulusalcılık aynı şeylerdir' diyor. Biri eski dildeymiş biri yeni dildeymiş... Sevsinler seni'' diye konuştu. 

Başbakan Erdoğan, ''Çözüm için bu noktada her yola başvururuz. Baldıran zehri içmekse biz o baldıran zehrini de içeriz. Yeter ki bu ülkeye huzur, refah gelsin'' dedi.
 Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, ''Sabah akşam hakaret ederek, öfke nöbetlerinde kendini kaybederek kardeşliği değil öfkeyi, nefreti büyüterek milliyetçi olunmaz. Millete hizmete ederek milliyetçi olunur. İşte şimdi de milliyetçiliğimizin gereğini yerine getiriyor, bu ülkede kardeşliği tesis etmenin, kardeşliği yüceltmenin mücadelesini veriyoruz'' diye konuştu.
 Erdoğan, terör meselesiyle ilgili MHP'nin hakaret etmek, vurmak ve kırmak dışında tek bir cümle kurmadığını, tek bir öneri getirmediğini belirterek, ''Terör meselesi konusunda CHP yalpalamaktan, çark etmekten, istismardan başka ortaya hiçbir şey koyamadı'' dedi.
 CHP Genel Başkanı'nın bir ara ön almak, gündem belirlemek için yola çıktığını, kendilerinden ve MHP'den randevu istediğini anlatan Erdoğan, kendileriyle görüştüğünü hatırlatarak, şunları söyledi:
 ''Üç arkadaşıyla beraber geldiler, ben de üç arkadaşımla kendilerini karşıladım. Oturduk konuştuk. 'MHP ne diyor' dedim. Randevu vermedi. 'Vermesin' dedim, gelin ikimizin oyu bırakın yasa çıkarmayı, birlikte anayasayı bile değiştirebiliriz. Arkadaşlarımıza hemen görevi verelim; çalışmaya başlasınlar, hazırlıklarını yapsınlar, bize getirsinler, ondan sonra oturalım, değerlendirmelerimizi yapalım, atılması gereken adımları atalım.' Hemen gelen arkadaşlardan biri dedi ki 'Hemen olmaz, burada hiç olmazsa 2-3 ay gerekir' dedi. Şu an o, 2-3 ay çok geride kaldı. Fakat hala genel başkanları diyor ki 'bu işin çözüm yeri Meclis'tir' diyor. Tamam sen bizi ziyarete geldin. Boşu boşuna mı geldin- Bu turistik ziyaret olur, bunun bir anlamı olmaz. Demek ki 'dostlar alışverişte görsün' diye geldin. Ama dostlar da bunu artık biliyor. Çünkü biz de bunu anlatıyoruz, anlatacağız. Eğer samimiysen, eğer dürüstsen üç arkadaşını, üç arkadaşımla birlikte oturtalım, çalışsınlar, konuşsunlar, ne yapılabilir görelim. Hala o adım meydanda yok, cevap veremiyorlar, veremezler, çünkü bu konuyla ilgili hazırlıkları yok. Bu konuyla ilgili altyapıları yok. Çünkü bu konuyla ilgili partilerinin içinde bir kararlılık yok.''
 
 -''Söyleye söyleye...''-
 
 CHP Genel Başkanı'nın, ''Bir tek şehit gelirse, sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır'' dediğini ifade eden Erdoğan, ''Adeta 'şehit gelsin de Başbakan'a saldırayım' diye ellerini ovuşturuyor. Biz bu ülkede kardeşliği tesis edeceğiz. Hem CHP'ye hem de MHP'ye rağmen bu kardeşliği tesis edeceğiz'' dedi.
 Söyleye söyleye Sivas'ın ötesine gitmelerini sağladıklarını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 ''İşte CHP birkaç kere gitti. MHP de zannediyorum bir iki vilayetimize gitti. Ama hala gidemiyorlar. Çünkü gitmek gönül işi, yürek işi... Varsa bu gönlün, yüreğin gidersin, yoksa gidemezsin. Ama biz gideriz. Her zaman söylediğimiz gibi uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece ve gideceğiz gündüz gece. CHP, MHP, BDP bugüne kadar kanın durması için inisiyatif almadılar, sorumluluk üstlenmediler. Eğer bundan sonra da sorumluluktan kaçarlarsa, her damla akan kan onların eline, yüzüne bulaşacaktır. Ama biz onların bu duruşlarına rağmen kanı durdurmak için çırpınacağız. Onlar 'şehit cenazesi gelsin istismar edelim' diye ellerini ovuştururken, biz tek bir gencimizin dahi burnu kanamasın diye çırpınmaya devam edeceğiz.''
 
