En Sıcak Konular

Karalama kampanyası deşifre oldu!

12 Ocak 2013 19:58 tsi
Karalama kampanyası deşifre oldu! Cumhuriyet Gazetesi bugün okuyanların anlam veremediği bir habere imza atarak, 2011 yılında yayınlanan bir programı, üstelik yeniymiş gibi manşetine taşıdı.

Haberin konusu Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner 'di. Laçiner'in bir televizyon programında Alevilik ve Sünniliğe dair bazı sözleri, kendi iddiasına göre birtakım gazeteler ve CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş tarafından çarpıtılarak aksedilmiş, iftira, kendi ağzından çıkmayan bazı ifadalerle süslenmişti.

Söz konusu konuşmayı seyretmek için lütfen buraya tıklayın

27 Aralık 2011'de yayınlanan Açı programının tamamı

Ancak asıl ilginç durum, Laçiner'in sözkonusu olan 27 Aralık 2011 tarihli programındaki sözlerinin, Cumhuriyet Gazetesi tarafından sanki şimdi söylenmiş gibi manşete taşınmasıydı. Cumhuriyetin bu haberine dikkatli okuyucuları dahi şaşırırken Rektör Laçiner, son günlerde hakkında yazılan haberlere cevap vermek için bir basın toplantısı düzenledi.

Laçiner, 1 sene önce, 27 Aralık 2011 tarihinde yayınlanan televizyon programında, Ortadoğu'daki en büyük tehlikenin mezhepçilik olduğunu açıkça ifade ettiğini ve bu tehlikeye karşı Türk halkını uyardığını belirterek, "O programda Sünniler ile Şiiler arasında bir çatışma çıkarmak isteyenlerin kim olduğunu belirttim. Bazı Sünni aşırı grupların Şiiler hakkındaki yanlış görüşlerini tasvir etmek için nasıl düşündüklerini ifade ettim. Orada aşırı marjinal uçta yer alan bazı mezhepçi grupların Şiileri sapkın olarak gördüğünü, bunun doğru olmadığını hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlattım." dedi.

Bir gazetenin, bu görüşler sanki kendisininmiş gibi haber yaptığını vurgulayan Prof. Dr. Laçiner, yalanlamasına rağmen bazı gazeteler ve bir milletvekili tarafından tekrar gündeme getirilerek Alevilerin kendisine karşı cephe alması için propaganda malzemesi yapıldığını söyledi. Laçiner, kimler tarafından nasıl gündeme getirildiğini şöyle anlattı. "CHP Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, TBMM'de çıktı, yalan bir haberi bana iftira atarak, Meclis çatısı altında tüm Türkiye ile paylaştı. İnsanların bunun gerçekmiş gibi düşünmesini sağladı. Ergenekon davasında en çok üyeleri sanık konumunda bulunan İP'nin yayın organı Aydınlık Gazetesi de bir yıl boyunca, tüm yalanlamalarıma rağmen sanki ben Şii kardeşlerimiz hakkında olumsuz düşünüyormuşum gibi bir propaganda kampanyası gerçekleştirdi. Ayrıca Ortadoğu bölgesi için konuşulan cümleleri sanki Türkiye için konuşulmuş ve Alevi kardeşlerimizin de isimlerini sanki ben söylemişim gibi söze söz katarak kullandılar. Bugüne kadar da Alevi kardeşlerimizi benim aleyhimde kışkırtabilmek için ellerinde geleni yaptılar. Yalanlamış olmama ve üzerinden bir yıl geçmesine rağmen CHP Milletvekili Sarıbaş, geçen günlerde yeniden TBMM'nin kutsal çatısı altında bu yalanı, iftirayı tekrar etti. Onun ardından Aydınlık Gazetesi'nde Sabahattin Önkibar gibi karanlık bir kişi, bu yalan haberleri tekrar tekrar köşesinde, Ulusal Kanal'da ve internet ortamında yaydı."

'ALEVİ-SÜNNİ ÇATIŞMASI ÇIKARILMAK İSTENİYOR'

Saydıklarının bilinçli yapıldığını savunan Rektör Sedat Laçiner, karanlık kişilerin kendisi üzerinden Türkiye'de huzur ortamını bozarak Alevi-Sünni çatışması çıkarmak istediğini vurguladı: "Burada hedef ben değilim. Geçmişte oynanan kirli oyunlar, bugün birileri tarafından tekrarlanmak istenmektedir. Bugün de Cumhuriyet Gazetesi, yalanlamış olduğumuz bu kara propagandayı sanki gerçekmiş gibi, ağzımdan çıkmış cümlelermiş gibi Alevi kardeşlerimizle benim aramda kin, nefret, düşmanlık oluşturabilmek için manşetine taşıdı. Manşetinde yalan var, bunu bilerek yaptılar. Karalama suçuyla karşı karşıyayız. Bunun da ötesinde bir nefret suçu söz konusu. Burada yapılmak istenen şey çok açıktır. Sünniler ile Alevilerin arası açılmak istenmektedir. Bugüne kadar birçok yapay oyunlar nedeniyle birçok insanın canı yanmıştır. Burada açıklamak isterim, mezhebini bir kelime olsun ağzına almamış bir kişiyim. Hiçbir açıklamamda da inancım, mezhebim yer tutmamıştır. Hiçbir mezhep hakkında açıklama yapmamış biriyim. Ağzımdan çıkmayacağı gibi zihnimden de geçmez. Ben Cumhuriyet Gazetesi'ni, Aydınlık Gazetesi'ni kınıyorum. Pazartesi günü Cumhuriyet ve Aydınlık gazeteleriyle CHP Milletvekili Sarıbaş hakkında gerekli davaları açacağım."

