En Sıcak Konular

Çelik: Amaç çözüm sürecini engellemek

17 Ocak 2013 14:31 tsi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, “Toprağın altında buluşulan bu coğrafyada, toprağın üstünde niçin demokratik bir devlet düzeni içerisinde beraber yaşamanın imkanı olmasın?” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik, dün akşam ulusal bir kanalda yayınlanan programa katıldı. Çelik, burada İmralı süreci başta olmak üzere siyaset, dış politika ve gündeme ilişkin sıcak konularda partisinin görüşlerini açıkladı.

Çelik, müzakere sürecinde provokasyon ihtimalinin çok yüksek olduğunu ifade ederek, PKK'yı kuran isimler arasında bulunan Sakine Cansız'ın da aralarında bulunduğu 3 kadın PKK'lının Paris'te öldürülmesinin de provokasyon şüphesi olduğu için zincire yeni bir halka eklenebileceğini belirtti. Şu ana kadar müzakere sürecinde her şeyin sağduyulu devam ettiğini işaret eden Çelik, "Güvenlik kuvvetleri ne kadar önlem alırsa alsın esas iş tertip komitesine düşer. Şu ana kadar yapılan açıklamalarda konuya hassasiyet gösterileceği şeklinde. Provokasyon zincirine yeni bir halkaya izin vermeyelim. Kimseye zarar vermeden bu süreci atlatalım, hassasiyet budur" dedi. Bu tip kitlesel olayların bir garantisinin olmadığını, Paris'teki eylemi gerçekleştirenlerin de muhtemelen hayatta olmadığını ileri süren Çelik, "Bu emri verenlerle tetiği çekenler arasında yedi kademe vardır. Olayla birlikte neyin hedeflendiğini, hangi adrese mektup yazıldığını anında gördüler. Zıt kutuplardaki kesimler bile eşit bir tepki vererek tebliğ edilen şeyi tebellüğ etmediler. Olayın Fransa'da olması, eylemin gerçekleşme biçimi önümüzde zorlu bir süreç olduğunu gösteriyor. Bu mesele bölgeselleşmiş bir mesele" diye konuştu. Ömer Çelik, Paris gibi 'hassas' ve 'şifreli kapıların' olduğu bir yerde yapılan cinayetin izahının kolay olmadığına dikkat çekerek, olayın hükümetin üzerine yıkılmaya çalışıldığını savundu. Çelik, "Bölgenin ve Türkiye'nin en önemli meselesinde Türkiye araya aracı sokmaksızın irade gösterdi. Türkiye kendi modeli ve cesaretiyle devrededir. Türkiye, İspanya, İrlanda ve Sri Lanka gibi bütün bu modellemelerin dışında kendi iradesiyle, yöntemini üreterek bir süreç ilerletiyor" dedi.

"AMAÇ ÇATIŞMA ÇIKARARAK ÇÖZÜM SÜRECİNİ ENGELLEMEK"

Çelik, bu tip olaylarda olağan şüphelilerden uzak durulması gerektiğine vurgu yaparak, "Bazı siyasilerin çıkıp da komşumuz İran'ı suçlaması, devlet sorumluluğu içerisinde hareket edenlerin devlet ismi zikretmelerini doğru bulmam. Biz hangi adrese çekilmek isteniyoruz? Bizim dikkat etmemiz lazımdır. Bize bu eylemle birlikte ne tebliğ edilmeye çalışıyor? Burada Kürt diasporasına tebliğ edilmeye çalışılan şey bir çatışma çıkarmak, çözüm sürecini engellemek, toplumun genelinde bir hassasiyet göstermek. Burada her türlü radikalizmden uzak durmak gerekir. Türkiye'nin şiddetten arınarak bu sabotajların etkisinde kalınmamasıdır" şeklinde konuştu.

Türkiye'de Kürt meselesinin çözümünde hükümetin öncü bir rol üstlendiğini ifade eden Çelik, "Bedel ödemeden, şiddetin yarattığı kaos ortamına girmeden elde edilecek haklar, bu kadar acıyla niçin elde edilsin? İster kör bir kurşunla öldürülün ister trafik kazasında gidin ister istemez bu coğrafyaya gömülüyoruz. Toprağın üzerinde niçin demokratik bir düzende yaşama imkanı olmasın?" dedi.

"ERDOĞAN ESAD'I UYARDI"

Çelik, muhalefet liderlerinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, geçmişte Beşer Esed ile yaptığı görüşmeler üzerinden yaptığı açıklamalara atıfta bulunarak, şunları kaydeti:

"Beşer Esad'la bizim görüştüğümüz zamanlarda Suriye rejimini potansiyel bir risk olarak görüyorduk. Başbakanımız Hamas'ın seçimle işbaşına geldiği andan itibaren Arap baharının başlayacak olmasını tespit etti. Sayın Başbakanımız Suriye'nin risk ve sorun alanından çıkarmak için Esed'e demokratik çözümü önerdi. Suriye'li Kürtler'in haklarını, Arapların ve Türkmenler'in hakları içinde talepte bulundu. Herhangi bir pazarlıkla değil ilkesel bir duruşla hükümetimiz bu meseleye baktı."