 -BDP'li milletvekillerinin İmralı ziyareti-
 
 Millete seslenmek istediğini belirten Erdoğan, ''Eğer bugün çözüm süreci içinde BDP'li milletvekillerine İmralı'ya gitmeleri noktasında Adalet Bakanlığımız eğer izin veriyorsa, müsaade ediyorsa bunun tek nedeni, tek sebebi, işte acaba bu yolda bir adım atılabilir mi- MHP bunu da istismar ediyor. Biz çözüm için bu noktada her yola başvururuz. Kayseri'de ifade ettim; Baldıran zehri içmekse, biz o baldıran zehrini de içeriz yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin'' dedi.
 Sözleri salonda bulunan partililer tarafından slogan ve zılgıtlarla kesilen Erdoğan, ''Aziz milletimden rica ediyorum; bir defa biz milletimize güveniyoruz. Milletimiz bize güvensin. Biz bu ülkede AK Parti olarak etnik yapılar üzerinden herhangi bir ayrıma müsaade etmeyecek tek partiyiz. Tek parti olduğumuz içindir ki 78 vilayetten biz milletvekili çıkardık, diğer vilayetlerden de belediye başkanlığı ve il genel belediye meclisi üyelikleri aldık. Bu ne demektir- 81 vilayetin 81'i de AK Parti'yi kucaklıyor. Çünkü biz milletimizi kucaklıyoruz'' diye konuştu.
 
 -''İstismara asla prim vermeyin''-
 
 Erdoğan, milliyet kavramı üzerinden istismar yapan partilere prim verilmemesini isteyerek, ''Türk benim ne kadar kardeşimse Kürt de benim o kadar kardeşimdir. Laz da benim o kadar kardeşimdir, Çerkezi, Gürcüsü, Abhazası, Romanı, Pomakı... Onlar da benim o kadar kardeşimdir. Çünkü biz yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz' dedi.
 ''Sizin hassas değerlerinizi istismar eden bu çıkarcıların istismarına asla prim vermeyin'' diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
 ''Kanın durması için hiç bir sorumluluk almayan bu fırsatçıları tezgahına da asla gelmeyin. Biz Allah'ın izniyle, milletimizin hayır duasıyla, milletin başını öne eğecek, milletimizi mahcup edecek hiç bir adım atmayız. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak, hiç bir girişimin içinde olmayız. Savaş kolay, barış ise zordur. Biz zora talibiz. Bu süreçte ne acıdır ki siyasi partilerden, medyadan, sanatçılardan, bu ülkenin aydınlarından yeterli desteği alamadık ama almayı bekliyoruz. Temenni ederim ki alırız.
 Bir milliyetçilik konusu bu kadar istismar ediliyorsa, milliyetçilik kavramı kardeşlerin birbirine doğrulttuğu silah haline getiriliyorsa, buna hiç kimse sesini çıkarmıyorsa, bundan hiç kimsenin şikayet etme hakkı da olmaz. Ama milletimizin bizimle birlikte olduğunu biliyoruz, milletimizin bize hayır dualarını eksik etmediğini biliyoruz. 80'li, 90'lı, 100'lü büyüklerimizin nasıl dualar ettiğini gördük, biliyoruz. Çünkü niyet hayırdır, inşallah akıbet de hayır olacaktır. Buna yürekten inanıyor, bu inançla, kararlılıkla yürüyoruz.'' 