Prof. Dr. Sedat Laçiner'in kamuoyuna duyurusu:

Yaklaşık 1 yıl önce TRT Haber kanalında katıldığım AÇI programında Ortadoğu’nun karşısındaki en büyük tehlikenin mezhepçilik olduğunu belirttim ve Türkiye kamuoyunu bu konuda dikkatli olmaya çağırdım.

Programda bazı Sünni mezhepçi grupların Şii olanları ne kadar yanlış tanıdığını tasvir ettim ve bu bakış açısını asla tasvip etmediğimi belirttim. Özellikle Mısır, Suudi Arabistan ve Kuveyt gibi bazı ülkelerde Şiilere karşı, başka dinlerden gelenlere karşı gösterilen hoşgörünün bile gösterilmediğini açık açık anlattım.

Ne yazık ki Sünnici, Vahabi vs. aşırı grupların Şiilere dönük görüşlerini eleştiren, Şiileri açıkça savunan  sözlerim 1 Ocak 2012 tarihinde Habertürk Gazetesi’nde “Caferiler Laçiner’i mahkemeye veriyor” başlıklı ve Iğdır merkezli çalışan Gökhan Artan imzalı haberde tam tersi şekilde verildi. Bu haberde şahsım mezhepçi, Şii düşmanı bir kişi olarak yansıtıldım ve bu mezhepten bir grup aleyhime kışkırtılmış oldu.

Aynı gün haberi de, iddiaları da açık bir dille yalanladım. Söylemediğim sözleri bana atfeden herkesi kınadım ve kamuoyu önünde açık bir şekilde özür dilemeye davet ettim.

Habertürk gazetesi tekzip (düzeltme) talebimi yayınlamadı, başvurduğum mahkeme de sebebi anlaşılamaz bir şekilde söylemediğim sözleri yasal yollardan yalanlamama talebimi reddetti. Muhabir Gökhan Artan telefonda benden özür diledi. Önce iftiraya inanan, ama daha sonra benim yalanlamamı görenler de telefon ederek özür dilediler.

Gazetenin ve mahkemenin bu konudaki tavırları gariptir ve insanın basın etiğine ve adalete olan inancını sarsacak niteliktedir. Ancak asıl garip olan söylemediğimi ilan ettiğim ve kayıtlarda aslı mevcut olan bir sözlerimin geçen 1 yıllık süreye rağmen çarpıtılmaya devam ettirilmesidir. İlk başta beni “Şii düşmanı” olarak yansıtmaya çalışan ve bu yolla Türkiye’de mezhep gerilimini beslemek isteyenler geçen 1 yıl boyunca buna “Alevi düşmanlığı”nı ve hatta Azerbaycanlı kardeşlerimizin mezhebinden hareketle “Azerbaycanlı düşmanlığı”nı da eklemeye kalkmışlardır.

Şiiler hakkında şahsıma mal edilen sözlerin benim görüşlerim ile zerre kadar alakası yoktur. Benim değil Şii ve Alevi kardeşlerimiz hakkında böylesine çirkin sözler söylemem, bu sözleri zihnimden geçirmem dahi mümkün değildir. Ben hayatı boyunca kendi mezhebini yakın arkadaşlarına dahi söylememiş bir kişiyim. Sadece Müslümanlara karşı değil, diğer dinlere ve hatta dinsizlere karşı da bugüne kadar inançları nedeniyle ne bir eleştirim, ne de bir kınamam söz konusu olmamıştır.

Benim mezhepler konusundaki duruşum yıllardır aynıdır. Mezhepçiliği Ortadoğu’daki en önemli fitne kaynağı olarak görürüm ve mezhepler arasında gerilim oluşturabilecek her türlü söz ve davranıştan kaçınırım.

O programdaki sözlerim de mezheplere hakaret etmek bir yana, tam tersine mezhepçi yaklaşımların ne kadar yanlış, ölümcül ve hatalı olduğuna dairdir.

Bu çerçevede bilerek ve isteyerek iftira atan karakteri zayıf, ahlak fukarası kişileri Allah’a havale ediyorum. Bana bilmeden iftira attığını daha sonra öğrendiği halde kamuoyu önünde özür dilemeyenlere ise hakkımı helal etmiyorum.

Böylesine ağır bir iftira ve karalamayı bilinçli olarak devam ettiren, her vesile ile bu yalanı yaymak için ellerinden gelen çabayı gösteren ve aralarında Sabahattin Önkibar gibi bağlantılarını hala anlayamadığım bazı kişileri ise Türk kamuoyuna, Alevi, Şii ve Sünni kardeşlerimize şikâyet ediyorum. Bu tür kişiler hakkında uyanık olunuz. Bizlerin kardeşliğine kast eden bu tür karanlık mihraklar bugün beni hedef almışsa başka bir gün bir başka kardeşimizi hedef alarak bizleri birbirimize düşürebilirler.

Benim Şiilerin veya Alevilerin cennete giremeyeceğine dair bir sözüm yoktur, hayatım boyunca olmamıştır. Kendisinin cennete girip girmeyeceğini dahi bilmeyen bir kişi olarak bu tür cümleler kuracak kadar cahil değilim.

Bu tür yalanları ortaya atanlar ve yayanlar hakkında hakkımı Türk mahmelerinde aramaya devam edeceğim. Aradan 1 yıl geçmiş olsa da bu yalan haberi başlatan Habertürk gazetesini de haberini düzeltmeye çağırıyorum. Ama bunlardan daha önemlisi linç edilmek istenen, Türk toplumunu mezheplere bölmek isteyenlerin oyununda araç haline dönüştürülmek istenen biri olarak Türk kamuoyunun sağduyusuna güveniyorum.

Kamuoyunun dikkatlerine saygılarımla sunarım

 
Prof. Dr. Sedat LAÇİNER
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü



Bu haber 2,312 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,587 µs