'Bizler kobay olduk'

18 Şubat 2013 10:28 tsi
İlaç fabrikalarına birileri 'yeter' desin...

Paris'te yaşayan Türk Bilim Kadınımız Celine Cotton, iki gün önce yazdığım "Kolesterol Savaşları"na ilişkin bir bilgi notu iletmiş...

Deneyimlenmiş olması nedeniyle paylaşmak istedim...

Diyor ki Celine Hanım o satırlarda; "Kimyacı olmama rağmen bu tuzağa kısa da olsa düştüm.

Kolesterol LDL gayet normal ve hatta aşağıda, HDL'in de yüksek olmasına rağmen, 'Menopoz Hormon Tedavisi' yüzünden Beyin Kanaması geçirdim. hastanede yattığim sürece kolesterol ilacı verdiler.

Ama taburcu olduktan sonra asla almadım... Ben bir anneyim, çocugumu doğduğu günden itibaren 1.5 yıl emzirdim.

Ve anne sütünde de kolesterol var. Yaklaşık 800 ünite civarında. O halde yeni doğmuş bir bebekte neden kolesterol sorunu gelişmiyor.

Allah adına ilaç fabrikalarına birileri 'yeter' desin...

Bizler kobay olduk. Yok aşı, yok doğum kontrol hapı, menepoz hormon tedavisi, romatizmal ağrılarda kullanılanlar, liste uzar da uzar...

İşin kötü yanı, ilaçlar İyileştireceğine, ölüm riski geliştirmeye başladı.

Türkiye'de meme kanseri giderek yükseliyor. Sebeplerden biri de menepoz hormon tedavisi...

Otlar ve bitkilere gelince, ABD'de yaşlı insanın sayısı arttı ve çoğu gıdaların hormonlu olmasından kaynaklı. Orada SGK sistemi yok.

Özel sigorta var. Ve bu sigorta şirketleri, hastalanan 65 yaş üstüne çok yüksek oranda sağlık harcaması yapıyor... Harcamaları belli etmeden azaltmak için muazzam iki yüzlü bir sistem buldular.

Siz şeker hastasıysanız, şu bitki, tansiyon sorununuz varsa diğeri, şişmansanız başkası. Kültürsüz bir toplum olan ABD halkı, ilaçların yan etkileri söylense de, bu maddeleri peynir ekmek gibi tüketip, ilaçlarına veda ediyorlar. Tabii bir süre sonra da hayata...

Dikkat ediyorum ülkemizde de ekranlarda hemen her kanalda benzer bitki karışımlarını anlatanlar var. Hatta programlara telefonla katılıp, onlara 'doktor hanım, doktor bey' diye hitap ediyorlar.

Hiç biri de 'Hayır ben tıp doktoru değilim' açıklaması yapmıyor. Tamam eczacılar da bitkilere başvuruyor ama tamamen farklı bir kimyasal çalışma ile elde ediliyor ilaçlar... Aslında ilaç, tedavi ve tıp asla marketing piyasası olmamalı.

Çünkü tamamen insan sağlığını ilgilendiriyor.

Para kazanmak, sağlıktan ve tedaviden çok daha alt sıralara inmek zorunda.

Acı olan, 'para cebime girsin de ne olursa olsun' denmesi. Kaldı ki, 'Domuz Gribi Aşısı' gibi bir skandalı da unutmamak gerekir.

Şu anda Fransa'da tüm hastanrlerde jenerik ilaç kullanılıyor.

Sordum ilacın gerçeği ne olacak çöpe mi gidecek? Diye cevap; 'bilmem' oldu.

Ben hayati iki ilcacımı Jenerik almaya mecbur ediliyorum. Bu nedenle ilacımı kendim ödüyorum. Geri ödemesini 3 ay sonra yapıyorlar. Bu bir caydırma politikası. Kimyacı olduğum için Jenerik ilaçları biliyorum. Sağlık sektörü maalesef kötü yolda. Allah hepimizin yardımcısı olsun."

Rant için insan sağlığinı hiçe sayanları toprak bile kabul etmeyecek, o durumdayız anlayın işte...

Bakmayın sağlıkta kağıt üzerinde atılan devasa adımlara... Hâlâ "ex oranı yükselmesin" diye ölümcül hastaları öteleyen hastanelerimiz, hâlâ yaşlılara "ölsün artık niye yaşıyor ki" gözüyle bakan sağlıkçılar var ortalıkta...

İdil Çeliker / Güneş

Bu haber 1,355 defa okundu.