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''milliyetçiyim'' diyenlerin ülkeyi borçlandırdığını, milli banka olan Merkez Bankası'nın içini boşalttıklarını söyledi.
 Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, özetle ''milliyetçilik'' anlayışlarına değindi.
 ''2002 yılı sonunda, güya milliyetçi olan partinin de içinde bulunduğu koalisyon, Türkiye'yi bize 230 milyar dolar milli gelirle devretti'' diyen Erdoğan, bunu 10 yılda 3 kattan fazla artırdıklarını, şu an 742 milyar dolara yükseldiğini anlattı. Erdoğan, ''İşte bizim milliyetçilik anlayışımız budur'' dedi.
 Erdoğan, ''milliyetçiyim'' diyenlerin, kendilerine 36 milyar dolar ihracat devrettiğini, 10 yılda bunu 4 kattan fazla arttırdıklarını, şu anda ihracatın 152,5 milyar dolara yükseldiğini kaydetti. ''Bizim milliyetçilik anlayışımız budur'' diyen Erdoğan, ''milliyetçiyim'' diyenlerin borçlandıklarını, kendilerine 23,5 milyar dolar IMF'ye borç devrettiğini söyledi.
 ''(Milliyetçiyim) diyenler yaptı bunu'' ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
 ''Biz onların yaptığı bu borcu 10 yılda ödedik. Şu anda 400 milyon dolar borcumuz var. Şimdi Mayıs ayında 400 milyonu da ödüyoruz ve böylece IMF ile bizim alacak vereciğimiz bitiyor. Şimdi IMF bizden borç istiyor ve kendileriyle teknik anlaşmalar yapılabilirse kendilerine 5 milyar dolar borç veren ülke durumuna geliyoruz.
 Onlar 'milliyetçiyiz' dediler, milli bankamızın içini boşalttılar. Merkez Bankamızın döviz rezervi bize devredildiğinde 27,5 milyar dolardı. Bu bizim milli bankamız. Ziraat da milli bankamız, ama hepsinin üstünde Merkez Bankamız. Şu anda Merkez Bankamızın döviz rezervi 125 milyar dolar oldu. 27,5 milyar dolardan 125 milyar dolara. Eğer bir güç varsa ortada, işte o buralardan geliyor. Bizim milliyetçiliğimiz bu. 'Milliyetçiyiz' dediler, soruyorum size Allah aşkına, 'zorunlu tasarruf' adı altında işçimizin, memurumuzun parasını kaynağından kesmek suretiyle, göreve geldiğimizde bir de baktık işçiye, memura 13,5 katrilyon borç var. Devletin işçisine, memuruna olan borcu. Peki bu borcu kim ödedi- işte geldik oturduk masaya, dedik ki; 'devlet milletine borçlu olamaz.' Bu 13,5 katrilyonun tamamını ödedik ve bu işi bitirdik.
 Bitmedi, 'Konut Edindirme Yardımı' adı altında aynı şekilde, zavallı işçiye, memura 'sana ev vereceğiz, bilmem ne yapacağız' dediler, onları da yine kaynağından kestiler. Ne kadar borç; o da yine 3,5 katrilyon...Şu ana kadar bize evrakı ibraz edilen bu, bunları ödedik biz, geldikçe yine ödemeye devam ediyoruz. ''
 