Müzakere ve çözüm sürecinde en olumsuz söylemi Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) kullandığına vurgu yapan Çelik, "BDP Eş başkanlarının çok olumsuz açıklamaları oldu. Kendi partisinden yüksek sesle uyarı geldi. Sürece kim olumlu katkı veriyorsa olumlu bir iş yapmış olur. MHP'ye şu soruyu soralım: 'Sizin Türkiye'yi bu milli birlik ve kardeşlik projesi çerçevesi dışında bir projeniz var mı?' Bütün üslubunu Öcalan, Kandil kelimesini MHP Genel Başkanı'nın söyleminden çıkarın bir şey kalmaz. Tamamen korku ifade eden, pasifizm temelinde bir duruş sergiliyorlar" diye konuştu.

"MESELE TÜRK İLE KÜRT ARASINDA BİR BİLEK GÜREŞİ DEĞİL"

Çelik, MHP'nin tabanındaki vatandaşlara da seslenerek, şunları söyledi:

"MHP tabanındaki kardeşlerime net bir şekilde şunu söylemek isterim; devlet kendini tasfiye etmemiştir, millet kendini tasfiye etmemiştir. Devletin sorun çözmede kullandığı yöntemlerden bir tanesi kullanılmaktır. Burada meseleyi Türk-Kürt ikilemine sokmaya çalışanların değirmenine su taşımamak gerekir. Mesele Türk ile Kürt arasında bir bilek güreşi değildir."

Türkiye'nin kendi düzenini ve birlikte yaşama projesini kuvvetlendirdiği taktirde, bölünme ve tasfiye edilme korkusunun ortadan kalkacağını söyleyen Çelik, devletin vatandaşlarına tuzak ve pusu kurmayacağını, bunu eskiden devletin başına geçen çetelerin yaptığını iddia etti.

"CHP AVRUPA STANDARTLARINDA AŞIRI SAĞDIR"

Çelik, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ile ilgili görüşlerini ise şu şekilde anlattı:

"CHP kendisini Meclis'te anlatırken 'Biz cumhuriyeti kuran partiyiz' der orada kalır, ama cumhuriyet nasıl ayakta kalacak, nasıl güçlendirecek bir vizyonu yok, problem buradan kaynaklanıyor. CHP bir iç koalisyon gibi. İçinde ulusalcılar var, 'Dersimli kimliğimle gittiğim' diyenler var, çağdaş sosyal demokrasinin peşinden koşanlar var. CHP cumhuriyeti ayakta tutmak için demokrasiye destek verme konusundaki performansıyla değerlendirilmesi gereken parti. CHP'nin cumhuriyetin demokrasiyle taçlanması sınavlarında her zaman için engelleyici bir rol oynadığını gördüm. Milli birlik ve kardeşlik projesinde Meclis'te yaptığımız tartışmalarda, neredeyse süreci AK Parti'nin kapatılmasına zemin hazırlayacak şekilde sevk ve idare etmeye çalıştılar. CHP bugün büyük bir sınavdan geçiyor. Bugünün çağdaş koşullarında 'cumhuriyeti geleceğe nasıl taşıyacağız' konusunda hakikaten bırakın bizim eleştirilerimizi çağdaş sosyal demokrasilerin ölçüleri açısından değerlendirdiğimizde CHP sosyal demokrat parti gibi değil Avrupa standartlarında aşırı sağ parti gibi gözüküyor. Hüseyin Aygün bu ziyareti yaptığı için CHP'den ihraç edilsin mi, edilmesin mi, bu onların iç meselesi. CHP'yi temsil eden şey parti sözcüsünün yaptığı mıdır, Hüseyin Aygün'ün sözleri midir? CHP bize önce destek veriyor sonra en kritik anda iktidar partisinin nasıl zarar göreceğine dair açıklama yapıyorlar."

"DEMOKRATİK DÜZENİN DOĞUM BELGESİ YENİ ANAYASA"

Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir siyasal modeli niçin savunursunuz? Elde etmek istediğiniz hakları almak anlamında savunursunuz. Bugün Türkiye'deki demokratikleşme ivmesi çok daha büyük ve gerçekçi haklar sunmaktadır. Türkiye'nin eksikliği federasyon olmamasından değil demokratik standartların düşük olmasındandı. Şimdi demokratik hakların standartların yüksekliği istenilen haklardan çok daha geniş bir şey sağlıyor zaten. Türkiye'nin eski düzenine ait uygulamaları geride bırakacak, Türkiye'yi şimdikinden çok daha demokratik standartlara çivileyecek temel zemin anayasadır. Bu bir hukuk tartışması değil siyaset ve ahlak tartışmasıdır. Yetki millete mi aittir, yoksa başka kurumlar elinde midir? Türkiye hep ikincisini yaşadı. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu bir düzene geçmemiz gerekiyor. Bu düzenin doğum belgesi yeni anayasadır."

Bu haber 731 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,673 µs