 -''Ecdadımızın ulaştığı her yere biz de ulaştık''-
 
 Erdoğan, ''Milliyetçiyiz'' diyenlerin bankaları batırdıklarını vurgulayarak, milletin sırtına 231 milyarlık fatura yüklediklerini, bunu da kendilerinin ödediğini söyledi. Erdoğan, ''Bunları hep bu iktidar şu 10 yıl içinde ödedi, ödüyor. Bugün 'milliyetçiyiz' diyenler, milliyetçiliği istismar edenler, bundan sadece 10 yıl önce kamu bankalarını 16 milyar lira zararla bize devrettiler. Ne dediler- Sayın Bahçeli bunun cevabını ver. Adamların da versin, ama dürüst olarak versin. Dürüst olmayan ifadelerle değil. Bak biz resmi rakamlarla konuşuyoruz. Kamu bankalarını, o zaman 'görev zararı' diye milleti aldatıyorlardı. O günün gazetelerine bakın görürsünüz. Ama şu anda biz o kamu bankalarını aldık, kara geçirdik. Bizim milliyetçilik anlayışımız budur'' diye konuştu.
 Türkiye'yi; kendi insansız hava aracını, Altay tankını, roketlerini, savaş gemisini ve savaş helikopterini üreten ülke konumuna yükselttiklerini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
 ''Kendi imalatımız olan Göktürk uydusunu uzaya fırlattık. Bizim milliyetçilik anlayışımız budur. Bununla da kalmadık. Uzaya Göktürk uydusunu gönderirken, ta Moğolistan'da, Karakurum'dan Göktürk yazıtlarının olduğu o anıtlara varıncaya kadar 42,5 kilometrelik adeta sahra türü bir çölde gittim gördüm, baktım ve dedim ki 'Biz burayı yapacağız.' Oraya 42,5 kilometrelik asfalt yolu yaptık. Oranın açılışını da Gümrük ve Ticaret Bakanım, MHP'li Grup Başkanvekili veya Genel Başkan Yardımcısı idi bilemiyorum, bir beyefendi ile beraber gidip açılışını yaptılar. Bu gerçekleri de görün. Bizim milliyetçilik anlayışımız işte budur. Biz sadece 780 bin kilometrekarenin içerisinde kalmadık. Ecdadımızın ulaştığı her yere biz de ulaştık. Bosna'da Drina Köprüsü'ne biz gittik, Filistin'de Osmanlı belgelerine, Güney Kore Pusan'da, El Fetih Camisi'ne, Karadağ'da Osman Ağa Camisi'ne, Kosova'da Fatih Camisi'ne, Prizren'de Sinan Paşa Camisi'ne, Zigetvar'da Kanuni'nin mezarına sahip çıkan, onları hatırlayan, onları yeniden dünyaya kazandıran biz olduk. Gana'da okul inşa ettik, Myanmar'da şehitliğimize sahip çıktık, Moğolistan'da Dukha Türkleri'ni bulup el uzattık. Senegal'da tıbbi merkez, Lübnan'da hastane, Taşkent'te sağlık merkezi açtık. Bizim milliyetçilikten anladığımız işte budur.''
 
 -''Elaleme rezil olduk''
 
 Kendilerinden önceki iktidarda DSP-MHP-ANAP koalisyonunun bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, ''Ya akşam yatıyordunuz sabah kalkıyordunuz, birin yanına sıfır koyuyordunuz be... Paramızı rezil ettiniz. Elaleme rezil olduk. Altı sıfırla biz adeta rekor peşinde koşuyorduk. Paramızın kıymeti harbiyesi var mıydı- Yoktu. Ne yapalım, maaşı aldığımız zaman hep beraber millet nereye gidiyordu, döviz bürolarına. Oradan dolar alacak, parasının değerini koruyacak. Böyleydik değil mi- Hatırlayın o günleri. Hafızayı beşer nisyan ile malul'' dedi.
 Erdoğan, 'altı sıfırı atacağız' dediklerinde birilerinin köşelerinde yazı yazdığını, şimdi bunların hepsinin ulusalcı olduğunu belirterek, ''(Taksim meydanında eşek gibi anırırım) dedi. Herhalde eşek gibi anırmasını bilmediği için çıkamadı. Böyle bir durum var. Şu anda bizim paramız uluslararası paralar karşısında bir değer ifade ediyor. Biz şu anda birçok ülkeyle artık kendi paramızla alış veriş yapar hale geldik. Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun itibarını iade ettik. Böyle bir noktadaydık. Ay Yıldızlı bayrağımızı artık dünyanın her yerinde gururla dalgalandırır hale geldik. Bizim milliyetçilik anlayışımız budur'' diye konuştu.



Bu haber 1,078 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,309 µs